gidiyorum buralardan günnük. çok oldu sana yazmayalı, evet. en son yazdığım yazıyı çok sevmiştim; o yüzden sanki yeni bir şeyler yazarsam onla karşılaştırıp bunu sevmeyecekmişim gibi hissettim paranoyakça biraz da.gidiyorum günnük, akşam uçakla adana’lara gidiyorum. yok temelli değil. bir haftalığına evet. ne mi işim var adana’da bu havada? abimler ablamlar oraya gitmişler tatile. evet biliyorum sıcak olacak. laptop’ı götürecek miyim? bilmiyorum ki. muhtemelen evet. laptop ve tatil deyince aklıma doğrudan denize ya da havuza düşüp cızırdamaya başlayan laptop sahnesi geliyor paranoyakça biraz da. götüreyim di mi? açmam hem abicim, durur bi kenarda usul. çalmazlar, yok. çalarlar belki, ne bilim olm. ne mi bu samimiyet? abicim niye tatile gidiyorum sanıyorsun bu mevsimde o sıcaklara? kafayı çizdirmeden istanbul dışına atmam lazım kendimi. at dediysek anladığın gibi değil olm. yok lan. ya nefes alamıyorum hacı bu kentte işte. şehir dışında nefes alıp dalıyorum kente, ne kadar idare edebilirsem nefesi o kadar kalıyorum istanbulda sonra. evet, ilgi çekmek için. evet evet. he adam, yalan diyorum sana ben. bunaldım diyorum hacı, anla artık. yeğen 8 aylık oldu nerdeyse, daha göremedim. kod yaz yaz nereye kadar. ömür billah yazarız artık da, o yeğen ömründe kaç kere 8 aylık olacak bakalım? yok polemik değil lan. harbi olm bak, sevmem ben senin sevdiklerini. yok laf da koymuyorum. ne alıngan oldun sen de be. sen de gelsene abicim tatile? sıkılır mısın? olm beşiktaşta sabahlamaktan iyidir. kafa dinleriz dedim. sen bilirsin. sen kimdin bu arada? günnük? orda mısın?bir hafta evde uyurum gündüz sıcağında. sonra akşam üstleri havuza girerim. denizi sevmiyorum çok. bisiklet güzel oluyor bir de. enfeksiyon kapmam inşallah bu sene. 4 gün tatilin ardından 7 gün izin almıştım geçen sene. hava limanındaki durum komikti gerçi. tatil dönüşü ahl’ye indim. taksiye bindim:- “nereye bilader?”- “hastaneye abi. taze taze ölüyom, acele et.”kalçadan yapılan bir iğne için bu kadar mutlu olacağımı tahmin edemezdim daha öncesi.geçen sabah uyanıp yanıbaşımdaki laptopı açtım. ve ekrana baktığımda tatil vakti geldiğini farkettim. niye dersen; sol gözümün yaklaşık 40, sağ gözümün 70 cm’ye odaklandığını hissettim. gördüğüm görüntü iki tane net görüntünün üstüste binmiş haliydi. kurbağaları anladığımı hissedip demir almak vaktinin geldiğini anladım bu limandan. bir ülkeden, bir iç ülkeye… şu italiklik muhabbetinde şeyleri merak ediorum. mesela “.”nın italik olması bir şeyi değiştiriyor mu gerçekten deyi.
çanta hazırlamak gerek. bir iki t-shirt alınabilir belkim dışardan. diş fırçası, macunu, traş takımları, kese, havlu, deodorant, şarj aletleri (çoğul, evet), çorap, bol çorap (yine hiç birini giyemeyeceğim evet), ve saire saire…bu da böyle bir yazı olsun günnük. iyi bak kedine, ciğerini sütünü eksik etme. sev onu. şımart bi de. insan görsün biraz. sakinlik öldürür siyam’ı. sev, sev… yumak al, kandır biraz. evet, kandırılmak istiyor. yeter günnük; o kedi sevilecek dedim. bir de günnük, yokluğumda çok kitap oku taam? kapatıyorum şimdi, sana yazmasın.