Son zamanlarda dikkat çeken ve tüketimi artan kefir yoğurda benzeyen ve yine yoğurt gibi sütün mayalanması ve fermentasyonu ile oluşan boza kıvamında bir içecek. Adı “keyif” kelimesinden geliyor. 5000 yıl önce Kafkasya’da Türkler tarafından bulunduğu düşünülmektedir. Uzun yıllar göçebe topluluklar için temel bir besin maddesi olmuştur. Öyle ki şu bizim efsanevi Orta Asya’dan Avrupa’ya göçümüz sırasında bol miktarda tükettikleri kefirle dikkat çeken Türkler Avrupalılar tarafından laktofagus (süt obur) olarak anılmışlardır. Zaman içinde göç eden, köklerinden kopan ve yerleşik düzene geçen atalarımız kefiri unutmuşlarsa da Kafkasya’da yaşayan Türkler tarafından uzun ve sağlıklı yaşamın sırrı ve tanrının hediyesi olarak değerlendirilen kefir üretilmeye ve tüketilmeye devam etmiştir. Ta ki probiyotikler alanında çalışmalar yapan ve 1912 nobel tıp ödülünün sahibi olan rus bilim adamı Elie Metchnikoff 1900’lü yılların başında uzun ve sağllıklı yaşayan kafkasyalıların sırrını merak edene kadar. Kafkas toplulukları arasında araştırma yapan rus bilim adamı probiyotik bakteriler açısından son derece zengin olan kefiri keşfetmiş ve o tarihden itibaren yavaş yavaş tüm dünyaya yayılmıştır.
kefir taneleri
Kefir; inek, keçi ya da koyun sütünün kefir taneleri ile cam bir kap içinde en az 24 saat mayalanması ile oluşur. Kefir tanelerinin ise ilk nasıl ortaya çıktığına dair bilimsel bir veri yok. Kuzey Kafkasya’da yaşayan müslüman topluluklara Allah’ın hediyesi olduğuna inanılıyor. Taneler kefiran adı verilen bir polisakkarit kapsül içine gömülü probiyotik özellikte ve simbiyotik yaşamı paylaşan bir grup bakteri ve mayadan oluşuyor. Ayrıca yapısında protein ve yağ da bulunuyor. Beyaz, jelatinimsi topak karnıbahara benziyor.
tanedeki probiyotiklerMayalanma süresince ortam sıcaklığı 18-22 C arasında olmalı. Kullanılan kap kesinlikle metal olmamalı. Mayalanma sonrasında içilecek olan kefirden kefir taneleri gene madeni olmayan bir tel süzgeç yardımıyla ayrılmalıdır. Süzgeçin üstünde kalan kefir taneleri diğer mayalamalar için kullanılır. Mayalandıkça taneler büyür. Büyüyen taneler bölünebilir ancak bölerken bıçak kullanılması bakterilere zarar verir. Elle hafifçe çekilerek koparılması önerilir. Sütle ya da klorsuz suyla durulanabilir. Buz dolabında su ya da süt içinde +4 C’de 8-10 gün saklanabilir. Mayalama işlemi çok uzun süre ertelenecekse kefir taneleri kurutulur ve 18 ay kadar zarar görmeden saklanabilir.İşe yani başlayanlar taneleri bu işin meraklılarından ya da aktarlardan emin edebilir.Sütün içinde bulunan her türlü gıdayı hatta bir kısmı sindirilmiş, parçalanmış, emilime hazır halde içinde bulunduran kefir ayrıca kefir tanelerinin içinde bulunan dost bakteriler tarafından üretilen bir takım vitaminler ve kanser tedavisinde kullanılan bazı maddeler de içerir. İçinde yoğurtta bulunduğundan çok daha fazla probiyotik bakteri içerir. Bu bakteriler bağırsak hareketlerini düzenler, sindirimi kolaylaştırır, bağırsakların içini döşeyen mukoza tabakasını güçlendirir. Ayrıca bu bakterilerin bağırsağa yerleşmesi ile ishal, tifo gibi hastalıklara etken olan mikroorganizmaların yerleşip hastalık yapması da engellenir.Bu gün dünya çapında tüketimi yaygınlaşan ve pek çok firma tarafından ticari üretimine başlanan kefir Kafkasya’da ki soydaşlarımızdan Ruslar ve Avrupalılar aracılığıyla da olsa ülkemize kadar gelmiş ve burada da üretimi ve tüketimi yaygınlaşmıştır.Kaynaklar:http://tr.wikipedia.org/wiki/Kefir
http://www.reviberoammicol.com/2006-23/067074.pdfhttp://en.wikibooks.org/wiki/Cookbook:Kefirhttp://tipdergisi.erciyes.edu.tr/project6/66.pdf
yorumlar
özen gösterilmiş eline saplık yazar arkadaşın ama;temcit pilavı.
