Kürdan iki ucu sivriltişmiş ufak bir çöp parçası. Cure (tedavi etmek) ve denth (diş) kelimelerinin bir araya gelmesinden oluşan curedent kelimesinden, Fransızcadan geldiği varsayılıyor. Oldukça sağlam bir maddeden yapılıyor. Yemekten sonra dişlerin arasına sıkışan parçaları bununla çıkarıyor insan. Türkiye kürdanını dışardan alıyor. Bizde ki birkaç firmanın kürdanları ise şu dişinize sokunca kırılan ya da etrafında tırtık olanlardanmış maalesef. Ancak artık plastik kürdan üretimi de başlamış durumda. Dünyada kürdan üretiminin başkenti Amerika, Main Eyaleti. Kürdan huş ağacından yapılıyor ve ağaçların kabukları soyulup şeritler elde edilerek işlem yapılıyor. Amerika bu işi Charles Foster’ın otomatik kürdan makinesini icat ettiği süreye kadar tamamen elde yapıyordu bu bir işçilik meselesi idi. Günümüzde çeşitli ve çok çeşitli diş ipleri kürdan kullanımını azaltmış olsa da kürdan krallığı yıkılacak gibi değil. Kürdan çok fonksiyonu olan bir tasarım. Kürdanla dişlerinizi karıştırabilir ve sürekli aklınızın ağzınızın içinde kalmasını engelleyebilirsiniz. Zayıflıktan arkadaşlarınızla kürdan Melahat kıvamında sözlerle dalga geçebilirsiniz. Kullandıktan sonra atmazsanız uzun süre kullanabilirsiniz. Ne de olsa aldığımız yerine koymazsak asla düzenimizi sağlayamayız.Bir bonsainiz varsa spidermite (örümcek biti) denilen zaralıyı bonsainizden uzaklaştırabilirsiniz.
Kürdan kullanarak şık kanepeler, islim kebabı gibi lezzetli yemekler hazırlayabilirsiniz.
Kürdan oldukça dayanıklıdır. Uygun pozisyonda yerleştiriseniz sevmediğiniz bir insana yavaş acılı ve muhtemelen hastaneye gitmeden bünyesinden uzaklaştıramayacağı bir hediye verirsiniz.
Ayrıca ağzınızın içinde çevirdiğiniz bir kürdan parçası ile bir kovboy barında yahut mahalle arasında süper delikanlı pozlar verebilirsiniz ki mekan mahalle ise bu ambiyansı ( ben tercih etmesem de) ağızda oluşan tükürüğü havalı bir şekilde yol kenarına fırlatarak süslemek de söz konusu.Kürdanla kara büyü yapabilirsiniz.
Canınız sıkılırsa sanat icra edebilirsiniz.
Kürdanın etinden sütünden yararlanacağım diyorsanız süslü kürdanlar kürdanlıklar yapıp satabilirsiniz.
yorumlar
bazı arızalı aidslilerin, restoranda dişlerini karıştırdıkları kürdanları tekrar kürdanlığa soktuklarını duymuştum, bu nedenle açık kürdan kullanmamalı derler, bilemiyorum doğru mu yoksa paranoya mı?
doğrudur efendim. ben şahsen diş çürüklerime daldırdığım kürdanları poşetlerine yerleştirip yerine koymuşumdur çok kereler.
diş teliniz varsa da çok gerekli oluyor. bir de bunu toplum içinde kullanmaktan çekinir kimisi. böyle eliyle kapatır. ben o zaman çok fena olurum mesela. bir karıştırma, kurcalama, gizleme hadisesi. direk midem bulanır.
pidecide pide beklerken arızaya bağlanıp masadaki kürdanları kırıp kırıp kül tablasında toplamak âdettendir
şaka bir yana ben dişimi temizlemek için hiç kürdan kullanmadım. bir kere deneyeyim dedim çok garip geldi. yağmur da yağsa şemsiye taşıyamam. bu da onun gibi birşey olsa gerek. aktivite birkaç saniye sonra manasız geliyor kendimi komik bulmaya başlıyorum. bir de kürdan hangi aralığa giriyor ki. ben denedim olmuyor.
