Sürü ilmine vakıf olan,Göklerin sardalyaları sığırcıklara,Denizlerin sığırcıkları sardalyalara…Prelude
Hava kapalı. Ağır aksak iniyorum Yıldız yokuşundan…Işıklara dek yürüdüm. Yolun karşısına geçip, dükkanlar kapanmadan papuç alacağım.Yine kırmızı kahretsin!545352(ne güzel kız, bu kadar mı hoş olunur, biraz kısa ama).191817(arkadan ittirmeseler olmaz, yuh ya!).765(ne güzel kız).10Adım atarken bir anlık gaflet, gökyüzüne kayışı nazarımın…Bir an için de olsa, ne olmadık şey günlük hayatta ne insanlara ne kaldırımlara bakmamak…Muhatab almak devcileyin gri bir kütleyi, tüm ihtişamı ile gökyüzünü….Ve ve….Farkedişim canım sığırcıkların neşeyle dansedişlerini sonsuz semada…Bir o yana, bir bu yana…Gah iki öbeğe ayrılıp dansetmeleri, gah birleşmelerini daha sonra. Hipnotize oluşum şahit olduğum zerafet karşısında. Akılda ne papucun kalışı ne güzel kızın…Allegro
Sürü güzeldir…Estetik…Bir sanat eserinin üreticileri misali, farkındadır tüm topluluk taşıdığı bu misyonun. Her biri, devasa bir tablondaki bir fırça darbesidir mükemmelliğin peşinde atılan…
Oradan oraya avare, zevkle, hiç sorgulamadan savruluşları bünyelerin…Bireyin değeri hiçtir sürüde…Hiçinse hükmü yoktur alemde…Harmoninin eşleniği, uyumun göbek adıdır sürü…Tüm bu birliktelik, sanatsal bir anlam kazanıverir uzayda. Toplanır sürüler, gözün süzdüğü, yüreğe akıp içi titreten kocaman ilüzyonlar çıkar meydana.Sürü berekettir, üretimin ve işbirliğinin tarif edilmez hazzı işlemiştir her bir bireyine sürünün.
Korur, kollar seni… Belirlediği yön doğrultusunda yiyecek vardır, yuva ve barınma…Birlikteliğin sıcaklığı, soluğu soluğuna katılan binlerin varlığının tatlı huzuru. Dahil ol sürüye, takip et herkesi ve kurtar ruhunu…Tek bir dev bünye misal ilerler sürü…Aldırmaz dışarıda kol gezen ne? Birlikten kuvvet doğacağını bilir, göz korkutmak için büyük gösterir kendini.Korur seni kol kanat gerer cümle korkuna. Sana aşıladığı cesaretle sürünün bağrındayken ateşli bir tango dahi tutturabilirsin tepende uçan ölümle.Yüzen ölümden kaçarsın cümle kaderdaşınla koyun koyunayken. Kapanınız olur sürü ellerinizle üzerinize kilitlediğiniz…Kefen olur itinayla onbin bireyin birbirlerinin üzerine örttüğü.Ortaklaşa çalışır devcileyin düşmanların… http://www.youtube.com/watch?v=vJvfjiCTvq4Birer birer bireyleri avlarlar…Onca avcıyı üstlerine çekenin, bizzat sürünün kendisi olduğundan bihaberdir hepsi.Tehlikeyle daha da yakınlaşır bireyler, hiçbir ayrım kalmaz biri diğeri arasında… Bir hortum misal siler atar benliklerini, bir fırtına gibi sıyırır zenginliklerini…Korku tahammül edilmezdir tek başına, daha yakına, daha da yakına…Sonrası kurban oluşudur hepsinin küresel büyüklükte düşmanlarına… Dünya döner, sürü döner. Gitgide küçülerek, ölümü semah eyler.Andante
Yıldırmışlar korkutarat seni, sen ki güç alan kardeşlerinden, ayrıl sürüden ve uç ölümüne birer birer ey gövdesi gümüş teleklerle bezeli pullarla çevrili. Hasretlik gidereceğin ıslak vatanında ardına dek açılmış ağızlar seni bekler.Ölümün kolları, sürüyle anlamlıdır…Hayatın anlamı…Ayanla bilinmezlik arasındaki o incecik çizginin, fedakar yoldaşları…Sürü….Seni kör edip de ellerini kanlara bulatan, Birlikte yürüdüğün, davadaşın, kardeşin…Öğütünü tutup da canlara kıydığın tertibin.Allegro
Farklılıkların oluşturduğu kontrast çok daha izlenilirdir sürüden…Farkında bir birey, bambaşka bir değer katar bu akışkan birlikteliğe. Güzellik…Tekil olan daha güzeldir. Tekil olan ne karadır ne siyah, sürüde yiten renkleri, özele inildiğinde aşikar olur bakan gözlere, kendini gösterir…Birey saçaklıdır, kırçıldır renkleri.
