bildirgec.org

karınca hakkında tüm yazılar

KARINCANIN SAHİBİNİ UNUTMA?

keremx | 09 October 2008 15:29

KARINCAYI UNUTMA
KARINCAYI UNUTMA

KARINCANIN SAHİBİNİ UNUTMA!…

Hükümdarın biri kaybettiği savaşta tutsak olur ve hapse düşer. Demir parmaklıklar ardında umudunu yitirir.

Böyle umutsuz bir zindan gününde, duvara boş boş bakan gözlerine, bir karınca takılır. Zindanı bir buğday tanesi ve bir karınca ile paylaştığını fark eder o an. O andan sonra gözlerini hiç ayırmaz karıncadan. Karıncayla konuşur, dertleşir. Karınca ise hiç oralı olmaz. İşine bakar karınca. Kendinden kat kat büyük bir buğday tanesini yuvasına ulaştırmak için her gün çabalar durur.

Akkavaklar

pilli pati | 19 August 2008 00:26

Burnumun 5 cm ötesinde başlayan çimlerin arasından günlük telaşına dalmış bir karıncayı izliyorum. Onun telaşta olduğunu düşünen şu yakınlardaki tek salak yaratık ben olabilirim. Hala şehir yorgunluğunu üzerimden atamamış olmanın etkileri bunlar… Altında uzandığım çam ağacına doğru kafamı kaldırıp bakıyorum. Sanki düşüncelerimi okumuşçasına belki biraz muzip gülümsüyor. Ne kadar sığ düşündüğümü anlatıyor, sessiz duruşuyla… Doğanın muhteşem nitelikteki planını göremeyecek kadar kendime ve günlük telaşlarıma düşmüş olmamı ayıplıyor, herhalde… Bir olmanın anlamını anlatmaya çalışıyor. “Mesela” diyor sessizce, “bak birazdan uzaklardaki akkavakları okşayan rüzgar iğne yapraklarımın arasından geçecek; hatta senin omuzlarını, açıkta bıraktığın sırtını yalayacak usulca ve beraber bir olmanın tadına varacağız” diyor. Hep sessizce diyor bütün bunları.

cinayet

mengu yincge | 20 July 2008 12:11

karınca
karınca

Eksilerimi okuyordum bir gece şimdi. Benden önce ve sonra yazılmışlarda. Kitaplar, not defterim bilgisayarımda akan yazılar, yarım kalmış okumalar yazmalar, müsvetteler soğumuş kahvem buzları erimiş su. Dağınıklıkta düzenim vardı da annem “ne dağınıksın” derdi. Bir arkadaşım da “aman kararsız olma” demişti dağınıklığıma bakıp. Hiç yoktan karar vermiştim şiir yazmaya. Taa ne zamandan desem kendime yuf derim. Hedef belliydi sebep yek. Geçelim. Çalan şarkı yoktu. Müzik dinlemek isteyerek oturmuştum bilgisayarın başına da dalmış gitmiştim açılan pencerelere ve odamın penceresinden süzülen rüzgarda çevrilen sayfalara.

Eskilerimi okuyordum. “Hatalarım tarih olup da tekrar etmesin” dilemişim. Nerede okumuştum da “tekerrür eden tarih değil hatalardır” diye ve bir duaya çevirmiştim bunu kendimce. Peh! (neysem artık). Birinci katta oturuyorum villa tipi bir malikhanede. Yalan!
Birinci katta oturuyorum.
Rüzgarda perde dalgalandı soğumuş kahve bardağıma dolanacaktı. Hemen çektim perdeyi kenara. Bu vakitte kim benim şu pejmurde halime bakacaktı.

The Ant Bully / Bitirim Karınca [2006]

brum | 24 May 2008 14:00

The Ant Bully
The Ant Bully

Film küçük bir çocuğun arkadaşları tarafından istenmemesine tepki olarak evinin bahçesindeki karınca yuvasını yok etme çabaları ile başlıyor. Ancak bir gece de yok etmeye uraştığı karınca yuvasının büyücüsü (bilim adamı) tarafından kurulan bir komplo ile hayatı değişiyor ve karınca düyasına adım atıyor. Özellikle çocukların gözlerini kırpmadan izleyeceğini ve çok önemli dersler çıkaracağını düşünüyorum. Tabi ki büyükler de bu animasyondan dersler alacaktır.

