bildirgec.org

aşk acısı hakkında tüm yazılar

Siyah Beyaz düşlerim..

basche | 14 November 2008 14:17

Düşünmekten başka hiç bir şey yapamazsınız ve düşünmek en berbat iştir o halde ve durumda. Gözlerini kapa ve hatırla, detayları hissedebilirsin. Kelimelere dökmeyi umursamadığın küçük parçaları, bir zamanlar yaşadığını ve istemesen bile bu uç noktaları hissedebilirsin. Bunları bir araya getirirsin ve bir insanı hissedersin. Onu ne kadar özlediğini anlamaya yetecek kadar. Ve onları senden uzaklaştıran insandan, kendinden ne kadar nefret ettiğini anlarsın…

Düşün, hayatın boyunca kaç kez bir olaya nokta koydun. Nokta koyarken neye güvendin. Aklına mı, kalbine mi, yoksa bir inat uğruna mı oldu olan biten her şey. Noktaları ileriye bakarak birleştiremezsin; onları sadece geriye baktığında birleştirebilirsin. Koyduğun noktaların gelecekte bir yerde bir şekilde birleşeceğine inanman gerekiyor. Ve bunu bir şeye güvenerek yapmalısın; cesaretine, kaderine, hayata, karmaya herhangi bir şeye. Noktaların ileride birleşeceğine inanmak, sana kalbinin sesini dinleme rahatlığı verir. Kalbinin sesi, hiç onu duydun mu? Kalbinin söylediklerine kulak verdin mi, yoksa onu aklından geldiği gibi yönetmeyi mi tercih ettin. Onu yönetmeyi tercih ettin, bu senin doğrundu. Bu gerçekten doğru olan mıydı? Gülüyorsun, gülümsüyorsun. Bu sefer aklın kalbine hükmedemiyor. Çünkü artık her şeyin farkındasın. Kendini kandıramıyorsun ve yalnızsın.

Beklentisiz(,) Gelişme

xcrescentx | 14 November 2008 09:38

Öncesi…

Seni düşünmeye başlamıştım iki buçuk yıldan sonra tekrar. Cevabı olmayan sorular denizinde yüzüyordum… İnsan bir şeyi gerçekten isterse kozmos onun istediğini yapmak için seferber olurmuş derler. Sertaç geldi Ankara’ya gidiyoruz biz dedi. Eh napalım gelelim dedim. Ankara yolcuğuna başladık maksat onlarla gezmek değildi. Seni gördüm. Beni etkileyen neydi hiç bilmiyorum ama sanırım senin beni etkilemek için özel bir şey yapmana gerek yoktu sen zaten oraya gelmeden önce bile yeteri kadar özeldin. Geri geldiğimde ise içimde doldurulamaz bir boşluk hissettim. Daha önce hissetmediğim kadar büyük bir boşluk… İlk iki ay gerçekten zordu bu zorluk senle ilgili değildi. Zorluk benim kendimle olan çatışmamdaydı. Kendi hislerimi çok iyi anladığıma inanırken birden bana tamamen yanlış gelen benim hayatımı değiştiren tanıdık hatayı benim yaptığımı anladım. Yediremedim kendime olmamalıydı böyle bir şey. Bu her şeyin daha başlangıç düşüncesiydi…Bu duyguyla savaşmaktan harap olduktan sonra duygularımı kontrol edemediğimi anladım en azından benim için değerli olan insanlar üzerinde benim mantığımın hiçbir işe yaramadığını gördüm. Ardından yeni sorunlar yüz göstermeye başladı. Sana söylemek istiyordum ama yine ben kendime engel oluyordum. Zor bir dönemdi. Asıl beni yiyip bitiren dönem ise bunun sonunun hiçbir yere varmayacağını kabullenmek oldu… Bunu başarana kadar seninle konuşmamaya özen gösteriyordum. Senin mesutla mutlu olduğunu bilmek bunu daha da kolaylaştırdı. İnsan bekleyemez mi dedim kendime. Evet, uzaktan yürütülebileceğine cesaret etmiştim. Ama bu kadar ileriye gidebilir miydim bilmiyordum.

