bildirgec.org

kapitalizm hakkında tüm yazılar

qmatic

scapegoat35 | 21 May 2010 10:55

hemen hemen hepimizin aşina olduğu bir cihaz. bankalarda bulunur(çoğunlukla). gidip, düğmesine basıp sıra numarasını alır ve bekleriz.

ilk çıktığında amacı insanları kuyrukta bekletmemek, kalabalık şubelere gelen insanların sıra numarasını alıp diğer işlerini de halledebilmesini sağlamaktı. çok faydalı bir uygalama idi. idi diyorum çünkü artık sinir sistemini yıpratan bir hale geldiler. özellikle bazı bankalar, kapitalizmin tüm gereklerini yerine getirme pahasına bu aleti de ona uygun hale getirdiler.

banka müşterisi değilseniz, normal bir sıra numarası alıyorsunuz. bu en sade vatandaş durumu. şimdi yavaş yavaş paranın gücüne doğru yol alalım.

Kapitalizm ve Kaynanam

Bedrettin Dunkucocuk | 10 April 2010 11:02

Bir sofra-i kebir…Arzın bir ucunda başlıyor, aynı uçta bitiyor masası… Dünyayı kucaklıyor bizim de onu kucakladığımızı temsilen. Envâı çeşit taam ile bin bir membanın suyu konmuş masaya. Masanın örtüsü altın ile ziftlenmiş, sandalyelerin emniyet kemerleri var Masanın bir yanında oturanları ile diğer yanında oturanlarının sadece giyinişleri değişik ve yüzlerinde aynı huzur ama vahşet, dingin kaşlar ama keskin dişler, oturuyorlar. Aşağılarda bir yerlerde kan sızıyor.

Masa birilerinin üzerine mi kurulmuş ne?

“Ben geldim” diyor haram tolgalı. Tüm masa halkı dalgalanıyor. Masa homurdanıyor, şöyle bir silkinip adamı alaşağı ediyor. Sofra katillerinin en kudretlisi kemik kırılma seslerini bastırmaya çalışarak konuşuyor:

Barbarlığa Geri Dönüş

super hero | 09 March 2010 17:22

Bu yazı, Global Researches sitesinde yer alan, Finian Cunningham imzalı Descent To Barbarism adlı makalenin, site yönetiminden izin alınarak yapılmış çevirisidir.

Not: Bu makaleyi çevirmek için harcadığım zamandan da anlaşılacağı üzere, nakalenin genel içeriği benim fikirlerimle örtüşmektedir. Ancak burada yazılanlar öncelikle yazarı bağlar. Yazarın her görüşünü birebir savunduğum anlamına gelmez.

İddia kazanılmıştır: toplumu düzenleme ve insanların ihtiyaçlarını karşılama açısından, kapitalizm süresi dolmuş bir sistemdir. Kanıtlar kesin. ABD ve Avrupa’da ekonomiyi canlandırmak için akıtılan trilyonlarca dolar, finansal sınıfa, rulet çarkını bir kere daha döndürmesi için geçici bir hayat vermiş olabilir; ancak bu farazi “iyileşme”nin bir durgunluktan ibaret olduğu bugün daha da açık bir şekilde görülmektedir. Emsali görülmemiş boyutlarda kişisel ve ulusal borçla kapana kısılmış olan gerçek ekonomi, yani üretim, ölü vaziyettedir.

Bu çöküş çok uzun zamana yayılmaktadır. Ücretlerin düşmesi, refahı azaltan vergilendirme ve kamu harcamalarında kesintiyle büyüyen oligarşi yüzünden, 1970’lerin ortalarından itibaren hayat şartları giderek kötüleşen işçilerin durumunu sübvanse etmek maksadıyla, hakim sınıf (hükümet, şirketler, finansal kuruluşlar) on yıllar boyunca kolay kredi verme yolunu seçmiştir. Liberali olsun, muhafazakarı olsun, sağcısı olsun, solcusu olsun, bütün bir siyasi sınıf, refahı silip süpüren bu süreci hep birlikte tesis etmiştir.