Roomba Haşere Robotu

Makadakal | 04 April 2008 18:00

Evlerde en büyük sorunlardan biri haşerelerin varlığıdır. Böcek ilaçları ve çeşitli yöntemler sorunu çözmeye yetmeyebilir. Roomba haşere robotuyla evde ya da kullandığınız yerde haşerelerde kurtulmak çok basit. Bu robot otomatik olarak algıladığı haşereleri yok eder. Bilgi için

ÖZGÜRLÜĞÜ YAŞAMAK

teacher07 | 01 April 2008 01:12

Bir çalı dbinde dünyaya geldiysen eğer…
Dağ yoncalarının kokusu dolduysa ilk nefesinle
ciğerlerine…Deve dikenleri arasında emeklediysen…
Ağaç dalından at bindiysen çayırlarda…Ormanı,kuşları, domuzu, ayıyı tanıdıysan. Tavşanı gördüysen ymuşacık.Kuyruk
savuran tilkiyi tanıdıysan.Binbir çeşit çiçeği,böceği ,
karıncayıizlediysen.Ağustos böceğini dinlediysen.
Geceleri ateş böcekleri ışltısında dans ettiysen.
Yarasa gördüysen karanlık mağaralarda.Kartalı
gördüysen yalçın kayalıklardaki yuvasında.Keklik
gördüysen kınalı, kargaları da sevebildiysen.
Kopamadıysan dağlardan, gecesi çekiyorsa seni
aya, yıldızlara.Gündüzleri koyu gölgesinde ıhlamurun, düşlere yolculuk ettiysen.Düşlerin
alabildiğine geniş, alabildiğine uçsuz bucaksızsa.
Düşüncelerine kimseyi sokmuyorsan, karışamıyorlarsa sana.Düşünme yasalarını kendin yaptınsa eğer… Pirinç ayıklar gibi ayıkladıysan
bir, bir…

Kendisini Dev Aynasında Gören Cüceler

gokkiz | 02 February 2008 04:31

Aşağıda sizlerle paylaşmak istediğim yazı müzisyen bir arkadaşımın bana yolladığı ve baştan sona arkasında duracağım bir yazı!
Lütfen duyarsız olmayın!!!

Nemrut hz. İbrahim’i yakmak için dünyanın en büyük ateşini yakar…. ve kargalarından çalı çırpı toplayıp ateşi güçlendirmelirini ister.. derken bir karga ağzında bir çalıyla uçarken küçücük bir karıncanın alel acele ateşe doğru koştuğunu farkeder… hemen pike yaparak karıncanın yanına konar. ve der ki:-Küçük karınca nereye böyle telaşlı?
Karınca:
-Görmüyormusun ateşi? söndürmeye gidiyorum der…
Karga gevrek bir kahkaha patlatır…
“Sen mi söndüreceksin o ateşi?” der… ve karınca adımlarını hızlandırarak şöyle der: EN AZINDAN SAFIMI BELLİ EDERİM …

Dağınık Tuhaf Yazı

pilli pati | 12 December 2007 09:36

speed of light
speed of light


Kiminin işi bulut saymaktır. Kimininki ise bahar çiçeklerinin tomurcuklarını patlatacakları zamanı beklemek… Kimi izler bir salyangozun gezintisindeki ince salınımı, kimi ise karıncalarla iletişim psikolojisi üzerine sessiz sohbetlere dalar.

Onlar kar tanesinin türlü şekillerini karelere alıp sonsuzluk kütüphanesine depolayanlardır. Bazıları insanın kanını donduran bekleyişlerle, insan vücudunun açık havaya maruz kalmış, suda ya da toprak altındaki halinin doğaya karışma sürecini günlük tutar gibi not ederler. Kimisi köpekbalıklarının neden kanser olmadıklarını anlamaya çalışır, kimi ise balinaların neden baş aşağı uykulara daldıklarını…

susma

siirimsi | 19 October 2007 14:38

sen sustukça
sen sustukça

Susma,

Sen konuştukça cennet kokusu kaplar dünyayı… Kuşlarım kanat çırpar, yelken açar martılar denizler üstünde çığlık çığlığa… Sesinle baharlanır toprak, yeşillenir baharlandıkca umutlar… Uyanır karıncalar uykudan… Dizelenir yollara sıra sıra, öbek öbek yağar düşlerim. Yağmur gibi, sel gibi sesinle, ıslanırım… Islandıkça büyür içimdeki yaslı çocukluğum…

Susma,

Sen konuştukça dünya adalet çiçekleriyle beslenir… Kolu kırılmış sevdalar, bağrı yanık şarkılar, ayrılıktan dem vuramaz artık… Dirilir yaşama direncim… Her kıtasında sevinç, her cümlende huzur melodileri güzelleştirir geceyi… Gündüzden kaçamaz olurum, kucak açarım aydınlığına… Can bildiğim bütün canlar feda olur yolunda…