Bugün sevgili çocukluk kahramanlarımızların en ünlüsü, enn güçlüsü, en hızlı soyunanı ve giyineni, krypton gezegeninin garip çocuğu, selçuk erdem’in ineklerine yalatılmış saçları ve kanımca pek bi siyasi amaç gütmeyen, bi eli yumruk sıkılarak öne uzatan hareketiyle gönlümüzde taht kuran superman abimizin doğum günüymüş. Kutlu olsun, iyi ki doğmuş demeden geçemem. çocukken, muhtelif amerikan dizilerinde, çekirdek ailenin küçük çocuklarının, her önüne gelen süpırmarkıttan aldığı superman kostümüne esef dolu gözlerle bakıp, yutkunmadık mı? Evet bi on yıl sonra yakaladık süpırmarkıtta kahraman kostümü satmayı ama bizim için çok geçti. Bizimkisi de superman olma, en azından sevgilisi olma, en azından patronu olma, (bıyıklı ve gri saçlı olmamak şartıyla) hayali değil miydi? neydi bizim suçumuz? Neyse bu başka bi konu.
Sonra supergirl çıktı, beyaz çizmeleri vardı, ben onlara takılı kalmıştım. Beyaz, uzun çizmeler. Çocukken izlediğim filmlerini hatırladığımda, klark’ı gayet yakışıklı bulduğumu ve küçücük kalbimi attırdığını hatırlıyorum ki özellikle saçları dağıldığı zaman. Neyse o gözlerinde çıkan kırmızı ışık ve her ölüme yaklaştığı zaman, nerden ezberlendiği bilinmeyen olum ölürse film biter cümlesi. Link vermeden olmaz diyerekten bi link veriyim. ne yalan söyliim sırf link vermek için. Replikler falan var, bişiler var işte. Klark olmaya kendini adamış artisimiz de attan düşüp felç olunca hepberaber üzülmüştük. O garip sandalyede oturan, ağzına bi boru geçmiş bi superman olamaz tabii. E resim olmadan olmaz diyerekten burda bahsettiğim etkileyici ışık ve bakışlarla görüyoruz kendisini. bu boş bakışlar neden bilmiyorum kızdaki. burda biraz poposu büyük ama bizim supermanimizdi, masmavi gözleri vardı, ilk bakışta belli olmuyodu. Şimdi yenisi çekilcek Warner Bros tarafından. Ha jude law superman olucak(bu ifadeyle zor tabii) ha olmıcak derken galiba keanu abimiz oldu. So What The Hell Is REALLY Going On With SUPERMAN? derken de görüyoruz bi takım insanları. (baby700 ün de anlattığı türlerle bi alakası yok bu bi takım insanlar teriminin)
Babasını da Anthony Hopkins oynıcakmış, bu adam da amma çok film çevirmeye başladı geyiğine girmeden, superman in doğumgünü iyiki doğmuş diyerek bloguma resim eklenmesi yönünde yardım alma çabalarıma girişmek için bitiriyorum.
yorumlar
süpermen halkın kahramanıydı,.. batman ya da serdar ortaç gibi halkından “oygh” olmazdı,.. örümcek adam gibi, kostümünün içine kaslı gösterecek başka kıyafet giymezdi,.. taşı sıkıp elmas yapardı,.. sevdiği kadın için dünyayı tersine döndürürdü,..
süpermen’in üstüne kahraman tanımam. Öyle tayt giymekle kahraman olunmuyor.
Ayrıca sokak diline de giren:
“Sevgilim bi sana bi de kriptonite dayanamıyorum.” lafı da supermen’in halk tarafından ne kadar özümsendiğinin göstergesi olsa gerek.
süpermen bence magandanın tekiydi. tayt üstüne kırmızı don giyer, pantalonunu çizmelerinin içine sokardı. Topoş pelerini vardı.
