bildirgec.org

siyuu

11 yıl önce üye olmuş, 84 yazı yazmış. 46 yorum yazmış.

Sarkozy İkna Edilir

siyuu | 02 August 2007 15:43

Türkiye, Avrupa Birliği (AB) üyelik sürecine yıllar önce başladı, hepimizin artık ezberlediği, belki de bıkmaya başladığı bir süreç bu. Gençliğimiz için, orta yaş dönemimiz için çok uzun süreler çeşitli sonuçlar için bekleyip durduk; gümrük birliği, üyelik müzakereleri, başvurunun kabul edilmesi vs. Oysa bir ülke için çok kısa zamanlar bunlar. Bakın doğu bloku çökeli nerdeyse 20 sene olacak, konuşmalarda yeri geldiğinde “batı sistemine yeni katılan doğu bloku” denilebiliyor. Yani sözün kısası, 2013 veya 2020 yılı bu yazıyı okuyanlar için uzak bir dönem olabilir ama bir ülke için bir adım ötesidir aslında.

Ülkem Meksika Mı Olacak, Suriye Mi?

siyuu | 18 June 2007 13:22

Babil filmini seyredenler hatırlar; etrafta dolaşan zebralar, fahişeler, yollarda tavuklar, özenti tabelalar, toz toprak perişan halde caddeler, koşturan insanlar bir Meksika görüntüsü…ABD’nin güney sınırında, taşrası çevre şehirleri 3. dünyayı yaşayan, başkenti ve bazı liman şehirleriyle batı sermayesini çekmiş, sınırlı bir nüfusun modern ve batılı hayat yaşadığı, geri kalanların az gelişmişliğin tüm sorunlarını devam ettirdiği, Zapatistaların kırlarında gerillacılık yaptığı, kendini atabilenin ABD’de de bakıcılık, çöpçülük, pezevenklik, uyuşturucu satıcılığı ya da küçük meksika lokantacılığı yapabildiği asla belini doğrultamayacak bir Meksika…

Güzel Medya

siyuu | 13 June 2007 16:52

“Yunan Haddini Aşıyor”, “Barzani Yine Kin Kustu”, “Ermeni Yine Aynı Kafa” “Rum Azdı” “Bulgar Uslanmıyor”…kendimi bildim bileli, yüksek tirajlı gazetelerden okuduğum başlıklar bunlar…yıllardır değişmeyen yaklaşımlar…şimdi bu konuların ayrıntılarına girmeyeceğim…haklı olduğumuz da vardır…haksız olduğumuz da…çünkü bir ülkenin bütün tezlerinde haklı olması beklenemez…yine de tezler haksız da olsa her şeye rağmen savunulmalı…bunları biliyoruz…Üzücü olan yıllardır hep aynı üslubun kullanılması, yıllardır aynı sokak kabadayısı ağzının terk edilmemesi…oysa bu ülkenin üniversitelerinde okuyan, kitaplarını okuyan, dergilerini karıştıran, Avrupalarda okuyan medya elitleri ve onların alt çalışanları daha iyi bir dili de öğrenmişlerdir bu uzun yıllarda…bir konu hakkında hem zeka dolu hem karşıdakini çıldırtan hem de ülkenin tezlerini savunan bir başlık atmayı mutlaka öğrenmişlerdir…bir zeka kıvılcımı fırlatıp ortaya, bunun taa Kanadada yankılanmasını beklemek te isterler bu insanlar…her nedense yıllardır aynı tekrarlar…aynı bağırtılar…yunan bilmem ne…rum şöyle böyle….oysa yıllar önce bir İngiliz gazetesinde gördüğüm başlık hala aklımdadır…Türkiyenin AB süreci kapsamında yaptığı demokratik reformların uygulamada yetersiz kaldığını eleştiren bir yazıydı….başlık ise “Turkey, We Are No Foool” (Türkiye Biz Aptal Değiliz) şeklindeydi….şimdi bu başlığı kenara koyabilir misiniz…bu başlığı hemen atlayıp..”amaan” diyebilir misiniz…

ASKER

siyuu | 13 June 2007 14:57

http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=6706

Şimdi Gel…

siyuu | 12 June 2007 17:58

.
.

Herkesin başına gelmiştir eminim, lisede, ortaokulda veya üniversitede; bir hatunla veya bir adamla uzaktan sevişirsiniz (sevişme derken karşılıklı birbirini sevme anlamında…cinsel birleşme değil)…uzaktan bakışlar, kantine girerken şöyle bir gözle aramalar, kendi grubunuzda kahkahayla gülerken veya sevgilinizle koridorda yürürken bir an durup göz göze gelmeler, konuşmadan, hiç iletişime geçmeden uzak uzak anlaşmalar…yanında sevgilisi vardır, yanında arkadaşı vardır…bir hayatın bir tatlı girdabın içindedir…siz de bir başka girdapta, mutlu mu mutsuz mu bilemediğiniz bir geçici yaşamı solumaktasınızdır…sonra sınavlar, ödevler vs. akıp geçmektedir günler…

birgün akşamüzeri sınav sonuçları için duvarda asılı duran listelere bakarken, bir anda yanınızda bir gölge belirir…bakarsınız o…bir daha bakarsınız o…evet yanınızda…ama ne mümkün ne yapacaksınız…bir başka hayatın, bir başka grubun insanısınız…sevdiğini sandığınız bir kadınla veya erkekle berabersiniz…ismi listede en üstlerdedir belki size sorar “göremiyorum, kaç almışım”…”100 aldın be güzelim..sen hep 100 aldın” dersiniz içinizden…sonra birden bir başka gölge araya girer…”65 almışsın tatlım”… “sen bu kıza ancak o kadar not verirsin” diye iç çekersiniz…işte Atilla İlhan’ın “hayırsızın biriydi fikrimce” dediği adam gerçek notunu söyler sevgilisine…o adamın elinden alırsınız o kadını aslında ama yollar farklı çizilmiştir…o yolda birlikte yürümeniz o kadar zordur…o kadar zordur ki…nafile, sevgilinize sarılırsınız…neyse zaman geçer okul biter…iş güç vs.ye girilir…