bildirgec.org

doktor hakkında tüm yazılar

Yüksel’in Sırrı-8

ozanTi | 12 July 2010 08:29

Merhaba hafif.org ailesi… Bir hafif-yaz klasiği olan Yüksel’in Sırrı ile yeniden karşınızdayım… Pek çok arkadaş önceki 7 bölüm boyunca ısrar ettiler ama ben biraz daha devam etmek istedim. Bir yıllık bir aradan sonra devam etme fikri nereden çıktı diyebilirsiniz. Hemen cevaplayım, yazma isteği gelip giden bir şey, bu isteğim tekrar kabarınca ben de oturdum bilgisayar başına.
Önceki 7 bölümün linklerini de vereyim, orta yerinden girince hikayeye anlamayabilirsiniz.
Yüksel’in Sırrı-1
Yüksel’in Sırrı-2
Yüksel’in Sırrı-3
Yüksel’in Sırrı-4
Yüksel’in Sırrı-5
Yüksel’in Sırrı-6
Yüksel’in Sırrı-7
Bu arada inatla beğenmediklerini söyleyip, hakaret vari yorum yazan veya yazacak olan arkadaşlara peşinen söyleyim kendinizi tatmin edeceğiniz yer benim yazılarım değil, o yer aynanın karşısı…
Bir de bu beğenmeyen arkadaşlar rahat etsinler, son 3 yahut 4 bölüm kaldı. Ama bu bölüm beğenilirse biraz daha uzatabilirim. Hadi vira bismillah diyelim ve başlayalım 🙂

Çocuk ağır yaralı olduğu için bekletilmiş…

| 27 May 2010 09:43

Van’ın Özalp ilçesinde meydana gelen patlamada ölen Olcay AKYÜREK isimli çocuk için Van İl Sağlık Müdürlüğünün yaptığı açıklamayı (CNN TÜRK 26.05.2010 17.30 Şirin Payzın) hayretle izledim…

Van İl Sağlık Müdürlüğü’nün açıklaması şöyle: “Çocuk ağır yaralı olduğu ve ambulans helikopter ile Van’a götürüleceği için bekletildi.” Güler misin, ağlar mısın?

*Çocuğun canlı ve ağır yaralı olduğu biliniyor idiyse, neden başında herhangi bir sağlık görevlisi yoktu?*Bir şahıs ağır yaralı ise, en yoğun müdahalenin ona yapılıyor olması ve öncelikli olarak onun hastaneye ulaştırılması gerekmez mi?*Olay yerindeki bir kişinin üstü tamamen örtülmüş, bir kenara bırakılmış ve artık müdahale edilmiyorsa, sağlık görevlileri o kişi için ölü kararı vermiş demektir. (Çocuğun üstü yeşil battaniye ile örtülüydü.)*Olay yerindeki görgü tanıkları da, sağlık ekibinin Olcay AKYÜREK için ölü kararı vererek, diğer yaralılarla ilgilenmeye başladıklarını ifade ediyor.

oldu da bitti maşallah

nazokiraze | 27 April 2010 12:22

Nicedir düşünüyoruz bu çocuğu ne zaman sünnet ettiririz diye, travma yaşı denilen yaşta diye biliyoruz, elleşmiyoruz, ama her kafadan ayrı ses ailede o kadar hekim var hepsi ayrı telden çalıyor, enişte arkadaşına sormuş bu yaş (4.5) normal 6 dan sonra travma demiş, koskoca doktor bişey bildiği vardır elbet. Niyetleniyoruz o zaman yaz gelmeden yaptırıverelim diye.

Bir hafta sonu dayıoğluna danışıyoruz travma yaşı bu diyor (psikiyatri hekim olacak bir de) ama ben de oğlumu yaptıracağım diyor(onunki ile benim oğlum arasında 10 gün yaş farkı var) ya abi etme eyleme, aile içinde profesyonel ol diyoruz gülüyor. Başlarım travmasına eskiden böyle şeyler mi vardı, anestezi bile yoktu, karga tulumba kesiveriyorlardı diye konuşuyor. Hay Allah psikiyatri doktordan da onay çıktı , ne onay ama:D

Tamam o zaman gün alalım genel anestezi ile bitirelim bu işi derken yavru grip oluyor, bir hafta daha erteleniyor. İçimde bir sevinç bir hafta bir haftadır, yavrum bir hafta daha kurtuldu ama sevinçin arkasına gizli bir düşünce, biliyorum haftaya da diyeceğim ki,keşke geçen hafta oluverseydi şimdi ye atlatmış olacaktık diye. Arkadaşlar dalga geçiyor gelecek paraları, hediyeleri, altınları düşün hemen iyi olursun diyor.