pideyi yiyip çıktıktan sonra kırılmamış bir kürdanı ağzının kenarında uzun süre tutmayı âdet haline getirenlerde var…
ey edip adanada pide ye demek istiyorum bu durumda.
her maaş zammı istediğimde müdürümün verdiği cevap çok müstehzidir : evlâdım aç da gezsen ağzında bi kürdan tutacaksın…
Size formülü veriyorum,kürdanı kırıp gerekli uzunluktaki parçayı dilinizle, ağzınız kapalı bir şekilde hareket ettirip, dişlerinizi içten temizleyebiliyorsunuz..Böylece herhangi kötü bir görüntü oluşmuyor..
timur selçuk enerjisiyle teessüf ediyorum patronunuza sayın kopanisti.
işte ben buna araştırmacı ruh diyorum.
fazla kullanıldığında diş etinde kanamalara yol açabilir…
İşte ben buna grafikçi ruh diyorum.
ben örümcek bitine takıldım, bitkimin üzerinde bayağı bir inceleme yaptım, o ne yaa.. hiç duymamıştım stres oldum akşam akşam.
sizin kadar değildir anthro:)
O iki kişiden birini tanıdım. Bakalım diğersi kimmiş 🙂
pelitas sen ne yaptın güzel kardeşim. o nasıl bir resim öyle içim bir hoş oldu sabah sabah. Kırılmış tırnağın elbiseye takılan pürtüklü yerinin verdiği gibi garip bir his. oh may gudnıs demek ister deli gönül.
manson, harika resimler (yazı) …hayatımı kurtaran nesnelerden biridir kendisi:))
eyvallah.
nasıl hayatınızı kurdardı sevgili mak, eğer özel değilse açıklarsanız seviniriz,
kop; kürdanın nasıl bir hayat kurataran olduğunu yaşamamış olan var mıdır? Dişimin arasında partikül kaldığı zaman sanki o partikül, beynime ulaşıp kafamın içinde baskı oluşturuyor, ben öyle takıntılıyımdır, dişimin arasında bir şey kaçmasa da illa kürdanla temizlerim…merak edip ilgilendiğin için teşekkür ederim:)
ben başka şey hayâl etmiştim oysa sen ne anlattın, yıkıldım bilâkis…
siz ne hayal ettiniz sayın kopanisti, şimdi de ben merak içinde kaldım.
şunu hayâl ettim sayın manson,sevgili makaleci, yağmurlu ve puslu bi kış gününde gayet moralsiz bi halde kaleiçinde bi kafede kahve içip romantizmin dibine vururken , içeriye giren yakışıklı beyefendiye anında aşık olur, detayları geçiyorum bir müddet sonra aşkları alevlenir ve hayatlarını birleştirirler akabinde nurtopu gibi bebekleri dünyaya gelir, allah uzun ömürler versin, muhterem eşleri kürdan fabrikatörüdür…
bu rüyadan sanırım makalecinin allahta izin verirse eşi ve yavrucağıyla uzun ve sağlıklı bir ömür yaşayacağını çıkarabiliyoruz. rüyaların tersi olur ya o bakımdan.
yalnız ben hayalinizdeki muhterem eşin öldüğünü sandım ona istinaden yorum yaptım. bugün hiç iyi değilim galiba.
seni arızaya bağlanmış gördüm bugün sayın manson
tıp dilinde migrenyus allakbullakedenyus diye tabir edilen bir durumdan muzdaribim. yaptığım ve yapacağım hatalardan ötürü kusuruma bakmazsınız artık.
manson, amin, cümlemiz için amin:))kop; kaleiçinde asla kahve içmem, bira’ ya ayıp olur:)))tamam evililik, nur topu gibi çocuk harika, ama anlattığın aşk hikayesi içinde yer almasın, romantizm ve yoğun aşk olan bir hikaye metninde bu kavramlar geçmemeli:))bu güzel kavramlar; hayat, günlük yaşam, evililik, annelik gibi bambaşka başlıklarda geçebilir
manson, amin, cümlemiz için amin:))kop; kaleiçinde asla kahve içmem, bira’ ya ayıp olur:)))tamam evililik, nur topu gibi çocuk harika, ama anlattığın aşk hikayesi içinde yer almasın, romantizm ve yoğun aşk olan bir hikaye metninde bu kavramlar geçmemeli:))bu güzel kavramlar; hayat, günlük yaşam, evililik, annelik gibi bambaşka başlıklarda geçebilir
Geçmiş olsun Manson, biz seni toparlarız bugün. Sen kap şu üst raftan bi Trexima. kendine gelirsin biraz sonra.