Uzaktan bakıldığında koyuverirsin bireyin ismini. Bu birey sarı, bu birey kırmızı, bu birey mavi dersin sürünün yekününe kanarak. Bu ilizyon yanıltır fikrini… Lakin yanlarına bir de yaklaşmayagör, her birisi ifşa ederler türlü latiflikte renklerini, merak eden gözlere bir çırpıda…Velevki dışlamasın sürü korkularından mütevellit rengi, dili, kapalı başından dolayı bir bireyi…Deriler, örtüler altında atan yürekler var sürüde, sürüden aforoz edilmişlerde de…Onca hakkı yenilip hakir görülmüş bu biçare SÜRÜ sözü, sizin iradenizle ya sizi kurtuluşlara erdirir veyahut yokoluşa gidişi katalizör etkisi ile hızlandırıverir. Cümle kelam, şen sığırcıkların bize yansıyan izleği, bize düşündürdükleridir.
yorumlar
şahane!
Sırrı çözülmemiş bestekâr kuşlar… Hem sürü hemde güzel ezgiler sunan korodur onlar…
yazı güzel olmuş, elleirne sağlık @proksima, bayaa da uzun olmuş akademik makale gibi yane. merakımı mazur gör, bu yazı ne kadar zamanda ortaya çıktı? orta çaplı bi kitabın, kısa bi bölümü gibi olmuşta.
sabrın için ayrıca tebrik ediyim. şahsen böle uzun yazı yazma işini uzun zaman önce bıraktım. malum, üretimin en zoru fikir üretimidir. hem fikir üreticen, hem düzgün şekilde ifade edicen, hemide türkçen düzgün olacak. zor iş, zor. ama sen madem başlamışsın, devam ette hiç olmazsa ilk kitabının taslağı ortaya çıksın.o yüzden bi daha tebrik ediyim.
Tebrik ederim proksima, ince düşünülmüş, tam sana göre bir yazı.
bir çok varlık sürü halinde yaşar bunun bir çok sebebi var. Yaradılış gereği olsa gerek insan birey olarak toplum içinde kendini göstermek ister sonuçta bizler şurada sürü durumundamıyız ? 🙂 ellerine sağlık güzel yazı emek harcanmış…
bu arada aklıma geldi bir çoğunuz izlemiş olabilirsiniz sürü halinde bulunmanın faydaları olarak da örnek verebiliriz.
sarışın güzel kız,sol yanıma sessiz sedasız düşen yaprak,kendini henüz tanımayan dişsiz çocuk,fıstık yeşili, çam kozası,elleri olmayan kedi mavisi,saçsız deniz, kumsuz gök yüzü,sessiz keman, lal olmuş gürültü,tıkırtısı eksik yol yorgunluğu,kimsesi kalmamış ev gürültüsü,gündüzüne sarılmış gece annesi,ve bütün günün sarhoş yorgunluğu, ve kelimeleri bir çocuk arsızlığıyla dizmenin hoşnutluğu. saçmada olsa bibirini tamamlıyor ve bir bütüne ulaşıyor. ne güzel…:)
teşekkür ederim proksima, nice huzurlu günlere…
dün, epey yüksek bir binanın terasında çay içerken sahit oldum bu manzaraya, uçuşlarını seyrederken bu yazı geldi aklıma..içgüdülerini düşündüm biraz, bir araya gelirken ve ayrılırken, hangisi nereye gidecek olduğunu nereden biliyor acaba diye düşündüm..o hızla birbirlerine hiç çarpmamalarına da şaşırdım üstelik..içlerinden ayrılanları gördüm..sonra tekrardan nasıl sürüye katıldıklarını..hepsi birlikte bir ağaca kondular sonra..bir tanesi ağacın en üst dalının en uç kısmını seçti..’niçin daha güvenilir bir dala konmuyor ki ‘ dedim arkadaşlara, ‘ilahi sende, düşecek değil ya’ dediler..’ama orda denge kurması çok zor’ dedim. ‘belki de maceraperest bir kuştur’ dediler.(insan zihniyle kuşları anlamaya çalışınca böyle oldu)