bildirgec.org

BAYEMRE

11 yıl önce üye olmuş, 12 yazı yazmış. 0 yorum yazmış.

İnsanların Sabırlarını Fazla Zorlamayın!

BAYEMRE | 26 August 2008 12:30

Bir arkadaşım bir yerden taksitli alışveriş yapmış. Taksiti ödemek için Pazar günü boş olduğundan gidip gitmeme konusunda tereddüt yaşamış belki mağaza kapalıdır diye telefonla ulaşmaya çalışmış.Önce 118’i arayıp mağazanın telefonunu alması gerekiyor.118 bilinmeyen numaralarda görev yapan memure ile arkadaşım arasındaki konuşma şöyle gelişip sonlanmış;

• Bilinmeyen numaralar buyurun
• G…… mağazasının ….. Şubesinin telefonunu rica edecektim.
• Bakıyorum hemen takip ediniz.
• Tamam, teşekkür ederim.
• O kayıtta bir numara görünmüyor.
• Peki o zaman ….. şekilde bir kayıt var mı?
• Hayır, o şekilde de kayıt yok.
• Hımm o zaman ….. bu şekilde bir kayıt var mı?
• Hayırrrr, o şekilde de bir kayıt görünmüyor.
• İyi o zaman sizde ne şekilde kayıtlar görünüyor?
• Pantolon, kazak gömlekkkk

İnatla Bekleyeceğim…

BAYEMRE | 26 August 2008 12:00

Deli gibi yanıyorum
Her yerde seni arıyorum
Rüyalarım bile sana işliyor
Ben derdimi kime söyleyeyim?

Kaç gün oldu senden ses çıkmayalı
Sesine, nefesine hasret kalalı
Sözlerim de gecelerim gibi hüzünlü
Uykuya bile sırf seni görmek için dalıyorum.

Son görüşüm müydü yoksa seni
İşte buna inanmak acı veriyor
Yüzünü çevirme bana
Derdine düştüm bir kere

Cesaretsizsin

BAYEMRE | 24 August 2008 11:30

Gölgende gezemem senin
Kendi gölgem var benim
Çiğnemem senin gölgeni
Sen de benimkini çiğneme
Sana teslim olmamı bekleme
Sen de bana teslim olma
Hür olmalı yürek
Zoraki kalmamalı yanında
Korkak kedi ruhun
Zarar veriyor sana da bana da
Cesaretin yokken
Sakın çıkma yoluma
Hep aynı şarkıları dinleyemem ben
Farklı sesleri de arar kulağım
Senden fazla cesaretim var
Sinerek yaşamayı üzerimde
Emanet elbise sayarım.
Benim gibi olmanı beklemiyorum
Olamayacaksın bunu da biliyorum
Olduğun gibi kabul etmeliyim seni
Bunu da ben yapamıyorum.
Farklı yıldızların etkisinde ruhumuz
Yükselenimiz bile farklı
Ortada buluşmaya da mangal yürek lazım
Ateşin sözmüş senin kömürün bile kalmamış
Hiç uğraştırma güzelim
Başka bahara bir daha deneyelim.

Geçmişten gelen gölge

BAYEMRE | 18 August 2008 13:33

sen, geçmişten gelen gölge,
gecem yok,
uykum bölük pörçük,
acın var yüreğimde hala.
Unutmak diye bir şey yokmuş aslında,
sadece bir an,
küçük bir işaret hatırlatmaya
ve sen,
o yırtılmış sayfadan nasıl çıkabildin,
nasıl çıkabildin karşıma.
Kayıp aşkı bulmaksa niyetin,
zaman gemisini geçmişe sürmeliydin,
aradığın en yanlış yerdi bugün.
Silinmek istenip dahada bulaştırılmış bir hikaye,
temizledikçe kirlenen,
yerle yeksan bir gölge..
Ölü toprağı serpilmişken yüreğime,
uyandırmaya cüret eden zalim,
hadi dön git geldiğin yere ,
dön git….
geldiğin yere.

