Sağ çek gidelim, adamın biri kapısı olmayan bu otobüsün ön sözünde. Hala kelimelerin anlamını sayıklarken kendisini susarak sayıklıyor. Kimin hengâmesine hendese yanılsamada. Bilmezdi, bilinmezlik kendi debdebesinde. Aman be kime ne bizim yarım kalmışlığım olmazların anlamı bozuk çıkmazında. Aldıramaaaaaaa…. Sağ çek inecek var bu ön sözler kendini çalkalayıp asidi kaçmış şişeyi yutkunarak tükürüyor boşluğa. Sakın sorma sözüm kendime sıska bacaların dumanını sarmalamakta. Ellerimi sabunu kirletmek için ovalamak ve askıda kalmış suyu damlasında yansıtmak ne gereksiz bir eylem… o da kendime, kime ne?Bütün algılama düzeyleri düşerken sadece söylenmemiş sözlerin resimleri sıçrıyor boşluğa. Sağlam bir elenme seansından sonra bit-insan ayrımı birbirini kıyaslayarak daha çok düşündürüyor yaşamı kendi sözlüğünde. Bütün küfürler dudaklarda dış gebelik etkisi yaparken, yosmanın orospu diye algılandığı bu kaldırım adımlarında seni görür gibi oluyorum. Ama yok en fazla yassı bir karanlık yayılır aydınlığa. Ben sana konuşurken bana söylememiştim dimi diye içinden geçirirken ölümün ruhsuzluğunu, ölerek yaşama tecavüz hakkım aklıma geliyor. Azrail ile oynadığım kör ebelerin zulüm izlerini göbek bağında boğarken de tatminden uzak bütün hareketli uykular. Doğarken rahimde bana eşlik eden eşimi bana tercih edenler acaba en az onun kadar başlangıcıma gömülerek başlamam gerektiğini neden anlamamışlardı? Küsuratı asalından noksan zekâlarından esinlenmiş olabilirlerdi bu nakaratı. Ya da hikâyenin başlangıcını benzerliklerinden eksiltmek istemiyorlardı o da belki.Zıt simetri parabol halindeki ruh hastalığı… ilk duyulduğunda ürküten… Aptallıkla sigortalanmış bütün meşrulaştırmalar gibi sadece kötü bir tesadüftü insan olanlara. Tercihlerse yaşamda farklılık arayanlar için. Biri elayı severken diğeri kumrala fırınlama yapıyor, yok öyle değildi bre gafil… Bak kadınlar marş marş nidalarıyla elleriyle kendilerini beceriyor. Susss aptallık olan… Sen anlamazsın, sözü eksik kalmış bakireler sadece hadım olanlara yanaşıyor, o da gündüz kalabalığında. Ehhhhh iki dakika sus kelamımızı çıkmaza kilitleme.Ellerini görebileceğim bir ışık var mı diye düşünürken, içsel ses yükseliyor kendiliğinden; onun öncesinde karANLIĞINI tanIMLAYABİLECEK bir sen var mı? sanane diye bilmenin çırpınmasında yektay-ı aptallık olurken ökse otunu çürüterek yaşamı öldürdüğüme inanıyorsun. Ben ökseden önce yaşamı çürüttüm bilmiyorsun. Aptallık sen olanım, makaraya alıyorum seni ölsen iyi edersin. Hadi kuş konmazlarını soldurmadan yaylan.Hep aynı zıvanası geri vites arızası göstermiş ezik erkek aptallığı. Ulan karılar beyin loblarını artık kıçlarının yarımında taşıyor fark edemiyorsunuz. Solumtrak sağımtırak yürürken nasılda çalkalanıyor sadece öküz gibi izliyorsunuz. Aman be gidin isterseniz kendinizi sallayarak gebe bırakın, prezervatif etkisinde asılı kalmış, kudreti eksik sperm zekanızla ibneleşin. Kadınların yanaşma kortuna hafiften iki tıktık, alo şeker buradayız çık çık. Eskiden etiketini bulamayacak kadar fiyatı kabarık olanlar bedavaya alınamayacak kadar defolu artık. söz sükutu hecelemeyecek kadar noksanlığın zekasına yontuk.