bildirgec.org

mesele hakkında tüm yazılar

İKTİSADİ/EKONOMİK SORUN/MESELE/PROBLEM

reddear | 11 May 2011 10:58

Kavramlar, kavramlara uygun gerçeklikleri anlatmalıdır. Gerçekliği anlatan bir tanım ve bu tanımı içeren bir kavram varsa bu gerçeklikte gözlemlenebilmelidir.

Bir kavram kullanıldığında, kavramın anlatımına uygun gerçekliğin var olması gerekir. Aksi takdirde kavramla gerçeklik arasında bir uyumsuzluk söz konusu olur. Gerçek dünyayı manalandırmanın akla ve bilince yansıtmanın şartı ifade edilene değil gerçek dünyaya bakmaktan geçer. Söylenene değil söylenenin işaret ettiği gerçekliğe bakmak anlamanın şartıdır.

Ateş

Chat Noir 1 | 12 February 2011 14:12

Tenindeki sıcaklığı tenimde hissedebilmek,
İşte bütün mesele bu.
Gözlerimdeki ateşi beynine işlemek,
İşte bütün mesele bu.
Sensizliğimdeki sessizliği sana hissettirebilmek,
İşte bütün mesele bu.
Düşüncelerimdeki yasakları aşarak sana ulaşabilmek,
İşte bütün mesele bu.
Sorgusuz sualsiz seni sana sevdirmek,
İşte bütün mesele bu.
Seni sevdiğimi sana söyleyebilmek,
İşte bütün mesele bu.

Güliz Ardilli / İstanbul / 10 Ekim 1997 1:25

blogger olmak yada blogger kalmak… işte bütün mesele bu…

firatocal | 12 August 2010 11:14

blogger olmaya karar vermek zor bir seçim zannederdim… meğer blogger olarak kalmaya karar vermek asıl zor olanıymış… onca koşunmaca arasında yazmaya fırsat bulmak inanılmaz derecede güç bir beceri… işi sadece yazmak olanlar çok şanslı… tüm dünya parmaklarının ucunda ve klavyesinin yada kağıdının başına oturduğunda onu oradan söküp alabilecek , yazmaktan vazgeçirebilecek tek dişi kalmış hiç bir canavarı yok…

sadece yazılarımı bloglarıma ve siteme girebilmek için hergün nasıl mücadeleler verdiğimi anlatsam bizimle dalga geçiyor diye kimsecikler beni okumaz ve dinlemez…

okullar açık olduğunda sabahın 7 sinde başlayan eğitmenlik maceramın akşam 5 buçağa kadar beni esir eden koşturmacası yetmiyormuş gibi , evdeki sevgili ailemi memnun etmeye çalışma telaşım üstüne kreması oluyor mücadelemin…

maddi kaygılar sebebiyle her ek gelir getiren vakit öldürücü işlere el atmamı geçtim , hafta sonlarında eşimi ve çocuğumu gezdirme yada yatılı bölge okulunda nöbet tutma veya evde kalıp birazcık internetimle haşır neşir olma arasında seçim yapmak alacağım kararların en zoru oluyor hep…

şimdilerde ise tatil koşunması çıktı başıma… genelde yazılarımı internete girebilme işimi herkesin uyuduğu çok geç saatlerde , yada ne bileyim sevgili bebeciğim Rüzgar ‘ ımın dinlendiği öğle civarı yaratabildiğim huzur anlarında gerçekleştirebiliyorum…

Benim Hikayem

Thing | 27 July 2009 09:25

Çoktandır göremediğim denizi gördüm birkaç gün önce, öğleden sonraydı ve yorgundum. Özlediğim bir şeyi görmekten ne kadar mutlu olduğumu anladım. Yerine hiçbir şeyin konulamayacağı bir mutluluk. Bir sevgili ile yaşanandan farklı, anne ile yaşanandan farklı, babaya sarılmaktan farklı, evladını öpmekten daha farklı bir mutluluk. Özlediğim şeyleri düşünürken aslında o anları yaşarken ileride özlenecek olma ihtimallerini hiç düşünmediğimi fark ettim.

Kurşun kalemle duvarlara resimler yapmaktan çok mutlu olurdum çocukken, sonunda mutlaka ceza alırdım resmi yaptığım duvar her kiminse ondan. Ancak başkasının öfkesi mutluluğumu bozamazdı hiç. Benim mutluluğumdan başkasının üzülmesi çok ileriki yıllarda ayrı bir sıkıntı olmaya başladı içimde. Buna vicdan da diyebiliriz aslında. Biraz daha sonraki yıllarda aslında mutluluğumdan rahatsız olanların aynı mutluluğu yaşamadıklarını her nedense yaşayamadıklarını fark ettim.

Mesut Barzani

necronamber | 09 April 2007 20:48

şu aralar yazılı ve görsel basın Mesut Barzaniyi konuşuyor. Gündem deki bu haberler insanı iyice çileden çıkarıyor. Ben kendi adıma artık Kuzey Irak’a değil ırak’a girelim diyorum. Şu şerefsizlerin çatılarını başlarına yıkma vakti geldi hata geçiyor.

uzlaşma kültürü

neoturk | 23 November 2006 23:07

uzlaşma benim anladığım kadarıyla bir miktar olduğun yerden ayrılıp ortada buluşmak değil midir ?
bu cumhurbaşkanı seçimleri meselesinde hep bir kesimden taviz bekleniyor ve uzlaşma deniyor
yaw niye hep bizim eşşek köprü altına gidiyor
biri bana anlatsın 🙂
banada anlatın yaaa! (konuk sanatçı)

DEVECİYAN

spongebobsquarepants | 13 October 2006 12:15

Deveciyan kimdir? Fransız Ulusal Meclisinden dünkü soykıram yazısını geçiren parlementer bunu biliyoruz.
İşin aslı Deveciyan aslında eski bir vatandaşımızdır. Dedesi Osmanlı zamanında İstanbul balık hali müdürüdür. Babasıda Türk vatandaşıdır eskiden. Şimdi baba Deveciyan bir gün oğluyla Fransa’ya gidiyor. Ülkemizden çıkarken pasaportuna tekrar Türkiye’ye geri dönemez diye kırmızı damga vruluyor. baba Reveciyan Fransız vatandaşlığını inatla kabul etmiyor; ben Türk vatandaşıyım bununla gurur duyuyorum ve öyle öleceğim diyor. Ve vatansız olarak Fransa’da can veriyor. Oğul Deveciyan’sa tam bir fanatik, Asala avukatı, Fransız parlementer olarak karşımıza çıkıyor. Kendisine göre babasına yapılan haksızlığın intikamını almak amacı.
Oysa insan üzülüyor. Sayın Ermeni Patriği ne güzel açkılama yaptı; bu yasayı kınıyorum, Türklerle tarihi bağlarımız var bu Fransayı ilgilendirmez diyerek.
Ben diyorum ki Ermeni vatandaşlarımızla hiçbir sorunumuz yoktur. Fransa eskiden yaptığını yine yapmakta ve olayı manipule etmektedir.