taş parçaları için küçük, masum bir teşekkür
sevgili Birhan Keskin,Taş parçalarınızla uyudum uyandım çok. Kim Bağışlayacak Beni ve Ba’daki şiirlerinize elbette hayrandım, hayranım ama Y’ol içindeki Taş Parçaları, fena yer etti içime. O dizeleri koynumda tuttum, ceplerime doldurdum, öyle gezindim deniz şehirlerinde. Su’ya baktım, taş parçalarını okudum, okudum su oldum. Gündüz oldu gece oldu, pek hareket etmedim. Çok derinlerimde yer ettiler hakikaten. Durup durup yeniden okudum. İnsanlara, dağa, ovaya, göğe baktıkça daha da kıymetini bilir oldum. Hiç bilmediğim bir kentte bomboş bir oda beklerken içi doldurulsun diye; ilk hayâlim yayınevinizden kitabınız ve posterlerinizi istemek. Tavanım ve dört duvarım da taş parçalarıyla d’olacak. Nefesim, sözüm yettiğince başkalarına anlatıp kendi elimle hediye edeceğim şiir kitaplarınızı, tabii ay’ın karanlık yüzünde biraz da kıskanarak. İnsan şairini, şiirini bölüşmek istemeyebiliyor bazen.Tekrar tekrar okudukça, hatta her bakışımda başka başka derinlikler hissediyorum, okundukça dibe inen şiirler yazabilmek, ne güzel. Dizelerinizden içime sızanlar bir an olsun peşimi bırakmıyor, yükseklerde oturamıyorum, yatamıyorum, yer yataklarında avunmaya çalışıyorum. Bazen hafifletiyor sözcükleriniz, ağır geliyor kimi zaman da, kaldıramıyorum.Öykülerden, romanlardan filmler çekiyorlar madem, şiirlerin niye boynu bükük kalsın? Hoş, böyle bir ihtimal olsa bile, asla kabul etmeyeceğinizi düşünüyorum. Kimsenin bir an, bir satır daha görünmek adına yapmadığı kepazeliğin kalmadığı bu çağda, bunca şey anlatmak için hep susmayı, geride durmayı, sabretmeyi seçen bir ozan olarak, asla kabul etmezsiniz. Sıradan bir okur hayâli, işte. Çok üzerinde durmamak gerek.Lafı çok uzatmamalı
Her valizimde, sırt çantamda değişmez, egemen bir yeri var, taş parçalarınızın. Onlardan daha iyi y’ol arkadaşlarım sanırım hiçbir zaman olmayacak. Birlikte yaş alıp, büyüdüğümüzü fark edeceğiz. Okundukça olgunlaşan dizelerden onlar, seziyorum.Seziyorum ve bekliyorum. Yeni dizelerinizi elbette. Arada bir görünürsünüz belki diye tomar tomar edebiyat dergilerine bakınıyorum. Vesilesiyle ben de susmayı, geride durmayı ve sabretmeyi öğrenmeye çalışıyorum. Ve bekliyorum… Taş parçalarının akraba dizeleri doğar belki bir gün, belli mi olur?Taş parçaları için yüzde yüz güzel cümleler kurarsam, madalyonun öbür yüzü eksik kalır. Okuduğumda kaya gibi sert ve ağır, mideme oturduğu da oluyor. Sindiremiyorum. Kusacak gibi oluyorum, gözlerime kadar çıkıyorlar, sonra neyse ki sakinleşiyorum. Belki de “Ba”yı karıştırmam gerek bu gibi zamanlarda.Böyle işte. Lâfı çok uzatmamalı. Madem şiir, şair ekonomik, sade, duru ve derin. Taş parçaları için kaleme aldığım bu küçük, masum teşekkür yazısı haddini aşmadan son bulmalı. Susmalı. Sustum.Kahraman ÇayırlıKim Bağışlayacak Beni, Ba ve Y’ol Birhan Keskin’in Metis Yayınları’ndan yayımlanan şiir kitaplarıdır. Taş Parçaları, şairin son şiir kitabı Y’ol’un içerisinde yer alan uzun şiiridir.
yorumlar
bu yazıyı kendisine de gönderdiniz mi, merak ettim.
dünya ne ki sevgilim?benim sana yaptığım kubbe yanında.düşsün, olsun, bırak,içinde yıldızlar patlıyor.kolaydır inanmak kadar inanmamak da.ister sal kendini dünyaya, ister kal yanımdaher şeyden öte öyle sevdim ki ben seniyoluna baş koymak diyoruzbiz barbarlar buna.
hayır göndermedim ama bir gün nasılsa okur diye düşünüyorum.
bilmem belki de..
yani aslında bu tür metinlerin yayımlanmaması daha güzel belki ama.
bir de ”masum bir teşekkür” nasıl oluyor onu anlamadım
evet komik geldi bana da şimdi. yazarken öyle hissetmişim demek.
seda sayan marketing ne yahu?
marketing firmasının adı olsa gerek
doğru ya kadın en son sabah programında halı yıkama makinesi mi ne pazarlıyordu.
birhan keskin’den sayende nefret ettim, kahraman.bu mektubu bize yazacağına birhan keskin’e yollasana. bizim günahımız ne?
dediydim ben
hakkaten demişsin. büyük adamsın. pek etkin olmamış. ikinci darbeyle kahraman yere serilebilir.
kahramana vız gelir bunlar, küllerinden yeniden doğar o, hayır denedik biliyoruz, o bakımdan
“kahramanı vazgeçirmek atomu parçalamaktan daha zor.”Onnupro 2009
kaşe.
eylülde 20 gün kadar yazmadan durdum sonra yine kendimi tutamadım
kusura bakmayın nevdalist..
yazmadığım günler mi güzeldi:(:(
dört muazzam şiiri için. birhan keskin’i seviniz.