Dikkatimi çeken ilginç bişey var. Deniz Feneri davasında bağışlar bıçak gibi kesildi denilirken, bu seferki olaydan sonra ÇeYeDeDe ye yapılan bağışlarda artış olmuş. Tabe doğru ise. Enteresan…
@pillibebekkuyuda şimdi aynısını söyleyecektim.. nasıl bir fenomense bu vakit kimse yaptıklarına şaşırmaz oldu.ayrıca ben şu deniz feneri’ne yayın yasağı getirenlerin çağdaş yaşama hurra baskın yapanların aynı cengaverliği göstereceğini umuyorum!ayrıca ve ayrıca buradan kanadoğlunun sözlerine ithafen ve destekleyerekten “kula kulluk edene yazıklar olsun” diyorum…bu arada yine kanadoğluna ithafen;“Allah’ın Kızları”na soruşturmaalt metin: diyanet kitapla ilgili fetva veriyor bunun üzerine soruşturma açılıyor öyle laik bir cumhuriyet haline geldik :)haa bir de kimya sınavında ahiret sorusu soranlar var ki değmeyin gitsin!!!
Tiksinç, mide bulandıran, aşağılık bir haber tarzı.İnsanları eleştirmede had ve ahlak sınırlarına sahip olamama örneği, vicdansızlık..Aynı, emsali olan Camuriyet Gazetesinin tarzı gibi. İnsanların hastalığı üzerinden bile saldırmak, medyadaki ve dahi buradaki laikçi hayvanoğlu hayvanlarda da olan bir özellik. Hayvanoğlu hayvanların da dinli yada dinsiz olması farketmiyor. Ahlaki sınırları, limitleri olmuyor bunların.
”Anthro DİYOR Kİ, (16 Nisan 2009 10:48)medyadaki ve dahi buradaki laikçi hayvanoğlu hayvanlarda da olan bir özellik. Hayvanoğlu hayvanların da dinli yada dinsiz olması farketmiyor. Ahlaki sınırları, limitleri olmuyor bunların.”Anthro, buradaki küfürleri, laik düşünenlerin üzerinden yapman pek hoşdeğil, senin aldığın eğitim nereden, cemaatlerden mi geçiyor, Bana göre pırıl pırıl bir beyinsin ama her yaptığın yorum, kirlenmeye başladın artık..Kendini sorgulama zamanın geldi geçiyor..Üzülüyorum adına..Sözünü direk söyle, lafını dolandırma kurnazlığın başarını engeller gelecekte..
Neden Cumhuriyet’i de kattım içine. Aynı ahlaksızlığı, onlar da vakti zamanında Özala yaptılar. Hastalığı üzerinden aşağılama ve saldırmaya kalktılar. Ben Vakit’in yaptığı bu puştluğu -ki ben bu kadının şu an sadece yaşlı ve hasta bir kadın olma ötesinde, 28 Şubat döneminde hiç de böle masum olmadığını, yaptığı aşağılık fişlemeler ve yanlışlarını bildiğim halde- hastalığı, ki kanser gibi bu toplumda neredeyse her aileyi muhakkak yoklayıp hüzne sokan bu rahatsızlığı saldırı aracı görmek aşağılık bir haldir. Ben sevmediğim bir kadına karşı dahi bu şerefsizliği yapmalarını tel’in ederim. Ama işte aynını bu belirttiğim laikçi hayvanlar yapmaz. Aynen bu Vakitçi hayvanlar gibi. Bu kadının hastalığı üstünden belden aşağı saldırılması midelerini bulandırır haklı olarak ama söz konusu kişi Özal olduğunda yine aynı puştluk olduğunu düşünemez kıt beyinleri. Çünkü hayvandırlar. Ya da birilerinin bu kadına baktığı gibi siz de Fethullah Gülene bakarsınız. Ama birileri ona bu tarz saldırı yaptığında, orgazm geçirmiş orangutanlar gibi keyfe gelmektedir Vakitin antipodu olan Cumhuriyet ve buradaki o gazetelerin ipini tuttuğu şebekler. Ben de işte bu tip hayvanları külliyen lanetliyorum.Rahatsız olabilirsin açık sözlerimden PilliBebek’im. Ama biliyosun, ben doğru bildiğimi söylemekten imtina etmem. Sen de öylesin çünkü, beni anlaman lazım.
valla vakit ve fettoş kendi kendi dallarında birinciliklerini kimseye kaptırmazlar…vakit’in ahlaksızlığı fettoş’un ota boka yaptığı yorumlarıyla bu iki kurum(!) her olaya nifak toğumu sokmayı çok iyi bilirler.haa bu arada yazıcıoğlu’nun ölümünde bir şüphe yokmuş fettoş’a bildiriverin bilmukabele!
