bildirgec.org

düş hakkında tüm yazılar

Yetişemediğim Hayal Gibisin

astral | 26 March 2010 11:22

Gündüz ofisine uğradığında, Elif zili çalıp da asistan açtığı andan itibaren, bu asistanın Elif’e aynı bakmadığını anlamıştı. Ki, asistanın hakkı yok denilirse yalan olurdu.

‘Elif Hanım hoş geldiniz’ dedi kadın başka biri gülümsemeyle. Bu gülümsemede ‘Şimdi Memet Bey’in sizi görünce nasıl gülümsediğini göreceğiz’ diyen ve bunu önceden, çok önceden bilen bir kadının bilmiş bakışları karşılıyordu her seferinde Elif’i.

Elif bu durumdan rahatsız olsa da elden ne gelirdi…

‘Memet Bey burada mı?’ der demez de, ‘Şu adam coşkusunu biraz gizlemeyi başarabilse’ diye geçiriyordu Elif.

Aralarında şimdilik çok önemli bir şey olmamasına rağmen tüm işini bırakan adam, coşkuyla karşılıyor ve o andan itibaren yüzünü kaplayan huzur muayenehaneyi de kaplıyordu.

Notalar önünde udunu çalmaya koyuldu Memet. Elif gelmeden de keyiflice çaldığı belli oluyordu. Elif’e söylemek istedikleri ağır basmışcasına birden bırakıverdi masaya udunu.

Rahat, bordo, kocaman koltukta bacak bacak üstüne atmış ve yine siyah, fırfırlı bir şeyler giymiş olan Elif’i şöyle çaktırmadan süzdükten sonra;

‘Karmakarışığım. Aştan korkuyorum. Seni görmek istiyorum. Sen benim ilham kaynağımsın ama sende kaybolmaktan, sana aşık olmaktan; deri/ne düşmekten korkuyorum dedi Elif’in gözlerine bakarken.

Mırıl mırıl konuşuyordu, dudakları kıpırdamıyormuş gibi. Bu ona ayrı bir hal katıyordu. Mistikti, kesinlikle gizemli… Bunu ona söylesen, kesinlikle kabul etmezdi. Diline doladığı, ‘Ben kendi dünyasında yaşayan bir adamım’ derdi hep.

Dünyasından hep bir parça çıkmaya çalışan ama buna ne cesareti ne de düşleri yeterliydi. Belli ki, o dünyadan sıyrılırsa ‘Düşer kayar ruhum ellerimin arasından’ diye kaygılanıyordu. Bu yüzden de hep aynı arkadaşlarıyla hep aynı saatlerde, aynı mekânlarda, etrafta incelediği insanlar bile aynıyken; aynı içkiyi yudumluyordu bir yandan Elif’i düşünürken…

sayın profesyonel üstad

astral | 25 March 2010 18:39

‘Tam o anda düşündü, tam da bu nedenle sen bana kalmazsın. Hiç endişe etmedim. Hiç umut da etmedim. Hiç sen benim olursun diye de düşünmedim. Çünkü bana kalmayacak kadar güzel görünüyordun.

Ne biz masallardaydık ne de masalın kendisiydik. Ki, bunlar masallarda olurdu ancak. Burukluksa gerçeğe dair bir bulgu…’

(www.crazyangelyasmin.blogcu.com adresinden alınmıştır.)
(www.crazyangelyasmin.blogcu.com adresinden alınmıştır.)

Gördüğü bir rüyanın peşine gidiyordu. Laf değil gerçekten. Rüyasında uçakta şunları konuşan kişiyle konuş demişti ona meleği. Sırf ondan konuşmuştu.

yetemeyen düşler

astral | 17 March 2010 09:30

Bir yok oluş seremonisi içinde seyir halinde deneyimler ve tüm deneyimsizliklerimiz içinde soluk alıp verirken, sanki yokmuş gibi duyumsarız bazen.