Şşşşşşşştttttttt. Dinleyin de ruhunuz derdine gark olsun. Topuklular takırtta tukurtt… kıçına klima etkisi gösteren mini etek hışırtta huşurtt. Psstt unuttum mu sandınız memeler fora dekolte lop lop hopurtta hupurtt. Kapatmayı unuttuklarıyla yatana kadar her yanını ezberliyorum pazarlık salınışında.Hop dedik, görüntüden de sükut ol. Bakışlarıma meze, yatağımda sadece terletensin. İki süslü cümlede seni söylediysem sadece kelimedesin. Uzun cümlelerimde bahsettiğim kendim kendime felsefemsi renklerde zelilsin. Kapı tokmağını açlıkta bıraktığımdan kilide yemiş hiç kapanmıyor odanın giren çıkanı. beni açmazken sana kapanmıyor bu aralık eşik halleri. Eşeğin kuyruğundan tuttuğundan olsa gerek çüş tekmesini nal bedeninin en ucundan yiyip seriliyorsun umursamazlığıma.Soğukta ekşimiş lezzetini tadamayacağım kadar tıka basa kendimle açım. Yatakta seni kaybetmeyi umuyorken, yine yatağı sende kaybediyorum. Karanlık fazla heyecanlı bahşiş diye seni bir bir saydım. O kadar bozuktun ki boşluklar arsında kaydım. Orgazmını fiyonk yapıpta mı versek diğerlerine, yoksa heves misin geceye. Şşşşşttt. Karanlığımı tanımlayabileceğim bir ben yokken, yine ellerimi gösterebileceğim bir aydınlık yok. Zırtapozu tersten çalkalarsak kendine patlayacak bu asit hadisesi. Kemirme söylediklerimi dürzü hergelesi. Korkaklığıyla sadece suça odaklı bu zerzevat hikayesi.Fallik dönemlerimden birini yaşıyorum rakamını bilmediğim bir yaş aralığında. Zorlasam da kolaylasam da hiçbir cümleyi tanım ilan etmiyorum kendime. Bütün fezlekeler ant içerken bile kıl kapıyor anlaşmanın son maddesinde.Pazaryeri burası alım satım işleri amirliğinden sorumlu pezevenk nitelendirmesi. Ne kadar kendini zorlasa da en fazla kendisini fiyatlandırıyor kendi eliyle sobelediği teşhir kelimesi.ZIT SİMETRİ: Piç ruhların kendisine adlettiği nakaratta en fazla nüans teşkil eden sancı fevkaladeliğidir. Doğuranı belli olanı belirsizdir. Doğuranı kadındır kadın olmasına ama doğana kadın mıdır orası meçhuliyette kifayetsizlik senaryosu. Piçliğinin acısını kadınlardan çok önce erkekliğinden sevinçle çıkarmıştır. Kendine yetememekle beraber, başkasına da yetemediğinden tatminsizliğini bahane eder. Aslında bunlar kadın bedenine dokunmadan kendilerini becerebilecek kadar kolaydır tatmin oluşları. (ibnelikte de birinci sıradadırlar)
YASSI KARANLIK: Işık kendisini saklarken harman boşluklarında. Günde sadece bir defa doğar şeytanın yalancı kanatlarına. Bıçkın umursamazlığı tam kafaya alacaktır ki bütün aydınlık zemine yakın bir mesafece örtülür ışıksızlığa. Gölgeler bile sıkışır kökün hükümsüzlüğüne. Zehir zemberek yükselişlerin alçalmasıyla gece kuşağı başlar avcıların meni uçlarında. Bütün amut yürüyüşlerini sadece öldürerek tekrarlar.
KATMERLİ PEZEVENK: En sevdiğim kendimden olanımdan. Duruşu bile yeter kadının kendini titretmesine. İki bakındı mı? cümle dişi müsveddeleri dizili bar taburesi koltuğuna. İçmeden sarhoş eder, gazozla ayyaş eder. Feleğini şaşırttığı bütün yatak resimlerinde bizzat profilini görebilirsiniz. Ama kimsenin hakkında ihlaliyet olmaz. Ne kadar söylense de dillerde ezberlenmez. Zatı alamızda bizatihi bu çember tohumları olmak beraberliğinde, aslında daha fazlası varda mütevaziliğimizden seda çıkaramayız sese. Yani edepsizliğe her zaman edebiyat okutamıyoruz malesefinden fevkalade heyecanda. Öldürün ulan beni yaşam parmaklıkları en az boğazımdaki sıkıcılık kadar kırmızı. Hop dedik, biz ölemeyen otostop nağralarından doğmaktayız.
