bildirgec.org

ayrılık hakkında tüm yazılar

bir pazar, sıradan ve dokunaklı kaygısı taşımadan; öylesine bir pazar…

astral | 16 November 2009 15:04

Son söz uçtu.
Yıllar önce bir kırlangıç konmuştu pencereye yalanmış, rüyaymış…

Düştü pencereden bir kadın. Miyavlayan ve başka şey bilmeyen bir kedi sırnaşarak, sürünerek ahşap sehpanın altına sokuldu, mutlu dünyasını herkese göztermek istercesine…

-Bugün şarkılar çalınmıyor farkettin mi?
-Tabii fark ettim, bugün bizim evlilik yıldönümümüz.
-Ne kadar espritüelsin.
-Hadi kahvaltı yapalım.
-Canım istemiyor.
-Canının istediği birşey var mı?
-Canımın neyi istemediğini söyleyebilirim.
– Neymiş o?
-SEN.

MAVİNİN ÖYKÜSÜ

kahvekokusu | 11 November 2009 10:44

Bıraktığı yerde öylece kalakaldım… Yorgun, umutsuz, yıpranmış… Biliyor mudur acaba şimdi nasıl hasretle beklendiğini ya da ne kadar umarsızca sevildiğini…

Takvimlerden habersizim… Zamana kattığı değerle biliyorum ancak aylardan ne… Mevsimlerden hangisindeyiz… Bedenime can verecek, kendi varlığıyla varlığımı anlamlandıracak olan O, neden yok şimdi…

Tek değildim biliyordum… Olamazdım da… Benzerlerim o kadar çokken… Her gün bir başkasıyla sarmaş dolaş arşınlarken şehrin kaldırımlarını, böyle deliler gibi bekleten neydi bana gelmesini… Üzerimdeki hala onun kokusu mu, tüm zerrelerime, tüm ilmeklerime işlemiş olan?

BU DA GEÇECEK Mİ?

kahvekokusu | 02 November 2009 15:16

Nefesinle can bulup, sesinle can verecek bir tek cümlenin iki dudağının arasından dökülüp bana gelmesini öyle çok bekledim ki… Kaç saattir sürüyor bu intizar ya da kaç gündür, saymadım… Batan güneş, işte bir gün daha bitti haberini alay edercesine fısıldarken kulağıma, her sabah yeni bir umut ekleyip bir önceki güne, bekliyorum aynı musaberet ile… Belki bugün diye…

Kahvaltımı sensiz yapıyorum… Tadı tuzu yok hayatın… Çayım hep acılara demliyor kendini ve hep boğazımda bir düğüm…

Sevmek Düşmeden Uçmayı Bilenlerin Marifeti

kahvekokusu | 30 October 2009 09:41

Kendi yağmurunda ıslanır şehir
Yüzüm kendi yağmurunda yıkanır..
Her aşk kendine büyüktür
Ve her ayrılık kendi yalnızlığını tanır…

Gel..desen, yalınayak
Kızgın sahralardan, harlı yollardan geçerek gelirdim sana…
Gel! Desen
Düşmekten korkmadan,
Kırık kanatlarımla, uçarak gelirdim sana…
Yüreğimde bin kamyon yükü sevda
Uykusuz gecelerimi nevbetlere devredip
Yıldızlardan sızan bir ziya gibi
İcabet ederdim çağrına
Oysa ne “gel” dedin ne de geldin.
Ey hüznümü umuduna çözdüğüm sevda!
Kaybetmek bulanlara mahsustur
Ben seni hiç bulmadım ki….

KOYNUMDA HÜZÜN

kahvekokusu | 29 October 2009 12:04

Hasretinle sevişirim her gece
Her gece koynumda hüzün, senin yerine…
Özlemlerim dağ gibi büyürken içimde
Çoşkun bir ırmak olur sana akar yüreğim…

Dost sohbetleri yalan
Sığındığım şiirler yavan
Hiç kimseyi, hiç bir şeyi koyamam yerine…

Gecelere yüklesem efkarımı, taşıyamazlar
Ben kalırım bana, bir başıma…
Hayalinle dertleşirim her gece,
Her gece koynumda hüzün, senin yerine…

VESİLEYLE AŞK

gunesligunler | 25 October 2009 12:17

Bir yalnızlaşmak öyküsüdür aşk…
Ötekileşmek,
Sonra yalnızlaşmak mahşeri yerinde
Mızrak saplanırken yüreğe
Acısız, aşktan yitirmektir canı
Koşup terlemek değil, deryasında kavrulmaktır aşkın
Yaşam mı?
Onsuz yaşanmıyor, onunla oldun mu bitiveriyor.
Aşk’ın öyküsü kısadır hayat kadar.
Bir vardır sonra hiç yoktur.
Bir sihirbaz gelir
Şapkadan çıkarır; ilk görüşte aşk diyor insanlar buna.
Bir kahraman saldırırken düşmanına
Bütün bilinciyle sarılırken davasına
Sıkarken kurşununu hedef almadan, yüreğiyle gözlemesidir: Aşk!
Sonra hiç yoktur aslında aşk
Var olduğu kadar… Kayıptır!
Ayrılık der insanlar.
İşte böyle: bir vardır, bir yoktur aşk.
Hiç olmadığı kadar varlığı; her zaman olduğu gibi yokluğu
Aranandır aşk…
Bazen ana avrat küfredilip
Sokağa atılan piç edilen
Bazen de şık bir kentin asılı kalan trafiğinde bekletilip
Çaresiz yeşilin yanmasını bekleyen.
Vesselam aşk hep vardır hiç olmaz.
Mem yanar zin kavrulur.
Aşk arada dansözdür bazen.
Oynar oynar döner götünü gider.
Rahmin bekâret kilididir
Onu ancak “o” açar
Bir de “zor”(?)
Ağaçları yanmış, hayvanları ölmüş bir orman
Yağmurunu yitirmiş, bulutları yok olmuş bir gök
Sonra bir acı matem sonra bir insan
Aşk yaşatandır diyorlar insanlar
Aşktır bizi ayakta tutan
Bir vardır, olmasa da hep vardır aşk.

