Dünyaya da sahip olsan sana kendini özel hissettirecek birisi yoksa hayatında, anlamsızlık denizinde kulaç atıyorsun demektir. Bu düşünce ile yola çıktığımda yaşamımı irdelemeye başladım. Neyim var neyim yok döktüm önüme, anlamlı mı anlamsız mı diye…Sahip olduğum her şeyin bir anlamı var elbet. Boşlukta mıyım, değilim ancak bunun sebebi hayatımda kendimi özel hissettirecek birinin var olacağına karşı taşıdığım umuttan dolayı… Yoksa yalnızlık, sadece “O”’a mahsus.Kimileri yalnız olmak kendi tercihim der ve sadece kendini kandırır. Yalnız yaşamayı kimse istemez ama şartlar ya da kendi bencillikleri yüzünden bunu başaramazlar.Yalnızlık benim tercihim diyenleri incelediğimde ve onları çözmeye çalıştığımda gördüm ki; hayatlarına birisi girene kadar kendilerini böyle savunuyorlar. Ne zaman ki artık onların da hayatında biri var, işte o zaman savundukları “yalnızlık benim tercihim” düşüncesini ilk karalayan onlar oluyor.Yalnızlık kimsenin tercihi değildir, mecburiyetidir. Vakit ise nakittir, bu bağlamda hayatımızdaki yalnızlığı terk etmenin yollarına bakalım, fikirleri ciddiye alalım…Sizin yalnız yaşamanızın bahanesi nedir?