Ahlak sadece karşınızdaki kişilerde sükut etmiş değil diye boşuna demiyorum. İnsanlıktan nasibini almamış olan hayvanlar komutan bile olabiliyor bu ülkede. Benim ordumda bir hayvan komutanlık yapabiliyor. Düşüne biliyor musunuz???Elbette başka hayvanlar da Vakitte yada Cumhuriyette gazeteci olabiliyor bu ülkede. Hayvanları nehrin karşı kıyısında aramayın. Sağınıza solunuza bakın, bu coğrafyada çok var vicdansız hayvanlar:
(…)Uzağa gitmeden Cihan Haber Ajansı’nın yöneticisi sıfatı ile kendi yaşadığım bir tutarsızlığı paylaşayım. Malum, geçen ay Türkiye Rahmetli Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının kazasına kilitlenmişti. Muhabir ve kameraman arkadaşlarımız da ağır şartlarda bölgede çalışıyordu. Rahmetli meslektaşımız İsmail Güneş’in naşının bulunduğu haber üzerine, arkadaşımız Lütfi Aykurt, gazeteci refleksiyle 4,5 saat yürüyerek bölgeye ulaştı.15.30’da işi bittiğinde 2500 metre yüksekte hava iyice soğumuş; orada sadece birkaç köylü ile Lütfi kalmıştı. Sağolsunlar, Jandarma Arama Kurtarma ekipleri “Seni burada bırakamayız. Hava soğuyor ve buradan inmen zor, helikopterle götürelim” diyor. Lütfi, helikoptere binmeye hazırlanırken, bir komutan hangi kanaldan olduğunu soruyor ve ajansın adını öğrenince, ‘sivil olduğu için helikoptere alamayacaklarını’ söylüyor.Lütfi, helikoptere alınan DHA muhabirinin de sivil olduğunu nazikçe hatırlatınca, komutan tersleyip “Nasıl geldiysen öyle inersin” diyerek arkadaşı dağ başında bırakıyor. Evet, çektiği kurtarma çalışmaları gün boyu ekranlarda dönen bir gazeteciye yapılan bu. Salonları anladık, hayati tehlikenin olduğu bir yerde de malum akreditasyon uygulanıyor.Olay bize intikal ettiğinde, sansayon oluşturmak çok kolaydı. Ama “Kişisel bir hatadır, Mehmetçik bunu yapmaz” dedik. Lütfi, kendisiyle gurur duyduğumuz bir personelimizdi. Ama daha önce bir vatandaş ve bir insandı. Genelkurmay Başkanımız evrensel demokrasi standartlarından söz açmışken, bunu samimi kabul edip sormak istedim: Paşam, dağda kalsam beni kurtarır mısınız?
