bildirgec.org

olasılık hakkında tüm yazılar

Poker Bir Kumar Mı, Yoksa Bir Spor Mu?

bionik amele | 21 January 2011 11:20

Bilindiği üzere poker ünlü bir iskambil oyunudur. Ve bu oyun tüm dünyada milyonlarca insanı kendisine çeker. Pokerin tüm dünyada en fazla para dönen şans oyunu olduğu söylenebilir, ancak pokerin gerçekten de bir şans oyunu mu, yoksa bir spor mu olduğu çok tartışılan bir konudur. Bu sorunun cevabı aslında belli gibi. Evet şans faktörü çok önemli ancak uzun vadede hep iyi oyuncular kazanır. Tıpkı tavlada olduğu gibi. Çok iyi zar atan biri bir kaç oyun kazanabilir ama kötü bir tavla oyuncusu genelde kaybetmeye mahkumdur. Pokerde de durum buna benzese de tavladan çok çok farklı bir oyundur poker. Sanş, tecrübe, önsezi, sabır, dayanıklılık, rakibi okuma ve rol yapma (yani blöf) iyi bir poker oyuncusunda olması gereken en önemli özelliklerdir.

Eski Adı “Şans”

Culture Orange | 03 November 2009 16:08

Zar olasılıkları
Zar olasılıkları

Hemen herkes şans kelimesini kullanır günlük yaşamda. Çok şanslı olmak isteyen bir hayli fazla insan var dünyada. Hatta adına oyun bile oynanıyor her ne kadar şansla oyun oynamak bazı tehlikeler barındırsada. Kısacası hiç vazgeçemiyoruz ya çıkarsa demekten.Şimdi durun;
Şansı unutun ve düşünün ki destedeki iskambil kağıtlarından kupa,karo,maça veya sinek as’ının size gelmesi belli sayısal değerlere bağlı olsun. Yani her şey belli sadece biraz düşünmek gerek. O aslar destede ise size 1/13 ihtimalle birisi gelecek demektir. 52 kağıt olduğuna göre en fazla 49. kağıdınız bir as olacaktır. [Elinizde biraz tutarsanız papaz düşebilir 🙂 ] Erken gelmesi durumunda ise heyecanlanmayın 2. as yolda demektir…Şans aslında tarih öncesi döneme kadar dayanan bir kelimedir. Olayların olma ihtimaline sayısal hesapla (cebir) ile uğraşanlar olasılık diğerleri ise biraz üşengeçlik yaparak şans derler. Olasılık hesabı adına yakışır bir şekilde ilk olarak şans ve kumar oyunlarında canlandırıldı. 16. ve 17. asırlarda, şans oyunları özellikle zengin şahıslar arasında yaygındı. Haliyle olasılık gerektiren pek çok sorular zamanın çok iyi bilinen matematikçilerinden Cardano,Pascal,Fermat,Leibnitz ve Bernoulli’ye mektupla sorulurdu.(Poker esnasında Fermat’a mektup yazıp rakibin elinin benimkinden iyi olup olmadığını sormak pek kullanışlı gibi gözükmüyor 🙂 )Bu oyunlar para atmayı, kart çekmeyi, zar atışını ve çoğu kez karışık kural gruplarını içine alırdı. Kumarcılar kazanmalarını en yüksek düzeye çıkarmak için gereksindikleri en iyi stratejiyi kullanmayı arzu ettiler. Bu öncü problemlere ve çözümlerine,uygulama bakımından hala ilgi duyulmaktadır.
Şimdide biraz gelişim sürecinden bahsedelim;

Olasılık kuramına katkısı bulunanlar arasında Stirling, Bayes, Daniel, Bernoulli, Simpson, D’Alembert, Lagrange, Buffon ve Condorcet’i sayabiliriz. Her ne kadar istatistik denilen hadise olasılığın doğal büyümesi ise de onun geliştirilmesi ilk olasılıkçılar tarafından görmezlikten gelindi. İstatistik 19. asrın sonlarına kadar kandi dogrultusunda bir disiplin olarak düşünüldü. İstatistiğin ilk olarak geliştirilmesinde en şöhretli bilim adamları Karl Pearson ve R.A. Fisher olmuşlardır. İstatistiğin gelişimi için öncülerin çoğu matematikten başka biyoloji ve ziraat gibi alanlardan gelmişlerdir. Matematiksel istatistik denilen istatistik kuramının büyümesi, uygulamalı istatistikte kullanılan teknik ve araçların gelişimine paraleldi. Gerçekten bazı teknikler matematikçi olmayanlarca geliştirildi. İlk olarak sezgiye dayanarak kullanıldı ve sonraları onların kullandığı yöntemlerin doğruluğu kuramda saptandı.

