Beklersin… Elinde hiç birşey yoktur aslında…
Yaşadığımdan emin değilim. Gittiğinden eminim ama… Seni özlediğimden de eminim. Otuz küsur yaşında bir hayal kırıklığı olduğumdan da hiç şüphem yok mesela.Biliyorum işte… Beceriksizliğimden, yalnızlığımdan, bu şehri çok sevdiğimden, düzensizliğimden, yorgunluğumdan, huysuzluğumdan, kırgınlığımdan, baltalarından birine sap olmamışlığımdan hatta olamayacak olmamdan, hatta bir gün bana ayrılan sürenin sonuna geleceğimden filan eminim. Örnekleri çoğaltabilirim. Örnekleri çoğaltabileceğimden de eminim.Günlerdir doğru dürüst uyuyamıyorum. Hayallerimi rüyalarımla birlikte öldüreli çok oldu aslında. Kırgın düşlerimden uzak, kırık kalbimi yapıştırmaya çalışıyorum. Biliyorum da bilmemezlikten geliyorum. Bu kırıkları ve çatlakları onaracak sıva yok ortada. Her yeni gelen gün başka bir kırgınlığa gebe. Ve ben her yeni gelen günle bir parçamı daha isteksizce bırakarak kaybediyorum işte…Çok bekledim seni. Her halimle, her şeyle bekledim. Ama yoktun işte. Kendi kendime yetkiler verdim Hâkim oldum; hayatıma hâkim olamazken seni yargılayıp suçlu buldum.Sonra Avukat oldum; kendimi dahi sana savunamazken, seni bana karşı savundum… Ağır cezadan kurtardım seni. Şahit lazım oldu kararı onamaya, ama sen yoktun…Yoktun işte… Bende bana bıraktığın kelimeleri yazdım. Hala ellerim parçalanıyor onları yazarken. Ve hala en çok kelimeler canımı acıtıyor. Belki o kelimeler hatırınaydı aramanı bile beklediğim zamanlar. Belki arardın da o kelimeleri isterdin benden. Ama onları da yetim bırakmıştın oysa. Onları da unutalı çok olmuştu nasılsa…Sen yokken işte… Öğretemedin bana unutmayı, senin gibi vefasızca. Hissettiklerimi döksem kalan kelimelerle; sevgimden korkarsın şimdi. Senin için ben olmasam bile, sen benim için hep varsın… Belki ben sana sevmeyi hiçbir zaman öğretemem, ama sen de hiçbir zaman bana unutturamazsın…
yorumlar
Neden biz insanoğlu aramalarını bekledikleri zamanı hisseder ve aramayız..Problem kendimizdedir aslında..Hem sevgiyi ister hem de bir gıdım yaklaşmayız..Gurur denen illet darma duman eder sevgiyi de sessizce izin veririz..Tezatlar dünyasında yaşamak ağır geliyor bazen..Bana egolarımdan arınmışken gel, bana hayatta değer vermem gereken en önemli şeyin ”sevgi” olduğuna karar vermişken gel..Aksi takdirde kendime ve sevgiye verdiğim değersizliğimde yok olacağım..Eline sağlık Plakton…
İyi ki senin için hep var o olmasa belki bu güzel yazılar da olmayacak. Her zaman ki gibi yine süper olmuş eline sağlık. Ama hayata o kadar karamsar bakma. Belki şu an güzellikleri göremeyecek kadar yorgunsun. Emin ol en güzel günler yarınlarımız.
sevgili plakton sen yokken şiirimi okumanı dilerim.
@plakton,bugüne kadar okuduğum en dokunaklı yazın bu, bana kalırsa…”emeğin boşa çıkmışlığı” mı demeli? yoksa “yeterince emek verilmemiş olması” mı acaba bu ilişkiyi bitiren? ne demeli? bazen hiçbirşey diyemiyor işte insan.kifayetsiz kaldığı anlarda kelimeler, içleri boşalmış fındık kabukları gibi öylece duruyorlar…
Her zaman gururdan dolayı olmuyor pillibebekkuyuda; Sevgi bile gururlu olmalı, gururla birlikte yaşanmalı. O zaman ” kendime ve sevgime verdiğim değer” beni değil onu yok eder…Karamsarlık değil bendeki Akoni. Ama yorgunluk hat safhada var. Şu son model aşklar yormaktan başka bir işe yaramıyor…pilli pati, Harcadığım zamana, emeğe hiç acımam. Emek harcanmamış her neyse, yok olmaya mahkumdur. Dediğin doğru yanlız. Kelimeler kifayetsiz kaldığı zaman emeğinde boşa gitmiş oluyor. İster emeğin boşa gitsin, ister emeğini o görmesin sonuç yine de değişmiyor…cpgulen, hemen okuyorum merak ettim.
