Reankarnasyon diğer adıyla ruh göçüne şuan günümüzde inanan insanların bir milyarı aşığını biliyor muydunuz?Reankrnasyon hakkında birçok iddia yazıldı.Kimisi tekrar doğduğunu,aslında bir başka bedene ait olduğunu söyledi.Ama ne hikmetse üzeri hemen kapatıldı.Birçok kişide böyle birşeyin asla mümkün olamıyacağını insan bir kez doğar büyür ve ölür.ve birtek kıyamette dirilcieğimizi anlatmaya çalışıyor.Yeniden doğuşu savunanlar hipnotize tekniği ile ispatladığını anlatıyor.Peki sizce de hipnoz reankarnasonun var olduğuna yeterli bir kanıtmı?Öte yandan ilahiyatçı din adamları “böyle bir olayın ne dinimizde nede kuran_ı kerimde yeri kesinlikle yoktur” diyor.Şimdi;açıkçası ben işin içinden çıkamadım.Elbette kuranda yeri olmayan bişeye inanmıyorum.Ama ya bu ispat çabaları?Olmayan bişeyin üstüne neden bu kadar gidilir.(işin içinden çıkabilenler,çıkamayanlara olayın mantığını anlatsın lütfen)REANKARNASYON VARMIDIR?
yorumlar
% ich bin var, ayrıntıları saati 100 törkiş liradan vereceğim kurslarda. xnicox nun kulakları çınlasın, reiki meiki dümdüz etti alamanyayı.
Kur’an-ı Kerim’de olması gerekiyor. Sanırım gözden kaçmış
haklısınız son kontrollerde tamamen gözümden kaçtı.Okurların affını diliyorum…
olma olasılığı yüksek, olmama olasılığı daha yüksek 🙂
Sizde benim gibi içinden çıkamadınız sanırım:)
Tekamül evrimi denilen şeydir.Yeni semaların açılacağı, düşünce frekanslarının değişmesi meselesi olarak düşünebiriz.mıtlak zaman olmadığına göre yaşadığınız an nefes aldığınız andır. Bunun dışındaki her şey izafidir.reankarnasyon ise, sizin size yeniden transfer olmanız meselesidir.
çok irdelememek gerekir bence, sonuçta inanç denilen şeyin bilimsel bir dayanağı yok. İtalyada doğsak Hristiyan olacaktık, Tibette Budist, İsrailde Yahudi..
valla var mı bilmem de, bizim bullarda pek bi inanılır bu konuya…
yazımda da belirtmeyi unuttum antakyada çok yaşandığı söyleniyor bu reankarnasyon olaylarının
Gerçekliği tartışılır ama bu konuya girenlerin bir müddet sonra uçtuklarını düşünüyorum..
kendini bilen uçmaz bence.sonuçta herkesin düşünceleri farklı
O bildiğin kendin kendin olmuyorsun işte..
uçmak güzeldir, gerçekten mümkün oluyorsa bu konuya girebilirm
oguz kagan v22 diyor yahu, hala uyanamadım mı yoksa
bence zor ihtimal.Çünkü ölen bir ruh kaç kere ceza ve ödül görebilir ki.Ölüp tekrar dünyaya gelme şansımız olması saçma ,çünkü tek bir ruhu var insanın yani ben böyle düşünüyorum.Bunu yaşayanları incelediğimizde de nedense hep kırsal kesimden örnekler var.İnandırıcı değil bence tam olarak.Tabi daha bilmediğimiz pek çok çözülememiş gerçekler olduğu kesin ama reenkarnasyon mantıksal düşününce neden Allah bize 2. bir şans versinki?ve hangi hayatımızdaki sevap ve günahlardan sorumlu oluruz o zaman.Birde böyle düşünün derim…
reenkarnasyona önceki hayatımda inanıyordum. bu seferkinde inanmıyorum… (not: bu espri aslında bana ait değil. geçenlerde internette bir yerlerde gördüm. benimmiş gibi numara yapmak istemedim).