Şaka bir yana, sevmedim Süpermen’i hiç hep aynı terane. yahu adamı dövecek ağzını kıracak kimse yok. Baktılar olmuyo Doomsday çıktı.
“Aa Meteor!” “Aha uzaklaştırdım”
“Aa kriptonit!” “2 rekat bekle ben bi ölür gibi yapar sonra çaresini bulurum”
“Aa süpermen öldü!” “Yok öldüm de az sora gelecem”
“Aa süpermen 2ye bölündü biri mavi biri kırmızı saf enerji oldu” “E valla fikir kalmadı yetişemiyorum her yere bölüneyim mi anam dedim. Yazar kırdı kafamı bak”
Batman’i severim. Zekâsını kullanır. Dayak yer. Felç olur. Vesaire
Örümcek Adam’ı daha çok severim. Karı-kız sorunu, para sorunu, dersler, ev kirası, yemeği yakmak gibi günlük sorunları vardır. Bir tek tuvalette def-i hacet giderirken göremedik.
Not: Def-i Hacet gören bir kahraman arıyorsanız kısa da sürse acaip komik olan DC basımı Major Bummer’ı bulun.
Superman candır can…
1938 Haziran’ında, Action Comics’in ilk sayısında göründüğünde satış rekorları kırmıştır Superman ama daha önemlisi, “Süper Kahraman” ekolünü başlatan, Batman, Spider-man kapılarını açan, ideal karakterde bir yaratıdır.
“insan mıdır” soruna ise yanıt vermek zor? acıların çocuğudur, öksüz ve yetimdir, dünyalı bir aile tarafından bulunmasına dair görüntüler, Superman’in o çocuk halindeki -herhangi bir çocuk kadar sevimli ifadesi- kimin yüzünü güldürmemiştir ki? Her ne kadar yeni ailesi Jonathan ve Martha bundan, başlarda habersiz olsa da, dünyalı ailenin onu kabullenmelesi, ayrımcılığa karşı duran bir göndermedir. Superman’la “insan” okuyucu arasındaki duygusal bağ iyice sağlamlaşsın diye, Superman her çocuk gibi yaramazlıklar yaparak büyür, okula gider, arkadaşları tarafından dışlanır bazen, mahalleden bir kız sever, kendini yavaş yavaş keşfeder.
Kaç yaşında olursa olsun, okuyucu için, hem bir bebek, çocuk, sonra genç, akran veya zamanla abi olur. Bizim gibi, üniversite sınavına girer, işe girer, ailesinden ayrılır. (en sonunda onun Superman olduğu anlanır tabii)
Tüm bu etkenler ve daha niceleri, Superman’i insanlaştırır. Klark Kent hallerinde sıradan bir insandır ve tüm “kötü” olaylardan rahatsızlık duymakta, “iyi”lik yapmak için didinmektedir. ve zaten Superman’da insan olduğuna iyice inanmıştır. Oysa superman “insan” değil, bir uzaylıdır, bunu öğrendiğinde kendisi de (okuyanlar bilirler) bunu taşıyamaz ve şizofren olur. Klark Kent, Ailesinin Klark’ı, Kripton’lu Kal-el ve arada sırada, mağarasının yalnızı olur.
Bunların yanı sıra Superman’in American idealizminin somutlaştırılmış hali olduğunu anlamayan yoktur. Göğsündeki “S”‘nin bile “gerçek, adalet ve Amerikan yolu” anlamına geldiğini bilmek, bunu anlamak için yeterli sanırım.
ilk başlarda, Nietzsche’nin übermensch kavramından esinlenilerek yaratılan Superman karakteri, şeytani bir zekâya sahip, üstün fiziksel güçleri olan bir karakterdi. Fakat Hitler, Nietzsche’nin Superman’ini saptırarak devam etmeye kalkınca, Superman’in yaratıcıları, Superman konseptini tekrardan düşünmeye karar verdiler. Artık Superman “iyiliğe adanmış” bir karakterdi. America II. dünya savaşına girip de, Japon’lar Pearl Harbour’a saldırdıklarında, Superman çizgi roman sayfalarında Amerika’nın düşmanlarına karşı savaş veriyor, Nazi’leri yerden yere vuruyor, Japon denizaltılarını batırıyordu. Hatta, 1944’teki bir sayısında Superman’i Hitler ve Tojo’yu boğazlarından yakalamış halde görebiliriz.