Kapitalizmin başlangıcı ve bitişi

allnite | 24 February 2010 16:43

Marx‘ın Engels‘le yazdığı Das Kapital adlı eserini duymayanımız yoktur.Bu 3 cilt halinde yayınlanan eseri burada tümden açıklamaya yeterli süre bulunamaz.
Ben daha önceki yazıma ek olarak bu konuda Karl Marx’ın görüşlerini sunacağım.Kapitalizmin öncelikle nedir?Her hangi bir ülkenin parası nasıl oluyor da bu etkiyi doğurabiliyor?
Öncelikle para bir sermaye aracına dönüşür. Bu sermayeden bir artı değer üretilir yine bu artı değer ise kapitalist üretim sistemini meydana getiriyor.
Tabi ki kapitalist üretim bir mal sahibinin elinde önceden emek,sermaye ve üretim araçlarına sahip olmasını gerektirir.
Kısacası kapitalizm demek bu demektir.Bunu Marx, Adem babanın elmayı ısırıp insanoğlunu günaha bulanmasına benzetir.
Kapitalist üretimin ilkel biçimlerini 16.yy da görüyoruz.Peki ne oluyor da kapitalizm denen olguya neden oluyor?
Bu ilk önce üretim şeklinin ve araçlarının değişimiyle
devrimsel bir nitelikte olmuştur.Orta Çağ’ın klasik üretim biçimi tarımcılıktı.Kralların büyük topraklarında yaşayan özgür olmayan serfler bir anda kendilerini “sokakta” bularak bir emek pazarına proleterya sınıfı gelmiştir. Özgürlüklerini satın alarak beylerin hakimiyetinden kopan serfler yetiştirdikleri ürünleri pazarlarda satarak bir para ekonomisi oluşturmayı başarabilmişlerdir. Gittikçe zenginleşen serfler Orta Çağ’ın 1000 yıllık süren geleneğini devrimci çizgide değiştirmeyi bilmişlerdir.
Tabi bunun tek nedeni olamaz.Ben sadece en önemli nedeni saydım, büyük toprak sahiplerini yani krallıkları bitiren esas olayı.Eskinin köylüleri şimdi kendi işlerinde uğraşarak, örgütlenerek hatta loncalar kurarak- yeni teknolojiler geliştirmişlerdir.Krallar ticaretle uğraşmamışlardır çünkü bu onlara göre aşağı bir iş sayılıyordu.Fakat hiçbiri bu durumun sonlarını getireceğini tahmin edememişti.
Buradan da günümüze kadar gelişerek bu döneminde bitmesi gereken zaman beklenmeye başlanmıştır.

Modern Topluma Dair Sıkı Bir Taşlama: “Den Brysomme Mannen”

768 | 22 February 2010 12:21

Yönetmen Jens Lien‘in Per Schreiner‘ın senaryosundan uyarladığı, Türkçe’ye “Uyumsuz Adam” ya da “Sorun Yaratan Adam” olarak çevrilmiş 2006 yapımı oldukça kaliteli bir film. Ülkemizde henüz çok tanınmayan bir yönetmen olan Norveçli Jens Lien, bu filmiyle aslında bir anlamda kapitalizmi meşrulaştırmak için ortaya attığımız “modernizm” kavramını birçok yönüyle irdeliyor. Aşk, seks, iş ve ev hayatına dair çeşitli olaylarla; konformizmin tavan yaptığı bir toplumda bireyin yaşadığı yabancılaşma ve beraberinde gelen yalnızlaşma anlatılıyor. Film, daha ilk sahnedeki ilginç öpüşme sahnesiyle seyirciyi kendine çekmeyi başarıyor.

Bir Protestanın Günlüğü

allnite | 21 February 2010 11:32

Kapitalizmin, özellikle modern anlamdaki kapitalizmin nasıl geliştiğini herkes olmasa da bazılarımız bilmek isteriz.İşte ünlü sosyolog Max Weber bu konuyu araştırmaya karar verdiğinde bu biricik durumu, ateşliyici durumu bilmek istemiştir.Aslında kapitalist sistemler varlığını tarihin çeşitli dönemlerinde göstermiştir fakat bizim modern kapitalizm dediğimiz şey akılcı bir muhasebe, ileriyi görerek yatırım yapma ve bu yatırımı biriktirmeme! yeni yatırımlara bu parayı yığma işini Batı Avrupa’da görüyoruz.

