Hamam kültürü olanlar herkesten daha iyi bilir takunyayı. Biz ev yerine hamamlarda banyo yaparak büyüdügümüz için takunya gayet iyi bildigim bir şeydir, tıkır tıkır azmı giydik özledim vallahi…Çiçekli elbiseli, sudan elleri ayakları buruşmuş mis kokan orta yaşlı keseci teyzelerden, ortaya kurulan nasıl yaptıklarını anlayamadıgım biçimde metrelerce uzayan borularıyla kış günü deli gibi yanan sobadan,hamam tasından, tabiki gazozdan daha çok ünlüdür takunyalar hamam aleminde..

Ancak hamam takunyaları öyle gösterişli, güzel deildir ve hep ayaga büyük gelir. Çok çirkindir ve kimbilir kaç ayaga giyilmiştir ancak hamamda giyilmesi mecburi bir şeydir .Tabi Osmanlı döneminde kullanılan sedek kakmalı, altınlı, elmaslı, gümüşlü takunyaları kullanmak kısmet olmadı bana. Ancak gelin hamamlarında gösterişli takunyalar gördüm gelinlere giydirilen, çeyizleri için özel yaptırılmış olan..

Öyle filmlerde gösterildigi gibi göbek taşında yenen sarmalara, köftelere hiç şahit olmadım yıllarca gittigim ve ailemin hala vazgeçemedigi hamamlarda, geçen sene küçüklügümde gittigim hamama ugradım kuzenim orda diye birşey bırakmak için kadınlar hala aynıydı hala elleri buruş buruştu tanıyamadılar sonra annemleri söyleyince bildiler beni küçüklügümde yaptıklarımı anlattılar. içlerinde en yaşlıları olan teyzeye taktıgım leblebi suratlı teyze adını hala kullanırlarmış.Takunya Yunanlılar tarafından bulunmuş takuni kelimesinden dilimize takunya olarak gelmiştir.Nalın olarak ta bilinir.Eskiden pek çok yörede evlerde, avlularda da giyilen takunya şimdi hamamlarda dahi kullanılmamakta artık.Süs olarak satılarak turistlerden daha çok ragbet gören takunya ülkemizde unutulmaya yüz tutmak üzeredir.(takunya haberi)Yalnız tarihi ve turistik hamamlarda takunyanın hakkı veriliyor, kültürümüzü tanıtmak ve hamamı cazip, değişik hale getirmek için turistik hamamlar takunya kullanmaya devam etmekteler.(hamam sefası)Tıktık takunyalar, gazozlar, epilasyon yapmak için igrenç kokulu hamamotu sürünen ve uzaylıya benzeyen kadınlar,bazen bayramlar için gittigimiz tarihi Galatasaray hamamına her gidişte gördüğüm Fatma Girik, bahşiş bekleyen buruşuk elli ayaklı sıcak buhar kokan keseciler ve onların sert, kara, kocaman keseleri, göbek taşı, hamamtası, hamam cini hikayeleri, peştemallar derken anlatmadan geçemeyecegim bir şey daha var ki oda hamam böcekleridir, gerçekten denildigi gibi var bu hamam böcekleri hamamların tuvalete yakın bölümlerinde bol miktarda bulunuyorlar ve dışardaki hamam böceklerine hiç benzemiyorlar, öylesine büyükler anlatamam.(hamam kültürü)

Artık istesemde gidemem hamamlara bazen çocuklugumun geçtigi yere gidince teyzemler hamam götürüyor beni ama içeri , yıkanılan yere girmiyorum oturup keseci kadınlarla sohbet ediyorum. O sıcaklık ve buhar tıkar beni nefes alamam bunalırım diye girmeyi düşünmüyorum.Hamamın faydaları saymakla bitmiyor gözenekler açılıyor,kan dolaşımı kolaylaşıyor ve ter atılarak toksinlerden arınılıyor( Türk hamamı)Takunya plastik olarak da karşıma çıkmıştı küçükken plastik takunyalarımız vardı, sokakta oynardık.Tahta takunyaya özenirdik ama sokakta giyilemeyecek birşey oldugu için plastikle idare ederdik.(nalın tarihi)Hamamda kullanılan nalınlardan bahsetmiştim gayet çirkindiler, tahta ve kara lastikimsi bir maddeden üretilmiştiler.Çok eskiden takunyanın modeli kadınların sınıfını da belli edermiş modeline göre herkes birbirinin takunyalarına bakarken belli dönemlerde ise gayrimüslümlere hamamda takunya giymek yasaklanmıştı. Gelin hamamlarında hamam cininden korunmak için cinli su sıçramasın diye gelinlerin takunyaları daha yüksek olurmuş.(link)Fakirlerin normal hayatlarında da giydigi takunyaları unutmamak lazım ve son olarak takunyayla alakalı bir şey daha…Bu şey elbette dindar kesime takunyacı denmesi değil camide ayakkabısı çalınanların eve takunyayla dönmesi…Camilerin bazılarında hala kullanılıyor takunya yerini plastik terlige bırakanlar çoktan tarih oldu.