Her neyse, konuyu fazla dağıttım. Son zamanlarda Superman, “o ne abi yaa, hiç zayıf yanı yok, öyle kahraman mı olur, hiç yenilmiyor” gibi sebeplerle, muhabbet aralarında çerez yerine koyuluyor. Bu tür serzenişleri olanların, pek çizgi-roman okumadıklarını, Superman’i “ya bir de Superman wardı”dan öte tanımadıklarını bilmem bir yana, Superman’in defalarca ölümden döndüğünden, Doomsday tarafından öldürüldüğünden de habersiz oldukları için böylesine ipsiz bir gewezelikle konuştuklarını tahmin ediyorum. Ki Superman her zaman güncel olayları bünyesinde işlemiş veya tartışmalar yaratan maceralar yaşamıştır. Superman’dan başka kim dünyayı tersine çevirerek, aşkı için zamanı geriye alabilmiş ve bizlere böyle bir umut verebilmiştir ki, Kripton taşı karşısında güçsüz düştüğünde, bir hal çaresi bularak durumdan kurtulmasıyla bize gayretin gücünü aşılayan da Superman değil midir, “hep iyiler kazanır”ı da, bizleri ağlatarak öldüğünde Superman çürütmemiş midir ? 12 Eylül 2001 sayısında, 11 Eylül olaylarına benzer bir macera içermesinden dolayı, saldırıyla bağlantısı olduğu konusunda şüphelere düşülmemiş midir ?
Maceralar çok, Superman eski; konu uzun. Kim ne derse desin, bu ülkede yarım yamalak maceralarla yetinmek zorunda kalmış olsak bile, Superman’i severim, Superman’e değer verir, değerini bilir, bir Çizgi-Roman olarak kabul ettiğim için “o sırf Amerikalı be!” diye yargılamadan hevesle okurum maceralarını, evlendiğinde kendim evlenmiş gibi sevinir, öldüğünde ağlarım, doğum gününü de böylelikle kutlarım, nice mutlu yıllara dileğiyle.
Son olarak bir de “süpermeeeeen” yazasım gelmişti.
Hiç bi zaman sevmedim ve ilginç bulmadım Süperman’i. Aşağıdaki arkadaş işin sosyojik/politik yönüne biraz değinmiş, bende de buna benzer düşünceler uyandırır Supermen olayı hep. Yani büyük ekonomik krizle unufak olan ABD halkının moralini yükseltmek, süper bi kurtarıcının(Sam amca) tüm dertleri çözeceğine onları inandırmak, filan.
Bi de şey var, böyle süper idealize edilmiş ağzı süt kokan iyi aile çocuğu kahramanlar çok sıkıcı oluyorlar. Benim adamlarım serseri Mr. No, zorba Teks, depresif Örümcek Adam. Neyse, konu dağılmasın.
ama ben de pek hoşlanmam Superman’den.. Bir kere isim kötü, yaratıcılık yok.. Bir de aptal Clark hali yok mu, o gözlüğü taktı ya, insanlar da salaktı anlamadı.. Kıyafet de ayrı bir olay, değinilmiş zaten bir de ben üstüne gitmiyim..
