bildirgec.org

kalp hakkında tüm yazılar

SUSMUYOR KALBİM

mavilikler | 16 July 2010 09:08

Tamam, geleceğim seninle. Ama sadece birkaç gün daha istiyorum senden. İçimdeki o küçük kıza söylemeliyim bunu önce. Başta hemen itiraz edecek, biliyorum. “Gitme!” diye yapışacak ellerime. Bana olur olmaz onlarca neden sıralayacak kalmam için.

Gözleriyse bambaşka şeyler söyleyecek. Ben, dudaklarından çıkanlardan çok daha fazla dinleyeceğim onları. Esas onlar zorlayacak beni. Çünkü sıkı sıkı tıkamaya çalıştığım kulaklarıma değil kalbime seslenecekler.

“Beni düşünmüyor musun?!” diyecek gözleri. “Ben ne yaparım sensiz?! Eğer gidersen, ben hep burada böyle bir başına bekleyeceğim seni. Çünkü yeterince acıdı canım. Sayısız kez geldim peşinden. Aynı hataları defalarca tekrarlayışını izledim. Küçücük bir parıltı görmen yetiyordu bir yere yaklaşman için. Neşeli bir kahkaha, sıcak bir gülüş, yaşamında bir fark yaratacak küçücük bir şey çağırmaya yetiyordu seni.”

gören

astral | 22 June 2010 13:52

Bir insan ölürken yanındaysa onun da seni öldüreceğini düşünemezsin. Aksine o evrenin en değerli varlığı dersin. Dilenci çocukları çalıştıranlarla ilgili bir film seyretmiştim. Adam ihtiyacı olduğu bir anda küçük çocuğa yardım ediyor ama onu himayesine alıp köle ediyor ve bir akşam gözünü çıkartıyor, kızgın bir demirle…

İnsan bizi kendisi için Allah ise bizi biz için severmiş. Ölürken yanında bir insan varsa onun dostun olduğunu düşünmen çok normaldir, öyle değil mi? Artık değil. Kimileri çıkarı olmayan işe töbe bulaşmazmış. Şeytan bunun kendisiymiş.

Neyse ki, yücelerin yücesi Rabbim var. İyileri Allah görür, kötüleri de…

uzun zamandır birlikte olduğum, kalbim…

astral | 18 June 2010 17:53

KALBİMİ GÖZLÜYORUM… Hala küçük bir kız çocuğu. Gözleri parlayan ve biraz farklı bir ufaklık… 6 yaşında küçük bir kız çocuğu…

O zaman da -birden bire- insanların geçmiş yaşamlarını görüp bunu anlatmaya başladığımda ya da auralarını gördüğümde benim ne dediğimi anlamazdı çevrem. Dediğimin gerçek olduğunu büyüdüğümde ve bunları hala gördüğümde, anlıyorum.

Sevilmek isteyen bir kız çocuğu vardı altı yaşında ve küstüğünde kapı arkasına saklanan. Bakıyorum hala kızdığımda kapılarımın arkasına saklıyorum kendimi, belki korunmak ve kendimi dinlemek için.

iç ses yokluğunda yankılanan bir yıkıntıdır sadece

astral | 15 June 2010 08:41

Her gün, gün batımından önce uykularımızı sırlara dizeriz. Bir sır’ın -simli- kanadında kimsenin görmediklerine karışmak ebedi yazımız olsa da evvela kendimiz kaçarız bu iç seziden.

Sonra sustuğumuz kurbanlarımıza gelir sıra. Tek tek… İş başındayızdır. ‘Ey günahkâr beden, kalk ayağa!’

Hafifçe, yandan bir gülümsemenin ardından, dolunay en yakın arkadaşımız olmuşken; bir fısıltının peşi sıra, veririz esaret sandığımız bedelleri. Oysa sunduğumuz esaretten çok yankılanan iç tepidir, duymazdan geldiğimiz ve duymayacağımız…

SAKLAMA YARALARINI

mavilikler | 23 May 2010 14:28

Yaraların var senin. Çok geçmemiş üzerinden… Henüz dağlanmamış… Ya olur da yanlışlıkla dokunursam onlardan birine?!.. İstemeden sızlatırsam içini?.. Tek bir kelime ya da ne bileyim, öylesine bir gülüşle seni çok gerilere götürürsem?..

Çok öncelerine… Benim, yaşamında olmadığım bir zamana yani… Sen o yaralardan birini daha yeni edinmiş, taze taze sızlarken yaran… Bense senden çok uzaklarda, içimde koca bir boşluk, bilmeden onu doldurmanı beklerken…

BİR ÇİFT GÖZ

mavilikler | 05 May 2010 10:39

Hafta sonlarına sığdırmaya çalışıyoruz gerçek yaşamlarımızı. Penceremizin köşesine çekilip çayımızı yudumluyor ve bu kez dışarıdan, içinde kaybolmadan seyrediyoruz kalabalıkları.