Bayan olmak ne zormuş ya!!!…

BAYEMRE | 10 August 2008 12:55

Geçenlerde otobüsle yolculuk ederken yaşadığım bir olay beni öyle etkiledi ki. Kaç gündür aklımdan çıkmıyor ve hatırladıkça da bayanlar için üzülüyorum.
Otobüste oturan hanım mı hanım kibar mı kibar bir genç kız vardı. Gözleri camdan dışarı bakıyordu ama düşüncesi daha da uzağı görüyor gibi dalgındı. Ne sıkıntısı var acaba diye düşünürken bir an onu süzdüğümü fark edip hemen kendimi toparladım. Kaçamak bakışlarla bakıyordum o hep uzağa dalmış otobüsün içindeki gürültülerle bile ilgilenmiyordu. Sıkıntısı var gibiydi bende o yüzden bakıyordum çünkü onun bu sıkıntılı halini hissetmiş ve üzülmüştüm.
İneceği durağa geldiğinde oturduğu tekli koltuktan kalktı. Çantasını omzuna taktı, ayağa kalkıp az önce oturduğu koltuğa baktı.
Birden ağlamaya başladı. Çantasından peçete arayıp çıkardı utanarak silmeye çalışıyordu. Peçetesini de gözyaşları ıslatıyordu. Koltuk kan içindeydi, kızın arka tarafı gibi…
Beklemediği bir anda “adet” görmüş olmanın tüm ezikliği ile ineceği durağı kaçırdı, koltuğu temizledi. Otobüsteki iki bayan ona peçete verip teselli etmeye çalıştı. Yaşlı bayanın şu sözleri aklıma takıldı;

Yalnızlık Kimsenin Tercihi Değildir, Mecburiyetidir.

BAYEMRE | 09 August 2008 11:59

Dünyaya da sahip olsan sana kendini özel hissettirecek birisi yoksa hayatında, anlamsızlık denizinde kulaç atıyorsun demektir. Bu düşünce ile yola çıktığımda yaşamımı irdelemeye başladım. Neyim var neyim yok döktüm önüme, anlamlı mı anlamsız mı diye…

Sahip olduğum her şeyin bir anlamı var elbet. Boşlukta mıyım, değilim ancak bunun sebebi hayatımda kendimi özel hissettirecek birinin var olacağına karşı taşıdığım umuttan dolayı… Yoksa yalnızlık, sadece “O”’a mahsus.
Kimileri yalnız olmak kendi tercihim der ve sadece kendini kandırır. Yalnız yaşamayı kimse istemez ama şartlar ya da kendi bencillikleri yüzünden bunu başaramazlar.
Yalnızlık benim tercihim diyenleri incelediğimde ve onları çözmeye çalıştığımda gördüm ki; hayatlarına birisi girene kadar kendilerini böyle savunuyorlar. Ne zaman ki artık onların da hayatında biri var, işte o zaman savundukları “yalnızlık benim tercihim” düşüncesini ilk karalayan onlar oluyor.
Yalnızlık kimsenin tercihi değildir, mecburiyetidir. Vakit ise nakittir, bu bağlamda hayatımızdaki yalnızlığı terk etmenin yollarına bakalım, fikirleri ciddiye alalım…

Sizin yalnız yaşamanızın bahanesi nedir?