Yeter bu kadar zırva; kapatıyorum pencereyi, kapıyı aralıyorum ki daha çabuk girsin çıkmalara eşiklik hadisesinde aptallık kayıkları. Yüküm üstü, yüküm altı biraz klarnet deliğini yağladın mı? bırak borunu, davulun bile öter.
(Neyse, zemin kaygandı, okyanusu kumlarından alı koyup yollara sürdüğün zaman yağmur altında şemsiyesiyle yürür. İçinde yüzen balıkların emval çeşit ısırışlarında avlanan insan cinsi hayvanlar düşer oltaya. Gözünü karartıp kıyıyı ikiye katlayan bu sahil şeridi dönence halinde tükenir. Gece karanlık, yağmur mevsimli. Birazdan gövde öz suyunu kudurmuş bir şekilde ırmağa bırakır ama kime ne? Sözsüz nağmeler tıngırdasın dillerde. Anlatılan karşıdakinin anladığı kadardır. Şerit tek geçiş görünse de ters yön aptalları çıkar tek bir elden.
Bütün okyanuslar zindanda, bütün rüzgarlar prangalarda. Ağaçlar sallanmak için toprağı öpmeyi gerekçe bilirken imgeler sadece asılmış zekanın dar ağacına. Kusmayı bırakın artık ortalık insancık kokuyor leş gibi. Çakallaşmış hırlamalarınızda karga tulumba it dişleri arasında yaşamaya yalvarır topal zekalarınız. Kamburum sancıyor yine sol omzumdaki nasır yüzünden. Yüklendiğim dünya yine dar geliyor kabuğuma. Kamburum sancıyor yine, zangoçlar rahipleri ölüm kancalarıyla sürüklerken Esmeralda’ nın dansında acımasızlık türküsü. Tükürün ulan yuttuğunuz insan yanınızı, ölüme müebbet isnat bir yaşam hali var. Şeytanlık bize yakışsın, budar muhakkak bir zengin elzem sızısı.Ah bu elzem kudurmuşluk…Ah bu elzem aşı…Gömsün kendisini kayıp yangınlara, küllerini savursun vazgeçilmezlik ırmağına…)
baş nokta
yorumlar
”Ellerimi sabunu kirletmek için ovalamak ve askıda kalmış suyu damlasında yansıtmak ne gereksiz bir eylem… o da kendime, kime ne?”Hah hah ha..
her söz yeni başlıyor bu yazılanlarla;gümüş bir beden vardı cinsiyetinden soyunmuş ruhunda cisimsizleşmiş,cehenneme doğru yol olurken kıyametin adresini sordu korku dolu gözlere,son nokta gibi görünsede soğuyan beden baş noktayı tanımladı asıl sıcaklık…
yazmaktaki amaç anlaşılmamak mı diye feci şekilde merak ettim. yok sadece kendimi ifade ediyorum ise de allah çevredekilere yardım etsin demek isterim. mümkün değil birşey anlamıyorum.
son resim baş nokta olan biraz sanki açar gibi konuyu ama benim yetersia algım ve zekam tam yakalayamadı yine de.
Ben ilk resmi anladım.Ama Manson bunu yazmasaydı az daha bişiler anlamış ayağı yapacaktım. Yorumu görünce duraksadım..
anlayanlar var yalnız bak pbk bir yerinden yakalamış. menguyincge tutmuş. sanırım sorun analamayan bizde.
ismailabi okusa o da annardı
şemsiye tut yazısında da yorum var onu da anlamadım ama yakınen izliyorum ben
Anlıycaz bacım. Şeytanı şarlatan anlamadan yazıyor değil ya. Muhakkak bişeyler anlamıştır o. Biz de kavrayacağız bu 32. boyut olaylarını.
biri beni mi seslendi? nasıl seslendi?
ve bana göre pbk kişisi anlamakta değil anlamamakta direniyor bıraktığı linkten görülen o sanki…
anlamamak için direnmek. ilginç.
kütübül sittede okul açtı idiniz de benim haberim mi yok?karanlığınza tutsak sizlerseniz, kendini karartma altına almış olan ben hangi mevzuda anlatabileyim ki sizlere?
aman aman ilginç olduğu kadar da gülünç manson malesefin fevkalede yaldızlısından…?
