Ayrılmazdı bu eller,Karşı sokaktaki,En büyük ağacın,Kendine benzemeyen,Dağılmış gölgesinden,Çıkışta, al beni.Bu bir hikaye mi ? Size göre evet, bana göre hayır..Bir hayat hikayesinin içinden bir gerçeği alıp düşe yerleştirmek istedim. Düş kabul etmedi. Nereye koyacağımı şaşırdım, burayı uygun buldum..”Küçük Japon kız” dı onun adı, aynı okuldaydık..Hayatının aşkını buldu, hiç tereddüt etmedi, hemen evlendi. Herkesi kıskandıracak mükemmel bir aşk yaşandı.Tam on yıl sonra, eşini kalp krizi sonucu kaybetti.Yanına gitmek istedim, acılı Japon arkadaşımın. Tam 6 ay geçmişti ölümünden. Beni bekliyordu, tek başına..Öyle yıkılmıştı ki.. O’nu görür görmez omuzlarım düştü, içim çekildi. Sarılır sarılmaz ağlamaya başladım, ne sulu gözdüm..”Bana hayatını anlat” dedi.Büyük mutluluklar yaşamıştım, kederlenip eşini hatırlamasın diye çok dikkatli konuşuyordum, hatta konuşmuyordum bile..Hayali gözlerimin önündeydi, yaptığı espriler, koltukta bile sarılarak otururlardı..Adını anarak konuşmak istemedim, çünkü aniden bir şey olabilir, fenalaşabilirdi..10 yıllık bu büyük aşk, istemeden noktalanmıştı, kesilmişti, tükenmeden kopmuştu.. Ne büyük bir acı, ne kadar taşınılmaz..Hemen oturduk bir yere.Açtı cüzdanını, bana yeni sevgilisinin resimlerini gösterdi, 2 ay önce 1 aylığına tatile gitmişler, çok mutluymuş..Gözyaşım dondu gözümde, yutkundum.”EE, yorum yok mu” dedi.Fenalaştım biraz, su istedim..”iyiymiş”, dedim, ”iyidir herhalde, evet evet iyi” diyebildim, teselli için hazırlamıştım kendimi..Edemedim, kısmet değilmiş.Bir de dedim ki..”Hayat” dedim ”bütün oyunların bana mı ?” omzuma dokundu, eskiden olduğu gibi, ”ağlama” dedi, teselli etti beni, ”ölenle ölünmez”..Japone Kol; koltuk altından yani (kol evinden) sıfırlanandır omuzları örten kola ”japone kol” denir..
yorumlar
Ooo, abla hemenceçik sevgili yapmuş!
Yas ını ben tuttum..
pek mükemmel, harika, olağanüstü,fevkaladenin fevkinde bir yazı..
Çok mersi ama insan şuraya bir çiçek resmi koyar..:)
Pillibebekkuyuda; anlatmak istediklerini öyle güzel ifade etmişsin ki, duygularını ta içimde hissettim. Senin bu kadar sıcak duyguları sadece bir yazıyla bile bize aktarabilmen, o sevimli Japon kızda olduğu gibi sadece görünürde değil, son derece içten, gerçek duygular yaşayan; gerçek bir kalbe sahip insanların hala varolmaya devam ettiğini gösterir. Bize hem edebi üslup, hem hayata bakış açısından inceliklerle dolu, böyle bir yazıyı okuma fırsatı verdiğin için teşekkürler…
Mavilikler, hassas ruhlar birbirini anlar, ölüm bizde ”yas” demektir..Birlikte yıllar geçirdiğin birini kaybettiğinde, kimseyi görmek istemez insan değil bir beraberlik..Ne yazık ki, Kardeşin kardeş cenazesine gitmediği bir dünyada yaşıyoruz..
for pbk
Bekliyordum bunu, teşekkürler, zaten ben çiçeklere su vermeyi hiç sevmem..Ama Harlem den önce davrandın..
harlem bugünlerde ağır biraz..
