Merhaba hafif.org ailesi… Bir hafif-yaz klasiği olan Yüksel’in Sırrı ile yeniden karşınızdayım… Pek çok arkadaş önceki 7 bölüm boyunca ısrar ettiler ama ben biraz daha devam etmek istedim. Bir yıllık bir aradan sonra devam etme fikri nereden çıktı diyebilirsiniz. Hemen cevaplayım, yazma isteği gelip giden bir şey, bu isteğim tekrar kabarınca ben de oturdum bilgisayar başına.Önceki 7 bölümün linklerini de vereyim, orta yerinden girince hikayeye anlamayabilirsiniz.Yüksel’in Sırrı-1Yüksel’in Sırrı-2Yüksel’in Sırrı-3Yüksel’in Sırrı-4Yüksel’in Sırrı-5Yüksel’in Sırrı-6Yüksel’in Sırrı-7Bu arada inatla beğenmediklerini söyleyip, hakaret vari yorum yazan veya yazacak olan arkadaşlara peşinen söyleyim kendinizi tatmin edeceğiniz yer benim yazılarım değil, o yer aynanın karşısı…Bir de bu beğenmeyen arkadaşlar rahat etsinler, son 3 yahut 4 bölüm kaldı. Ama bu bölüm beğenilirse biraz daha uzatabilirim. Hadi vira bismillah diyelim ve başlayalım :)7.bölümün sonundan devam ediyoruz…Kırmızı ışıkta dururken aklıma gelmişti. Yüksel’in bir sırrı mı vardı? Kocam benden hiç bir şey gizlemezdi, ben de ondan. Ama bu sefer Yüksel bir şey saklıyordu ve bu sakladığı şey çocuklarıma zarar verebilirdi. Neydi bu sakladığı ve neden çocuklarımla ilgili olsundu? Nasılsa hastaneye gidiyorduk, öğrenirdim. Yüksel söylerdi. En azından öyle umuyordum. Ben böyle düşüncelere dalmışken bir korna sesi geldi, beni de düşüncelerimden sıyırdı. Baktım kırmızı ışık sönmüş yeşil ışık yanmıştı.Hemen vitesi taktım ve gaza bastım. Bir an önce gidip bu sırrı öğrenmeliydim. Ama söyler miydi Yüksel? Artık bundan emin değildim…Ben bu düşüncelerle arabayı sürerken bir anda arkadan yapılan sellektörü farkettim. Birisi bizi takip ediyordu ve şimdi kenara çekmemi istiyordu. Daha çok yüklendim gaza. Takip eden kişiyi atlatmak zorundaydım. Bir evladımı daha ona veremezdim. Sadece evladımı değil belki de ikimizi birden istiyordu. Yüksel nasıl bir şey yapmayı düşünüyordu ve bu kime ne zarar vermişti? Bu adamlar neden durduk yere bizim ailemizin peşine düşmüşlerdi? Hiçbirine cevap veremiyordum aksine her soru yeni bir tanesini yanında getiriyordu. Bulunduğum ana odaklanmaya çalışarak düşüncelerden kurtulup arkadaki adamı atlatmayı istiyordum. En azından deniyordum…Tam bu sırada refleks olarak sağa bir döüş yaptım. Bizi takip eden adam beklemiyordu bunu, bir süreliğine atlatmıştım ama yine gelecekti. Bu yüzden ilk sokağa girdim. İlk sokağın içinde bir yerden sola döndüm sonra sağa sonra tekrar sağa ve bir caddeye çıktım. Caddede biraz gittikten sonra U dönüşü yaptım ve yola devam ettim. Adamı atlattığımı sanıp rahatlamıştım biraz. Bu arada Pusat ne yapıyor diye hiç bakmamıştım. Gerçekten oğlum ne yapıyordu. Hiç sesi çıkmamıştı. Döndüm baktım; oğlum mışıl mışıl uyuyordu. Belli ki; yorgunluğuna daha fazla dayanamamış. Bu iyi bir şeydi. Bunları görmediğine sevnmiştim.Bu arada nerde olduğumu bilmiyordum. Peşimdeki adamı atlatınca etrafıma bakmadan yola devam etmiştim. Nerede olduğumla birazdan ilgilenecektim. Ama önce Yüksel’e neler olup bittiğini bir anlatmalıydım. Telefonumu çıkardım ve rehberden Yüksel’i bulup aradım. Telefonu Yüksel açtı, kocamın sesini duymak beni rahatlatırdı her zaman, ama bu sefer böyle olmamıştı… Olanları anlatıp telefonu kapattım. Bir an önce hastaneye gelin zırvalıklarından başka bir şey söylemedi…Devamı gelecek bölümde, yorumlarınızı esirgemeyiniz 🙂