Cumartesi sabaha gün alınıyor, sabah onda cerrah abisi onu bekleyecek, odası ayarlandı. Ancak sorun şu ki gece boyu ve sabah süt, su falan içmesin diye haber uçuruyor halası bize, en büyük sorun o oluyor, bizi alıyor bir düşünce bir kaç kere kalkar süt ister, gece istemezse mutlaka sabah ister, ne yaparız, ne ederiz.

bugün dünya sağlık günü

taha3045 | 07 April 2010 11:24

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün kuruluşunun tarihi olan 7 Nisan üye olan ülkelerce ”Dünya Sağlık Günü” olarak kutlanır.

Bu yılki etkinliklerin teması:daha sağlıklı şehirler

Şehirler konusu bu sene dikkat çekildiği üzere çok önemli bir konu. Ülkemizde göçlerden dolayı oluşan kalabalıklar büyük şehirlerde sağlığı olumsuz etkiliyor, beslenme, temizlik sorunları şehirlerdeki fakir halkın en büyük sorunu, kalabalıktan çoğalan bulaşıcı hastalıkları da unutmamak lazım. Peki zaten şehirde yaşayan göç etmeyen , maddi durumu iyi olan insanları sağlık sorunlarına dahil değil mi ? Elbette fazlasıyla, cep telefonu, bilgisayar, notbook gibi araçları sadece evinin, işyerinin değil adeta bedeninin bir parçası gibi her yere götüren insanlar , bunların olumsuz etkilerine maruz kaldıkları gibi, bir de stres ve hava kirliliği ile iyice etkileniyorlar. Ayrıca teknolojinin son harikaları sayesinde , her işi aletlerin yapmasıyla gelişen hareketsizlik te cabası.

Öksürük

ekince | 23 February 2010 12:21

Bir bakıma vücudun savunma mekanizması sayılabilecek öksürük, çeşitli nedenlerden oluşabilir. Bunlardan bazıları, nefes borusuna kaçan cisimler ya da yiyecek parçalarıdır. Öksürük ayrıca bronşların içinde oluşan ve balgamında dışarıya atılmasını sağlar ve büyük ihtimalle bir hastalık habercisidir.
Sadece akciğerle alakalı olmayabilir. Burun, kulak zarı ve midede de başlayabilir.Basit şikayetlere bağlı öksürükler, genellikle ilaçlarla tedavi edilirler. İleri seviyede olanlarında ise antibiyotik tedavisi uygulanabilir.Öksürükten kurtulmak için, evinizde kendi kendinize bir karışım hazırlayabilirsiniz. Bir adet soğanın suyunu bal ile karıştırıp, gece yatmadan önce bir kaşık yediğinizde, kısa zamanda olumlu etkilerini görebilirsiniz. Soğanın acı olması daha etkili olmaktadır. Ancak miğde rahatsızlığı olanlara, şeker hastalarına, soğan ya da bala karşı alerjisi olanlara yedirmek doğru değildir. Bu karışım bir ilaç değildir. Her zaman doktorunuza danışmanız gerekir.

teselli

admin | 10 February 2010 13:17

http1.bp.blogspot.com
http1.bp.blogspot.com

Bir aydır içini rahat tut, birşey çıkmayacak diyordum. İçim de rahattı gerçekten.

İş sonrası telefonumu açtım. Sesli mesaj. Arkadaşım. Hiç beklemediğim bir cümle, beklemediklerim… Sanıyorum ki, özledim, görüşelim diyecek. Ben de mutlu olacağım.

‘Tahlil sonuçlarım çıktı bugün. Olumsuz. Hemen ameliyat dediler. Pazatesi sabah ameliyat oluyorum. Haber vereyim dedim. Öpüyorum.’

Usb den x-ray tarayıcı!

