Yerel seçimler yaklaşırken, bugüne kadar gözardı edilen ve çok kısa bir süre önce açıklanan bir karar oldu: Cüzdanlarında T.C. kimlik nosu olmayan seçmenler oy hakkını kullanmayacaktı. Yüksek Seçim Kurulu’nun bu kararı açıklamasıyla beraber Nüfus Daireleri haftasonu da çalışmaya başladı. Seçimlere günler kala yaşanan bu karmaşa beni yıllar önce seçimlerde yaşanan ve birçok kişinin bilmediği bir kanuna götürdü. Şimdi gerilere gidiyoruz; Demokrat Parti’nin kuruluşuna…

İsmet İnönü
İsmet İnönü

DP, CHP’den ayrılan milletvekilleri tarafından kurulmuştu. Kuruluşundan (7 Ocak 1946) itiraben Demokrat Parti’nin CHP karşında yükselişi devam ediyordu. Kuruluşundan önce kuruculardan Celal Bayar ile İsmet İnönü arasında şöyle bir konuşma geçmişti:

İsmet İnönü, kendisine DP programını getiren Celâl Bayar’a sordu: “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkasında olduğu gibi dini inançlara riayetkârız diye bir madde var mı?”Bayar, “Hayır, Paşam” dedi: “Lâikliğin dinsizlik olmadığı var.”İnönü, “O halde tamam” dedi.

Her ne kadar söylem böyle olsa da gerçek böyle değildi. Savaştan dolayı fakirlik, halkın suçu CHP’de görmesi, Laiklik nedeniyle dine karşı uzak duruş ve daha birçok nedenden dolayı CHP’den kopanlar DP etrafında toplanıyordu. Normalde 1947’de olması gereken belediye seçimleri, bir yıl önce alınmıştı. DP’nin güçlenmesine fırsat verilmeden seçimler yapılmıştı. DP, 26 Mayıs 1946’da yapılan belediye seçimlerine katılmadı. Belediye seçimlerinin bitmesiyle birlikte genel seçim çalışmaları başlamış oluyordu. Genel seçimler için tarih 21 Temmuz 1946’ydı.

Menderes bir mitingde
Menderes bir mitingde

Bu seçimlerin hangi şartlar altında gerçekleştiğini anlamak için, seçimin dayandığı 4918 sayılı Milletvekilleri Seçimi Kanunu’na bakmak yeterlidir. Kanun, tek dereceli bir seçimi öngörüyor ama oyların “açık” verileceği oy sayımının ise “gizli” yapılacağı hükmünü taşıyordu.21 Temmuz 1946 seçimleri Cumhuriyet döneminin ilk çok partili seçimiydi. DP, ülke çapında örgütlenmesini tamamlamadığından 465 milletvekilliğine 273 aday göstererek girdiği seçimden 61 milletvekili kazanarak çıktı. Oyların açıkça verildiği gizlice sayıldığı, tümüyle CHP’li idarenin kontrolünde yapılmış bir seçim için bu büyük bir başarıdır. Konumuz olan 1950’li seçimlerindeki ilginç bir kanuna kadar DP’ye olan halk desteği gitgide artıyordu.14 Mayıs 1950 seçimleri
İki ilginç kanundan bahsedeceğim. İlki bir adayın iki ilden aday olabilme şansıydı. Bu şekilde İsmet İnönü, hem Ankara hem de Malatya’dan seçime girmiş, Ankara’dan kaybetmiş, Malatya’dan kazanmıştı.İkincisi ve bu yazının nedenini oluşturan kanun ise çok ilginçti: Demokrat Parti’nin zaferiyle biten 14 Mayıs 1950 seçimleri çoğunluk sistemine göre yapıldı. Yani bir ilde en çok oyu hangi parti alırsa o ilin bütün milletvekillerini o parti kazanacaktı. Yani bir ilde bir parti oyların %49’unu bile alsa tek bir milletvekili çıkaramayacak, o ilin bütün milletvekilleri %51 oy alan partinin olacaktı. Çoğunluk sistemi CHP’nin hazırladığı seçim kanununun eseriydi ve CHP bir zafer bekliyor, yargıç denetimindeki ilk seçimde meclisten silineceğini düşünmüyordu. Ama tam tersi olmuştu: CHP’den 1 milyon daha fazla oy alan DP, 408 milletvekili gibi ezici bir çoğunluk elde etmişti. Bir başka deyişle DP %53.3 oy oranı ile 487 milletvekilliğinin 408’ini yani bütün milletvekilliklerinin %85’ini kazanmış oluyordu. CHP Trabzon’da %48, Urfa’da %48, Sivas’ta %45, Ordu’da %49.72, Bilecik’te % 46 oy oranlarına rağmen buralardan milletvekili çıkaramamıştı.

DP'nin meşhur afişi ve TIME dergisine kapak olan Adnan Menderes
DP’nin meşhur afişi ve TIME dergisine kapak olan Adnan Menderes

Burada şunu da şöylemek gerek ki asıl risk DP tarafından alınmıştı. Sonucu ise bilindiği gibi vahim olacaktı, yavaş yavaş bölünmeye giden toplum, hükümetin rejimi değiştirdiğine düşünen silahlı kuvvetler ve yaklaşık 10 sene sonra darbeye ve Başbakan Adnan Menderes’in idamına kadar giden karar süreci başlıyordu…

Başbakan Adnan Menderes idam sehpasına giderken...
Başbakan Adnan Menderes idam sehpasına giderken…