Herkesin aynı göründüğü bu yerde, farklılığını koruyan tek kişi kendimizmiş gibi keyifle içmeyi sürdürüyoruz çayımızı. Ilık ılık birşeyler duyarak içimizde, karşımızdaki koltuğa buyur ediyoruz kendimizi. Penceremizin diğer köşesinden ne de güzel gülümsüyor bize!..

ALAZ

il mare | 13 April 2010 09:37

23.

Hani bir günde bin şey yaşanır, bin tane şey hissedilir ya,
Bir tane çıkarsın evden hani, döndüğünde binsindir,
Çürüyor gidiyor,renkleri soluyor ya hani her bir hissin , ertesi gün yerlerine gelen körpeleri ile…
İşte o bazı çürüdü sanılan hisler aslında bazen hiç bayatlamaz, hep taze…
Nadirdir onlar,tazeliğin aznavur saflığıyla parlarlar , inci gibi ulaşılması zor ve en derindedirler,
Derindedirler; çünkü onlar ne yazık ki hep en derinden hissedilendirler…
Bazen hiçbirşeyin yakamayacağı kadar can yakarlar, bazen de…
Diğer bir seçenek vardır herhalde,fakat benim bilmem herze..

Sağlıklı bir kalp için birkaç ipucu…

darkbloodcfl | 22 March 2010 13:41

Kalp hastlalıklarından ölen insan sayısı, kanser de dahil olmak üzere diğer hastalıklardan ölen insan sayısına göre oldukça fazla. Her üç dakikada, bir yetişkin kalp hastalığından ölmekte ve bu erkekler arasında kadınlara oranla daha yaygın. Yaş çok önemli. Kalp krizinden ölen insanların %80’i 65 yaş ve üzeri insanlardan oluşuyor. Kalbini sağlıklı tutmak için birçok şey yapabilirsin. İşte size kalbinizi sağlıklı tutmak için bazı ipuçları… 🙂

  • Sigarayı bırak. Herkes sigaranın kansere sebep olmasının yanında kalp sağlığını tehdit ettiğini bilir. Kalbin için iyi birşey yapmak istiyorsan en azından bunu yap.
  • Haftada dört kez, otuzar dakika olmak üzere düzenli egzersizyapabilirsin. Bu kalp sağlığın için çok iyi olacaktır.
  • Kızarmış yiyecekleri çok fazla tercih etmemenin yanında, haftada sadece bir kere kırmızı et yemeniz yararlı olacaktır. Kızarmış besinler ve kırmızı et yüksek kolesterol içeren, çok fazla tüketildiğinde kalp sağlığınızı olumsuz etkileyebilecek besinlerdir.
  • Haftada üç kez balık yiyebilirsiniz. Balık, daha az kolesterol içermesinin yanında, yüksek Omega-3 yağı içeren bir besin.
  • Yemeklerde tuzu gerektiği kadar kullanın. Bir insanın günlük tuz ihtiyacı bir gramdır. Ama biz günde yaklaşık altı gram tuz tüketmekteyiz.

İÇ ORGANLARIMIZA BENZEYEN MEYVELER

keremx | 22 February 2010 11:44

İÇ ORGANLARIMIZA BENZEYEN MEYVELER

BEYİN VE CEVİZ / Hep düşünürdüm, bazı meyve ve sebzeler, iç organlarımıza ne çok benziyor diye. Mesela cevizin içini beynimize çok benzetirim. Uludağ Üniversitesi Besin Hijyeni ve Teknolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Tayar’ın araştırması beni doğruluyor.

HAVUÇ VE GÖZ / Şüphesiz; doğadaki tüm meyve ve sebzeler biz insanlar için. Bitkiler sağlık açısından çok önemli mineraller içeriyor. Bilim adamına göre : Meyve ve sebzelerin şekilleri, en fazla faydalı oldukları, insan organlarına benziyor. Yani adeta meyve ve sebzeler diyor ki ;hangi organına benziyorsam , o organına şifa veririm.

Dene beni, dene! Denemiyorsun!

admin | 05 February 2010 12:28

Aşk denenecek birşey değildir. Denemekle olmaz. Zaten içtedir. Hatta engelleyemdiğindir. Kendine rağmen engel koyamadığındır.

– Gel muhteşem bir televizyon ve ses sistemi bakalım. İzmir’de 4+1 ev aldım. Onun içini döşüyorum bir yandan.

– Hayırlı olsun. Sinevizyon aleti varken bunlar ilgimi çekmiyor. İzmir’e mi taşınacaksın?

– Birlikte taşınsak. Ömrüm olsan… ömrüme kalsan… Biz çok mutlu olabiliriz. Yıllardır benim hislerimi biliyorsun, denemiyorsun.
– Cicim elektrik derler ya, yüz yirmi kiloluk bir adama duyuyorum onu ama sana değil. Aşk diyorlar buna. Bilmem bilir misin?
– Her şey aşk mı? Mantık/ akıl denen bir şey var. Hem aşk bitince ne yapacaksın? Sence aşk bitmiyor mu? Bitmeyen aşk biliyor musun?