çok merak ediyorum doktora muayene olmaya gittiğinizde karnım ağrıyor mu dersiniz yoksa cehennem zebanilerinin izlediği geniş ırmakların şarıltısına eşlik eden bülbüller sustu mu? anladık yazıda bir şekil ve ve biz noksanız anlamıyoruz ortak iletişim sisteminiz bu mudur insanlarla. hayır böyleyse yaşam cidden çok zor olmalı sizin için.
Tercümede belki kendisini söylemeye kalkar da incinir mi derinlik bilmem,Benim gördüğüm yukarıların dipsizliğinde söylenmiş sözlerin imge haliHangi uzuv kendisine tecavüz etmiş görülse de aslında anlattığı kendi özverisidir;Sonrasında kişi olanın söylemeye korktuğu birkaç cümle vardır ki belirsizlik tantanasıdır.Şöyle söylenmesi gerekirse, etrafınıza en efkarlı bakışlarınızı daldırın bakalım, şöyle endamını ölçün görüntülerin,Hepsi göründükler kadar temiz ve de şekillerine sadık mıdır?Ondan sonrasında naçizane bir düşüş yaşarken çocuklaşan yetişkinlerin bıdı bıdı halinde ne zelil bir hapislik vardır ki asıl olan yanlarından iğrenirler,Belki diyorken bile belirsiz bir tanım kalıyor dilde, kimse anlamazken bile o dillendiriyor kendisini kendi içinde. Anlayan anladığını dillendirirken kendisine saygısı olduğunu kanıtlar, anlamayan anlamadığında kendisine olan saygısını kanıtlar.LAKİN anlamayan kişi anlarmış gibi yapıp olmayan zekasını sermeye çalışırsa işte o zaman o noktada tökezler ve de bilenin anlayanın önünde güpedenek diye kapaklanır olmayan onururyla beraber.Kimse burada kimseye anlamazsa anlamsızlığını pekiştirme sözü verdi mi? Asla ve de kat-a bunu söylemeye cüre eten kendisi arlanmazlığına bulansın.Şöyle bir bakılırsa bakışın ardındaki düşüncenin söyleyeceği bir kısım ucu bucağı kendisini ölçmez kelimeler birkaç kelimeyi muhakkakında söyler.Başlar dönse de orgazm olmuş bir bedenden önce, azmış bir zihindir ruhun asıl istediği. Bu yüzdendir ki cinsiyeti soyunur ruhunun tadına doyulmaz çıplaklığında hayatın o derin anlamlarında kaybolmaya hazırdır.Ve cehennemin ön nüshasında ki o sulh olmuş fetiş hallerden sonra emval çeşit gürültü ile dillendirilmiş olana sarılsa insan kişisi, gördüğü ve göreceği kendisindeki insan siluetidir.Nitekim en başta kendi dergahına olan ihanetiyle cehennemden bir okyanus ayak uçlarına kadar dalgalanarak, ruhu kemirmeye başlar en ince ayrıntılarında. Nihayeti önü alınmaz bir yok oluş başlangıcıdır.Ki bu başlangıcın debdebesini artıranda yine kendi hain benliği olmaktadır.
komiklikteki özne manson değildir.
anladım iletişim yok siz sürekli kendinizle muhatapsınız yakınlarınıza va ilşkide olduklarınıza allahtan sabır dilerim.
akıl erdirmek akıl olmadan neden ısrar edilsin ki kendine insan oğlu.her bir kelimenin aklanması için sıradanlıktan uzak olmak en büyükk ödülüm kendime, en büyük cezam dış dünyaya.kendimi soyunup sıradanı paltolaştırınca üşüyerek gerçek dünyada gezinen bir ayaz hali var uzak kaldığım sınırlarımda.bir kaç sözleşme yaparsam kendimden uzak bir yerlerde elbette mezarımı kazarcasına bir kaç kişi gelip yoklar bakışlarında.göklere doğru yükselirken gider gibi ruhum, bir kaç kelime mumyalanıp ölümsüzleşir belki bu dur asl olan hizmetim…
saçma.
sözcükler ile tecavüz bu olsa gerek, sadece kendinin anladığı cümle öbekleri kurarak ne yapmaya çalıştığını bende anlayamıyorum..evet manson saçma hemde çok saçma….