Plakton, gurur bana çok şey kaybettirdi hayatta bazen sıkıca sevgiye tutunmak gerekiyor..Ya aşkını tercih edeceksin ya gururunu..Birlikte olmuyor..Gurur sadece egolarını besliyor..Hakedeni bulduğunda eğil önünde..Bu seni alçaltmıyor,bilakis yüceltiyor..
Sevgi eğilmek değildir ki ama…Sevgin seni neden eğsin ki.Ben sevgiyi gururla birlikte yaşamalı demiştm. Sevgin seni eğmeye zorlamamalı, aksine gururlandırmalı ve yükseltmeli.
Gururdan affetmiyor yanlışları bağışlamıyorsun..Sevgide bazen affedici olmak gerekiyor..Oysaki yanlışlar biz insanlara mahsus..Gönülden özür dilendiğinde bazen affetmek şart..
Aşk (sevgi) her şeyi affeder mi?:)Tamam biraz klasik oldu. Kabul. Sevgi eğmemeli. Sevgim için can bile veririm ama değmeli…
Değeceğine inanıyorsan, sonradan pişman olmamak adına bunu yapmalısın, haklısın..
Titrek kavak denen bir ağaç vardır bilir misiniz? Boyu uzundur. Altından baktınız mı göğe değiyormuş gibi gelir insana.Rüzgâra karşı eğilir sürekli. Aslında rüzgâr eğmek için esmez etrafında. Altında otururken onların konuşmasını, çekişmesini dinlersiniz.Zamanı gelince o titrek kavak tohumlarını rüzgâra bırakır. Rüzgârda onları güle oynaya uzaklara götürür. Kavak o zaman almıştır eğilmesinin karşılığını. Rüzgârda o zaman ödemiştir delice esmenin bedelini.Değer mi değmez mi? Onu da zaman gösterir artık…:)
gidenler için hep daha kolay..neden bilmem ama hep öyle.belki de giden yeni bir yola çıktığından…bilinmeyenin heyecanını yaşadığından…daha güçlü.unutulmamayı hakedecek sevgiler olsun hep.ayrılığın bile unutturmaması gereken, o kadar kıymetli, o kadar kirlenmemiş, o kadar güçlü ve o kadar “gerçek” olsun.hepimiz için..plakton, çok güzel yazı.yine..her zamanki gibi.
çok güzel tutulduuu
Tuttum.. ama olumsuz düsünce olumsuzluk getirir, olumlu düsünmek.. makaleci kardesin dedigi gibi yarinlara bakmak lazim…Bakalim Mevla neyler neylerse güzel eyler…
xnicox, bu yazıya ben henüz şimdi yorum yapacağım:)karıştırdın sanırım…plakton;çok güzel bir ayrılık betimlemesi…eline sağlık…ama bu arada pilli bebek çok haklı, bazen aşkta gurursuz olmak lazım demeylim belki ama, kayıplara sonradan üzülmemek ve bu üzüntü sonucunda hırsını kendinden çıkartmamak için muhakkak geri dönüş çağrıları tekrar gözden geçirilmeli..
Afedersin makaleci sen degilmisin karistirmisim. Akoni imis…Yaslilik iste ne yaparsin..:)
makaleci geri dönüş çağrıları tekrar gözden geçirilmeli.İşte tek yapılmayacak şey bu.Exs ten next olmazmış
rica ederim xnicox…haber küp öyle deme cidden, yani elbet eskiden pek hayır gelmez ama; bir insanı ESKİ olmaya mahkum etmeden hani o karar anı vardır ya, bu kişi mazide mi kalacak, bir şans daha verilecek mi diye…işte o anda biraz vicdanlı düşünülebilir diyorum hepsi bu, tercih meselesi tabii ki..ben sadece bu şekilde davranmakla sadece aşk hayatlarının değil yuvaların da kurtulabileceği ihtimalini düşünüyorum, o kadar…
Sahip olamadıklarımız ve sevdiremediklerimizHatta kolundan tutmayı beceremediklerimiz ve daha sonrasında “keşke”lerle tutuklandığımız mahpus yalnızlık..Giden gitsin,pusu kursun hüzünlerNe anlamı var beklemeninAklımın değil kalbimin bu sözcüklerSen çözemediğim bilmecesin..
