Gorki Parkı’ndan-Gorki Parkı’ndan getirilen kızın yüzü tanınmayacak durumdaydı; buna rağmen, bir heykeltıraş ya da anatomi uzmanınca incelenerek eksik uzuvlar tamamlanabilirse, gerçek yüz ortaya çıkarılabilecek şekildeydi. Kızın tüm boyun kasları yerli yerindeydi ve sanki bir deriyle kaplanmayı bekleyen zarif birer kolon gibiydi. Pembe kas ağı, geniz boşluğundan çıplak diş etleri boyunca yayılmıştı. Düz şakak kasları, yanak ve şakak kemiklerini bir yelpaze gibi sarmıştı. Kaslar çene şeklini düzleştirmişti. Kas örgüsünü oluşturan bütün bu plaster pembe şerit ve şekiller hem kafatasının o çıplak halini biraz yumuşatmış hem de bir mumya kadar korkunç bir görünüm vermişti. Kızcağız, kahverengi cam gözlerini dikmiş öylece bakıyordu.”En çok satan heyecan romanları serisinden olan“Gorki Parkı” nda bir Sovyet Pataloğu, öldürülen kişilerden birinin yüzüne yeniden şekil vererek tüyler ürpertici üç cinayetin aydınlığa kavuşturulmasını yardımcı olur.Kitabın yazarı Martin Cruz Smith’e göre konu, “ yüz tanımlayıcısı ” olarak bilinen paleontolog M.M Gerasimov’un ölmüş kişilerin hayattayken sahip oldukları yüzlerini araştırma çalışmalarından esinlenerek ele alınır.Adli heykeltıraşlık veya yüz tanımlama olarak bilinen bu teknik, bir cinayet soruşturmasında çok önemli bilgiler sağlar.Bilinen tüm yolların denenmesine rağmen kimlik tespiti başarısızlığa uğramışsa, yüz tanımlayıcılar çağırılır ve çıplak kafatasının fizyonomik biçimlendirilmesi istenir.

Gerasimov, bu tekniği kriminoloji uzmanlarına ilk kez 1939 da tanıtır; anatomi uzmanı Julius Kollman ve heykeltıraş W.Büchly’den oluşan bir Alman ekibi tarafından tasarlanan yeni çalışmalar ise daha mükemmel yöntemlerin gelişmesini kamçılar. Tarih öncesi insanların kafataslarına yeniden yüz kazandırmak amacıyla kadın ve erkek kadavraları üzerinde yüz dokuları ile ilgili ölçümler yapılır. Bu araştırmalar, standart sıva işlemleri ve doku kalınlıkları çizelgelerinin hazırlanmasına ön ayak olur.Tanımlanmamış bir iskeletin yaş ve ırkının bir patalog veya bir antropolog tarafından belirlenmesinden sonra adli heykeltıraşlar, bu doku çizelgelerini ellerindeki verilere göre kullanırlar. Heykeltıraş, çeşitli uzunluklarda, kalem silgisi çapında silindirik lastik şeritleri, kafatası yüzünde 26 ana noktaya yerleştirir: Alın kemiğinin ortasına, göz çukurlarının üst kesimlerine ve başka diğer noktalara…Her bir şerit, “yumuşak kısımlar” diye bilinen yüz etlerinin ve kaslarının derinliğini belirtir. Yumuşak dokular kadın ve erkeklerde, ırklar arasında ayrıcalık taşır. Şeritler arası boşluklar, şerit kalınlıkları esas alınarak sıvanmaya başlanır; bu iş için yüksek kalitede bir seramik çamuru kullanılır.Daha sonra, yüz uzuvlarının şekillendirilmesine geçirilir. Cam ve çamurdan hazırlanmış gözler, göz çukurlarına yerleştirilir. Burun boşluğuna, uzunluğu burun çıkıntısının üç misli, genişliği aşağı yukarı burun köprüsü kadar büyüklükte bir burun uydurulur. Ağız kenarları göz çukurlarının merkezine hizalanır. Dudak kalınlığı, diş etlerinin iki ucu arasındaki genişlik kadardır; doğal olarak kafatasında diş etleri bulunmayacağından, yerlerinde bıraktığı izlerden yararlanılır. Son olarak, kulaklar eklenir; kulaklar kaba olarak burun uzunluğu kadardır.Bir yüzün, doğru olarak yeniden canlandırılması için, heykeltıraşın teknik, sanatsal ve anatomi bilgileri ile hayal gücü ve duyarlılığı bir araya getirmesi gerekir.

M.M. Gerasimov 1953 yılında garip bir işle karşılaşır. Rus Kültür Bakanlığından bir komisyon, tarihte “ Korkunç Ivan “ olarak tanınan IV. Ivan’ın lahdini açar. Gerasimov’un işi, kötülüğü ile ün salmış bu liderin gömülü kemiklerinden yararlanarak ayrıntılı bir portresini ortaya çıkarmaktır.Bu ünlü projeye kendisi, “ Yüz Tanı “ adını verir.Beyaz mermer lahitte Çar’ın iskeleti, yırtık kefen parçaları, arasında duruyordur. Kafatası kemikleri kırılgan olmakla birlikte, yine de cesedin korunması için iyi yapılmıştır. Yüzün çeşitli yerlerinde kaş ve sakala ait birkaç ufak kıl göze çarpar.Geçmiş yıllar içinde Ivan’la ilgili birçok efsane ortaya atılmıştır, değişik görünümler verilmiştir kendisine… Çar bile kendisini bir yazısında şöyle tanıtır:“ Benden anlayış beklenmez, ruhum bozuktur benim, kafamın içi iğrenç şeylerle doludur, iyiliğe yer yoktur, ağzım bozuktur ve ölüm saçar.”
Gerasimov kendisini Ivan’ın daha önce yapılmış çeşitli tasvirlerinin etkisinden uzak tutmak için, yüzünün şekillendirilmesinde, bile bile daha zor bir yöntem seçer. Geleneksel görünümünden uzak kalmak amacıyla bir yığın kişisel karakter tipini gözünün önüne serer.Ivan’ın geçmişte canlandırılan görünümleri, onu zayıf, kuru, serkeş ve tipsizin biri olarak gösterir. Oysa iskelet, Ivan’ın gençliğinde oldukça iri yapılı olduğunu, ömrünün son yıllarına doğru da çok şişmanladığını gösterir.Ivan’ı saçsız olarak canlandırdığı portresi, onun en doğru yüz ifadesini yansıtır. Sanki saklayacak hiçbir şeyi yoktur. Ağzının aşağıya doğru yayık hali ve nefret ifadesi onun diş yapısının şeklinden ortaya çıkarılmıştır. Yüzünden, kuşkusuz akıllı ancak zalim olduğu bellidir. Sarkık burnu ve hantal çenesi suratının asıklığını açığa vurur. Suratı, iri bedeninden ve güçlü boynundan yana kaykıktır.Bu yeni çehresi, Çar IV. Ivan’ın yaşadığı çağa tümüyle uyum gösterir.