Akıl süzgecimizden geçirmeye yetemeyen düşler kurarız gün doğumundan az önce. Zamanlarımız vardır, yalnız kendimize sakladığımız; bir o kadar hüzün kokulu bir gül yaprağıdır dudaklarımız bazen. Bazen kokunu duymadan nasıl geçer zaman, bilemem.

Ben miyim bu anıyı saklayan torbalara koyup, geçmişten ve gelecekten saklayan? Ben miyim seni ıssız karanlıklara vermeyen gün boyu? Ben miyim seni kendimden dahi sakınan kadın?

yollar

admin | 15 February 2010 18:27

httpimg.blogcu.comuploadsdilsizmutercim
httpimg.blogcu.comuploadsdilsizmutercim

Yollar vardır. Gönlünüzü hiç katmamaya çalıştığınız yollar. Ne kadar olur, bilmediğiniz yollar…

Yollar oradadır. Hayatınızı bir yerde kesen/ bileşen yollar… Kimi zaman yollar sonbahara çıkar, kimi zaman yaza. Gözleriniz uzak diyarlara dalar, yoldan gelecek var derler. Ayağın kaşınır yola gideceksin yollar. Havada leylek gördüğün ve gönlünün çoktan coşkunun kucağına düşüverdiği yollar da vardır. An olur ki, dönülmez fırtınalar kalbini yoktan dağlamış, çoktan yoka çevirmiştir. Oysa yoktan çoka bırakacaktı hepsini, hani… Hani dediğin pınarlara düşüverdin oysaki. Oysaki düşlerinin en son da buna dönmesini umardın ateşler için de yanarken…

DÜŞLERİMDEN DÜŞ(E)MEYEN ADAM

admin | 14 February 2010 11:25

İzin versem canımı acıtacağından adım gibi emindim!Bakışlarından anlıyordum,tavırlarından.tanıdık geliyor bu durum,ilgilenmiyorum…

Kahvaltı yapıyoruz,diğer iş arkadaşlarımızda var.Çayımı karıştırmaya yelteniyor,sinirleniyorum.Sakın!!!
Biryerlerden anımsıyorum çay kaşığının o halini.Elinden gelse boynunu bükecek gibi,dillenip dokunmasın diyecek…bir kez yeterdi,fazla bile geldi,o eskidendi!
Kaşık ile aramızdaki tirajı komik bakışmalarımıza hemen son veriyorum.
Kalabalık bir ortam,kırmak istemesemde sert bir tepki veriyorum.Sakın!!!
Hemen sonra toparlıyorum.O gün ağzı kulaklarında bir polyannayı oynuyorum.Hayırdır Ela hanım diyorlar,bilmem inşALLAH diyorum…

gün sakin geçiyor,akşam da.Acaip birşey bu sükuneti bozacak gibi.
Ve saat 00:00
Gelip yanıma oturuyor.
-çayını O mu karıştırırdı?
Soğuk kanlıyım.
-Bazen.
-Onu hala seviyor musun?
-Seni ilgilendirmez.

Onu hala seviyor musun? Ne bu şimdi? Soru mu?
Kafamda aynı cümlelerden oluşan bir soru yumağı…
Onu hala seviyor musun?

Mavi bi adadayım.Düşleri maviye boyalı bir adamda.O adam hep yanıbaşımda.Dokunabiliyorum düşlerimde O’na..!Kumral saçlarına ve bakabiliyorum tebessümlerinin ardına.bir med cezir olmalı bu.3 yıl öncesi ve şu zaman arasında mekik dokuyorum.
Mavi adada,düşleri maviye boyalı adamdan çekip alıyor ventilatör sesleri.Hayat devam ediyor diyen ritimler gözüme çarpıyor az ötemde.
İyimisin diye soruyor şu zamandaki ve onu hala seviyor musun diye soran adam.
A…Evet…İyiyim.
Yüzüme bakıyor.Tanıdık bir bakış.neden bu kadar benzetiyorum mavide bıraktığım adama?İşte Onun bakışları…Onun saçları…Onun sakalları…Gerçekten benziyor mu?Benzemesinimi istiyorum? Ama izin versem canımı acıtacak biliyorum.
Sen uyu ben devam ederim diyor önlüğünün cebinden çıkardığı minik beyaz hapı uzatarak…
-Ona ihtiyacım yok
(Gülümsüyor)
-14 şubatta ne yapıyorsun?
(yuhh diyorum içimden)
-Çalışıyorum
-Çok güzel.Peki akşam yemeğini nerde yemeyi düşünüyorsun?

