04.40Dün berbat bir gün geçirdim. Şimdi Marks’ı çok daha iyi idrak ediyorum. Uzun zamandır, ne halta yaradığı konusunun beni doğrudan ilgilendirmediği bir iş için günümün 11 saatini vermemiştim. Biliyorsun, anlatmıştım.05.34Tam gün ders verdiğim yıl da, böyle çok erken kalkıp akşam geç dönüyordum. Ama orası farklıydı. Değeri kendim yaratıyordum. Ben karar veriyordum. Bazen konuları yetiştirmek için gemi azıya alıyor, ayrıntılara dalıp gençleri düşünmeye itiyor, bazense alabildiğine esnek, gevşek dersler yapıyor, aynı zamanda eğleniyorduk. Bunu ben yapıyordum ve parası az, tatmini yüksek birşeydi. Eminim ki, dersimi alan öğrencilerin de tatmin düzeyi yüksekti. Dersimi asan olmuyor, yarısında bile yetişseler koşup giriyorlardı derse. Sigara molası, çay molası serbest, sohbet etmek isteyen fikrini derslikte paylaşabiliyor ve her dersin ilk 7-8 dakikası gündem tartışmalarına ayrılıyordu. Çok alışmışlardı buna. Hoşlarına gidiyordu. İşin güzel tarafı, öğrettiklerimi de öğreniyor olmalarıydı. Pırıl pırıl gençler…Şimdi bu işyerinin ilk günü; evet her işteki ilk gün kadar sıkıcı olabilir. Ama işyerinde değeri ben yaratmıyorum.Yapılacak iş belli. Kurallar belli. Giriş çıkış saatleri belli. Kaç kez sigara içmek için kapı önüne çıkılacağı belli. Belli belli belli (İçinden sakın Mihri Belli diye espri yapma).İnsanlar yemek yiyip uyumak için evlerine dönüyorlar. Peki bunlar hangi arada çocuk yapıyorlar yahu? Yapsalar bile o çocuğu görebiliyorlar mı ki? Bu insanlar (dün baktım) ev almak için para biriktirip kredi kullanıyorlar. Akşamları uyuyabilmek için. Araba alıyor bu insanlar. Arabayla işe geliyorlar. İnsanlar araba alıyorlar ve bu arabayla ancak işe gelebiliyorlar. Hah hah hahahahah. Modern kölelik sistemi. Bilgisayarların başında , gözleri ekrana kilitlenmiş, ne yaptığını düşünmeden inanılmaz bir hızla otomatik olarak parmakları işleyen insan sürüsü. Okuyan yok. Tartışan yok. Haftanın altı günü çalıştıkları için doktora gitmek, yahut bir resmi kurumda işini halletmek için bir saate ihtiyaç duyduklarında izin istemek zorundalar. İzin! Doktora gitmek için izin. Tuvalete gitmek için, sigara içmek için izin. Üstelik gördüğüm kadarıyla hasta olduklarını söylediklerinde bunun inandırıcılığı da sorgulanıyor.Bunun için bırak küfredeyim. İçimden hangi küfür geliyorsa onunla söveyim. Kibar kadın sövmeyen kadınla aynı şey değildir, demiştin bana ilk tanıştığımız yıl. Dün iş hakkında bilgi alıp ortamı koklarken, bildiğim tüm sosyalist teoriler gözümün önünden geçti. Neyzen Tevfik de geçti aklımdan:”Şahid-i şevk-u safa teveccüh etmez bizlereYaver-i bahtı ezelde gırtlağından boğmuşuzSafha-i mazi mülevves, hal bok, ati kenefMader-i hürriyetin güya g..tünden doğmuşuz”Dün en çok gözlerim yoruldu. Gözlerim çok yoruldu. Bir avuç kum fırlatılmış gibi cayır cayır yanıyordu. Eve geldiğimde daha akşamın sekizinde yattım uyudum. İyice uyumama rağmen şu anda gözlerim yorulmaya başladı bile.Doktora yapmak istiyordum. Dün bu isteğim çılgınca bir istek oldu.Şimdi hazırlanıp işe gitmeliyim.