Yüksel’le Fatih yemeklerini yerken Özge’nin annesinin evinde elektrikler kesilmişti. Buradan sonrasını Özge anlatıyor:Çocuklar gün boyu ne olduğunu sorup durdular. Her seferinde atlatmıştım ama sinirlerim iyice bozulmuştu. Sonuçta neyden ya da kimden kaçtığımız bile belli değildi. Bilmediğim bir şeye karşı çocuklarımı nasıl koruyacaktım? Çocuklarıma ne olacağını bilmiyordum ve fazlasıyla korkmuştum. Kendime hâkim olamadım ve ağlamaya başladım. Çocuklarıma karşı güçlüymüş gibi görünemeyecektim. Yine sordular:“Anne neden ağlıyorsun? Neden anneannem gildeyiz?”Cevap verecektim ama sözcükler boğazıma düğümlenmişti. En sonunda kendimi toparlayıp cevap verebildim canımdan çok sevdiğim yavrularıma:“Babanızla kavga ettik. Biraz burada kalacağız.”Kızım Nagihan bunu anlayışla karşılamıştı. Ancak oğlum Pusat babasına ablasından daha düşkündü.“Ben babamın yanına gitmek istiyorum. Onu yalnız bırakmam.” Diye bağırıyordu. Pusat’ı ikna etmek için:“Yemeğimizi yiyelim sonra ben seni babanın yanına götüreyim olur mu Pusatçığım?”“Tamam!”Şimdilik oğlumu ikna etmiştim ama onu geri götüremezdim. Yemekte düşünecek bolca vaktim olacaktı nasılsa ya da anneme sorardım. Annemle beraber sofrayı hazırladık. Benim aklıma bir fikir gelmeyince akıl almak için annemi dışarı çağırdım. Pusat’ı nasıl ikna edeceğimi ancak sorabilmiştim ki; elektrikler kesildi. Birden her yer karardı. Karanlık zaten fazla olan korkularımı iyice tetiklemişti. Hemen çocukların yanına dönmem gerekiyordu. İçimden bir ses onların tehlikede olduğunu söylüyordu. Hemen geri döndüm. Ayağım bir şeye takıldı az önce orada olmayan bir şey. Yere düştüm, kalkmaya çalışırken kulağıma kızımın feryadı geldi:“Anneee! Kurtar beniii!”Devamı gelecek bölümde 🙂