Bir yalnızlaşmak öyküsüdür aşk…Ötekileşmek,Sonra yalnızlaşmak mahşeri yerindeMızrak saplanırken yüreğeAcısız, aşktan yitirmektir canıKoşup terlemek değil, deryasında kavrulmaktır aşkınYaşam mı?Onsuz yaşanmıyor, onunla oldun mu bitiveriyor.Aşk’ın öyküsü kısadır hayat kadar.Bir vardır sonra hiç yoktur.Bir sihirbaz gelirŞapkadan çıkarır; ilk görüşte aşk diyor insanlar buna.Bir kahraman saldırırken düşmanınaBütün bilinciyle sarılırken davasınaSıkarken kurşununu hedef almadan, yüreğiyle gözlemesidir: Aşk!Sonra hiç yoktur aslında aşkVar olduğu kadar… Kayıptır!Ayrılık der insanlar.İşte böyle: bir vardır, bir yoktur aşk.Hiç olmadığı kadar varlığı; her zaman olduğu gibi yokluğuAranandır aşk…Bazen ana avrat küfredilipSokağa atılan piç edilenBazen de şık bir kentin asılı kalan trafiğinde bekletilipÇaresiz yeşilin yanmasını bekleyen.Vesselam aşk hep vardır hiç olmaz.Mem yanar zin kavrulur.Aşk arada dansözdür bazen.Oynar oynar döner götünü gider.Rahmin bekâret kilididirOnu ancak “o” açarBir de “zor”(?)Ağaçları yanmış, hayvanları ölmüş bir ormanYağmurunu yitirmiş, bulutları yok olmuş bir gökSonra bir acı matem sonra bir insanAşk yaşatandır diyorlar insanlarAşktır bizi ayakta tutanBir vardır, olmasa da hep vardır aşk.