<
Weber’e göre Protestanlar arasında özellikle Kalvenizm’e mensup insanlar bu akımı başlatmıştır.Bu insanlar para kazandıktan sonra karlarını biriktirmemişler, sürekli yeni yatırımlara, yeni çalışmalara başlamışlardır.Normalde Katolizm inancına göre-ki bu yine hristiyanlığın bir koludur- muminlerin dünya malıyla çok haşır neşir olmaması gerekir bu günahtır, tek amaç İsa’ya ulaşmaktır.Bir nevi çile hayatıdır.Martin Luther King’in başlattığı bir mezhep olan Protestanlık ise bu Katolikliğin bu durumuna eleştirel bir gözle bakan bir mezheptir.Onlara göre Tanrı insanı doğarken serbest bırakmıştır.İnsanın günahkar olup olmaması zaten karar verilmiş bir şeydi önemli olan seçilmişlerden birisi olmaktı bunu Tanrı seçilmiş insanlara şöyle ya da böyle göstermekteydi ve bu yüzden insan kaderine teslim olup bu dünya için çalışmalı, üzüntülerini, iç acılarını bu yolla gidermelidir.Çünkü çok çalışırsa ve kazanırsa insan seçilmişlerden biri olduğunu görecekti.Bu kuralların hepsi Martin Luther King’in 95 maddelik tezinin birer özetidir.Protestan mezhebi tarafından oldukça özgür bırakılan insanın en büyük amacı ise sürekli çalışmak olmuştu.Fakat Ptotestanlık mezhebinin kolları olan sofuluk, metodizm, lutherdizmde kapitalizmi oluşturacak öğeler oldukça sınırlı olmuştur.Zaten Weber’de bunun farkındaydı.O’na göre modern kapitalizm Kalvenist olan insanlar tarafından uygulanmıştı.Bu tamamiyle bir kadercilikti.Kalvenistler tarafından bu çok iyi bir şekilde kullanıldı ve Weber Almanya’daki gelişmiş ve zengin semtlerin bu inanca-Kalvenizm- sahip kişilerden oluştuğunu istatistiksel sonuçlarla da gördükten sonra bu kitabı yani Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu tezini ortaya atmıştır.

Bundan çıkaracağımız sonuç şu olmamalıdır.Kapitalist olmak isteyen ülkeler ya da toplumlar illa Protestan olmak zorunda değildir.Weber bunu söylemez.Çünkü O’na göre kapitalizmn ortaya çıkışındaki temel etmen sıkı bir çalışma, iyi br muhasebe , karı yığma değil sürekli yatırımla kazanmak, geleceği görerek yatırımlara yön vermektir.Protestanlar için ateşleyici kaynak Martin Luther’in 95 tezi olmuştur.Tabi ki protestanlar bunun farkında değillerdi bu tesadüfi olay şimdi, günümüz modern kapitalist rejimini doğurmuştur.

Kapitalizm Haiti’yi Kurtarabilir Mi?

super hero | 17 February 2010 14:18

Bu yazı, Workers Ation sitesinde yer alan Can Capitalism Save Haiti adlı makalenin, yazarın izniyle yapılmış çevirisidir.

Yazar Shamus Cooke bir sosyal görevli, sendikacı ve Workers Action sitesinin yazarıdır.

Haiti’de dehşet devam ediyor. Uluslararası cemiyetin, özellikle de ABD’nin insanlık dışı tepkisi, ister yıkıntıların altında canlı canlı gömülenler olsun, ister enfeksiyon ya da tedavi edilmeyen yaralar yüzünden hayatını kaybedenler olsun, binlerce insanın ölümünden doğrudan sorumludur.

