bildirgec.org

mektup hakkında tüm yazılar

POSTCN01 Mektup Sayacı

d o g u h a n | 22 January 2010 14:57

Posta kutunuza gelen yeni bir mektup veya paketi anında öğrenmenizi sağlayan POSTCN01 adındaki bu ürün sayesinde posta kutusuna kadar gidip bakmanıza gerek kalmayacak. Bunu ufak dijital bir ekran sayesinde gerçekleştiriyor. Bu ekran kablosuz olup sinyallerle çalışıyor. Ürün fiyatı 55 dolar.

kaynak= POSTCN01, Mektup Sayacı

İL MARE’ME MEKTUP…

admin | 09 December 2009 00:31

Sevgili,yaşlanmış İl Mare,aşağıda 08.12.2009 tarihli güne uyanış ve kahvaltı ediş sürecin yer almakta…Miniksin çok daha,hadi muhtemelen numarası artmış gözlüklerinle okumaya başla:))Son paragraflardaki öğütlerimi de sakın gözardı etme…

Öhöömm…

bak,sen çekmişsin bu eli de,sırf yaşlanmış diye...
bak,sen çekmişsin bu eli de,sırf yaşlanmış diye…

Neşeli bir şarkıyı dudaklarla arkadaş etmek hayatın diğer yarısı..
Hiç aramayın nereye gitti diye kalanııı….

BUSBECQ ve HOLLANDA LALELERİ

admin | 03 December 2009 10:56

Osmanlı İmparatorluğu’ndan başlayarak, ülkemize yapılan yolculuklar, yazarların ve serüvencilerin”Doğunun gizemi” merakı değildir. Ülkemizde çeşitli resmi görevlerde bulunan, diplomatik kimlik taşıyan kişiler de devletin yakın çevresinde ve ülkenin kalanı üzerinde, farklı bakış açılarıyla gözlemler yapmışlardır. Bunlardan biri de Oliger Ghiselin Busbecq’dir. 1554-1562 yılları arasında Avusturya’nın Osmanlı İmparatorluğu elçisidir.

Osmanlı Devleti ile Avusturya arasında süregelen çekişme, Macaristan’daki taht kavgasına dayanır. I. Viyana Kuşatması ardından iyice bozulmuş olan ilişkileri onarmak, kalıcı bir barış sağlamak için yedi yıl boyunca çaba harcamıştır.

ARTIK KİMSE MEKTUP YAZMIYOR MU?

kahvekokusu | 26 October 2009 10:37

Kâğıt ve kalemin aşkından doğan sözcüklerin arz-ı halimizi anlatmaya yönelik haberleşme aracına dönüşmesinin üstünden seneler geçti. Gurbete giden, askere giden, başka memlekete gelin giden, okumaya giden, Almanya’ya çalışmaya giden yani hep giden, uzaklaşan bedenlerin sılaya ruhani yakınlaşmasıydı o satırlar.
Sevgili, biricik, değerli, gibi bir hitapla başlar, selam eder ellerinden ya da gözlerinden öperim gibi bir sonla biterdi. Neden hiç “merhaba” diye başlamadık acaba mektuplara? Ya da bye, görüşürüz, hoş kal diye neden bitirmedik?

İYİ Kİ YAZI İCAT EDİLMİŞ !

antiemperyal | 10 October 2009 15:41

C.Eren ÇELİKBoşuna demiyoruz kardeşim “Eller gider Mersin’e biz gideriz tersine” diye…

Bütün Dünya, 3G teknolojisine geçmiş, görüntülü konuşma devri başlamış, yakında neredeyse karşılıklı hologramlarla konuşulacak, biz “mektuplaşıyoruz”.

Yahu Başbakanımızın şair ruhlu olduğunu bilirdik de nostaljiyi bu kadar sevdiğini bilmezdik. Halbuki o ne ince ruhlu, o ne kibar, o ne ince bir tavır öyle…

Koskoca Başbakanımız, hem de “Kasımpaşalı” Başbakanımız almış eline kağıdı kalemi, ana muhalefet partisi liderine “mektup yazmış”. Merak ediyorum içine kurutulmuş gül falan da serpiştirmiş midir acaba ?

taş parçaları için küçük, masum bir teşekkür

kahramancayirli | 06 October 2009 16:22

taş parçaları için küçük, masum bir teşekkür

sevgili Birhan Keskin,

Taş parçalarınızla uyudum uyandım çok. Kim Bağışlayacak Beni ve Ba’daki şiirlerinize elbette hayrandım, hayranım ama Y’ol içindeki Taş Parçaları, fena yer etti içime. O dizeleri koynumda tuttum, ceplerime doldurdum, öyle gezindim deniz şehirlerinde. Su’ya baktım, taş parçalarını okudum, okudum su oldum. Gündüz oldu gece oldu, pek hareket etmedim. Çok derinlerimde yer ettiler hakikaten. Durup durup yeniden okudum. İnsanlara, dağa, ovaya, göğe baktıkça daha da kıymetini bilir oldum. Hiç bilmediğim bir kentte bomboş bir oda beklerken içi doldurulsun diye; ilk hayâlim yayınevinizden kitabınız ve posterlerinizi istemek. Tavanım ve dört duvarım da taş parçalarıyla d’olacak. Nefesim, sözüm yettiğince başkalarına anlatıp kendi elimle hediye edeceğim şiir kitaplarınızı, tabii ay’ın karanlık yüzünde biraz da kıskanarak. İnsan şairini, şiirini bölüşmek istemeyebiliyor bazen.

bir mektup

massay | 23 September 2009 09:44

VICTOR HUGO’ DAN
LEONIE BIARD’ A
Cumartesi- sabah saat 03.00
Eve şimdi geldim. Mektubunu aldım. Bugünkü bakışların, bu güzel mektubun habercisiydi. Bugün ne kadar güzeldin, Tuilleries’nin bahçesinde, ilkbahar gökyüzünde, yeşil ağaçların altında ve başındaki leylaklarla. Bütün doğa çevrende bir şenlik havasındaydı. Görüyor musun meleğim, ağaçlar ve çiçekler, seni tanıyor ve selamlıyorlar. Benim kalbimin kraliçesi olduğun gibi, bu hayatı renklendiren bütün güzelliklerin de kraliçesisin.

Evet, bu zarif, tatlı, nefis mektubunu o güzel gözlerinden okumuştum ve bu akşam, büyük bir mutlulukla yeniden okuyorum. Kaleminden dökülen o güzel kelimeleri, o tapılmaya değer olan bakışların söylüyorlar ve beni büyüleyerek başımı döndürüyorlar.

hazır aşk mektubu!

biSGen | 21 July 2009 23:16

olmaz diyordum ama yine yanıldım!
sevgilinize, eşinize sevginizi ifade etmekte sıkıntı mı çekiyorsunuz?
düşünüyor, hissediyor ama yazamıyor musunuz? buyrun burdan yakın, şu formu doldurak hazır aşk mektubunu oluşturun.