Çok bilğilendirici bir yazı olmuş eline sağlık.
Konuları seçerken daha önce hafifte yazılıp yazılmadığına dikkat ediyorum aslında. Kefirle iligili linkler var ama böyle bir yazı yok. Temcit pilavı kişiden kişiye değişir. Ben yazılması gerektiğini düşündüm yazdım. Yazarken de çok şey öğrendim. Umarım hafif ahalisine de faydalı olur.
@baharali, eline sağlık gayet güzel olmuş, kefirin inanılmaz yararları hatta gençlik ve güzellik iksiri olduğunu duydum. Ben bir kez tattım devamını getiremedim. Ama sürekli içen bir arkadaşım var..
Kefire limon sikin iki de buz atin, ayni ayran oluyor.
sonra da, biraz sarumsak ekleyip hıyar doğrayın, al sana cacık…
Hafif bir tad eksimesi olsa da kefirden yapilan cacikta guzeldir. Bir de kefiri makarnanin uzerine dokun, aci bir sos katin, bir de boyle deneyin.
cheecake de nefis oluye kefirden, üstüne de franbuaz pürsi veya limon sosu
Kafkasya’daki Türkler mi?
2 sene önce düzenli bir şekilde kefir içtim ve ciddi bağırsak rahatsızlığımı bitirdi. Sonra da gazete de bağırsağa iyi geldiğinin kanıtlandığını okudum. Ama endüstriyel olarak üretilen kefirlerin tadı malesef çok kötü. O yüzden tüketiminin az olması normal.Ayrıca yazı olarakta cok değerli olduğunu düşünüyorum.
makarnaya dökün olayı benim de sıklıkla yaptığım ve süper lezzetli bir metod.acı sos yerine yağda pulbiber ve nane kızdırıp dökülesi de olabilir. çok lezzetlidir.kefir bağırsak problemlerini ciddi bir şekilde bitirir.
Kefiri nereden bulabiliriz bileniniz varmı.
Kefir süt ya da yoğurt içeren tariflerde onların yerine de kullanılabiliyormuş. Tadını sevmeyipte meyveli kefir deneyenler de var.@Haberhaber kefir hazır olarak satılıyor. Birçok marka üretiyor artık. Ama probiyotik içeriğinin evdeki kadar fazla olmadığı yolunda rivayetler var. Kefir tanelerinden edinilip mayalanması tavsiye ediliyor. Kefir taneleri de pek çok aktarda bulunuyor. Hatta geçenlerde bir aktarın camında “kefir geldi”diye bir ilan gördüm.
