Dönem dönem televizyonda yeni yarışma türleri çıkıyor. Bunlar oldukça geniş bir izleyici kitlesiediniyor.Şu anda en rağbet görenleri ise“Var mısın yok musun” ve benzerleri.Bu yarışmalarda, çoğu insanın on yıl çalışarakelde edemeyeceği para ödülleri kazanmaşansınız oluyor.Bu tür tv yarışmalarına pek ilgi duymadım.Ama, söz konusu yarışmada bir başkalık sezdim.Duygu yoğunluğu!Yarışmacı ve diğer konukların yüz ifadelerinde,mimiklerinde, konuşmalarında ve davranışlarındaki duygu yoğunluğu.
Heyecan,ümit,sevinç,düş kırıklığı…Bu duyguları oldukça yoğun bir şekilde yaşıyor,yarışmacı ve diğer konuklar.Peki ne için?Para!Çoğumuz için statü, daha lüks bir yaşam,geçinme veya ihtiyaç giderme aracı para…Belki, on yıl boyunca çalışıp kazanamayacağıbir servet küçük bir kağıda,açılmamış bir kutuya bağlı.Neler oluyor bize, nereye gidiyoruz?Şehit haberlerini, trafik kazalarını, büyük devletlerinzayıf insanları öldürmesini kanıksadık.Alıştık onların tecavüze uğramalarına,mermilerle parçalanmasına.”Üzülüyoruz!” diyoruz, ama duygularımızrafta kalıyor.Duygu yoğunluğumuzu yarışmalara,tv dizilerine saklıyoruz.Neler oluyor bize?Şaşırıyor muyuz?Duygularımız yer mi değiştiriyor?
yorumlar
duygu yoğunluğu falan değil, yarışmanın formatı öyle, herşey bi kurgudan ibaret
hımmmm;vampirler geliyor bileyemedikleri dişerlerinde kan izi.emmeye ne kadar kudret ölülükte bu cisim, hadi becerelim birbirimizi.fukarası eksik kalmış bilginin damardan vurulmuş mutluluk simülasyonu.amanın teknik bu haliyle pek bir teknolojik.höykürme lan, bigini bilmediysen olmazsın paraya efendi şu-lalesi.kızarta kızarta hali bir olduk eller alkış felsefesi.1000,100,200 say say bitmez hevesi.zatı alim ben cümlenin zalim dizleri bilmesede bu sapanlığın saçma kazımalarını, aptal bulmaktadır resimin bun ekranlaşmış halini.cıx hepsi bir kere ölü tepkimesi gülüverdiği yalancının güvertesi.aptal diyemeyeceğim kadar yok hiç bir beyin belirtisi.şşşşşşşşştttttttttt çok konuşmayayım yoksa biçecekler bana da bir program hendesesi.
her olayı da şehitlerin ölmesine bağlamanın bir tür sömürü olduğunu düşünüyorum. allah rahmet etsin ve tabi ki hepsinin ailelerine sabır versin ancak bunun yarışmada sevinmekle üzülmekle ne alakası var onu anlamadım ben. savaşlar hiçbir zaman hayatın akmasını engellememiştir.
Tabii ki beleş para herşeyden tatlıdır..Geçenlerde denk geldim..Odtü makina, mezunu bir kızcağız;Acun soruyor, ”kaç lira seni keser, ne kadar istiyorsun” diyor..Kız kendine güvenli havalarda ”hedefim yok” diyor, ukala bir gülüşle..Çünkü bir mesleği var, aç değil, açık değil ama gelmiş oraya işte..Kardeşim dürüst olup söyleyin işte, ben ne olursam olayım, hazır paraya konmak istiyorum deyin, en fazla olanını istiyorum deyin..Dürüst olmayı bile beceremiyoruz..Komik milletiz velhasıl..Savaşlara gelince, ateş düştüğü yeri yakar, evladını, anneni, babanı kaybediyorsun, bir hafta sonra kendine geliyorsun, yemeye içmeğe ihtiyacın var çünkü…Hayat her zaman devam ediyor, yarın yine sabah olacak, güneş yine doğacak…
”Peki ne için?Para!Çoğumuz için statü, daha lüks bir yaşam,geçinme veya ihtiyaç giderme aracı para…”Yavrucuğum bu memleket, 12 ay vadeli borç para ile 5 yıldızlı tatil köyünde, 1 hafta tatil yapan insanların ülkesi, televizyona çıkmış şansını denemiş çok mu..
Kesinlikle doğru. Yarışmacılar seçilirken de bazı mülakatlardan geçiyorlar, dışa dönük olmalarına, konuşkan olmalarına dikkat ediliyor. Ortadaki samimiyetsizlik bariz bence.
mansonilizedBirçok insanın farklı durumlarda gösterdiği tepkilerigözlemledim. Şunu söyleyebilirim, çoğunlukla sahicive samimi değiliz. Bununla birlikte tutarsızlıklarımızda oldukça fazla.İnsanlar, bir tv dizisindeki karakter öldü diye cenazenamazı kılıyorlar. Buna karşılık, sokakta birisi dövülürkenfilm izler gibi izliyorlar.pillibebekkuyudaElbette ki hayat devam ediyor, edecek.Kendimizi kahredelim, mateme bürünelim demiyorum.İnsanların, bir köpeğe, bir kediye duydukları merhametisokak çocuklarından esirgediklerine içerliyorum.