Bütün kitabevlerine gittiğim de en fazla satanlar listesinin başında Secret Sır adlı kitabı görüyordum. Bunun bir tesadif olamayacağını düşünmeye başlayınca sonuç ne üzerinde yoğunlaştığını anlamak zor olmadı. Daha öncede Ferarisini Satan Bilge kitabı da en fazla satanların başında geliyordu. Ne diyelim 1997 yılından itibaren Zengin Olmanın Yolları ve İnsan İlişkileri üzerine kitapların yanında bir de ne çıktı doğu mistisizmin esintileri olan kitaplar. Direk batı materyalizminden doğu mistisizmine kayan bir kitle.Bakın sıra benzer bir konu bana mail olarak geldi sizinle paylaşmak istiyorum.Sadece yaşamlarında bir şeyi istemekle kalanlar, tesadüfler olmadıkçaistediklerine ulaşamayacaklar gibi geliyor. Yani diyelim ki, Ayşe “filmyönetmeni” olmak istiyor. Sürekli olarak filmler izliyor; filmlerle ilgilikitaplar okuyor; televizyonda film yönetmenleriyle yapılan söyleşileriizliyor. Gece yatınca da hep kendini “film çeken bir yönetmen” olarakgörüyor. Film yönetmeni olmayı çok istiyor. Ayşe bir şirkette muhasebeciolarak çalışıyor. Yıllar geçiyor ve hayaline ulaşamadan muhasebeciliktenemekli oluyor.Ayşe’nin şanslı olduğu bir versiyon da düşünelim. Ayşe muhasebeci olarakçalıştığı şirketten ayrılıp tesadüfen bir film yapım şirketine muhasebeciolarak giriyor. Bu arada hazırladığı senaryolardan birini patronu masasındabuluyor ve “senaryo kimin” diyor. Ayşe hararetle kafasında kurguladığı filmianlatıyor ve patronu Ayşe’yi hiç düşünmediği şekilde algılıyor ve filmiçekmesini teklif ediyor; Ayşe’de muhasebecilikten yönetmenliğe geçiyor.Bir de Ayşe’nin gerçekten odaklandığı bir versiyon düşünelim. Bu versiyondaAyşe sadece film izlemek, filmler hakkında kitaplar okumak ve yönetmensöyleşilerini incelemekle kalmıyor. Sürekli olarak insanlara yönetmen olmakistediğini söylüyor. Yönetmenlik kurslarına gidiyor. Senaryolar yazıyor vesenaryoları yapım şirketlerine gönderiyor. Başka yönetmen ve yapımcılarlakendisini tanıştıracak gazeteciler buluyor. Yurt dışındaki yönetmenlere veyapımcılara kendini tanıtabilmek için ileri derecede İngilizcesinigeliştiriyor. Sinema festivali yapılan şehirlere, ülkelere gidiyor;kokteyllerinde insanlarla tanışıyor. Bir yönetmen kendisine asistanlıkteklif ediyor ve asistan yönetmen olarak sinema dünyasına giriyor.İşte “Çekim Yasası” bu üçüncü versiyon olduğunda çalışıyor. Ama oturduğunuzyerden sadece hayal kurarak, isteyerek amaçlarınıza ulaşmayı beklersenizişiniz şansa kalıyor.Ancak Secret/Çekim Yasası isimli kitap bu küçük detayı – insanlarınamaçlarına ulaşmak için örgütlü bir çaba göstermesi gerektiğini söylemeyiunutmuş / atlamış. İnsanlar da sadece isteyerek bir şeylerin olacağınıdüşündürten bu kitabı seviyor / paylaşıyor.Ama büyük sır burada değil kitabın arka kapağında dünyadaki %97’lik gelir dilimine sadece dünyanın %1’lik bir topluıluğu sahip iken %3’lük gelirini %99 bir topluluk arasında paylaşıyor en büyük sır bu olmalı
yorumlar
hımmm
na yani muhasebecilik kötü mü. sahinden de muhasebeci ve çok zengin. ferrarisi ve film şirketi var.