Cilde de iyi gelir mi kefir, arada yoğurt sürerim de..Baharalı süper konular, takipteyim..
salatalığın tepesini keseriz hani, o tepesini salatalığın kestiğin yerine devamlı sürt, bir müddet sonra sütü çıkıyor işte onu yüzüne sürdün mü cildin daha mükemmel oluyor..Baharalı kefir yazın hoş olmuş, hiç sevmem tadını zaten ne kadar sağlıklı şey varsa hepsi lezzetsiz oluyor (bkz. maydonoz suyu)
@ PBK kefiri de cilde sürenler var. Cildi parlaklaştırdığı söyleniyor. ayrıca içildiğinde de saçları kuvvetllendiriyormuş.Bu arada yazılarıma verdiğin destek için çok teşekkür ederim.
kefir hep duyardım ama bilmezdim.
hiç denemedim zaten nedense ismi bile bana itici gelir…helede yiyecek içecek maddelerinin böyle resimlenmesi iyice itici göstermiş…faydalarını çok duydum ama deneme cesaretim yok doğrusu
mukemmelin dahası acaba nasıl bir sey ?heralde senin melek gibi yuzun var,
mükemmel ötesi demek oluyor mühendis yıldırımEvet cildimi severim yıldırım sakıncası yoktur umarım
ah dejavu,yine kızdın mı yoksa,hani mukemmel kusursuz demek,peki onun otesi nasıl bir sey,kusursuzun otesi,ancak melek olabilirsakın yanlıs anlama ,amacım seni kızdırmak degildi,yalnızca saka iste,haleda senin blogta linkini verdigin sarkıyı dinliyorum “olesim geldi”
Dinlensin diye koydum zaten.Güzel şarkıdır..
haleda.daha ben birşey demem.
Yazılarımın altında konuyla ilgisi olmayan çocukça atışmalar görmek beni üzüyor arkadaşlar. Bence atışmalarınıza postaneden birbirinize özel mesajlar gönderirseniz hem başkalarını bu kavgalara ortak etmezsiniz, hem yazı ve yorum kalabalığı olmaz.
@Eylül bence hayatta herşeyi bir kere denemek lazım. Özellikle kefir gibi hiç bir zararı olmayanları.
cok kibarsınız,
baharali çok güzel hazırlamışsın,emeğine sağlıkokuyunca yine sürülecek bir şey çıktı dedim artık yemek yerine ne faydalı ise sürünmeye başladım,kefirle liste kabardı:))
an itibarı ile içmekte olduğum yazın soğuk tüketildiğinde lezzetli olan, sağlıklı bir içecek
an itibarı ile içmekte olduğum yazın soğuk tüketildiğinde lezzetli olan, sağlıklı bir içecek
kimi güzel diyor tadına kimi çok kötü…nasıl bişey ki bu…yorumlanabilen bişey demekki:)
ayran gibi bir şey. ya da hafif ekşiyen sulandırılmış yoğurt. ilkinde yadırganıyor ama alışıyorsun sonradan.
peki şu yukardaki kefir tanesi yazan garip şeyleri görüyormuyuz:))) inşallah görmüyoruzdur:))
hazır alırsan homojen bir ayranımsı alıyorsun. mis gibi lıkır lıkır içiyorsun.
tamam markete gidince alıp bakayım bi tane…
dünyanın en sağlıklı şeyisi
belki kaçırmış olabilirim ancak sütün pastorize olmaması gerekmektedir. istanbulda bozuyük ankarada ise atatürk orman çiftliği ile yapabilirsiniz.bunun dışında kefirin isim ve kendisinin menşei hakkında yazınızda yanlış olduğunu düşündüğüm bazı şeyler bulunmakta. öncelikle isminin keyif kökünden geldiği pek olası değildir, zira türk kökenli bir içecektir diyorsunuz, oysa keyf gelimesi sadece arapçada mevcuttur. kefir kelimesinin kökeninin kafkas dillerinden biri olduğunu düşünüyorum – ki 26’dan fazla dil konuşuluyor bu bölgede, kendine has bir dil ailesidir.kelime ile ilgili başka bi enteresanlık, kefir kelimesi kafir kefere gibi şeyleri çağrıştırdığından içmeyen yok kötüdür o gibi düşünen biçok gerzek insanla tanıştım, inanması gerçekten zor ama bir değil iki değil..bunun yanısıra kelime gibi kefirin kökeni de kafkaslardır ancak burda bunu türklere maletmek yanlıştır. zira kefirin anadoluna tanınışı kafkaslardaki çerkes(adige) ve abhazların anadoluya gelmesi ile başlamıştır, 150 senelik bir geçmişi var çok değil, eğer türklerle gelseydi yüzlerce yıldır biliyor olurduk, ki anadoluda yoğurdun cacığından bıçakla kesilenine kadar bin çeşidi olduğundan kefir eksik kalsa bence çok bişe kaybetmeyiz de.avrupada bilinmesinin sebebi olarak da savaşmaya çok meraklı enerjik kafkas arkadaşların paralı asker olarak bilumum atilla ve cengizhan saflarında avrupanın birçok memleketini gezmiş olmaları, ya da doğrudan ruslar aracılığıyla avrupaya gittiği sanılmaktadır. ruslar ciddi ciddi deli gibi içerler bundan.