Beklentisiz(,) Giriş

xcrescentx | 13 November 2008 18:22

Evet… Çıkmaz bir yolun sonundayım önümde duvar, arkamdaki gibi, sıkıştım kaldım… Nefes almak zor, yaralı bir serçe gibi hızlı, hızlı nefes alarak vuruyorum kendimi bir duvardan ötekine. Ama dur bu duyguların “öncesi” var… Hatta daha da “öncesi” var…

Aşk…

Aşk bencillikmiş derler bazen…

Gecenin bir yarısı uyandığında aklına gelen ilk şey ise;Onu hayatına dâhil etmek için karşı konulamaz bir istek duyarken sırf onun için kelimeleri kendi kulağına fısıldıyorsan;Sana anlattıkları üzücü dahi olsa onun anlatışlarıyla beraber kendi hislerin yerine onun hissettiklerinin aynısını hissediyorsan;Senin canını acıtamıyorsa;Sadece böyle birisinin sana değer verdiğini bilmek bile sana sonsuz mutluluk veriyorsa;Sana O’nunla ilgili sorunlarını anlatırken sen hala onun mutlu olacağına inandığın yola boğazın kanayarak ve parmaklarından tırnakların çekilirmişçesine acı çekerek sokuyorsan;Ve her şeye rağmen O’nun mutlu olduğunu bilmek sana bütün acılarını unutturuyorsa;

yelkovanın her oynayışı…

madabout | 09 October 2008 12:21

Şuan tek isteğim; kaybolup gitmek…
Arkamda bırakmak herşeyi…
Tüm benliğimi.
Çünkü acı veriyor…
Çünkü her seferinde neden diye sorular oluşuyor beynimde…
Her geçen dün daha fazla özlüyorum seni…
Zor engel oluyorum kendime..
Bizim adımıza birşeyler yapmamak için…
Sen gittin sen yap istiyorum…
Çünkü biliyorum, yapmıyorsan eğer sebebi var…
Ama aramıyor olman her geçen gün daha fazla acıtıyor canımı…
Her geçen saniye ümidim tükeniyor…
Her geçen dakika biraz daha emin oluyorum artık gelmeyeceğinden…
Bekliyorum…
Devamlı bekliyorum…
Yelkovanın her oynayışında elim gidiyor telefona…
Sonra umutsuzca çekiyorum elimi…
Durgun, küskün ve dargın oturuyorum köşemde…
Eksiğim işte…
Yoksun…
Gittin, ama giderken neden içimdeki seni de götürmedin?
Evet beni üzmeye hakkın yok…
O günde söyledim, şimdi de söylüyorum…
Beni mutlu görmek istiyorsan eğer, çabalamalısın mutlu etmek için…
Biliyorum gelmeyeceksin artık…
Ondan bende gidiyorum artık buradan…
Hoşçakal sevgili…

şubat sonu.2008

Söylemeye çekinme ne olur.

srkncntrk | 26 August 2008 09:41

S öyledim farzet sevgimi
Ö lüm kadar gerçekmi
Y aşattım diyelim sevgiyi
L afta öyle ama özde gerçekmi
E n güzel duygu sevmekse
M ümkünmü söylememek gerçeği
E bediye taşımak için sevgiyi
Y ormak lazım gelir kalbi
E lveda demek kadar basitmi
Ç ekinme söyle diyorsun
E minmisin diye sormuyorsun
K albin derinliklerine inmeden
İ rdeleyemezsin sevgiyi
N e kadar yüce olursa olsun sevgi
M utluluğu yakalayamazsa
E saret kaplar ruhun heryerini
N asıl olsa birgün öğrenilir elbet
E n güzeli en iyiyi öğrenmekse amaç
O kadar değil inan söylemek
L akin zaman çok önemli
U zun gecelerin acısı sarmadan bedeni
R uhun derinliklerin işlermi sevgi

Bıçak

pilli pati | 22 June 2008 13:56

Beni aldattığını öğrendiğimde, sanki sen 10 yaş, belki de 20 yaş büyümüştün: O kadın ve sen yetişkinlerdiniz artık. Bense bu acayip dünyanın düzenini anlamaya çalışan küçük bir kızdım. Sığınağım olan odamda dünya düzenleri bana saldırıya geçmiş, savunmamı yıpratmak için her şeyi seferber ediyorlardı. Ağlamak çözüm müydü? Değildi belki ama, insanın otomatik bilinci devreye giriyordu bu tip durumlarda: “Sus!” diyen sesi duymuyordu; “Güçlü olacaksın!” cümlelerine kahkahalarla gülüyordu. Beynimde bu sesler yankılanıyorken bilincim otomatiğe bağlamış son sürat gidiyordu.