Nasul agur olmim Onnupro! karla, kışla,çamurla uraşuom şuvan.Pbk günahumu almuş çok pis!
pbk, kalp kırmak konusunda bir numaradır..şaşırmamalısın..
yaşa!
güzel yazı, oldukça içten…
Ben kalp kırmam, doğru bildiğimi söylerim bu yüzden sevilmemeyi göze alıyorum, bu yük, hafif mi sanıyorsunuz..Massay, teşekkürler, sizden de araştırma dışı yazılar bekliyorum..Bir kaç rastladım, çok başkaydı..
özürlü, bacakları olmayan bir insan gördüğünde, yazık sana bacakların yok, bak benimkiler var allaha şükür mü diyorsun yani..yoksa bunu içinden mi geçiriyorsun ?
Engelli olanlar başka..Problemim engeli olmadığı halde, bunun değerini anlamayanlarla..
başka sözüm yok..
Teşekkürler..
ne için ?
”Sözün bittiği an” duygusunu yaşattığın için..
“çevir kazı yanmasın” noktasında hep bu cümleyi sarfederim..
hayur asla!
pek güzeldi.
ONNUPRO DİYOR Kİ, (18 OCAK 2010 11:29)özürlü, bacakları olmayan bir insan gördüğünde, yazık sana bacakların yok.Böyle demem, bu kişi hayata kötümser bakıyorsa, ona da müdahale ederim..Fikirleri güzel değilse, ”acımak” konusunda zaten hassas olan bu kişiye oldukça sıradan davranırım..
o zaman söylediğinle çelişirsin.senin fikrine göre, böyle birini gördüğünde aklından geçenleri açık açık söylemelisin..
Sen beni anlamamışsın, fiziksel olaylarla ilgilenmiyorum, Fikirlerle uğraşıyorum, iç dünyaya dalıyorum..Engelli bir insana tabi ki hassas olurum ama ona sıradan davranmanın onu mutlu edeceğini biliyorum..
nerden biliyorsun ?
kimse kimsei anlamuyo ki burda.anlamakta zorunlumu acep bilmiom!
Daha da açıklayayım, ayakları olmayan kişiye yapabileceğim hiç bir şey yok, bunu herkes görebilir, bu gerçeği kimse değiştiremez..Bunu ifade etmenin kimseye bir yararı olmaz..Ama fikirler öyle değildir, yanlışı doğru yapabilirsin, ”ben de böyle düşünüyorum”, diyebilirsin..O fikir onun kulağının arkasına yerleşir mutlaka, belki de benimser daha sonra..Ya da sen onun fikrini benimseyebilirsin..
sorumun cevabını alamadım..
Nerden mi biliyorum Onnupro, Burdan..
Pillibebekkuyuda, sana sonuna dek katılıyorum. Sen içinden geçeni söylemekle, karşındakine ‘Gerçek potansiyelini gör, ona göre davran’ demek istiyorsun aslında. Yani, karşındakini aşağılamıyor, tersine ona aslında bulunduğu yerden çok daha üst bir noktada olduğunu, davranışlarıyla bunu yansıtması gerektiğini anlatmak istiyorsun. Kısacası, engellilerin engellerini yüzüne vurmaktaki acımasızlıkla uzaktan yakından en küçük bir ilişkisi yok seni bu tavrının.
Ohh rahatladım şimdi, anlaşılabiliyor muşum..Mavilikler iyi ki geldin siteye..
Teşekkürler…
Bunu demesi için, önce tespit etmesi gerekir..Tespit edebilmesi için de bazı donanımlara sahip olması gerekir, eğer bu donanımlara sahip değilse, ukalalık ediyor olmuş olabilir mi sayın mavilikler ?
Fikir tespitleri, hayat tecrübeleri, yoğun geçen iş hayatı, kalabalık ortamlar, olan olaylar verilen tepkiler, tepkilerin sonuçlarının görülmesinden oluşur..
işte bu..