Düş-le MORDOL…

Dolce Magico | 20 January 2010 15:38

img167.imageshack.us/.../aklmkadarmasumdeil2.png
img167.imageshack.us/…/aklmkadarmasumdeil2.png

_ Ama ama zamanım yokkk…
_Çakıldım.
_Seni niye seviyorum biliyor musun? Hayal kuruyorsun, korkmuyorsun hayal kurmaktan
Hayalle yaşayanı bir defa, yaşamayanı iki defa demişşş şair…
_Bir de öyle bakarız yaşamak nasıl?
_Düşüne yattın ve baktın ki düş dediğin nedir ki, gerçek dediğin nedir ki? Düşün.
_Düşlerin gerçek olmadığını dahi kim iddaa edebilir ki! Görürsün, duyarsın, koklarsın, tadarsın.
_Hissedersin.
_Hatta ve hatta dokunursun
_Hatta ve hatta yaşarsın
_Bedenin buna tepki verir, belki kendi kendine bile gülümsersin, zamanı yitirirsin.
_Belki kendi kendine dans edersin.
_Ama zamanı yitirdiğini sanma sakın, o gelir iç döngüsüyle o zaman, o gelir başka zaman.
_Zamanı yeniden bulursun, istediğini arşivden çıkarırsın, gelecekten alırsın yol
_İstediğini açık arttırmaya çıkarırsın, alırsın yolunu o zaman, alırsın yolu istediğin zaman.
_Hayatını bölersin insanlarına.
_Ve bölersin sevdiklerine, bir bir çarparsın birbirine.
_Minik yaratıklar bile edinebilirsin fezadan istediğinde.
_Hatta çıkarırsın boşluklarını.
_Ya da perilerinin kollarından tutup götürmesine izin verirsin.
_Meleklere cenneti sorarsın. İşte derler! Cehennem ardında kalır, günahsız kalırsın.
_Bir başına, tek başına kalırsın, hava da uçuşan meleklerini sayarsın.
_Hayır hayır. Aslaaa… Allaha inanmak sana kolaydır. Anlasana. Ve binlerce güzellik avuçlarsın, binlerce yetime dağıtırsın, büyük bir kenttir yalnızlığın.
_Kolaydır, ama anlasana dokuz katı tırmanamazsın bir çırpıda, tökezlersin, durursun,
_Aman be.
_Dersin, ama tırmanırsın. Hiç yokuşlarını tırmandığın gibi mi? Hayır, altı doludur o yokuşun.
_Dönme, bakma arkana. Ya çık ya da düş, ama bakma arkana.
_Elbette düşşş, hep düş, illa düş.
_Düşş ama düşün de düş
_Ardımda yok zorba anılar, ilerimde erişemeyeceğim bulutlar yok benim ya da utandığım hayallerim.
_Olsun, bakma arkana.
_Çıplak olsam da.
_Sen yukarıya düş.
_Hayır, hayır gerekirse en dibe vuracağımmm gerekirse zirvede dolaşacağımmm. Ve sonunda dipleri zirveleri eşit koşacağım zamanlarım olacak benim, gündüzleri ve akşamları yitireceğimmm.
_Öyle zamanlar ki.
_Geceleri çoğaltacağım, geceyi güneşle ışıkla dolduracağım! Göreceksin! Yapamazsam, ben bir hiçim.
_Göreceğim, yapacaksın.
_Yanımda olacaksın.
_Evet, olacağım ve göreceğiz.
offff hadi yetiş düşüne o zaman.