Ben duygusal bir kızım..

darjeeling | 20 February 2008 22:52

Ben duygusal bir kızım..
Burnumun direği sızlıyor şuan. Demin bir sahne vardı dizide.Kadın, gerdek gecesi için hazırladığı ve hiç giymediği saten geceliğini koydu bavula, o ilk gece için.. Adamla kadın arasındaki o ilk heyecana tanık oldum. Kendi ilklerimi hatırladım. Onun beni ilk öpüşünü, ilk haftamızı, elimi tutmaya çalıştığındaki çekingenliğimi, sarılırken kaçmaya çalışan tavırlarımı ve bunların hiçbirinin yapmacık olmadığını.. Bana olan düşkünlüğünü hatırladım. Saçımın teline zarar geldiğinde bana gösterdiği özen ve ihtimamı.. Biri kötü bir laf ettiğinde beni savunan o cümlelerini. Beni değişik yerlere götürme heyecanını, tavlada beni yendiğinde duyduğu mutluluğu.. Beni ailemin yanına götürdüğünde babama olan samimiyetini, ve ardından gelen aile gibi olduğumuzu hissedişim.. Bir Amerika macerası. Bitmek tükenmek bitmeyen özlem dolu bir bekleyiş. Her gün sabaha karşı uyanıp onun sesini duymayı beklemek.. Bunu şimdiye dek kimse için yapmadığımı hatırlamam..
Ben çok sevdim, onun beni sevişini de sevdim.Onun bir zamanlar bana gösterdiği yakınlığı sevdim..
Ben duygusal bir kızım. Onun resmine bakınca hala gözlerim dolar, yarın göreceğimi bilsem ve hala onunla olsam bile.. Ben Türk Sinemasının rol yapmadan ağlayan tek oyuncusuyum.. Herhalde bu yüzdendir ki, şimdiye dek hep kaybettim.. Ya da kim kaybetti? Söyleyin bana………..

BAĞLANMAYACAKSIN

pylan | 17 October 2007 15:51

Bağlanmayacaksın bir şeye
öyle körü körüne
O olmazsa yaşayamam demiyeceksin
Demiyeceksin işte
YAŞARSIN ÇÜNKÜ
Öyle beylik laflar etmeye gerek yok ki
Çok sevmeyeceksin mesela
O daha az severse kırılırsın
VE ZATEN GENELLİKLE O DAHA AZ SEVER SENİ
Senin O’NU SEVDİĞİNDEN

Çok sevmezsen
ÇOK ACIMAZSIN
Çok sahiplenmeyince
ÇOK AİTTE OLAMAZSIN HEM
Çalıştığın
Binayı
Masanı
Telefonunu
Kartvizitini
HATTA ELİNİ AYAĞINI BİLE SAHİPLENMEYECEKSİN

Gökyüzünü sahipleneceksin
Güneşi
Ay’ı
Yıldızları
Mesela Kuzey yıldızı
SENİN YILDIZIN OLACAK
‘O BENİM’ diyeceksin
Mutlaka sana ait olmasını istiyorsan birşeylerin…
Mesela gökkuşağı senin olacak..

Eski Sevgiliyi Unutma Kürü !

| 07 June 2007 13:34

Kaynak:msn.com

“MSN Lifestyle: Men” Sitesinden aldığım bilgiler ve naçizane katkılarımla 7 adımda eski sevgiliyi unutma ve aşk acısından kurtulma programını açıklıyorum. Vatana, Millete hayırlı uğurlu olsun!

1) Onla iletişimi kesin! Telefon numarası, e-posta adresi, ev adresi aklınıza ne gelirse bunları kaybedin. MSN listenizden de çıkarın. Onla karşılaşmanız muhtemel olan yerlerden uzak durun.

2) Yak bütün fotoğrafları ! Ona ait bütün eşyaları. (bkz: Tarkan). Tamam eşyaları yakmasanız da ona geri vermek için bir arkadaşınızı aracı olarak kullanın. Zira iletişimi kesme 1. kuralımızdı.

AŞKIN ŞİZOFREN HALİ

WitCchY | 30 April 2007 22:04

Aşkın şizofren halini yasadım ben!! Hem kendim yaşadım bizzat hem de dışardan izledim defalarca…Sana bakıp da konuşamamayı, gözlerinin icine bakıp da söyleyemeyi…Sadece dışardan seni görüp yorum yapmak kadar koyanı yoktu.Belki de sen göründüğünden çok ama çok farklıydın ama bunu da bilmenin bir yolu yoktu.Şimdi geriye dönüp bakınca keşke diyorum keşke vakit varken ya sevmeseydim ya da gelip konuşsaydım senle ama yapamadım.Tüm pişmanlığım bu sadece gelip konuşmamış olmak…Her şey kurguydu bu olayda.Sen, sen ve yine sen.Onun dışında her sey ama her şey gerçekti.Bir seni gerçek yapamadım.
Ama anladım ki bu da lazımmış hayatta.Aşkı bir kere olsun şizofren yaşamak.Sen hayatımdaki en büyük tecrübe oldun.İyi ki varsın m…… hayatımın en büyük ‘keşke’si olsan da…