Mantığınız Elverirse…

SuBirikintisi | 05 April 2009 18:45

Mantık, bir şeyi yapmak için ortaya konan rasyonel çözümler ya da muhakemeler olarak tanımlanabilir. Ya da bir şeyi açıklamak için kullanılabilecek yöntem olarak tanımlanabilir. Sözlük anlamı olarak genelde bu şekilde karşımıza çıkan “mantık” kelimesi genel anlamıyla bir işi yaparken rasyonel olarak düşünmektir.

Mantık denince akla gelen bir diğer şey de satrançtır.
Mantık denince akla gelen bir diğer şey de satrançtır.

Mantığı bu şekilde kısaca açıklamaya çalıştıktan sonra şimdi asıl bahsetmek istediğim noktaya geliyorum. Mantık ve olasılık. Olasılık adı üstünde bir durumun sonucunda ortaya çıkabilecek olası sonuçlardır. Peki, bu mantıkla nasıl bağdaştırılabilir?

SİHİRLİ KÜRE

biSGen | 27 January 2009 17:09

linke tıklayın.. Karşınıza bir küre çıkacak.. Bu küreye bakarak, aklınızdan iki basamaklı bir sayi düşünün/tutun… örneğin; 34.. Onlar ve birler basamaklarındaki sayıları toplayın ve bu düşündüğünüz sayıdan çıkarın… Örneğin : 34’ü aklınızda tuttunuz, sonra 3+4=7, 34-7=27 şimdi bu sayınınn yanındaki sembole bakın ve bu sembolü aklınızda tutun.. Sonra sihirli küreye tıklayın..
Bu nasıl oluyor anlamadım ben!?!

Sembolunuz karşınızda.. inanılacak gibi değil

Pascal ve Hz. Ali

akiladam | 14 November 2007 23:40

Blaise Pascal (1623 - 1662)

Hz.Ali’ye ait meşhur kıssayı çoğu kimse bilir. O yüzden kısaca özetleyeyim; İnançsız bir kişi gelerek Hz.Ali’ye ölümden sonra bir hayatın olmaması durumunda inanaların yaptıklarının hepsinin boş olduğu üzerine uzun bir söylev verir. Hz.Ali sessizce dinledikten sonra da o ünlü cevabını verir:

Ya varsa!

Hz.Ali gibi düşünen başkalarının da olduğunu biliyordum ama bunlardan birinin de kendi adı ile anılan Pascal Üçgeni’ni ve Olasılık Teorosi’ni (diğer adı Beklenen Değer Teorisi) bulan ve aritmetik işlemlerini mekanik olarak yapan bir hesap makinesini icat eden ünlü Fransız matematikçi Blaise Pascal olduğunu bilmiyordum. Üstelikte belki inanmayacaksınız ama inanma gerekliliğini matematiksel olarak kanıtlamış.
Son zamanların bestseller kitaplarından Olasılıksız’da yazar Adam FAWER roman kahramanı Caine’in ağzından bunu şöyle anlatır;

Gül Kokusu

pillibebekkuyuda | 19 October 2007 10:59

Davet edildiğim yemekte tam karşımda oturuyordu. Masada bulunanlardan hiçbirini tanımıyordum ama orada olmak zorundaydım.Ravel in Bolero su, ne güzel çalıyordu. Bütün gece başkalarını da izliyor olsam, tam karşımda oturduğu için ister istemez gözlerimiz buluşuyor, sonra birbirleri tarafından geri itiliyorlardı..İstemeden birinin bakışlarıyla buluştuğumda gereğinden çok gözlerimi kırpmam en belirgin özelliğimdi. Evet, bir kez daha buluştuk, bu kez gülümsedik birbirimize.

-Sıkılıyor musun ? dedi.

Olasılıkla Pi Hesaplamak – Buffon’un İğne Problemi

spinodal | 23 July 2007 14:03

Pi’nin basamaklarında yinelenen sayılar ve kendini çizdiren formül yazılarından anlaşılıyor ki hafif camiasında matematiğe, matematik dünyasındaki ilginçliklere benim gibi ilgi duyan az insan yokmuş. Buyrun o zaman; yine konumuz matematik.