Prestij cellatları işbaşı yaptı!Hristiyanlığı yaymak için misyonerlik faaliyetlerinde bulunmuş!Zaten annesi aslen İsviçreli’ymiş. Kendi isteğiyle Müslüman olduktan sonra Lili Mina Raiman olan ismini Leyla olarak değiştirmiş!Ama o, Türkiye’de yaşayan herkesi Hristiyan yapmak istiyormuş!Kız öğrencilere de sırf bu yüzden burs veriyormuş!Üniversitelerde türbana karşı çıkmasının nedeni de buymuş!***Bu kadarla kalsa iyi:Aynı zamanda sıkı bir Türkiye düşmanıymış!Tek derdi “Kürdistan’ın temellerini atmak”mış!Bu yüzden çok sayıda PKK’lıya burs vermiş!Türklerden topladığı paralarla, Kürtleri örgütlemeye çalışıyormuş.İşte bu yüzden ki; DTP Genel Başkanı Ahmet Türk, onun çizgisini çok beğendiklerini söylemiş…***Bitmedi:“Kardelenler Projesi” kapsamında İstanbul’a getirilen kız öğrenciler, DTP’nin kadro açığını karşılıyormuş!Kandilli Kız Lisesi gibi yerlerde okuttuğu kızlardan bazılarının akrabaları hâlâ dağlarda Türk askerine kurşun sıkıyormuş!Burs verdiği kızlar, Güneydoğu’da Kürtçülüğün sivilleşmesine hizmet ediyormuş!***Dahası var:Eksik mal bildiriminde bulunmuş!Derneği için topladığı paraları yemiş!Depremden toplanan paraları borsaya ve repoya yatırmış!Yurt dışından izinsiz para transferi yapmış!***Kim yapmış tüm bunları?Elbette Türkan Saylan!Boşuna demedim dünkü yazımda “Asın bu kadını” diye…Meğer çıbanın başıymış o!***Bu asılsız, kanıtsız, tanıksız, belgesiz, bulgusuz bilgilerin büyük bir bölümü dün http://www.habervaktim.com adlı bir sitede yer aldı.Hemen sonra da çok sayıda ekleme yapılarak, internet üzerinden milyonlarca insana gönderildi.Bunu yapanların amacı belli:Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ni bitirmek!Onun burs verdiği on binlerce öğrenciyi F tipi Işık Evleri’ne mahkûm etmek!Ve elbette hayatını Türkiye’ye ve aydınlanmaya adayan Türkan Hoca’nın saygınlığına gölge düşürmek!***Ey dindar geçinen din tacirleri:Biliyorum, utanmazsınız, arlanmazsınız, çıkarınız uğruna dünyaları yakarsınız!Ama…Bu kadar iftirayı, çamuru, hakareti, yalanı üretirken; gün gelip öleceğiniz de mi aklınıza gelmiyor?Allah’tan ve onun ilahi adaletinden hiç mi korkmuyorsunuz?Hani size de, benim gibilere de “insan” deniyor ya…Sizinle aynı sıfatı taşımaktan bile utanıyorum!*****NEDEN!Din tacirlerinin Türkan Saylan’dan nefret etmesi için çok neden var. Ama en somut nedenlerden biri, bu “çılgın kadın”ın Radikal Gazetesi’nde yazdığı bir yazı…Türkan Hoca bu yazısında özetle AKP’nin suçlu bulunduğu halde kapatılmamasına anlam veremediğini söylemiş ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nı, AKP’nin kapatılması için yeni bir dava açmaya davet etmiş!***“Bu operasyonların AKP’yle ilgisi yok” diye ahkâm kesen medya maymunlarına duyurulur!*****GÜNÜN SORUSUTürkiye vergi rekortmenleri açıklandı: Rahmi Koç birinci, Aydın Doğan ikinci, Hüsnü Özyeğin üçüncü… Bu listede, AKP’ye yakınlığıyla bilinen onca müteahhitten, iş adamından, mücevher tüccarından hiçbiri yer almadı.Neden? Yoksa onlar vergiden muaf mı?*****Bu ülkenin bütün zenginleri: Birleşin!Komünist Manifesto, “Dünyanın bütün işçileri, birleşin” sloganıyla biter…Bizim de artık bir “Demokratik Manifesto” kaleme almamızın zamanı geldi!Bu manifestonun son cümlesi de “Türkiye’nin bütün zenginleri, birleşin” olmalı…Çünkü Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği’ne yapılan baskında, derneğin bütün belgelerine ve hesaplarına yasalara aykırı bir şekilde el konuldu.Dernekten aldıkları burslarla öğrenim hayatını sürdüren on binlerce öğrencinin burs alamaması tehlikesi ortaya çıktı.İşte tam bu noktada iş, bu ülkenin demokrasiden, hukuktan, laikliklikten yana zenginlerine düşüyor…Haydi beyler; vefa borcunuzu ödeyin!O on binlerce öğrencinin mağdur olmasına izin vermeyin!ÇYDD’nin faaliyetleri normale dönünceye kadar, uygun göreceğiniz bir başka derneğin çatısı altında birleşin ve o çocukları siz okutmaya devam edin!Korkmayın, tırsmayın, başımıza iş gelir korkusuyla alçalmayın…Bir yemek düzenleyip buluşun ve bitirin şu işi…
kendisi hekimdir, profosördür, cüzzam konusunda otoritedir. toplam 440 yayını, yüzlerce ödülü vardır. binlerce başörtülü olmayan kızın okuması için burslar vermiş, vakıflar kurmuştur.bu yüzden böyle bir insanın bir mahkemede yargılanması namümkündür. böylesine atatürkçü bir insanın mahkemede yargılanması çanakkale’de ölen yüzbinlerce şehide haksızlıktır.bence hepimiz bu ülkeyi terketmeliyiz, dinciler iran ve arabistan’a, diğerleri avrupa, rusya neresi olursa.tek sıra olun, birbirinizi ezmeyin önce çocuk ve kadınlar!