Modern Sosyalizmin Kökeni

super hero | 14 January 2010 17:06

Bu yazı, www.workerscompass.org sitesinde çıkan Shamus Cooke imzalı The Origins of Modern Socialismadlı makelenin, yazarın izni alınarak yapılmış kısmi çevirisidir.

Sosyalizmin hayaleti bir kez daha, Amerika’dan Avrupa ve ötesine kadar büyük şirket elitlerini rahatsız ediyor. Bu duruma, kapitalizm ile özgürlüğü her zaman birbirine karıştırmış olan şirketleşmiş medyanın onyıllarca devam eden kapitalist yanlısı propagandasının ardından gelinmiştir. Ama özgürlük ve demokrasi, ne muazzam bir gelir adaletsizliğiyle, ne de hükumetler ve seçimler üzerinde mutlak güç uygulayan büyük şirketlerle yan yana olamaz.

Bu gerçekler, bugün 21. Yüzyıl Sosyalizminin savunuculuğunu yapan Latin Amerika toplum hareketinin oluşmasına yardımcı olmuştur. “21. Yüzyıl Sosyalizmi” tabiri, hem önceki yüzyıldaki tecrübelerin güncellenmesi veya geliştirilmesi gerektiğini, hem de genel sosyalist projenin ilerici olduğunu ima etmektedir.

Geçen yüzyıldaki sosyalizmin ilerici unsurları nelerdir? İlk fikirler nereden çıkmıştır? Bunlar, günümüzdeki uluslararası ekonomik ve siyasi sıkıntılar bağlamında son derece gerekli sorulardır.

Hürriyet Ananın Güya G.tünden Doğmuşuz

Kuduz maymun | 16 December 2009 13:27

04.40

Dün berbat bir gün geçirdim. Şimdi Marks’ı çok daha iyi idrak ediyorum. Uzun zamandır, ne halta yaradığı konusunun beni doğrudan ilgilendirmediği bir iş için günümün 11 saatini vermemiştim. Biliyorsun, anlatmıştım.

05.34

Tam gün ders verdiğim yıl da, böyle çok erken kalkıp akşam geç dönüyordum. Ama orası farklıydı. Değeri kendim yaratıyordum. Ben karar veriyordum. Bazen konuları yetiştirmek için gemi azıya alıyor, ayrıntılara dalıp gençleri düşünmeye itiyor, bazense alabildiğine esnek, gevşek dersler yapıyor, aynı zamanda eğleniyorduk. Bunu ben yapıyordum ve parası az, tatmini yüksek birşeydi. Eminim ki, dersimi alan öğrencilerin de tatmin düzeyi yüksekti. Dersimi asan olmuyor, yarısında bile yetişseler koşup giriyorlardı derse. Sigara molası, çay molası serbest, sohbet etmek isteyen fikrini derslikte paylaşabiliyor ve her dersin ilk 7-8 dakikası gündem tartışmalarına ayrılıyordu. Çok alışmışlardı buna. Hoşlarına gidiyordu. İşin güzel tarafı, öğrettiklerimi de öğreniyor olmalarıydı. Pırıl pırıl gençler…

Piyasa Değeri

reddear | 10 November 2009 17:08

Piyasa Değeri

Kapitalist ekonomi piyasa süreçleriyle işleyen bir ekonomidir. Piyasa mekanizması ya da fiyat mekanizması kapitalist ekonominin kaynak dağılımını yani kaynak tahsisini yapar. Kaynak tahsis mekanizması piyasa sürecinin işleyişini sağlayan mekanizmadır. Bu mekanizma her ürüne ve her bireye değer verir. Daha doğru ifade edersek mekanizmanın işleyişinde insanlar ürünlere ve ürünleri üretenlere değer verir. Bu durum mal ve hizmetlerin ve diğer kaynakların piyasa değerini oluşturur.

Piyasa değeri metalaşan ürünlerin değeridir. Metalaşan ürünler ticarete tabii tutulur ve fiyat biçilir. Bu durumda ürünler bir fiyata sahip olacağı gibi ürünün mübadelesini yapan taraflar da bir fiyata sahip olacaktır. Ürünlerin fiyatı olacak ve sahiplerinin de geliri olacaktır.