İstanbul’da olmak var!Sabah yürüyüşe çıkmışsın. Dönüşte fırından ekmek alacaksın. Bu son derece sıradan görünebilecek durum, İstanbul’daysan olağanüstü bir şölene dönüşebilir.Martılar da katılır işin içine. Deniz zaten hep vardır… Sonsuzluk katar her şeye. Küçücük bir hareket, önemsiz bir durum bile sonsuzluğun içinde başka başka anlamlara bürünür. Hiçbir şey yok olamaz sanki, fonda deniz varsa.

Hele o yosun kokusu… Ekmek falan silinir aklından. Kıyıda bir banka bırakırsın kendini. Önünde derya deniz… Sen de ondan bir parça olur, sonsuzlaşırsın.Karnının gurultusu ekmeği hatırlatır. Gönülsüzce kalkarsın banktan… Arkana denizi alır, devam edersin her şeye.Martılar hala çok yakınlardadır. Fırın gitgide yaklaşır. Taze ekmek kokusu katılır bu şölene. Hemen eve gidip tavşan kanı bir çay demlemek kalır geriye. Çay kaşığının bardaktaki sesi çınlar kulağında… Her şey daha bir büyür olduğundan, İstanbul’daysan.Çirkinlikler bir an olsun gelmez aklına. Arkanda deniz, durmadan yıkar tüm kirleri. Ruhun da payını alır bu arınıştan, tertemiz olur. Sil baştan başlarsın her şeye.İstanbul’da her sabah, yeniden başlamak demektir hayata.