bu kadına her şey müstahak!yargılanması namümkün olan niceleri yargılanmış hatta yaşamlarıyla ödemişlerdir suçsuz olmalarının bedelini. Yaptığı yardımları kullanacaksa yapmasaydı.hayrın,iyiliğin lafı olmaz.elinin gözünün sadakası olmuş ki hala yaşıyor.suçsuzsa elbet ortaya çıkar.tapınmaya gerek yok.Mustafa Kemal Atatürk’e bile böyle sahip çıklımamıştır herhalde.onun ve şehitlerimizin mücadelesi ile bu topraklarda varız.Ateş olmayan yerden duman çıkmaz ki çıkarsa da tozun dumanıdır suçsuzsa da ortaya çıkar.gerisi bir bardak sallama çay. gündem karışık kalsın yeter.
14.4 tarihli Vatan gazesinde Mustafa Mutlu’nun “Türkan Saylan Darbecinin Kralıdır” başlıklı yazısını mutlaka okuyun. üzerine söz söylemeye gerek yok. “>
kimin nerde ne zaman imanlı yada imansız gideceği belli olmaz.*başörtülü öğrenciler ile uğraşmayı hiç bırakmasada,*islam dini hakkında ileri geri konuşsada,*terör örgütü mensubu öğrencilere burs versede,*burs verdiği öğrencileri fişlesede,*yine burs verdiği kız öğrencileri deniz subaylarına servis etsede,*dahili misyonerlik görevini ifa etsede,*demokrasiye darbe için meydana insan döksede,sonuçta son nefesinde imanı tadıp da gitme ihtimali var. her ne kadar su testisi su yolunda da kırılsa da bazen aksi mümkün.vakit gibi hiç hoşlaşmadığım bir gazetenin bu başlığı da beni pek rahatsız etmedi işin açıkcası.önce insanlık gereği bir acı duydum ama sonra yaşattığı acılar aklıma gelince, o da geçti. şimdi ister “hayvan” olayım ister başka birşey, ama bu kadınla ilgili bu haber az bile olmuş diye canı gönülden düşünüyorum.
simdi bu vakit gazetesi, cami derneklerinin etrafinda vakit geciren emekli amcalara hitap ettigi icin, okuyan kitleye hedef ve kisi gostermek fikir vermekten daha kolay oldugu icin, bu yolu seciyor.Her vakit camiye giden emekli bir adam olsam,oglen namazindan ciktiktan sonra cami derneginin masalarinin birine coksem, bir cay soylesem, ikindi vaktine kadar zamani nasil gecirecem?vakit gazetesi var arkadas.@pilli pati; ben Turkan ablaya ayri bir hayranim, onu hep cocuklarinizi camiye yollamayin baleye yollayin, namaz kilmasinlar bale yapsinlar sozuyle hatirlayacagim.Gercekten orjinal bir fikir.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Vakit e yakışır bu haber, ancak..
Dikkatimi çeken ilginç bişey var. Deniz Feneri davasında bağışlar bıçak gibi kesildi denilirken, bu seferki olaydan sonra ÇeYeDeDe ye yapılan bağışlarda artış olmuş. Tabe doğru ise. Enteresan…
@pillibebekkuyuda şimdi aynısını söyleyecektim.. nasıl bir fenomense bu vakit kimse yaptıklarına şaşırmaz oldu.ayrıca ben şu deniz feneri’ne yayın yasağı getirenlerin çağdaş yaşama hurra baskın yapanların aynı cengaverliği göstereceğini umuyorum!ayrıca ve ayrıca buradan kanadoğlunun sözlerine ithafen ve destekleyerekten “kula kulluk edene yazıklar olsun” diyorum…bu arada yine kanadoğluna ithafen;“Allah’ın Kızları”na soruşturmaalt metin: diyanet kitapla ilgili fetva veriyor bunun üzerine soruşturma açılıyor öyle laik bir cumhuriyet haline geldik :)haa bir de kimya sınavında ahiret sorusu soranlar var ki değmeyin gitsin!!!