manso;Gördüğüm kadarınca sabır dilediğiniz kendiniz,Anlamadıklarınızın kefaretini başkalarına sabır dileyerek ödüyor olma çabası kendimce boş bir emek. Bırakınızda bunları yakınım olan beşer kişiler düşleyiversin.Yoksanın hiçliğinde kelimeleri öyle nidalandırmak gibi bir gayretim olmadı olmazda.Gayyada bir yerlerde evim olsa kasırgasıyla eşlik edecek olan emval çeşit dost halleri yakalıyorum en edeplisinden kendi hallerime.Anlaşılmazlık diye görünenlerin derinliğinde boğulmaktayım diğer okuyanlar eşliğinde kendimde. İsim eden bir hergele olmak değil niyetim, yazarım bırakırım öncesinde dediğim gibi hem fikirim. Anlamlar anlaşıldığı kadardır. Bu durumda da sabır dilemek ve de kenardan bakıp bu ne çekilmez bir kelime curcunası nidalarıyla ezbere sözler sıralamak susamamanın gerekçesi olsa gerek.Nitekim dikkatli okuma hallerinde birde cümlelere esir olmak gerek.Vesselam…!
anlamayışına saçma diyenlere anlaşılır bir cümle kurmuş geçmişten kişiler;KEDİ UZANAMADIĞI CİĞERE MUNDAR DERMİŞ….vesselam!…
Antro;32. boyut dediğiniz mekanda kaç kişi takılmaktasınız?
14.38 itibarlı cümle komik.
kombinezonunu giydirmemişlğimden kaynaklanmıştır.çıplaklığından utanıyor ya anlamayanlar….!
Şeytanım şarlatanım, seni hep anlamak için okuyorum. İlk cümle sonuna doğru Manson’ın doktor muayenesinde gerçekleştirdiğin diyalogların betimlemeleri gibi cümlelerini okurken yüzümde bir tebessüm beliriyor. İkinci cümle de biraz daha gülüyorum. Ama sonra sıkılıyorum ateş mizaçlım. Bak, bütün ablaların da sıkılıp yorulmuşlar hep. Ayıptır insanalara böyle davranmak ama.
biraz daha sayıklarsanız özgürleşeceksiniz hepiniz ha gayret az kaldı.tarz, içerik, üslup diye morfinli bir dille sayıklasa cümleler ne kadar yeterli olur eleştirinin dozuna dokunmak isteyenlere?
hoba…
Manson, sarlatan kardesimizin üstüne bu kadar gitme bence. Yazdigi yazilar mükemmel ötesi. Isyan var yazilarinda. Cok aklliyim diye caka satanlara tepki var yazilarinda. Sanki her sey ellerindeymis, sanki cennetin tapusunu almis gibi cennet vad edenlere, bosu bosuna yasayan, aklini calistirmayanlara büyük tepkiler var yazilarinda. Her seyi cinsellik sananlara, yasamin gayesini anlamayan, anlayamayanlara karsi cok güzel yazilar yaziyor kardesimiz. Bence övülmesi gerekirken yeriliyor. Tamam sana da hak vermiyor da degilim. Biraz daha acik yazarsa hepimiz daha iyi anlariz. Sen de zaten nazikce bunu söylüyorsun. Ben de kardesimize burdan bir cagri yapiyor; ve lütfen, biraz daha anlasilir sekilde yazmasini temenni ve rica ediyorum…
dın dı dın dın
Birşey dediği yok Nico. Sadece, en az kirlenmek kada anlaşılmak da güzeldir. Manson bunu diyor.
ya istediği gibi yazsın xnicox biz yazını değiştir demedik ki. ben anlamıyorum dedim. anlamaya çalıştım ısrarla aynı tarzla devam edincede fikrimi açıkladım. bence saçmalıyor. benim yorumum sen bayılırsın ya da kendisi sanatın alasını yapıyordur sözüm yok. kedi ciğer mundar olayına girip bana acımasız davranan kendisidir. tahammül yoksa eleştiriye olmaz bu işler. anlamadım analmıyorum çok saçma geliyor. alınacak bir durum yok. ricam yok temennim yok dilediği gibi yazar ben de altına dilediğimi yazarım.