Japone..

pillibebekkuyuda | 18 January 2010 09:22

Ayrılmazdı bu eller,
Karşı sokaktaki,
En büyük ağacın,
Kendine benzemeyen,
Dağılmış gölgesinden,
Çıkışta, al beni.

Bu bir hikaye mi ? Size göre evet, bana göre hayır..
Bir hayat hikayesinin içinden bir gerçeği alıp düşe yerleştirmek istedim. Düş kabul etmedi. Nereye koyacağımı şaşırdım, burayı uygun buldum..

”Küçük Japon kız” dı onun adı, aynı okuldaydık..

Hayatının aşkını buldu, hiç tereddüt etmedi, hemen evlendi. Herkesi kıskandıracak mükemmel bir aşk yaşandı.
Tam on yıl sonra, eşini kalp krizi sonucu kaybetti.
Yanına gitmek istedim, acılı Japon arkadaşımın. Tam 6 ay geçmişti ölümünden. Beni bekliyordu, tek başına..Öyle yıkılmıştı ki.. O’nu görür görmez omuzlarım düştü, içim çekildi. Sarılır sarılmaz ağlamaya başladım, ne sulu gözdüm..

YAKIYORUM

astral | 12 January 2010 17:42

Ruhumun ısırganlarını özgür bırakıyorum bu akşam. Akşam, güneş ne de kahraman; hiç bir şey yok. Isırgan otları var. İster misiniz? Üzgün müyüm? Hayır değilim. Annem mi ağlıyor? Hayal görüyorsun güzelim. Evim mi yanıyor, çok eskidendi çok. Ağlamıyorum artık. Ağlamam gerektiği yerlerde dahi ağlayan kadını bir yana bıraktım.

Dünya devam ediyor ey gökyüzü. Bugün gökyüzünü aradım. Tekrar ‘Merhaba!’ dedim. Tedirgin olan ses coşkuyla devam etti sesinin tonuna. Özlemişim seni demeyi de esirgemedi, oysa zordu bu laflar ona. Ben ona çoktum ya da o bana az. Ne fark eder? Kim az kim çok? Kim suçlu, kim günahlarının pazara çıkarmış aslan? Ben, yorulan dingin savaşçı şimdi baharlarımı yazıyorum, sırlar kitabında, bu çağın Merlin’iyim. Kimse bunu beklemiyor benden ki, bu daha ilgi çekici.

düş

astral | 29 December 2009 12:26

httpimg2.blogcu.comimagescigcigdemtascanina_sarilmak.jpg
httpimg2.blogcu.comimagescigcigdemtascanina_sarilmak.jpg

Düşlerimi canlandıran adam.
Düşlerim vardı. Sen geldin düşlerim canlandı. Şimdi düşlerimde yaşıyorum. Yaşıyorum. Yaşadığımı an be an hissederek yaşıyorum. Düşlerimde seninle yaşıyorum. Düşlerimi canlandıran adamla yaşıyorum.

Sadece düşlerim vardı. Şimdi canlı canlı yaşadığım düşlerim var. Ben o düşlerde erkeğimle birlikte düşlerimde/izde yol alıyorum/uz.

Bir Gecenin Koynunda İki Yalnız Döşektik Biz

kahvekokusu | 23 November 2009 16:59

fotografmakale.wordpress.com/2008/11/12/sandik/
fotografmakale.wordpress.com/2008/11/12/sandik/

Çeyiz sandığında saklanan oyalı yazmalar gibi gün ışığına çıkarıyorum senden biriktirdiklerimi. Sandık sarısına bulaşmış düşlerimin gelin kuşağı kırmızısında kanayışı akıyor gözlerimden. Gidilmemiş bir masal şehrinin kapısı kilitlenmiş üstüme. Cezalı çocuk kimliğim kapatılmış odaya, çığlık çığlığa ağlıyor yine. Dilimde acı biber tadı… Senin kadar yaralı, senin kadar aşka küskün bir düş yanığıyım şimdi ben de…

Anne, ben yazmadım bu masalı…