bildirgec.org

adana hakkında tüm yazılar

adanadayız

nazokiraze | 19 February 2009 17:24

Oralı değilim, orada oturmuyorum, ama garip bir şekilde dönem dönem sevdiğim insanların bulunduğu yer Adana. On yıldır babaannemin, üç yıldır da annemin gidip yerleştiği, sonra iki sevdiğim arkadaşımında ev alıp oturmaya başladığı, bana çok uzak, artık gidemediğim, gitmek istediğim yer Adana.

Bir kaç kere gittim Adana’ya o zamanlar aklıma hiç gelmemişti, sevdiklerimi tek tek benden uzaklaştıracağı, gitmez olaydım demek ki o gidişimizde cezbetti herkesi, aldı yanına kebaplar ,şalgamlar diyarı Adana. Evet belki Adana’lı olmayanların pek sevmediği bir içecek olabilir şalgam suyu. Ancak soğuk algınlığından, vücut direncini arttırmaya kadar pek çok faydası var şalgam suyunun.(grip için şalgam)

tantuni yememiş insan çeşidi

nazokiraze | 06 January 2009 11:46

Bundan altı yıl evvel eşimle Avcılar’da geziyorduk, birden hadi tantuni yiyelim dedim eşim bana öylece bakmış tantuni yememekle kalmamış ne oldugunu bile bilmiyordu. Bende hiç sormamıştım biliyor sanıyordum.

Tantuniye yumulmasıyla bitirmedi bir olan eşçagızım bundan bunca yıl mahrum olmasına anlam verememişti. Tantuni şalgam suyuyla daha güzel gider limonda sıkacaksın ama 25 yaşındayken tantuniyle tanışan eşim kolayla falan götürdü tantunileri.

Mersin’e has bir kebap tantuni, sıkma denen lavaşların içine konarak yeniyor Arap kökenlidir.Et satırla dogranıyor saç üzerine yapılıyor. İçindeki baharatlarrın miktarı,çeşidi, yag oranı değişkenlik gösteriyor. Hatta tescil edilerek markalaşmış durumda tantuni.

YILMAZ GÜNEY: “Vatanından Çok Uzakta, Sürgünde Ölen Sinemacı”

| 05 December 2008 11:17

Akdeniz’in şirin bir köyünde (Yenice/Adana) Pütün soyadı ile dünyaya gelen Yılmaz Güney (1937-1984), sefalet içinde büyüdü. Köy hayatından kurtulup üniversitede iktisat fakültesinde okumayı başardı. Genç yaşta devlet yönetimi ile çekişmelere katıldı. Güney, 1958 yılında “Üç Bilinmeyenlerin Eşitsizlik Sistemleri” adlı öyküsü yüzünden komünizm propagandası yapmakla suçlandı ve 1961 yılında yargılanarak, 18 ay hapis ve 6 ay sürgün cezasına çarptırıldı. Bu hüküm ile yönetmen yardımcılığı, senaryo yazarlığı ve başrol oyunculuğuna kadar geldiği sinema kariyeri yarım kaldı.

Yılmaz Güney, yüzden fazla macera filminde oynadı. “Türk Sinemasının Çirkin Kralı” lakabı ile sevildi.
1966 yılında senaryosunu yazıp aynı zamanda oynadığı, Lütfi Akad’ın yönetiminde çekilen “Hudutların Kanunu” adlı filmi, Güney’in sinema kariyerinde dönüm noktası oldu. Film, büyük beğeni topladı.

Asya Yakası’ndan Avrupa Yakasının Karakterlerine

keremx | 11 November 2008 10:29

AVRUPA YAKASI’NIN BEYNİ

Avrupa Yakası’nın senaristi Gülse Birsel, kendi dizisini hem yazıyor, hem oynuyor. Üstelik bir de Sabah Gazetesinde köşe yazarlığı yapıyor. Bakış açısı, espiri anlayışı çok farklı ve kendine has. Sevdiğim bir tarz ve tipe sahip değil. Dizisinde verdiği çoğu mesaja da katılmıyorum. Ancak performansını takdir ediyorum. Bazen de bu performansın ürünü Avrupa Yakasına takılıp kalıyorum. Gerçi benim bu dizideki favori karakterim: Gaffur’du. Hatırlarsanız Gaffur, Burhan gibi dini hassasiyetler taşıyan kavramların dizi de darmadağınık karakterlere isim olması da bir kısım medya tarafından eleştirilmişti.

adana büyükşehir belediyesinden özel uygulama

kemal118 | 21 June 2008 16:10

adana büyükşehir belediyesinden milli takımımıza özel uygulama
adana büyükşehir belediyesi otobüslerindeki şoförler euro 2008 de emin adımlarla yürüyen milli takımımızı desteklemek amacıyla şampiyona boyunca kırmızı-beyaz renkte forma giyecek.bu anlamlı destek hem biz adana halkını hem de milli takıma gönül veren herkesi gururlandırdı.böyle anlamlı destekleri türkiye geneline yaymalıyız.

Senin kaderinde ağlamak var , Niye ?

neoturk | 29 November 2007 09:20

Bir cami avlusundayız şimdi , havada bir hüzün , ağlamaklı gözler…Bir kırmızılık vuruyor yerdeki su birikintisine
Parıldayan yıldızlar var kızıllığın az ötesinde , kafamı kaldırınca gördüm. Gözü yaşlıydı , birşeyler istiyordu karşında duran dağdan,soğuk bakıştan,hissiz duruştan
arkasındakiler ağlıyordu ama o sadece “kanınız yerde kalmayacak”dedi.
Yaşlı gözlerin burktuğu dudaklar sadece “vatan sağolsun” diyebildi.
Tv si başında bu olayı seyredenler, ağlacaktı. Ne de olsa bizim koruyucumuzdu bu topraklarda, ona her ay cebimizden ayırdığımz rızkımızdan veriyorduk. Görevi buydu bizi korumak !
Kanalı değiştirdim , çocuklar vardı sahnede.
Mutlu çocuklar hepsinin yüzü gülüyordu. Bir karaltı belirdi sahnede , konuştu güzel yüzlü bir melekle. Herşey bitti o anda mutluluk dağaldı, bir öteki oluverdi sahnedeki.
Parlayan yıldız emir vermişti , inecekti sahneden gidip çocuk doğuracaktı. Çocuk gidip ölecekti vatan için ve o kız eğitimsiz olacak , dışlanacak, öteki olacaktı çünkü ” vatan sağolacaktı “.