Beacool | 04 February 2010 12:24

Bugüne kadar bir diş hekimine gidip de röntgen çekiminden sonra bir ya da birkaç gün filmlerin gelmesi için bekleyenleriniz eminim vardır. Genelde “bugün git yarın gel” sisteminin oturduğu ülkemizde özel diş hekimlerine dahi gitseniz bu olayın olması çok olası…

Şimdiki zamazingomuz bu beklemeyi belki de tarihe karıştırabilecek bir ürün. Çünkü hekiminizin çektiği röntgenlerin basılmasına gerek kalmadan direk bilgisayardan izleyip yorum yapabilmesine olanak tanıyor! Ayrıca normal bir röntgende yapılamayacak şekilde yakınlaştırma da yapabiliyor. Daha net görüşler için gayet yararlı. Bu da hem maliyet hem de zamandan tasarruf demek. Tabii ki bazı mekanlarda bu ve benzeri ürünler kullanılmakta. Lakin fiyat, boyut, kullanım kolaylığı açısından gayet alınabilir durumda. Şahsen son günlerde gördüğüm insana hizmette en yararlı ürünlerden biri.

Özelliklerine bakacak olursak;

Ahmet & Ayfer

admin | 31 January 2010 15:00

Ahmet Erzurumlu. Zor bir hayatı vardı. Fakir bir ailenin okumaya hevesli, hayallerinden başka bir şeyi olmayan çocuğu.

Sessiz ve içe kapanıktı. O bölgelerde okumak zor. Gerçektebn hayal, hele paran yoksa, hele ailen de çok çok hevesli değilse seni okutmaya. Ahmet on beş kilometre uzaktaki bir okula gidiyordu. Sonrası yatılı okul. Sonrası Hacettepe tıp, sonrası ABD’de devam etti bursla okumaya. Uzmanlığını da yaptı. Sonra tekrar ülkeye döndü.

Ahmet aynı içe kapalı Ahmet lakin. Hiç değişmemiş. İlk yakınlaştığı ve gözlerini kaldırıp gözbebeklerine bakabildiği ilk kızla; Ayfer’le evlendi. Ayfer evlenilecek kadın diye düşündü. Annesi de memnundu, kendi de. Lakin Ayfer dillere destan. Günde on kez Ahmet’i arar. Dışarıda içecekse şayet Ayfer’le içer.
-Nerdesin Ahmet?
-Ayfer’le şuradayım, buradayım.

“Ağa” gibi oturmak diz kapağını bozuyor

rpc | 29 January 2010 17:05

Şurada yazan habere göre; “ağa” gibi oturmak diz kapağını bozuyor. Omurgayı düz tutarak, diz kapalarınızın zarar görmeden nasıl oturmanız gerektiğine yazının ilerleyen kısımlarından ulaşabilirsiniz.

safiye Ali–ilk kadın hekimimiz

nazokiraze | 18 January 2010 16:18

İstanbul’da 1891 (1894 yazar bazı kaynaklar) yılında dünyaya gelen Safiye Ali Osmanlı İmparatorluğun’a çeşitli hizmetlerde bulunmuş bir ailenin kızıdır.Babası Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid’in yaverliğini yapmış olan Ali Kırat Paşa annesi ise Mekke Muhafızı Müşir Hacı Emin Paşa’nın kızı Hasene Hanım’dır.(kendisi de Bülent Ecevit’in annesinin teyzesidir)

İlk olarak özel başlayan eğitimi Üsküdar Amerikan Kız Koleji ile devam eden Safiye Balkan Savaşı’nda gördüğü yaralılardan çok etkilenir ve kendine tek bir hedef belirler doktor olmak.

Yaşadığı yıllarda elbette bir kadının tıp fakültesinde okuması ve hekim olması ancak hayal edilebilecek bir fantezidir, çünkü Darülfünun Tıp Fakültesi bayan öğrenci kabul etmemektedir.Belki de Maarif Vekili Şükrü Bey destek olmasa hiçbir zaman Almanya’ya gidip Würzburg Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne kayıt yaptıramayacaktı. Safiye Ali başarıyla bitirir okulunu , kadın ve çocuk hastalıkları üzerine ihtisas yapar. Kurtuluş Savaşı sona ererken o yurduna dönmüş ve işe başlamış olur.