gidene ağıt-1

terre | 15 October 2009 18:49

yokluguna çizgi çektiğim bir yolcusun sen
kanım akarda akar gider uzak yollara
sarhoşuyum aşkın öyle doluyum anlatamam sana
şarkılar dinliyorum sen yoksun diye
gelirsen ışıkları kapamadım hiç
gitveya gel ama asla beni unutma
bende senş unutmayacağım
canım çok yanıyor anla artık
hadi gel diyorum duy artık

gel hadi gel diyorum hep
akşamları sıkılıyorum sen yokken
bu duygusal gecelerde öleceğim bir gün
bana bakmazsın biliyorum
belki bakarsın bilemiyorum
gel artık
seni bekliyorum
sende beni bekleme
ben gelemem diyorum

TÜM ŞARKILAR SANA DOST

il mare | 01 October 2009 09:31

Dostum demiş ki;

“Gitmekle kalmak,son vermekle bunu kaldıramamak arasında bir yerlerdeyim gene.Hem de hiç bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi artık karar verilmesi gereken sürünceli o karara.O acı çekti,ben çektim ve kenarına gelinmeli işte bir şeylerin.Bir cümle,belki bir söz,bir bakış,bir göz kararması ve nihayet kaçınılmaz son..Biri cesaret etmeli yani.Aklımda binbir sahne,binbir süslü cümle.Ayrılık da saygılı ve sevgili olmalı.Suskunluk,ne diyeceğini bilememe,uzaklara dalıp gitme,nerden başlasam diye düşünme vs. Bunlar olmamalı bizim ayrılığımızda.Başlangıcımız gibi teklemeden,birden,acı çekmeden yapabilmeli şu konuşmayı.Bu kadar kesin,net bir sona büyük kararlılıklar gerekir ama…

BİR KATİLİ SEVDİM

il mare | 10 September 2009 10:12

Vazgeçilemezlik böyle birşey olsa gerek.Tutku dedikleri…Ve aşk…Gözüne ve herkesin de gözüne batan bir dolu şeyi yeri geldiğinde gözardı edebilmek,sitemlerin hiçbir zaman kalıcı olamadığı noktayı benimseyebilmek…

“Benim için ölür müsün?” sorusuna; “ben ölmem,öldürürüm”cevabını alıp sevginden bir gıdımını çöpe atmamak,atamamak…Öldürdüklerini,kendisine lanet yağdıran bi dolu gözle izleyip de lanet olsun diyememek,aslında deyip de çoğu defa,sözünden dönmek.Mutfakta gizlice,kimse görmeden ondan özür dilemek,fısıldamak göğe doğru:”Hayır,lanet olmasın sana,gene de olmasın…”

hata ettim..

SNT | 08 September 2009 10:27

hata ettim sevgilim affet beni..
adının geçmediği bir günüm bir gecem yok.. hata ettim sevgilim affet beni. seni, olduğundan başka bir şeye dönüştürmek istemek çocukluktan başka birşey değildi. hata ettim ablam, annem, babam, kardeşim, herşeyim..
hani parlardı ya gözlerin. bi tek ben görüyorum sanırdım. bi tek benim için parlarlar sanırdım.. şimdi başka gözlere bakarken, gözlerim dolar, ağlarım. bahaneler isterler gözyaşlarıma.. ne bahanesini, ne sebebini bilirim.
ama yine de başka birinin kararının pişmanlığını yaşamaktansa, kendi kararlarının pişmanlığını yaşamak daha onurluca ne dersin..
İstesem alır mısın yine bana milföy tatlısı, yine bavulların hep toplu sırt çantan hep hazır mı? hala mis gibi kokuyormusun? hala için gülüyormu bana, hala bana hediye ettiğin kumsalın tapusu benim mi? yine yüzün bana dönük mü? yine yolların zorlu ve dik mi? hala çabuk sarhoş oluyor musun? hala film izlerken uyuyakalıyormusun her seferinde? yine saçlarımı tarayacakmısın? yine twisterım yere düştüğünde seninki vermeyecekmisin bana? yeniden severmisin beni? yine güzel yüzlüm, güzel gözlüm diyecekmisin bana? çıkıp gelsem bir akşam.. bir akşam beklesem kapında? bakacakmısın yüzüme? konuşacakmısın benimle?