Türkiye?nin her ilinde yasaklarla karşılaşan ?Ölüm Uykudaydı? adlı oyunun yapımcısı ve oyuncusu Zafer Diper, bu kez Nazım Hikmet?in seçilmiş şiirleri ve Melike Demirağ?ın seslendirdiği Nazım şarkılarının iç içe geçtiği, müzikal tadında bir oyunla; ?Hoş Geldin Bebek…?le tiyatroseverlerin karşısına çıkıyor.
Bir Latin Amerika ülkesinde üç tutsağın yaşadıkları tecriti anlatan ?Ölüm Uykudaydı? adlı oyunuyla tanıdığımız Bizim Tiyatro, bu kez Nazım?ın yapıtlarından bir seçki hazırlayarak tiyatroseverlerin karşısına çıkıyor. ?Ölüm Uykudaydı? adlı oyununun neredeyse Türkiye?nin her ilinde yasaklarla karşılaştığını ve bu yüzden oynanamadığını söyleyen Zafer Diper, ?Hoşgeldin Bebek? adlı oyunuyla tiyatroseverlerle buluşmayı amaçlıyor. 2002 Nazım Hikmet Yılı?nda Usta?nın eserlerini Nazım dostlarına sunabilmenin anlamına dikkat çeken Diper, aynı zamanda bu oyunla, Nazım?ın pazarlanmasına tepki göstermeyi amaçladığını da ekliyor.
Nazım?ın şiirlerindeki tarihsel perspektif
Hazırladıkları oyunun, geçen yüzyıldaki insanın sorunlarını ve bu sorunların çözümü yönündeki mücadelesinin tarihsel anlamını ortaya koyduğunu belirten Zafer Diper, ?Nazım Hikmet?in eserlerinden, tarihsel bir büreç içerisinde Kurtuluş Savaşı?ndan geçerek, öteki ülkelerin antiemperyalist savaşımları ve dünyada tırmanışa geçen faşizm, İkinci Dünya Savaşı, insanları saran nükleer tehlike ve olayların içinde bir kişi olarak Nazım?ın mahpushane yaşamını, tepkilerini, direncini, aşklarını, umudunu, inancını yansıtan şiirlerden ve bestelerden oluşan bir oyun Hoş geldin Bebek…? diyor.
Hoşgeldin Bebek, Nazım Hikmet?in şiirlerinin belirli bir tarihsel perspektife bağlı kalınarak derlenmesinden ortaya çıkmış. Diper, diğer oyunlarından farklı olarak bu kez müziği de oyunun önemli bir parçası kılmış. Müzikleri ve kimi filmleriyle tanıdığımız Melike Demirağ, oyunda Nazım?ın şiirlerini müzikleştirmiş ve aynı zamanda oyunda rol alıyor. Üç kişilik sahnede Melike Demirağ ve Zafer Diper?in yanı sıra Nazan Diper de oynuyor. Oyunda Nazım Hikmet?in yapıtlarından yararlanılan bölümler şunlar: Memleketimden insan manzaraları, Taranta Babu, Atlantiğin dibindekiler, Fakir bir Şimal kilisesinde şeytan ile rahibin macerası, Kız çocuğu, Akrep gibisin, Ben içeri düştüğümden beri ve Hoş geldin bebek.
Nazım?ın yapıtlarındaki politik içerik duru bir biçimde yansıtılıyor
Nazım?ın ?Kadınlarımız? şiiriyle başlayan ve emperyalist savaşların tüm dünyada yarattığı yıkımı anlatan oyundaki şiirlerin özenle şeçildiğini söyleyen Diper, oyunun kurgusu, sahne düzeni, şiirlerin ve müziğin biraraya getirilmesinde çok yoğun emek harcandığını belirtiyor. Sahne estetiği ve dekorlar da Diper?in uzun yılların birikiminden çıkardığı yaratıcı yardımcılar. Ayın altında giden kağnıların gölge yansımaları, sahnenin neredeyse tamamını kaplayan kumaşların toprak ve deniz biçimindeki betimlemeleri bunlardan birkaç örnek. Oyun, hangi bölümünden ele alınırsa alınsın politik bir oyun. Bu, Nazım?ın yapıtlarındaki politik içeriğin duru bir biçimde yansımasından kaynaklanıyor kuşkusuz. Diper?in oyunculuğu, şiirlerin yorumu ve Nazım?ın dünya görüşündeki tarihsel bütünlüğün dışına çıkılmadan verilmesi ve Melike Demirağ?ın Nazım şarkıları bu politik oyuna biçim kazandırıyor. Nazım?ın her dizesindeki değiştirme çağrısı, özgürlük, eşitlik, kardeşlik, barış ve sonuçta insanlığın kurtuluşu olan sosyalizm teması, oyunun teması aynı zamanda.
?Hoş geldin bebek?in prömiyeri 27-28 Nisan günlerinde Kadıköy Barış Manço Kültür Merkezi?nde gerçekleşti. Oyunun yakında Muammer Karaca Tiyatro Salonu?nda da sahneleneceğini söyleyen Diper, Mayıs ayı ortalarında yurdışı ve Anadolu turnelerine başlayanacağını duyurdu.
yorumlar
Bu ne be, köşe yazısı olsaymış bu
bu zaten direkt köşe yazısıymış. buraya döşemek yerine link verilseymiş daha güzel olmaz mıymış?
bunda istemiş burada yazmayı normal değilmi , yazıyı yada konuya yönelemediniz sanırım .
bence saol arkadaşım bilgi için…
Anasayfa’da olmayı birçoğundan çok daha fazla hakettiği kanısındayım…
ama güncel bir haber mi onu anlayamadım. Nisan, mayıs yurtdışındalarmış. Ne zaman izleyeceğiz. Geldi mi Muammer Karaca Tiyatrosuna…
bi de izlemeden yapıyorum yorumu doğru değil biliyorum ama şu Nazım şiirlerini şarkı haline getirdiklerinde genelde darmadağın dinlenemez şeyler oldukları kanaatindeyim. Güzelim şiirler heba oluyor. (Edip Akbayram hariç diyebilirim) Umarım fazla zorlamamışlardır.
ezginin günlüğü ^^seni düşünmek^^
dinlemediysen …;o)
sanırım dinlemedim. Katı olabilirim bu konuda çünkü geçen sabah bir radyoda “Mavi Gözlü Dev”in bestelenmişini dinledim de…çok kötüydü ya.
olma 🙁 o kaset süperdir. Bak bi dinle hak vericeksin bana.
Herkes dinlemeli o kasedi, herkes ;o)
Muammer Karaca’da ama sanırım tek oyunluk galaydı. Nazım’ı seviyorsanız ya da tanımak gibi bir niyetiniz varsa iyi bir başlangıç olabilir. Dekor kullanımını beğendim, gerisi bildiğim Nazım şiirlerinin canlandırması. Bu arada sadece Nazım için geçerli değil şiir bestelemek ve besteyememek, Orhan Veli’nin, Attila İlhan’ın, Can Yücel’in vs. vs. çok iyi ve kötü besetelenmiş şiirleri vardır. İş besteleyenin şiiri ne kadar özümsediğinde ve yaşayabildiğinde gizli olsa gerek!
katılıyorum. Anlatmak istediğim tam da buydu. Ezginin Günlüğü’nü severim.:))