Tiksinç, mide bulandıran, aşağılık bir haber tarzı.İnsanları eleştirmede had ve ahlak sınırlarına sahip olamama örneği, vicdansızlık..Aynı, emsali olan Camuriyet Gazetesinin tarzı gibi. İnsanların hastalığı üzerinden bile saldırmak, medyadaki ve dahi buradaki laikçi hayvanoğlu hayvanlarda da olan bir özellik. Hayvanoğlu hayvanların da dinli yada dinsiz olması farketmiyor. Ahlaki sınırları, limitleri olmuyor bunların.
”Anthro DİYOR Kİ, (16 Nisan 2009 10:48)medyadaki ve dahi buradaki laikçi hayvanoğlu hayvanlarda da olan bir özellik. Hayvanoğlu hayvanların da dinli yada dinsiz olması farketmiyor. Ahlaki sınırları, limitleri olmuyor bunların.”Anthro, buradaki küfürleri, laik düşünenlerin üzerinden yapman pek hoşdeğil, senin aldığın eğitim nereden, cemaatlerden mi geçiyor, Bana göre pırıl pırıl bir beyinsin ama her yaptığın yorum, kirlenmeye başladın artık..Kendini sorgulama zamanın geldi geçiyor..Üzülüyorum adına..Sözünü direk söyle, lafını dolandırma kurnazlığın başarını engeller gelecekte..
Neden Cumhuriyet’i de kattım içine. Aynı ahlaksızlığı, onlar da vakti zamanında Özala yaptılar. Hastalığı üzerinden aşağılama ve saldırmaya kalktılar. Ben Vakit’in yaptığı bu puştluğu -ki ben bu kadının şu an sadece yaşlı ve hasta bir kadın olma ötesinde, 28 Şubat döneminde hiç de böle masum olmadığını, yaptığı aşağılık fişlemeler ve yanlışlarını bildiğim halde- hastalığı, ki kanser gibi bu toplumda neredeyse her aileyi muhakkak yoklayıp hüzne sokan bu rahatsızlığı saldırı aracı görmek aşağılık bir haldir. Ben sevmediğim bir kadına karşı dahi bu şerefsizliği yapmalarını tel’in ederim. Ama işte aynını bu belirttiğim laikçi hayvanlar yapmaz. Aynen bu Vakitçi hayvanlar gibi. Bu kadının hastalığı üstünden belden aşağı saldırılması midelerini bulandırır haklı olarak ama söz konusu kişi Özal olduğunda yine aynı puştluk olduğunu düşünemez kıt beyinleri. Çünkü hayvandırlar. Ya da birilerinin bu kadına baktığı gibi siz de Fethullah Gülene bakarsınız. Ama birileri ona bu tarz saldırı yaptığında, orgazm geçirmiş orangutanlar gibi keyfe gelmektedir Vakitin antipodu olan Cumhuriyet ve buradaki o gazetelerin ipini tuttuğu şebekler. Ben de işte bu tip hayvanları külliyen lanetliyorum.Rahatsız olabilirsin açık sözlerimden PilliBebek’im. Ama biliyosun, ben doğru bildiğimi söylemekten imtina etmem. Sen de öylesin çünkü, beni anlaman lazım.
valla vakit ve fettoş kendi kendi dallarında birinciliklerini kimseye kaptırmazlar…vakit’in ahlaksızlığı fettoş’un ota boka yaptığı yorumlarıyla bu iki kurum(!) her olaya nifak toğumu sokmayı çok iyi bilirler.haa bu arada yazıcıoğlu’nun ölümünde bir şüphe yokmuş fettoş’a bildiriverin bilmukabele!
Ahlak sadece karşınızdaki kişilerde sükut etmiş değil diye boşuna demiyorum. İnsanlıktan nasibini almamış olan hayvanlar komutan bile olabiliyor bu ülkede. Benim ordumda bir hayvan komutanlık yapabiliyor. Düşüne biliyor musunuz???Elbette başka hayvanlar da Vakitte yada Cumhuriyette gazeteci olabiliyor bu ülkede. Hayvanları nehrin karşı kıyısında aramayın. Sağınıza solunuza bakın, bu coğrafyada çok var vicdansız hayvanlar:
Öküzleri ayrı tutuyorum, hayvanlara haksızlık etmeyelim.