Neyse, Superman canımız ciğerimiz, severek izliyoruz 😉 ama Spiderman’i kesinlikle çok başarılı buluyorum..
süperman’i zaten sevmem. bir de Türk versiyonu gazman çıkmıştı bi zamanlar. Acayip sinir oluyodum ona ya. Adam güya komedi yapıyo. Ama bana tebbessüm bile ettirmiyodu
Yapetus Superman’in öneminden yeteri kadar bahsetmiş, ben neden küçükken sadece Superman okuduğumu anlatıyım o zaman:
Çünkü Zagor, Teksas, Tommiks gibi kahramanlar benden fazla bir şeyleri olmayan sıradan insanlardı, üstelik benim zamanımın gerisinde yaşamakta, bana yeni ufuklar açmak yerine tarihten kesitler sunmakla yetinmekteydiler. Yumruk yediklerinde canları acıyan gerçek insanlardı onlar. Oysa Superman bütün kötülüklerin karşısına dikilmiş insan üstü, hatta belki de tanrısal bir varlıktı. Yapmak isteyebileceğim her şeyi yapabiliyordu: ışık hızında uçarak istediği an istediği yerde olabiliyor, bakışlarıyla metalleri eritebiliyor, soluğuyla denizleri dondurabiliyordu. Küçükken oyuncak tabanca veya balta yerine çarşafları sırtıma dolayarak pelerin yapardım hep, evet iyi olmak isterdim, düşman da olsa bir insanı öldürmek yerine uçmak, herkese yardım etmek isterdim. Bu yapabildiklerimin yanında da en az onun kadar alçak gönüllü olabilmek, aptal bi gazeteci ayağına da yatabilmek isterdim.
o kadar ütopik olduğu için sevmiyorum galiba..
bir de söylemeyi unuttum, o göğsündeki S amblemini inverted olarak görürdüm küçükken, yani S harfini görmez, onu kırmızı bir beşgenin içinde 5 tane sarı geometrik şekil olarak algılar, zevkle her bulduğum kağıdın üzerine o amblemi çizmeye çalışırdım. Ama sonucun S’ye benzemesi gerektiğini bilmediğimden muhtemelen S okunan amblemler çıkmazdı ortaya. Ah bi de Selçuk Erdem karikatürü vardı ki süpermenin amblem dizayn edişini resmeden, onu bulup linklemeyi çok isterdim işte şu noktada. Onun yerine şunu yolliim bari.
süperman, ulaşılamazlığın sembolüydü bence. Ama ben DC’nin “dünyalı” kahramanı olan batmanı ve bir marvel mutantı olan gambiti çok daha sevmişimdir.
şey demek isterim süpermen blog’unun altına: iksir die bi grup vardı şarkılarında “kuuuuurtaaaaaaaar biiiiiiziiiiiii buuuuuu düüüüüünyaaaaaaaadaaaaaaan süüüüpeeeeeeerrrmeeeeeeen” diodu hey gidi mp3ünü bulabilsem keşke, link bile verirdim o zaman 🙂
nooluyor yavrum bakiim naapıyorsun oradaaaaa üüü
Şu yukarda resmini gördüğünüz şahıs ve canlandırdığı karakter , gözümün ilk ağrısıydı. Filmi kaçkez izlediğimi bilmem ama bu film sayesinde,en sevdiğim renkler laci,mavi olmuştur…
Christopher amcam neydi ne oldu . Filmde ki bir kaç oyuncuda talihsizlikler yaşamış .Bi ara bu film için lanetli diyorlardı.
Süpergirl filminde de ; böle bi çubukla çizdiği figürler (kelebek falan) harekete geçiyordu…
ah beeeeee bi bu seriyi birde back to the future ları değişmem.
filminde de süpermen diye bi şarkı vardı. Süpermen olmak lazım bazen…
Extra Large >>
ne bakış yaa:))
iksir’in sitesi. tanıyorum ben bu osman refik akyüz’ü süper heriftir.
süperman iyi çocuktur allah için bir yamuğunugörmedim (!) Efendi aklı başında , ara sıra uçuyo ama olsun canım hangimiz uçmuyoruz ki 🙂