bildirgec.org

biz hakkında tüm yazılar

Hafif’ten Öğrendiklerim

| 31 August 2007 17:35

Genel kültür olarak öğrendiğim binlerce şey yanında insanlar hakkında şunları öğrendim:

– Biri kendinden biz diye bahsediyorsa adam bile değildir hiç muhatap olmamak lazım

– İnternet Troll’ü diye bir kavram olduğu

– Biri sizi mahkemeye vermekle tehdit ediyorsa zerre aklının olmadığı, tırsağın önde gideni olduğu ve kolpacı olduğu

– Yurdumun insanın ismi cismi bilinmeden konuşma fırsatı edince otu boku en iyi ben biliyorum diye ortaya atlamadan duramadığı

– Özel hayatını en çok ortaya dökenin, biri laf edince en çok bağırdığını

Vay Be..

khun | 25 July 2007 15:07

Bi de özür diledim, pardon ben yanlış bilmişim dedim meğer yanlış manlış bilmemişmişim!
Kimi ortalığa ip atar, asarız keseriz der; kimi mazotu ben daha iyi 1 ytl yaparım, fındık benim ben fındığın el ne karışır der;
kiminin eşi, eşinin alnındaki teri silmek için otobüsün üstünde peşi sıra gezelenir ( bunlar televizyonda kendilerini hiç mi seyretmiyorlar acaba? ); kimi Atatürk’ün adıyla oy istediğinde meclis dışında kaldığını unutur hatırlayasıları gelmez.
Sandılar ki muhalefet yapma şekli eskiden neydiyse bugün de odur.
Bi de dip dalgacılar vardı çın çın çınlayıp velvele yaparak milletin tepkisel zihninin tepkisini çektiklerini anlayamayan. Kahretsin aylar önce yazmıştım bu dip dalganın altında kalacaksınız diye, yayınlanmamıştı, sevinmiştim, çünkü pişman olmuştum haksızlık ettiğimi düşünerek.
Bi de e-muhtıra verdiler yürü ya millet dediler, burda ben görüyorum sade vatandaş, iş nereye gidiyor, orda onlar görmediler (ya da istedikleri buydu!)
Böyle muhalefete böyle iktidar,
Böyle millete böyle siyasetçi!
Yazıklar olsun.
Vay be..

Farklılık ve değişme

darjeeling | 11 June 2007 15:22

Orjinal olmak için sapsarı bir çanta kullanmıyorum, sevdiğim için kullanıyorum. Kırmızı ruju bana baksınlar diye değil sevdiğim için sürüyorum. Cep telefonum çalıştığım şirketteki insanlarınkilere ve kazancıma göre çok alt seviyede ama ben telefonda milyon tane fonksiyon olmasına gerek olmadığına inanıyorum. Daracık kot pantolon giymiyorum, sıradan olmaktan korkuyorum. Sokakta yanıma yaklaşan çocuk benimle tanışmak istediğimde ‘ benim sevgilim var ve onu aldatmam’ dediğimde, bana ‘bende evlenelim demiyorum zaten’ gibi pişkin bir cevap verdiğinde ‘sevgilim sen olsaydın seni de aldatmazdım’ diyorum çünkü aldatmayı sevmiyorum. Bukowski tarzında yazan yazarları eskiden seviyorken artık çok ta fazla haz etmediğimi,insanların değişebildiğini görüyorum. Uzun tırnakların daha kadınsı gösterdiğini bilsem de kısa tırnakla gezmeyi daha çok seviyorum. Çoğu klasik kitabı okumuşumdur ama çok azını sevdim,artık klasiklerden okumuyorum, bundan da utanmıyorum. Erkek olsaydım kıpıkırmızı ya da sapsarı bir deniz şortu giyerdim, biliyorum. Her zaman şuankinden farklı bir imzam olsun isterdim, çok denedim ama bulamadım,elimdekiyle yaşamaya çalışıyorum. Sanırım diğer bir çok kadının aksine benim yak parmaklarım ama özellikle ayak baş parmağım çok komik, şişko ve kocaman. Bu kadar.