Ah bekliyorum güzel günleri, bu fettoş çetesinin de alaşağı edileceği, b.k çukurlarına yollanacakları güzel günleri…
kendisi hekimdir, profosördür, cüzzam konusunda otoritedir. toplam 440 yayını, yüzlerce ödülü vardır. binlerce başörtülü olmayan kızın okuması için burslar vermiş, vakıflar kurmuştur.bu yüzden böyle bir insanın bir mahkemede yargılanması namümkündür. böylesine atatürkçü bir insanın mahkemede yargılanması çanakkale’de ölen yüzbinlerce şehide haksızlıktır.bence hepimiz bu ülkeyi terketmeliyiz, dinciler iran ve arabistan’a, diğerleri avrupa, rusya neresi olursa.tek sıra olun, birbirinizi ezmeyin önce çocuk ve kadınlar!
bu kadına her şey müstahak!yargılanması namümkün olan niceleri yargılanmış hatta yaşamlarıyla ödemişlerdir suçsuz olmalarının bedelini. Yaptığı yardımları kullanacaksa yapmasaydı.hayrın,iyiliğin lafı olmaz.elinin gözünün sadakası olmuş ki hala yaşıyor.suçsuzsa elbet ortaya çıkar.tapınmaya gerek yok.Mustafa Kemal Atatürk’e bile böyle sahip çıklımamıştır herhalde.onun ve şehitlerimizin mücadelesi ile bu topraklarda varız.Ateş olmayan yerden duman çıkmaz ki çıkarsa da tozun dumanıdır suçsuzsa da ortaya çıkar.gerisi bir bardak sallama çay. gündem karışık kalsın yeter.
14.4 tarihli Vatan gazesinde Mustafa Mutlu’nun “Türkan Saylan Darbecinin Kralıdır” başlıklı yazısını mutlaka okuyun. üzerine söz söylemeye gerek yok. “>
Taraf’ın bulamadığı başlık: Şiirsel adalet!
En kahraman ridvan Turkan saylan, helal olsun kadina, gidici zaten, obur tarafta ebu lehebin karisiyla cift forvet oynayip dar alanda kisa paslasmalar yaparlar. öldügünde tebbet suresiyle anacagiz onu.
kimse kalıcı değil ki @ser-hus! sencileğin bunu bilmez mi?
kimin nerde ne zaman imanlı yada imansız gideceği belli olmaz.*başörtülü öğrenciler ile uğraşmayı hiç bırakmasada,*islam dini hakkında ileri geri konuşsada,*terör örgütü mensubu öğrencilere burs versede,*burs verdiği öğrencileri fişlesede,*yine burs verdiği kız öğrencileri deniz subaylarına servis etsede,*dahili misyonerlik görevini ifa etsede,*demokrasiye darbe için meydana insan döksede,sonuçta son nefesinde imanı tadıp da gitme ihtimali var. her ne kadar su testisi su yolunda da kırılsa da bazen aksi mümkün.vakit gibi hiç hoşlaşmadığım bir gazetenin bu başlığı da beni pek rahatsız etmedi işin açıkcası.önce insanlık gereği bir acı duydum ama sonra yaşattığı acılar aklıma gelince, o da geçti. şimdi ister “hayvan” olayım ister başka birşey, ama bu kadınla ilgili bu haber az bile olmuş diye canı gönülden düşünüyorum.
simdi bu vakit gazetesi, cami derneklerinin etrafinda vakit geciren emekli amcalara hitap ettigi icin, okuyan kitleye hedef ve kisi gostermek fikir vermekten daha kolay oldugu icin, bu yolu seciyor.Her vakit camiye giden emekli bir adam olsam,oglen namazindan ciktiktan sonra cami derneginin masalarinin birine coksem, bir cay soylesem, ikindi vaktine kadar zamani nasil gecirecem?vakit gazetesi var arkadas.@pilli pati; ben Turkan ablaya ayri bir hayranim, onu hep cocuklarinizi camiye yollamayin baleye yollayin, namaz kilmasinlar bale yapsinlar sozuyle hatirlayacagim.Gercekten orjinal bir fikir.