Kefir kelimesinin köküyle ilgili verdiğiniz bilgilerle için teşekkür ederim. Arapça hakkında da kafkas dilleri hakkında da fazla bilgim yok. Gösterdiğim kaynaklardan da elde ettiğim bilgi bu yöndeydi.Kefirin anadoludaki geçmişi ise bence 150 yıl bile değil. Çerkeslerden çok yazıda da belirttiğim gibi rusya ve avrupa üzerinden dolanarak gelmiştir bizlere. Şahsen ben geçen sene tanıştım kefir gerçeği ile.İçerdiği probiyotiler açısından yoğurttan çok daha zengin. O açıdan daha faydalı olabilir. Lezzet açısından birşey demiyorum. Ben de yoğurdu tercih ederim.Bu arada pastörüze edilmemiş sütten yapılması gerektiği konusunda haklısınız. Zaten pastörize sütle olmuyor da. Aslına bakarsanız pişirmeyi bile tavsiye etmiyorlar ama çiğ süt içmeninde brusella gibi ölümcül olabilen enfeksiyonlar açısından riski var. O yüzden kaynatılıp soğutulmuş günlük süt sizin de belirttiğiniz gibi en uygunu.Öyle herşeyi türklere maletme gibi bir merakım yok. Araştırmayı internet üzerinden yaptım. Buraya aldığım kaynaklar ve almadığım birçok yerli ve yabancı kaynak kafkasyalı türkleri gösteriyordu. Ama sanırım bunu bilimsel olarak kanıtlamanın da bir yolu yok. Aynı coğrafyayı paylaşan insanlar aynı damak zevkine, aynı alışkanlıklara sahip olabilirler. İlk kim bulmuştur, boşuna bir tartışma…
Bu arada yazmayı unutmuşum. İçindeki en fazla %2 oranında olan alkol yüzünden de günahtır diye kefir içmeyenler var. Ne alaka ben de bilmiyorum
Alkol zaten organik bir yapı olduğundan dolayı her türlü gıda maddesinde mevcut bulunuşu alkollü bir içecek olduğuna delalet değildir. Nitekim alkolün metabolik olaylarda önemli bir yeri vardır.
Zaten solusyon ya da şurup halinde bulunan pek çok ilacın içinde bile az miktarda da olsa alkol bulunur. Ama ben sırf içinde alkol var diye ilaç kullanmayan hatta kolonya kullanmayan insanlar gördüğümden birşey diyemiyorum.
Ha tabi kolonya çarpıyorsa o başka, bakın.
İçinde alkol var diye, kolonya dökmeyenler var, Allah hastalık vermesin, bayıla bayıla içerler ağrı kesicileri..
Ona buna ”kitap oku”, ”bilgisiz” diyene bak, kefiri ilk defa duymuş :))
Yahu atmayın birbirinize çamur. Çok ayıp ;))
çamur değil, kötü yorumların geridönüşü..Bu kadardı..
Anladım zaten. Ben thing’e de sana da takılmak istedim.
teşekkürlerelektronik sigaraelektronik sigara fiyatelektronik sigara ego-t