Oyun Oyun İçinde

khun | 25 May 2007 20:21

Oyunları vardı ben’in, oyun içinde ve ben’lerin. Ben, oyunlar oynardı ben’e ve ben’lere. Herkes oyunlar oynardı kendine ve herkese.
Oyun oyundu sadece, ama hayattı aslında, yaşamaktı.Ben bunu bilirdi, herşey ben içindi, yaşamak da.
Yaşamak bir oyundu, iç içe geçmiş oyunlardı. Ben bunu bilirdi, yaşamakdı asıl olan. Herşey bir oyundu ve hepsi yaşamak. Ve hepsi ben içindi.
Ben varolmak demekti, anlamak, bilmek, acıkmayı, doymayı, doyamamayı, öfkeyi, kıskançlığı, sevgiyi ve plan yapabilmek herşeye dair, oyunlar oynayabilmek.
Ben bilirdi, hayatın kuralları vardı, şartları ve sınırları, hepsi kendisi içindi. Oyunlardı hayat, oyun içinde.
Oyun hesaptı sadece, yalan değildi, yanlış da. Kötü ya da iyi ya da çirkin veya güzel. Sadece oyun, sadece hesap, ben bilirdi hesabını. Çünkü oynamayı bilirdi, herşeyi anlamlı yapan kendisiydi, herşey ben içindi. Gerisi önemli değildi.
Herşeyin bir açıklaması vardı, zaten olmasa ne olurdu ki? Önemli olan hesaba uymasıydı ve herşey hesaba uydurulabilirdi. Bu bir oyundu.
Bazıları düşer, bazıları ayakta kalırdı, hayat böyleydi.
Sınırları vardı hayatın ve kuralları. Ben bilirdi.
Ben’ler vardı ben içinde ve ben’e oyunları, bu, yaşamaktı sadece, hayat böyleydi, ben bilirdi.
Oyunlar önemliydi, hesap önemliydi. Hesap yaşamaktı. Ben hesabını bilirdi. Gerisi önemli değildi. Bunu bütün ben’ler bilirdi, iç içe veya yan yana. Bütün ben’lerin oyunları vardı. Çünkü hayat buydu.
Sadece ben ve ben’lerin hesabı önemliydi, çünkü herşeyi var eden ben’di ve anlamlı. Ben olmasa hayat da olmazdı, kurallar, sınırlar ve oyunlar da.
Ben en önemli olduğunu iyi bilirdi nasıl bilmesindi ki?
Bütün oyunlar sadece oyundu yaşama dair ve isimleri önemli değildi ya da sıfatları ya da ayrıntılar. Önemli olan sonuçlardı. Sonuçlar içindi bütün oyunlar, hesaba uygun olmalıydı bütün sonuçlar. Şimdi doğru olan biraz sonra yanlış olabilirdi. Hayat değişkendi.
Ben bunu bilirdi bütün ben’ler bilirdi.
Hayat böyleydi.

Ben ben içinde..

khun | 22 May 2007 18:47

Benler vardı, sınırlar içinde ayrı ayrı. Benler vardı, ben içinde bir arada. Ben’e ve benlere göreydi, bütün sınırlar ve ben için.
Ben, bilirdi herşey kendisi içindi. Sınırlar da benler de. Ben’e göre tanımlanmıştı herşey ve tanımlanacaktı, çünkü öyle olmalıydı.
Çünkü, ben’di herşeyi anlamlı yapan. Çünkü, ben’di varolmak denen.

Ben olmazsa sınırlar da olmazdı, tanımlar ve kurallar da. Ve hayat da. Tanımdı herşey, sınırdı.
Ve ben bunu bilirdi.
Suyun bile ben’leri vardı, ben içinde. Sonsuzluğun içinde bir sınırı ve sınır içinde sınırları. Atomları, molekülleri. Dalgaları vardı okyanusların ve akıntıları.

Fani dünya

khun | 17 May 2007 11:34

olay,
sabah saat altı,
Bir adam sesi geliyor sokaktan, telefonla konuşuyor koşarken,
-Abi iki dakka bekle geliyorum, yolda koşuyom şu anda
tamam mı abi?
-tamam abi, görüşürüz birazdan.
çıkarım,
1-adam muhtemelen servise geç kalmş,
2-servis şöförünü arıyor
3-şöförün tlfnu adamda var
4-şöförü arayıp beklemesini rica etmek onun için de,
şöför için de, hatta servis aracında bekleyecek olan
diğer yolcular içinde normal,
5-tlfn la yüksek sesle konuştuğunun muhtemelen farkında değil,
6-koşuyor olmaktan ve geç kalmış olmaktan dolayı heycanlı,
7-muhtemelen ya taksiye verecek parası yok veya servisi kaçırmakla işe geç kalma ihtimali yükselecek (taksi de lazım olduğunda bulunmaz),
8-tek başına geç kalmaktansa herkesle birlikte geç kalmak daha iyidir.

ONLARDAN YANAYIM

siyuu | 14 May 2007 16:18

Uzun zamandır içimi sıkıyor. İki kelam etsem, gerçi kim dinler, kim anlar diyorum.Ankara’da, İstanbul’da, Manisa’da ve en son İzmir’de büyük ama gerçekten büyük katılımlı mitingler düzenlendi. Ortak haykırış laiklik, Cumhuriyetin kazanımları üzerineydi. Kitleler, AKP’nin iktidardan inmesini, inmesi için büyük bir güç haline geldiklerini ifade ettiler. AKP’yi ve onun temsil ettiği düşüncenin gizli bir İslami ajandasının olduğunu ortaya koyarak, laikliğin tehlikede olduğunu, hatta giderek bir karşı devrim tehdidi olduğunu haykırdılar. Kitleye baktığınızda, kalabalıkları oluşturan insanların toplumun her kesiminden olduğu anlaşılmakta. Bir bakıma şüphe ve endişeler de anlaşılabilir. Erbakan ve kadrosunun geçmişi de ortadayken, hiç tehlike yok denemez. (Buraya kadar birçok yerde yazılan çililen şeylerin özetine değindim)