bildirgec.org

ciğer hakkında tüm yazılar

Edirne tava ciğeri -yenilesi şeyler

nazokiraze | 27 November 2008 17:01

Hiç Edirne’ye gitmeden vardım tava ciğerinin tadına. Edirne tava cigeri yiyenlerin aklından çıkmayacak bir tat.

Avcılar’ da arkadaşımın sahip oldugu internet kafeye (7 yıl evvel) arasıra ekmek arası olarak yedigimiz tava cigeri, o zamanlar beni bu kadar meşgul etmemişti. Ekran başında falan heralde öylesine yiyorduk farkında olmadan. Gün geldi cigercinin kendisine gidip yedikten sonra anladık ki bu muhteşem şey mutlaka sık sık yenmeli. Daha sonra önce ciğercinin kapanması sonra da benim ordan taşınmam ara verdi tava ciğeri ve benim aramdaki samimiyete.

Bilim Adamları Üç Ebeveynli Embriyo Yarattı.

mturkmen | 10 February 2008 12:50

Newcastle üniversitesi bilim adamları üç ebevenynli bir embriyo yaratmayı başardılar. Bu metodun birgün Mitokondriye bağlı hastalıkların tedavisine yardım edeceğini umut ediyorlar.
Ekip bu tekniğin, bazı epilepsi türleri dahil, ırsi hastalıkların ortadan kaldırılmasında büyük rol oynacağı inancında.

Embriyo laboratuar testlerinde bir erkek ve iki kadının DNA’ları kullanılarak yaratıldı.
Genetik hastalıkları olan kadından çocuklarına geçmemesini sağlıyor.
Mitokondriye bağlı DNA hataları bazıları ölüme kadar gidebilen bilinen 50 kadar hastalığa sebep oluyor.
Her 6500 insandan biri; diyabet, sağırlık, körlük, ölümcül akciğer rahatsızlığı, kalp krizi vb. rahatsızlığından etkileniyor.
Şu anda Mitokondriye bağlı rahatsızlıklar için herhangi bir tedavi yok.
Kaynak

Kalpli Pasta, Ciğersiz Peri

Canopus | 06 January 2008 13:50

Bir tarafın hep tecavüze uğradığı
Bir aşk filminin karesinden, aşağı atladı küçük peri.

Hiç susmayan bir sukuşuydu,
İçine düştüğü ihtiras iksiri.

Yüzme bilmeyen bir adayı ayakta tutmak için,
Milyonlarca yıldır uyumayan bir deniz kadar yalnızdı, selzenişinden belli!

Doğumgünü pastasına bomba atılmış bir çocuk gibi,
Yangına koşan bir deli,
Sele kapılan bir sokak köpeği,
Yada buzulda isyan çıkaran bir penguen gibi,
Çaresiz, çaresiz, çaresizdi!

Bomba tik-takladı.
Pasta patladı,
Elinden, etrafa saçılmış paramparça kalbinin kanları damladı… zavallı küçük peri…

13

buddhala | 05 June 2007 09:59

Yapacak birşeyim olmadığına karar verdim. Hava yağmurlu ve sabah, güneşli havaya aldanıp son anda almaktan vaz geçilen şemsiye geldi aklıma. Şemsiyeyi alsaydım hava açardı belki. Son sınavdan çıkmış, rahat rahat kara kara düşüneceğim bir bank aradım. Yağmur umrumda değildi. İnsanlar bana deli mi diye bakabilirdi ya da ilgi çekmeye çalışıyor deyip, umarsızca yanımdan geçebilirdi. Merak ediyorum, eğer bir amip olsaydım yine aynı ruh haline sahip olur muydum? Köşeye sinip diğer amipleri incelemeye başlar mıydım?

Değişik yaşam formları, değişik insan yaşamları, değişen insan yaşamları, değişen insanlar ve değişen ben. Lineer bağımsız ben. Normal şartlar altındaki (NŞA) baskılar. Matematik’ i seviyorum, bu yüzden. Tek sevdiğim ve uğraşınca emeğime, gösterdiğim ilgiye cevap veren Matematik kaldı. İçindeki bilinmeyenler yüzünden, korkutucu gelen birkaç diferansiyel problemi. Ameliyat masasında kurtarılmayı bekleyen bir kız gibi. Neşter gibi sıkı tuttuğunuz kalem. Kızın göğüsleri düzensiz inip kalkmaya başlıyor ve gittikçe daha yavaş nefes alıyor sanki. Hemen müdaheleye başlamalısınız. Problemde birkaç kapalı fonksiyon var ama. Sırayla açıyorsunuz kalemle. Kızın asık ve yorgun yüzüne renk gelir, çözdükçe soruyu. Kızın asık yüzüne baktığınızda; korkutucu gelen soru, birkaç operasyon sayesinde sıcakkanlı, neşeli bir hatuna dönüyor. İşte problemleri böyle çözüyorum ben. Kızlar yanağıma 25 puanlık öpücüğü kondurup gidiyorlar tabi.

tatile gidiyorum, geleceğim

| 22 June 2006 08:37

gidiyorum buralardan günnük. çok oldu sana yazmayalı, evet. en son yazdığım yazıyı çok sevmiştim; o yüzden sanki yeni bir şeyler yazarsam onla karşılaştırıp bunu sevmeyecekmişim gibi hissettim paranoyakça biraz da.

gidiyorum günnük, akşam uçakla adana’lara gidiyorum. yok temelli değil. bir haftalığına evet. ne mi işim var adana’da bu havada? abimler ablamlar oraya gitmişler tatile. evet biliyorum sıcak olacak. laptop’ı götürecek miyim? bilmiyorum ki. muhtemelen evet. laptop ve tatil deyince aklıma doğrudan denize ya da havuza düşüp cızırdamaya başlayan laptop sahnesi geliyor paranoyakça biraz da. götüreyim di mi? açmam hem abicim, durur bi kenarda usul. çalmazlar, yok. çalarlar belki, ne bilim olm. ne mi bu samimiyet? abicim niye tatile gidiyorum sanıyorsun bu mevsimde o sıcaklara? kafayı çizdirmeden istanbul dışına atmam lazım kendimi. at dediysek anladığın gibi değil olm. yok lan. ya nefes alamıyorum hacı bu kentte işte. şehir dışında nefes alıp dalıyorum kente, ne kadar idare edebilirsem nefesi o kadar kalıyorum istanbulda sonra. evet, ilgi çekmek için. evet evet. he adam, yalan diyorum sana ben. bunaldım diyorum hacı, anla artık. yeğen 8 aylık oldu nerdeyse, daha göremedim. kod yaz yaz nereye kadar. ömür billah yazarız artık da, o yeğen ömründe kaç kere 8 aylık olacak bakalım? yok polemik değil lan. harbi olm bak, sevmem ben senin sevdiklerini. yok laf da koymuyorum. ne alıngan oldun sen de be. sen de gelsene abicim tatile? sıkılır mısın? olm beşiktaşta sabahlamaktan iyidir. kafa dinleriz dedim. sen bilirsin. sen kimdin bu arada? günnük? orda mısın?