Dostum demiş ki;”Gitmekle kalmak,son vermekle bunu kaldıramamak arasında bir yerlerdeyim gene.Hem de hiç bu kadar yakın hissetmemiştim kendimi artık karar verilmesi gereken sürünceli o karara.O acı çekti,ben çektim ve kenarına gelinmeli işte bir şeylerin.Bir cümle,belki bir söz,bir bakış,bir göz kararması ve nihayet kaçınılmaz son..Biri cesaret etmeli yani.Aklımda binbir sahne,binbir süslü cümle.Ayrılık da saygılı ve sevgili olmalı.Suskunluk,ne diyeceğini bilememe,uzaklara dalıp gitme,nerden başlasam diye düşünme vs. Bunlar olmamalı bizim ayrılığımızda.Başlangıcımız gibi teklemeden,birden,acı çekmeden yapabilmeli şu konuşmayı.Bu kadar kesin,net bir sona büyük kararlılıklar gerekir ama…Cümleyi bile tamamlayamadan bir cümle,belki bir söz,bir bakış,bir göz kararması ve biz ayrıldık.Ayrılığı zorlaştıran ve çoğu kez ben duymak istesem bile ayrılmak istemeyen bir kızın her zaman ihtiyaç duyduğu o cümleler…”Belki yine,yani kimbilir belki pişman olursan eğer,hem belki sevdiğini anlarsın bu süreçte,belki tekrardan başlarız…” Geleceğe dair o bitmek bilmez umutlar…Umut görünümlü çırpınışlar…Herşeyin bittiğini bir türlü görmeme,görmek istememe..Cümleler sarfeden umut ağızlı oğlan ve artık çırpınma karşımda bakışlı genç kız.Nihayet çaresiz bir kabulleniş ve sonunda ayrılığa dair planlar..Oğlanın sözleri bu sefer ayrılıktan sonra umut niteliği taşımaya başlar…”Eğer pişman olursan adım atmak için bekleme sakın,senden hep bir adım bekliycem,belki 2 ay belki bir sene sonra yeniden,tekrar,bir kez daha…” Kızın gözlerinden akan yaşlar ve oğlanın bunu neye yoracağını bilememesinden kaynaklanan korkusu,suskunluğu,pes edişi,her şey güzel olur inşallah ikimiz için görünümlü gülüşü,görünümlü bakışı,görünümlü bir iç geçirişi…O bunları yaparken ben gözyaşlarımın derdindeyim.Net bir son için gereken dik duruşa yakışmayan şu yaşlar…Üzülme sevgilim ben istedim bu ayrılığı,bu gözyaşları ise bu acı sözlerin erkenliğinden.Sen de üzülme,benim gibi güçlü ol,atma içine hiçbir şeyi,benim gibi hemen akıt içindekileri.Hadi konuşma bitsin artık,kalkalım şu masadan her günki gibi,kol kola girelim yine eskisi gibi.Geleceğe dair ikimiz için planlar değil de bu sefer kendimiz için ayrı bir geleceği düşleyelim.Yürüken ben düşünceli arabalara bakayım,sen her zamanki gibi önüne gelen taşlara vur.Ve kalktık yürüyoruz.Sokak kenarında bir dilenci bağırıyor sevgilim,yine bizi birbirimize yakıştırmışlar,olmayacak çocuklarımız için hayır duasındalar.Sakın üzülme,aklın eskiye de gitmesin yolumuza devam edelim.Herşey benim istediğim gibi olmaz ama dimi?o yüzden geriye döndün ve o yüzden dilenciye para veriyorsun şuan.Bizim için verdin her zamanki gibi.Sonra bana baktın gene, gözlerime.Artık yapma bunu bakışlı gözlerim üzerinde.Yolumuza devam..Ben arabalara bakıyorum sen önündeki taşlara vuruyorsun.Ve yolun sonu,ayrılıyoruz..Yol bitti,biz bittik..İçimden son kez adımları sayıyorum.. Bir,iki,üç..Ve beklediğimi yapıyorsun,beni kendine yavaşça çekiyor,beni kokluyor,alnımdan öpüyorsun.Diğerlerinden tek bir farkla,bunların son olduğunu biliyorsun.Son bir sarılma,son kez bir daha hiçbir zaman koklayamayacağımız tenlerimiz..Gülüyorum yüzüne bakarak…Sen de gülüyorsun…Ben ayrılıyorum kollarından önden hızlıca giderken arkamdan bağırıyorsun ”herşeyin hayırlısı sevgilim”…Arkamı dönüp son kez gülümsüyorum o gözlerine ve hızlıca yürüyorum kendi kaderime..”
yorumlar
içim bir garip oldu…
Nası olmasın:(
Gidilecekse gidilir, kalınacaksa kalınır, acı çekmektir insanı güçlü yapan..