El Öpenlerin Çok Olsun Yavruuuum!!!…

BAYEMRE | 07 August 2008 12:35

El öpme olayına oldum bittim gıcığımdır. Kim çıkarmış ki bunu?
Eşinin ya da kız arkadaşının elini öperek devam edebilirsin buna bir diyeceğim yok tabii ki ama misafir olarak gittiğin ziyaretlerde hiç tanımadığın yaşlı teyze ve amcalar nedense seni görünce hemen elini uzatır.
Ne yapacağım uzatılan eli?
Öpüp başına koy bulmuşken…
Tamam, da ben öpmesem ne olacak ya da öpsem ne olacak?
Haz etmememe rağmen adettendir diyerek sarılır eline ve öperim. Arkasından “el öpenlerin çok olsun yavruuuum.” Demeleri yok mu?
Kopuyorum işte ne yapayım. Alır beni bir gülme ta ki annemle göz göze gelene kadar. O kadar güldüğüm de bana yeter zaten!!!
Kim çıkardı bu el öpme icadını bir bulsam, mektup yazdım elden teslim edeceğim…

Yanağını Uzatanın, Dudağına Kondururum!!!…

BAYEMRE | 07 August 2008 09:45

Yanak yanağa öpüşme rezaletim. Arkadaşlarla başka bir arkadaşın evine gittik ben ilk kez gidiyordum o nedenle eve gittiğimde tanıştırıldım çok samimi ve içten bir insandı ve tokalaşmanın ardından yanak yanağa öpüşmek için bana doğru yöneldi. Ben yapı olarak soğuk muyumdur neyim bilmiyorum ama erkek arkadaşlarımla yanak yanağa hiç öpüşmemiştim. Yeni arkadaşın bu hareketi ile bir an irkildim onu bozmakta istemediğimden eh kendi gelen zemzem suyu misali öpeyim bari dedim ama yönleri tutturamadığımdan (acemiyim ya) dudak teması yaşadık.
Olay bir kazaydı ama şahit çoktu. Gülüşmeler falan derken:
“Abi ben öptüm mü adam gibi öperim, yok istemem der gibi başımı sağa sola çevirmem. Bir öptüğümü de ikinci kez öpmem ”
Diyerek bombayı patlattım.Sevmiyorum şu tokalaşma ve öpüşme işlerini ben sadece sevgilimi öpmek, koklamak istiyorum ama yok illa kendilerini bana öptürecekler.
Neden hep beni bulur böyle arıza durumlar?

Yalnız Yaşamanın Karşı Konulmaz Getirisi

BAYEMRE | 05 August 2008 15:38

Sürekli kendi kendine olduğundan bir süre sonra kendinden bile sıkılmaya başlar insan.
Sabah yataktan çıkmaz istemez, kahvaltı mı?
O da ne, hiç bilmez.
Hastalansan bir tas has hoşaf verenin olmaz, ağrın sızın geçip ayağa kalkana kadar aç durursun. Bazen karın gurultusunun şiddeti yataktan kalkmayı tetikler ama bu duruma gelene kadar aç kalmamanızı tavsiye ederim.
Bulaşıklar kokar ta ki koku sizi rahatsız edene kadar. Yıkayayım da şu kokudan kurtulayım dersiniz ama kirler keçeleşmiştir çok uğraştırır arada yıkamak yerine sinirinizden “hay senin porselenine emi, tohumuna para mı saydım lan yenisini alırım bunu kazıyacağıma” diyerek çöpe fırlatabilirsiniz.
Velhasıl-ı kelam ince iştir yalnızlık…
En kötüsü de eve bir arkadaşınız gelecek olsa evi toplamak bir haftanızı alır, nedense arkadaşlar randevu almadan baskın yapmayı sever.
Sonra başlar nasihatler “ne bu halin yazık ediyorsun kendine, evlenmelisin” diye. Ya evlenip kızın da mı başını bu pisliğe sokayım.
Yok yok evlenmiş olsam böyle yapmam ki ne salatalar yaparım ben ona, yorulmasın diye tozları da ben alırım.
Ne diyorum ben ya!!!

Leylak Bahçesi Ruhun…

BAYEMRE | 03 August 2008 10:45

Bir buse kondur dudağımın kenarına
Sonra mahşer olsun bedenim
Leylaklar topladım sana
Bir buse de onlara kondursa
Yarına solar başlarını yere eğerler
Leylak kokusu evime siner
Leylak bahçesi ruhun
Leylaklara âşık bu yüzden…