Yanyana çakılmış eşit genişlikte tahta parçalarından oluşan ahşap bir masa düşünün. Bu masanın üzerine, belirli bir yükseklikten bir iğne bırakın. İğne tahtalar arasındaki çizgileri kesen bir pozisyonda mı düştü, yoksa hiçbir çizgiye dokunmuyor mu? Bir tane daha atın. Bu sefer ne oldu? İki durumdan birinin olma olasılığı nelere bağlı? Bu deney doğa bilimcisi, matematikçi Georges-Louis Leclerc, Comte de Buffon‘un aklına 18. yüzyılda takılmış. Kendisi olasılık teorisi konularına türev ve integrali sokmuş ve olasılık teorisi üzerine oldukça fazla kafa yormuş bir aydınlanma dönemi bilim adamı. Buffon’dan daha sonra biraz bahsedeceğiz; önce şu deneye dönelim. Buffon’un İğne Problemi: “l” uzunluğunda bir iğne, aralarında “t” birim uzaklık olan paralel çizgilerden oluşan bir zemine düştüğünde çizgilerden birini kesme olasılığı nedir? Birçoğumuz metematikçi değiliz ama yine de şöyle biraz kafa yorarsak bu problem bizi ilginç bir noktaya götürüyor.

Durumun gösterimi
Durumun gösterimi

İğnenin çizgileri kesme olasılığı iğnenin orta noktasının en yakın çizgiye olan uzaklığı ve iğnenin çizgilerle oluşturduğu açıya bağlıdır. Çok sayıda iğne attığınızda kaç iğnenin çizgileri keseceğini de hesaplamak isterseniz, biraz türev biraz integral (çözüm detayı için şuraya bakılabilir) sonucunda ortaya iğne uzunluğu, çizgiler arasındaki uzaklık, atılan toplam iğne sayısı, çizgileri kesen iğne sayısı ve bizim ünlü pi sayısını içeren bir sonuç formülü çıkar (pi’nin bağlantısı açıdan kaynaklanır). İğnenin uzunluğunu ve çizgiler arasındaki uzaklığı bildiğinizde, pi’yi hesaplamak için geriye çizgilere doğru çok sayıda iğne atıp kaçının çizgileri kestiğine göz atmak kalır. (n adet iğne bırakırsak ve h kadarı çizgileri keserse)

pi hesaplamanın bir yolu
pi hesaplamanın bir yolu

Evet, bu olasılık probleminin ilginç yanı bu: pi sayısının değerini bulmanın olasılık kullanılan bir yöntemi olması.

ateist görünmek

emrouisen | 13 January 2007 20:03

insanların ateist görünmesi ile ateist olması gerçekten farklı bir olgudur. kendi ruhunun gücüne inanarak geleceğin kendi ellerinde olduğuna inanarak yaşayan kişi, gerçekten de inanan biri olduğunun tek ispatıdır. bu insanın tanrıyı inkar etmesi birşeyi değiştirmez. onun kendine koyduğu etiket ne olursa olsun o önce gelecekteki seçimi öngörerek olmasını arzulayan buna inanan biridir. çünkü yaptığı şey gelecekteki tüm olasılıklardan herhangi bir olasılığı kendine idealize edip bunu kendine seçmektir. hatta bunu başaramayacak olup olmaması da önemli değil önemli olan sadece buna inanmasıdır.öte yandan kişiselleştirilmiş tanrı yada allah ismini telaffuz ederek hep o kim yarattı öznesini yükleme sorarak inandığını söyleyip hep o kaderine boyun eğen, kendi seçimlerini yapmaktan aciz, korkan insanlar ateist olmalıdır. onların da isteklerini gerçekleştirmeleri için daha fazla toplumun kaanatine ihtiyaç duyarlar. toplumdaki bireylerin hep kendi kanaatlarını birbirlerine kullandırarak inanmaları birşeyi başarabilmeyi sağlayacağı kadar engelleyebileceği de bir gerçektir. bugüne kadar gelmiş geçmiş tüm toplumlar kendi isteği yada zorla bir dine bir millete ait olmaya zorlanmış olabilir. çünkü yaşamaları için gerekli bir kabul olmalıdır. ama hep yalandır çünkü bize uygun düştüğü halde öğretilere ters düşen birşeyler varsa ona uyarak kendi inandığın değerlerin ideallerin yok olması gerekebilir. bu haliyle toplumsal sorun haline geldiğinde ise farklı bir din ve millet doğması kaçınılmazdır. bu yüzden din ve millet kavramlarında bilinçaltımıza işleyen tek olgu o din veya milletin sonsuza kadar var olacağıdır.