hayatım secret tır..kımseye açıklamam
secret:) sugurcan da bir zamanlar bunun hakkında yazı yazmıştı:)
evet biraz araştırdım. hakikaten hakkında bir şey bilen yok.
ilahi cafee:))))
saçma sapan şeyler…!!!!!!!!tuhaf tarikatlar takımının zırvaları bu kitaplar
ziyah seytin’in 10 numara yorumuna yıldızlı pekiyi veriyorum
Başarı yıldızı kimde, hiçkimse bilemez..Bu gün bir sürü iş sahibi var, yıldızlı master lıları emrinde çalıştıran..Kapalıçarşıda işçi olabilirsin ama süper ticaret yaparsın, yarın iş kurarsın, bir sürü başarıya imzanı atarsın…Holding te genel müdür olursun, serbest çalışamazsın ticaret yapamazsın..Bunları yaşıyoruz..
Saçma sapan bir kitap. Her sayfada mantra gibi aynı şeyler yazıyor. İlk 10 sayfayı okuyun yeter. Paranıza yazık. Sır dediği şeye ben dua diyorum kendimce. Orada evrenden(ne demekse) istenmesi gerektiği belirtiliyor. Ben Allahtan dilemeyi tercih ederim. Evreni tanımıyorum, bir samimiyetim de yok zaten.Yıllar önce yazılmış yüzde yüz düşünce gücü vs… kitapların daha modernize edilmiş, yeni çağ açlarına sunulan biçimi. A bir de sürekli herşey para, kariyermiş gibi hep maddi konulara eğilmiş. Bu da beni rahatsız etti. Sevmedim ve kendimi dolandırılmış hissettim. Fakat sayfalar pek şık, kuşe kağıt.
Böylesi sacma sapan kitaplar nedense cok satiliyor, yeter ki yazari Batili biri olsun, adi mutlaka Hans, Josef, Freud’mu olmali? Neden Mevlana degil, neden I.hakki degil, neden Yunus degil…Bagrimizda yetisen bu büyük filozoflarin kiymetini bilemiyoruz, onlarin yazdiklarini merak bile etmiyor, onlara deger bile vermiyoruzda, elin Batili yazarlarinin bilmem ne teorilerini, bilmem ne mantralarini okuyoruz…Bir kere olsun merak edip Mesnevi’yi okumayi hic düsündünüz mü? Eger Mesnevi’yi okursaniz onlarin anlattiklarinin bin kat fazlasini orada bulursunuz. Hayatiniz degisir, yasaminiz degisir, dini imani daha iyi anlar, daha iyi kavrar ona göre yasarsaniz…Bizim kitaplarini okumadigimiz bu degerleri simdi Batililar okuyor, ve onlarin ögretileri isiginda dogru yolu hakikati buluyor…Ne zaman Adam oluruz?Kendi öz degerlerimize deger verdigimiz zaman!
xNicox’ in yorumuna imzamı atarım,sesiber’ inki zaten 10 numarapbk, o zaten tartişilmaz
ayşe kim ki?
tebrikler
işin komik yanı da bu zaten @sesiber.. bu tarz kitapların (ferrarisini satan bilge vs..) söyledikleri, anlamları ile çelişiyor.. bir yandan diyor ki “hırsı, maddiyatçılığı bir kenara bırakın, iç dengenizi bulun vs..” öbür taraftan diyor ki “iş bu teknikleri uygularsanız işinizde başarılı olur, kariyerin dibine vurursunuz, yok efenim yükselirsiniz, toplumda hatır sahibi olursunuz, iki sene içinde müdürünüzün üzerine basıp onun yerine geçmeniz işten bile değil..” eee nerde kaldı ruhsal gelişim, maneviyatçılık..? hani yalnız gelmiştik bu dünyaya.. hani inanılmaz dengenin parçasıydık.. evrenin dengesi görebildiğimizden çok daha yüceydi falan.. safsata..