Ne zormuş saygı kelimesinin anlamını kavrayabilmek. Kavradığın anda güzel herşeyin geçmişte kaldığını fark etmek ise en kötüsü. Saygı sevgiden önce gelir derlerdi hep, inandım buna ben artık. Çünkü saygıyı yitiren insanlar sevgilerini de yitiriyorlar. Birini severken ona aynı zamanda bazı konularda saygısızlık yapıyor olmak, isteklerini umursamıyor olmak ya da sana ters geldiği için yapmamak ne kadar tutarsızca bir hareket dimi? Bunun sebepleri var aslında. Karşımızdaki her ne yaparsak yapalım kabullenir zannediyoruz, nazımız geçiyor, taframız geçiyor sanıyoruz. O yapma dedikçe yapıyoruz çünkü biliyoruz ki bizi terk etmez, gitmez, kaçmaz. Yalan. Bunu sadece aileler yapmıyor. Anne ve baba. Sadece onlar terk etmıyor bizi. Ama onların dışındaki kişilere karşı daha dikkatli olmalıyız. Olmalıydık. Olmalıydım…Peki hatalarımdan şu saniye ders almış biriysem ben herşeyi geri getirebilirmiyim? Doktorun da dediği gibi ‘geçmişi birbirinizin yüzüne asla vurmayın’ sözünü gerçek kılabilirmiyiz? Yeni bir sayfa açmak kısmını başaramazmıyız? Ben yine de inanıyorum. Öyle bir ben doğarki benim içimden yapılan hataları unutturabilirim. Ben buna inanıyorum. Kardeşime karşı kaybettiğim saygıyı geri kazanmam biraz zaman almıştı ama olmuştu. Yani birine yeniden saygı duyabiliyor olmanın gerçekçiliğini biliyorum ben. Neden bana karşı da duyulmasın…?İnsanların özgürlüklerini kısıtlamaya çalışmak böyle kötü sonuçlar doğurabiliyor ve siz o zaman işte daha fazla hata yapma lüksünüzün kalmadığını anlayabiliyorsunuz.Herşeyin iyi olacağına inanmak istiyorum…