Onnupro; ben herkesin içindeki doğuştan gelen, insan olmanın getirdiği potansiyelden söz ediyorum. Yani, herkese bir şans vermeliyiz. Varolan o potansiyele ulaşmaları ve kendilerini tam anlamıyla gerçekleştirebilmeleri için…
Çok yakında artık bu kadar sık girmeyeceğim Hafif e, şimdiden sevinebilirsiniz..:)
Doğuştan mı geliyor, yoksa hayat tecrübeleri, yoğun geçen iş hayatı, kalabalık ortamlar gibi şeylerle sonradan mı ediniliyor..
Onnupro; Pillibebekkuyuda ‘hayat tecrübeleri’,’kalabalık ortamlar’ derken, potansiyellerinin farkında olmayanları değil; onlara potansiyellerini hatırlatmaya çalışanları, yani onları kendilerine gelmeye ikaz edenleri kastediyor, anladığım kadarıyla. Yani senin kastettiğin gibi, ikimizin görüşleri arasında herhangi bir çelişki yok.
Yukarıdaki yorumumu bir kez daha okuyunca, çok karmaşık bir anlatım kullandığımı farkettim. Bu yüzden, konuyu biraz açmak istiyorum: Bu yorumumda demek istediğim; Pillibebekkuyuda, kalabalık ortamlardan söz ederken, bir kişinin potansiyelinin nasıl kazanıldığından söz etmiyor. Söz ettiği; böyle insanlar hakkında fikir tespitinde bulunan insanların, bu fikirlerine ulaşmalarını sağlayan koşullar….
”ONNUPRO DİYOR Kİ, (18 OCAK 2010 12:32)Doğuştan mı geliyor, yoksa hayat tecrübeleri, yoğun geçen iş hayatı, kalabalık ortamlar gibi şeylerle sonradan mı ediniliyor..”Başkalarının ağzıyla konuşup değer kaybetme gözümde..Sana cevap verdik, insan gibi soru sor..
fakat hayat devam ediyor…show must go on yani.
yapma pibek, tek kelime ile ya da iki kelime ile;uykumu tekmeledin..
Hangi iki, onu söyle, Morfik..c’est la vie, muci
insanlar üçe ayrılır..bi; sayı saymasını bilenler-iki; sayı saymasını bilmeyenler..
Hayat dedim, bütün oyunların bana mı..Bunu saydım, kendime göre..
ve hayat cevap verdi..
yazdıklarım dışında birde “carpe diem” dışında yabancı laf bilmem ben senin yazdığını da anlayamadım bu sebeble:)bu iki meselesi ne ola ki?
not: hayat ile sahne-söyleşiden alıntıdır.
benim yüzümdür işte, mağrur, kalın, şizofren;unutmak ve aynayla, aşklarla azalmada;ben gideli beridir hilmi yavuz ile benbazen burdayız işte, bazen de ürkünç odaiçimize kapanan kapısıyla bugün debir ben’e açılıyor, ah, yıldızlı ve çorakbir çökelti gibiyim ben kendi belleğimde…nereden açılırsa orasından akacakur mu, ben mi, çıban mı? kötücül, irinli, pis…bıçak, bisturi, makas beni deşin ve yarınçıkarın ne vardıysa: teslis, teslis ve Teslis…bana çivilidir, isa’yla çarmıh neyse;aşksa bir iç kanama… gül, gülden içeri’yse…
Babamın kızkardeşi…Eşini çok çok genç bir yaşta, beyin kanaması yüzünden kaybetti. Ölecek, mahvolacak, bitirecek kendini, sanmıştım. Çocuk saflığında, yüreği sevgi dolu adamını kaybetmişti.İki ay sürmedi.Yenisinin adı Maldini. İranlıymış. Gönül eğlendirdi salt.Yıllar geçti. Bir başkasıyla ikinci evlliğini yaptı.Ve neredeyse ilk gözağrısının yasını hiç tutmadı.
Nasıl yani ?