Ayynenn ölee Pbk…
Dosttt…!!! Düşelim mi Fatima’nın peşinee!!!DİLİ TUTUKLUNe zaman koyulsam yola,Bir adımım diğerinden ürkek,kaygılı.Nereye gideceğimi bilerek çıktığım yollardan,Geri dönüşlerde ya da ilk gördüğüm sapakta,Elini uzatanların tutup elinden,Yola devam edişlerde buluyorum kendimi.Kimine gülüp geçerken,Kimine ağlamalara doyamadığım hatıraların,Akıla düşüveren can yakmaların,Bugünler için biriktirilmiş hayallerin,Olanaksızlığında kaybolup giderken,Çok sevdiğim,Anlamını anlatmak için çırpındığım,Adamın adı bile silinip giderken..Ben gecenin gelişiyle,Tekrar ertesi gün hangi yola ,Hangi saçma,hangi gerekli bahanelerle ,Çıkacağımın planlarını yaparken,Uyumak istiyorum.Sevgili yüzünde saklı hayallerle buluşmak için,Uyuduğum rüyalarda,Kabusun içinde bulunca kendimi ,Uyumaktan vazgeçtiğim gecelere eşlik eder oldum.Ey sevgili!Senin aralık kapından esen tayfunun şiddetinden,Sarsılıyor kilitli kapım.Camlarım kırılacak sanıyorum.Nereye sığınacağımı bilemeden tanrıya sığınıp dualar ediyorum.Lütfen diye. “Lütfen dinsin bu rüzgar.”Sevgilinin kapısı aralık bütün aşklara,Oynaşmalara,sarılıp uyuduğu başkalaşmalara.İşte bu zorluyor evimin kapısını ,Şiddeti eziyor geçiyor evrendeki herşeyi.Biri vuruyor camıma, bakamıyorum korkudan.Canımı yakarsın, git buradan demeye bile dilim varmıyor.Şimdi yaralanmakla meşgulüm yeter artık.Ne bu rüzgara dayanacak kadar güçlü,Ne de sana bakacak kadar istekliyim ben.Bitsin sevda yolculuğu.Bu limana demirleyelim bir müddet.Yalnız kalmak endişesiyle kaybolup gitmektense,Gitgide gücünü kaybeden rüzgarın uğultusunda saklanalım biraz.Sen gözlerini üzerime diken adam.Gelecek vaadediyorsun bakışınla,Israrla kapımı vuruşunla,Küçücük düşlerinde büyütüyorsun biricik saydığın sevmemi.Oysa ne çok kabuk var görmediğin,Görme diye sustuğumu bilmeni istemediğim.Kısık gözlerinden yansıyan,Beni al isteğinden bi haber duruşumun zorladığı,Yara bere dolu bir yüreğin sahibiyim ben.Elini her uzattığında,Ilık bir İstanbul akşamının eşlik ettiği,Kelimelerini beslerken koca yüreğinle,Susmak istiyorum uzun uzun.Bırak suskunu olayım ben bu sevdanın.Kelimelerden yoruldum.Fatma Fındık
IL MARE yazma böyle yazıları. sonra peşine şiir.içkiyi de bıraktım ne olacak böyle
İçkisiz harika gider bunlar yanılgıı…
içkiyle daha güzel gider yanılgı.bırakma içkiyi, içki seni bıraksın.yanılgı işte.
belki de öyledir…
tavsiye tutulur
Arkadan çalan müzikle mısraların birleşimi zaten bi alkol etkisi yaratabilir.. Modunun meyilli oluşuna hiç girmiormm..:d
sakın ha 🙂
çok ama çok güzeldi..
Kahvekokusu,beğenmene çok sevindim,dostum adına..Tırnak içerisindeki kısım tamamen ona ve onun yaşanmışlıklarına ait çünkü…Gerçekten etkilenmemek mümkün değil…Hayta;dilenciye para verme olayı da,içinde bulunulan koşul dolayısıyla ilişkinin kurtarılması adına bir bağışlama şeklinde açıklanabilir…Dilencinin her zamanki “allah sevdiğine bağışlasın” dualarının kalıplaşmış şekilde kulağa yansıyan kısmını,tam olarak gerçek anlamıyla algılayıp,para vermenin belki hiç o kadar içten,samimi olmayışının bir ifadesi gibi düşünülebilir. Sandığının tam aksi bir durum söz konusu…Değerlendirmenden de dostumun haberdar olmasını sağlayacağım…Bakalım sevinecek mi:D
söyleme sırrını dostuna, dostunun da dostu vardır söyler dostuna…
estafurullah…
Sölerim Hayta,merak etme… Diğer mazide kalmış yazılarımı da,değerli değerlendirmelerinle değerlendirmeni diliyorum:D Böle güzel güzel,sakincene….
çok güzeldi…yüreğine sağlık…arkadaşının da tabii
Evet,dostumun yüreğine sağlık:))