İnancımı çoktan kaybettim, yâda benden çaldılar.Artık tabularımı bile kendim yazıyorum. Öyle ki spot ışıklarının altındaki “fareler” yâda köşelere saklanmış “aç köpek ruhlar” durmadan aynı mısraları fısıldıyorlar kulaklarıma.Kaybedeceksin.Yeteri kadar konuşamadım biliyorum.Ama duydum. Tıkalı kulaklarımla…Gülüyordun…Hiçbir zaman bilmeceleri sevmedim zaten.Sevebileceğimi de zannetmiyorum artık…
Karamsar bakmamalı gözler,yüreğimizi kurutan sevgilerden kalanlaraIsrarla yüreğimizin her odasına batırılan şeffaf doğrulara..Yeniden yol almak mı,cam üstünde yürü daha iyiAma sonunda oluyor yazor da olsaoluyor ya
sevgi düz bir çizgi değildir ki üzerinde yürüyüp geçtiğimiz yerleri unutalım
Bilirmisin insan nasıl kendini unutur.Konuşmak istersin konuşamazsın,kaçmak istersin kaçamazsın,hatta gözlerindeki yaşlar bitmiştir, ağlayamazsın…Bilirmisin bulanmış bir insan titrek, cılız bir kibritin aleviyle nasıl tutuşur nasıl sokaklara, evlere, hatta kendine bile sığmaz olur.Düşünmek istersin düşünemezsin, unutmak istersin unutamazsın…Bilirmisin, nasıl bir örümcek kemirir durur beynini. Ben de bilmezdim bir zamanlar hatta düşünmezdim bile bu kadar acımasız değildir derdim insanlar. Ama oluyormuş, ama öğretiliyormuş insana.Yudum yudum ömründen çalıp, hayallerini, umutlarını, daha da ötesi kendini bile unutabiliyormuş insan.Haykırıyor, isyan ediyorum bazen kendime ama elden ne gelir bütün dertler, acılar yine benimle. Olsun diyorum varsın bu da olsun alışırım diyorum, işte bu arada bir mermi daha vuruluyor beynime. Olmuyormuş, alışılmıyormuş.Acının da acısı vardır bende biliyorum. Ama kalbim kaldırmıyor artık, öylesine yorgun, öylesine geçmişim ki kendimden, artık insanlar bile vazgeçer olmuş benim bu halimden. Zaman diyorum, ilaç diyorum, bu da geçer diyorum. Ama itiraf edeyim mi buna artık bende İNANMIYORUM……
makaleci Eski değil exs yani ölü.
kendini tamamen ona adamışsın ve bundan sonrada öyle olacağı belli.. ama en güzel yanı onu aldatmamış olman umarım bundan sonrada aldatmazsın çünkü bu hayatta dürüst ve sadık insan bulmak o kadar zor ki… insan bu yüzden ümitsizliğe bile kapılıyor
haber küp’ cüm…kusura bakma sen vefat edenlerden mi bahsettin?? ex deyince biliyorsun eski de akla geliyor ya son dönemde; ex aşkım şarkıları vb..ben öyle düşündüm, mazide bırakılan bir insan gibi…tekrar özür dilerim.
Plaktonİnanmamak mı,budur işte siyah perde güneş dediklerimize!!Papaza kızıp oruç bozmaktır, bu savunmasızlıkla yoğrulmuş küskünlük.Zaman bazen küçük bir çocuğu kandırmak için söylenen yalandır.Amaa her büyük şey birgün küçülür elbet,doğanın kanunu bu.Dün ne yediğinle başlar bu ufalma,giydiklerinle,iş güç dediklerinle,sonra duygularınla devam eder,yer açılır yüreğinde aklında,ağrın azalır devam edersin korkma