Gorki Parkı’ndan-
Gorki Parkı’ndan getirilen kızın yüzü tanınmayacak durumdaydı; buna rağmen, bir heykeltıraş ya da anatomi uzmanınca incelenerek eksik uzuvlar tamamlanabilirse, gerçek yüz ortaya çıkarılabilecek şekildeydi. Kızın tüm boyun kasları yerli yerindeydi ve sanki bir deriyle kaplanmayı bekleyen zarif birer kolon gibiydi. Pembe kas ağı, geniz boşluğundan çıplak diş etleri boyunca yayılmıştı. Düz şakak kasları, yanak ve şakak kemiklerini bir yelpaze gibi sarmıştı. Kaslar çene şeklini düzleştirmişti. Kas örgüsünü oluşturan bütün bu plaster pembe şerit ve şekiller hem kafatasının o çıplak halini biraz yumuşatmış hem de bir mumya kadar korkunç bir görünüm vermişti. Kızcağız, kahverengi cam gözlerini dikmiş öylece bakıyordu.”

En çok satan heyecan romanları serisinden olan
“Gorki Parkı” nda bir Sovyet Pataloğu, öldürülen kişilerden birinin yüzüne yeniden şekil vererek tüyler ürpertici üç cinayetin aydınlığa kavuşturulmasını yardımcı olur.

Kitabın yazarı Martin Cruz Smith’e göre konu, “ yüz tanımlayıcısı ” olarak bilinen paleontolog M.M Gerasimov’un ölmüş kişilerin hayattayken sahip oldukları yüzlerini araştırma çalışmalarından esinlenerek ele alınır.

Adli heykeltıraşlık veya yüz tanımlama olarak bilinen bu teknik, bir cinayet soruşturmasında çok önemli bilgiler sağlar.
Bilinen tüm yolların denenmesine rağmen kimlik tespiti başarısızlığa uğramışsa, yüz tanımlayıcılar çağırılır ve çıplak kafatasının fizyonomik biçimlendirilmesi istenir.