hii naproksen var içinde kuzum vallahi şuracıkta mide kanaması geçiririm.
sana bi doz siktiretaljin öneriyoum manson, efervesan olanları çıkmış duyduğuma göre yarım kupa suya at erisin iç
bu arada; aşk bu işte!
hele bu, aşkın tanımı benim için!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
tamammmm mak da arızaya bağlandı
şıpsevdi diye bir sakız vardı. aşk şudur budur şeklinde birşeyler yazardı sürekli.
🙂 hayatımın şarkıları bunlar kop! yukarıda dediğim gibi kale içinde kahve içilmez:)))
mak beni yabana atma
pardon, seni nasıl yabana attım?
Sevgili Manson, wc kağıdı ve orkid yazılarınızı da bekliyorum..
yaban deyince bir de yaban tv var. avcılık ve balıkçılık kanalı. hayvanları spor adına öldürme kısmına yorum yapmayacağım. ama öldürdükten sonra çok pis gülüyor bu adamlar. o zaman üzülüyor insan.
tasarım harikaları serimin ikincisi yayın sırasını bekliyor pbk. istek saatine yetiştin allahtan. aldım listeye.
mak beni yabana atma derken, pardon seni nasıl yabana attım diyeceğini bildiğimden beni yabana atma dedim
neden ne diyeceğimi bildiğin halde bunu söyledin:)
son öğrendiğim tasarım harikası japonya metrosunda varmışaparata para atıyosun hazneden 1 kez kullanılmış genç kız kilodu çıkıyo, 10 saniye kokluyomuş fantezi düşkünleri sonra hop külot aparata gerisin geri çekiliyomuş,ekranda bir yazı koklamaya devam etmek için oluğa metal 1 yen daha atınız
kopanisti bak şimdi herkes hayalgücün ne kadar kuvvetli diyecek sana. ama bu gerçekmiş yahu. ben de duydum.
gerçekten duydunuz mu sayın manson, inanmıyorum!!
duydum ama inanmadım. saçma ve de olmaz öyle şey. feminist bacılarımız paralar o makineyi.
soru sormuştum, hem de müstehzi olaraktan…
Güzel bir yöntem, toplumdaki sapıkları tek tek belirlemek için..
şerrefsizim pbk, dünden beri kafa yoruyoom neden yapılır bu diye şimdi aynı şey benim de aklıma geldi, neden olmasın
abi bunu düşünmek bir yana otur aparatını yap. inanmak istemiyorum.
bunların fanları çıkar yakında gör bak,ben de kullanılmış pet aparatı koyacam izmir metrosuna
burada sorularıma cevap verilmiyor, ben bir depresyona gireyim olmazsa…
mak sen bana sor ben cevap veririm dilim döndüğü nispette, bilgim dahilindeyse tabi
Makaleci. Ben senin şarkını 3. kez dinlemedeyim şu an. Saol gerçekten, bir haftadır dinlememiştim, iyi oldu.
yukarılarda bir yerlerde sormuştum, ama boşver:)) o, o andı…
rica ederim anthro:) nefis değil mi?
şinedim benim biricik sevgilim
Richie benim favori cool adamımdır. Dünyaya gelmiş en cool ingiliz delikanlısı. Bu da benden olsun.
sağol anthro!! daha önce de bir yerlerde leonard cohen’ den bahsetmiştik!
bu şarkı on nomero anthro. güzel seçim.
Seninle müzik zevklerimiz uyuşuyor Makaleci. Sana da afiyet olsun Manson’cım.
aynen öyle!
bu arada kimseye bir daha bir soru sormayacağım!
İki saattir sorunun cevabını anlamaya çalışıyorum ben Mak. Ama sorunun kendisini bile anlayamadım şu ana kadar. Anlayan beri gelsin..
sen hangi sorudan bahsettin anthro pardon, anlayamadım?
Ben zaten hiçbişi anlamamaya başladım. Boşver 🙂