üstüme üstelense ne yazar üstelenmese yazar.ben kendimi kendimle üsteliyorum belki sızlar.süslediğim bir kaç kelamın hesabını kim bir kenara yazar?bir zaman sonra oturuda kalemi ele alıp yoklama çekecek olursa kişi, ancak o zaman kazıda aklı bozar.çıtamın mesafesi belli, atlamasını bilen olursa bir kaçından kişi alkışlamaya kalkar kabarır onurum elbet yerli.sözüm uzasada anlam kısalmaz bu plaka, rakamlarıyla hercaisinde belkide ukala…züppenin tekiyim helalinden hemde orjinal marka.
sörsi cicim son derece net yanıtlıyorum ve de en kısa şekilde;evet.uzatıp aksiyon yapmak manasız. bu arada sanırım o deminki bilet kesildi. mümkünse tek gidiş olacak.
les;neyi sizden üstüm gördüğüme. ordaki nesne nedir kuzum?
evetttttttalttan aldık, anlamadınız anlamadınızı söylediniz iyi ettiniz dedik analatamadık. sonra şarlatan kişisi cümleleriye ezdi geçti diyorsunuz aranızda.aklayıp paklayıp nalıncıdaki kıyak eşek nalları gibi yere düştüğünde şıngırdar, saca aldığında tıngırdar, pazara saldığında homurdar.kaldırsın başını gökyüzü fezada görebileceği elbet kendisi. gerçek olan şu dur ki, belli bir ölçüm var ayarında her halimle memnuniyet duyduğum onun gerisinede zemin basmayacağım.az biraz anlayıp muhabere yapmak varken, aptallığın paletlerinde ezilen savaş mağduru zeka var ayaklar altında. üzerlerinden sızılarını duyarak geçiyorum. biraz nefes demekten başka bir şey istemiyorlar benden.umurumda mı? asla.., hesaplarım dahilinde bana meydan okur mu? kat-a..,
Bir gün olur mutlaka anlasilirsin üzme kendini. Arkadaslarin hic biri kötü niyetli degiller. Bundan emin olabilirsin. Istedikleri sadece senin biraz daha anlasilir cümleler kurman.
xnicox;görmüş olduğun isyan ve asilik noktasında iyi gidiyorsun. tam üstüne bastın demekten kendimi alamayacağım…
Redaksiyon..Kat-a değil > Kat’aMadur değil > Mağdurdüzeltmek istedim.
mundar deme ne olur çalış senin de olur.
redaksiyonu sevdim, (kat-a) yı bilinçli yazdım. (madur) da göz ardı edilmiş. teşekkür ederim….manso;hesabını kendin yap ardını topalayacak birilerini bi gün bulursun….
kişiselleştirme şeytanarslan eleştriye tahammülün yoksa yazmayacaksın.
kişiselleştirmiyorum manso, ben GERÇEK eleştirilerin varlığından yanayım.
zorla bozuyorlar insanın şömine keyfini olacak iş değil.
Ben, Şşt ı anlamak istemiyorum, direniyorum, kendisini klasik düşünürlere benzetiyorum, onun derinliğini, kendi hayal gücümle birleştirdiğimde, fırtına kopacağını hissediyorum çünkü, ne biçim bir yazar ..Çok deli..
Van Gogh
delilik nihayetimin en belirgin eser hali kimse anlamasada bulduğum en değerli ışık. biraz sarsak ve de tırsak görünen her insan salınımda es geçemeyeceğim en değerli gerçek.fahri kalemlerin yazdığı kağıtlarda imleçlerin sonunda kalmış olan noktalar cümleyi tamamlar görünsede, anlamı dillendirmekte eksik, düşünmenin girdabına sarınmak gerekmekte.ellerimi bağlayıp öyle söylemek istiyor bütün alkışlar mekanını. imkansızı mümkün kılma çabasının boşluk halinde bile dinmeyen bir mühür var kesif görüntülerde.ruhumu ayaklandırıp öyle dinlendiriyorum…uzakları dinliyorum yakınımdaki bahçelerde, zehirli çiçeklerinde ölgün kokuların sus anı…adamlığın kırlaşmış ruhunu tararken bir bir dökülüyor ölmüş zeminin üzerine. ruh şenlikleri önce kendisini sonra uzun soruları sorguluyor pazar yerinde.yok mu artıran varan birr,kimseyi söylemezsen olurmu böyle mekan tutmaca adam kayırmaca varan iki,,konuyu kapatalım kendi mekanımızda ilerlemeye devam edelim. Van Gohg kestiği kulağında duymayı red ettiklerini mi sakladı, ve ilelebet duymayı red etmek miydi niyeti bilinmez. deliliğinde had safadamıydı o konu da kanilik baş gösterir daha fazla irdelenmez.çizdide çizdi fırça renkleri tuvale. sözlerin sustuğu dakikalarda şekiller konuştu kardeşe mektuplarda. sayısız isimler dillendirildi yazılarda. duyamayacak kadar kendine meçhul muydu.bilmiyor,bilinmiyor,bilemiyor kimseler..;hecelemeye kalsada birileri bu deliliği tanımlayamıyor.söylemesin kimse en iyisi koza kelebeliğini sayıklarken pulpasını saklar ışığın koynundan merhametsizce.37 kapıyı ayrı ayır çaldıktan sonra 37. de durup benliğin alt üst olmuş hali dağıtılır tek bir mermiyle.zaman kollanırken en iyi hesaplar için aslında unutulmuşlukların söylediği o nazenin yapıt yaşanmışlıklar feda edilir belirsiz yarına.karanlık, ah merhametsiz karanlık, acımasızlıkla göbek bağın olduğunu bilirim bütün aydınlıkları saklarken haline. zalimliğin sınır tanımaz ışığın kılıçlarını bilediğinde. sakın kendine hesapsız kalarak ölgün nehirlerinde boğma kalpsizlikleri, her şey yeterince kaos.ellerim havada bekliyorum beni kefenlemeni….
