Sayın Avustralya Başkanı Eksalans hazretleri;Biz iki Osmanlı askeri, ülkenizde bulunuyoruz. Duyduk ki devletimiz Osmanlı’ya Avustralya devleti olarak savaş açmış ve Çanakkale’ye asker göndermişsiniz. Bundan dolayı iki Osmanlı askeri olarak biz de Avustralya devletine savaş açmış bulunmaktayız.Bu bir Osmanlı fermanıdır. Ekselansların bilgilerine duyurulur.Karahisar diyarından Tarakçıoğlu Mehmet,Karadeniz diyarından Menteşeoğlu Abdullah”Diyen 2 Osmanlı askeri Sydney’i yerle bir ederler.Hikayesi için buyrun buraya.
yorumlar
Bu iki kişi sayesinde, savaşı genelde anlamsız bulan ve İngiliz ordusuna katılmak istemeyen Avustralya kamuoyu, savaşın kendi ülkelerine de geldiğine hükmetmiş ve askere yazılmaya başlamıştır.Bir ayrıntı daha: Bu kişilerin aslında Afgan asıllı, halifenin buyruğunu dinleyen dünyadaki son kişiler olduğu da rivayettir.Yaptıklarını bu çağda yapılan terörist saldırıyla kıyaslayabiliriz: Sivil halka saldırmış ve sivillerden öldürmüşlerdir.
Teröristler önceden haber vererek mi eylem yaparlar.
Hikayenin asli da bu degildir. Zamanin Populer Tarih dergisinde incelemesi cikmisti ama burada alintilayamayacagim. Hikayenin bu versiyonu Nihat Genc’in anlattiginin biraz “modifiye” bir halidir. Nihat Genc, halifenin fermanina uyuslarinin altini cizmisti.Bu arada, terorist olsun olmasin, silahsiz sivil halka ates etmenin de ucundan kenarindan tutulacak tarafi yoktur diye dusunuyor, bu sozum polemige sokacaksa da kosarak kacmayi seciyorum.
saldırılarını sivil halka karşı yaptıklarını nereden çıkarıyoruz?
Kaynaklari okumanizi tavsiye ederim. O gunlerin ilgili gazetelerinden alintilar cesitli tarihle ilgili web sayfalarinda mevcut. Yolu kesilen trenlerin ilki yolcu trenidir.
Konudan uzaklaşıyoruz. Burada vatanına savaş açan bir ülkeye karşı, karşı hareket yapan 2 askerin tutumu esas olan, özette de bu vurgulanıyor.Siviller direkt hedef alınmamış, ama güme gidenler arasında siviller de olmuş olabilir.Şunu da okumuştum, tam olarak hatırlamasam da.Atatürk’ün bir konuşma, açıklama yada bir toplantısında, yabancı gazeteciler de vardır. Ön sıralardaki bir gazeteci kötü kötü bakmaktadır. Çok rahatsız olur ve yaverine sor bakalım bu bana niye öyle bakıyor der. Yaver sorar, adam cevap verir. Ben Avustralyalıyım siz benim babamı Çanakkale’de öldürdünüz der.Atatürk de babanın Çanakkale ‘de ne işi vardı der.Öte yandan Çanakkale’den hemen önce, Fransız Paris 2 gemisini top atışıyla Kemer’de suya gömen Topçu Yüzbaşı Muftafa Ertuğrul, batan gemiden sağ kurtulanları askerlerine denizden toplatır, yaralarını sarar, ilaç ve yemek verir, Antalya’ya kampa kadar kendilerini sağ salim ulaştırır. Fransız yaralılar at üstünde, Türk askerler yaya olarak. Bu da Türk arşivlerinde değil Fransız arşvlerinde yer alır.
Konudan uzaklaşmadan, o Avustralya’daki kişilerin, üstte bahsettiğiniz kişilerle ilgisi yoktur. Savaş meydanında kurallarıyla savaşmak ile ıssız bir yerde vagon pusuya düşürmek arasında fark vardır. Kaldı ki “güme giden” sivillerin yaralarının sarıldığına dair de bir rivayet yok.Sonuçta Internet’te dolaşan mail üzerinden gitmenin de anlamı yok. Hiç araştırması olmadan: “Avustralya Başkanı”na gönderilen bir mesaj içeren bir yazı bu. Avustralya’nın o dönem İngiltere tarafından atanan bir valisi bir de başbakanı var. Başkanlık sistemi ne zaman geldi bilmiyorum.Kaldı ki, orijinal yazıda hiç bir kaynağa referans yok. Internet’te dolaşıyor olması yeterli bir geçerlilik sayılmış.Sivillerin “güme gitmesi” tabirini de üzücü buluyorum, Topçu Yüzbaşı Mustafa Ertuğrul’un “arada erler de güme gitti” demeyip yaralarını sarması bana çok daha göğüs kabartıcı geliyor.
Evet şimdi tamam internet üzerinde dolaşan bir yazı, dolayısıyla güme giden de yok zaten, sadece rivayet. Rivayet olan bütünde usulü tartışıyoruz, bu nedenle konudan uzaklaştık.Bir kahramanlık öyküsü gibi yazılmış, biz burda o öyküdeki gariplikleri ve insaniyete uymayan, kural dışılılıkları tartışıyoruz.Oysa gerçek Topçu yüzbaşının hikayesi, belgelere dayanan gerçek o. Savaşın acımasızlığı ve vahşeti içinde önce vatanını koruyan sonra da yaralandıktan sonra savaşın anlamsızlığını anlayan yabancı askerlere yardım etmek, ekmeğini onlarla paylaşmanın hikayesidir göğsümüzü kabartan, internette dolaşan yazının yada oradaki 2 mezar taşı için yaratılan öykü değil.
Ben bunu bir kaynaktan iki afganli diye okumustum. Halifenin cihad cagrisini duyunca bu ise kalkisiyorlar.
cok guzel….
Bilgi için teşekkürlersigarayı bırakmakdiş beyazlatmasauna eşofmanargan yağı satışgeciktiricim
Bilgi için teşekkürleruçak biletiucuz uçak biletiuçak biletleriuçak bileti fiyatlarıistanbul uçak bileti