mansonilized DİYOR Kİ, (05 Mayıs 2008 13:45)anlayanlar var yalnız bak pbk bir yerinden yakalamış. menguyincge tutmuş. sanırım sorun analamayan bizde.Sondan ikinci kelime sürçüp düşmüş müdür acep? Yoksa temkin tertip gerektirir bir ince ifadedir de ANLAMAYAN kıvrımları ütülenmemiş (ahkamları da okuyan) beyne mi ithaf ayrıca da iltifat olunasıdır? Tutmadım sual eyle dedim kul sen değil misin misalinden ve de ahkam babında.mansonilized DİYOR Kİ, (05 Mayıs 2008 15:05)… anlamadım analmıyorum çok saçma geliyor. alınacak bir durum yok. ricam yok temennim yok dilediği gibi yazar ben de altına dilediğimi yazarım.Fe-subhan Manso! n’ola?analmak mı?ikilenmiş sade bir hal değilse arada zelil olmasın anlam ahkamlarda bile. Geberip gitmek var. Okurken tırmalanan hem de tımarlanan sadece gözler değil. bilirsiniz anlamaya merak ve hafiften çağrı misaline meraklı olmak.
ne yazmış abi.yok böle bir anlatım.kısa sürmüş ömrü üyemizin ama kalıcı olmuş.
harbi sağlammış sayenizde diğer yazısını da okudum. bildiğiniz başka yazıları varsa ou da çıkarırsanız sevinirim.
daha niceleri var hafifi iyice talan etmek gerek.
vakit nakittir tabi.
ben de ama hep kullanırlar.vakit ziyandır boşa harcanırsa.
hiç sanmam.
her ikisi de değil okuma arzusu.
imrendiklerimizi taklit etmeye yöneliriz çoğu zaman o yüzden kimseye imrenmemeyi tercih ederim.adamı intahar etmeye kadar götürür.
kesin tanıdık gelmişsinizdir ona gülümsemiştir.hiç sevmedim bu demek oluyor ki hiç intahar teşebbüsüm olmadı.
tanık olduğum bir olaya istinaden imrenme sözcüğünüzden hareketle dile getirdiğim arkasında durduğum düşüncemdir.tuhaf olan cümlenizdir mi demeliyim
Ne komiksiniz ya, aklıma ”tutunamadım” şarkısı geliyor, yukarıdaki, bitter ve defir, bu size sıkıntı vermiyor mu..Bunu neden yapıyorsunuz, insan bir nick alır, sevilse de sevilmese de oradan devam eder, çok şaşırıyorum sizler gibilere..Allah kolaylık versin..
”bittersweet a DİYOR Kİ, (18 Nisan 2009 01:05)imrendiklerimizi taklit etmeye yöneliriz çoğu zaman o yüzden kimseye imrenmemeyi tercih ederim.adamı intahar etmeye kadar götürür.”Zaten herkesi taklit ediyorsun, kişiliğin yok senin, geliştirmeye çalış kendini, neredeysen bul onu, önce diğer nicklerini kaldır bu ortamdan, sevileceksin, bu da benim yardımım, 900 çeşit insanla çalıştım..Tenkit etmiyorum, üzülüyorum..
şekilli bir resim gibisin seni kirleterek temizliyorum…