İnanç; bedenin nerede doğduğu ile değil, ruhun nerede kendini bulduğu ile ilgilidir. İnanç ile gelenek farklı kavramlardır. İnsan, bütün kültürlerden arınsa bile yine birşeye inanç isteği duyar.
çocukkene yatılı yurtta kalırken ilk gelen öğrencilere yaptığımız bir şaka vardı, ruh çağırma oyununu oynar,mum ışığında ortaya aldığımız arkadaşa titreme numarası yaptırır biz de aha cinler geliyor deyip yeni gelen çocukları korkuturduk. O çocuklar o korkuyla üç gün bulanık s..ardı. Bazıları öyle bir kaptırırdıki kendini, lan şaka yaptık cin falan yok desekte bize inanmaz gördüm olum şeytan geldi deyip, bizim yalanımızı gerçekmiş gibi anlatıp başkalarını da inandırmaya çalışırdı.Besmeleyi tersten okuyunca da cinler geliyormuş, ters ayaklılar… Şahsen gelsinler tanışayım diye tersten okumadığım dua kalmadı, hiç teşrif etmediler. Nerde kişiliği silik, korkak, kafası sıyrık adam var onlara geliyorlar. Hani biz de çok sağlam değiliz ama gelseler ikramımız bol olurdu, tanışıp kaynaşırdık. Önceki hayatım da bolu beyiydim diyen adam falan görürseniz vah vah deyip geçmeyin, bir hocaya götürün okuyup üflesin.
hboztoprak’a katılıyorum bedenin doğduğu yer değil, ruhun kendini bulduğu yer önemli sonuçta Türkiye’de doğUP hristiyanlığı seçenlerde var
üç harflileri hafife almanızı tavsiye etmiyorum.hiç ummadığınız bi anda çıkar karşınıza sizde ikramda hazırlıksız yakalanırsınız.herzaman kalabalık yada yanınızda biri olmaz. zaten genelde yanlızken gelir.benim şahsen başıma gelmedi gelmesinide istemem asla.ama azı arkadaşlarıma musallat olduğunu duymuştum.bunlarla şaka olmaz gerçekten
ser-hus ))çok haklısın
bir zamanlar tv’yede çıkmıştı.küçük bir çocuk.rahmetli Barış Manço nun ruhunu taşıdığını iddia ediyordu.ama laflarının ezberletildiği bariz bi şekilde belliydi.
eğer inanç bedenin nerede doğduğuyla ilgil değilse, niçin binlerce yıldır avrupalılar hristiyan, ortadoğulular müslüman, uzakdoğulular budist olarak ölüyor..örneğin uzakdoğuda doğmuş (ortaya çıkmış) bir din neden avrupa kıtasında doğanları etkileyemiyor yada kapsayamıyor?cevabu şu: Çünkü inanç bedenin ve ruhun nerede doğduğuyla fena halde ilglilidir.
Bugün Avrupa’da da Müslüman, Yahudi, Budist,Afrika’da da Hırıstiyan,Asya’da da Müslüman, HırıstiyanAmerika’da da Müslüman ya da Yahudi varEğer sen inancı, coğrafyayla ya da kültürle sınırlıyorsan; Endonezya, Filipinler ve Malezya gibi ülkelerde Müslümanlık’ın olduğunu nasıl açıklayacaksın,çok merak ediyorum. Din özellikle Semavi dinlerin temel felsefesi ‘evrensellik’tir. Kur’an-ı Kerim’i açıp bakarsan orada ‘Ey İnsanlar’ buyurulur. Ey Ortadoğulular ya da Avrupalılar değil.İnancın evrenselliği hakkında tek bir örnek veriyorum. Nuh Tufanı, bu Maya inancında da var, Çin inancındda da, İskandinav inancında da. Bunu anlamaya çalışırsan; dinin, inancın kültürden ya da coğrafyadan farklı bir olgu olduğunu kavrarsın sanırım.
bu konuda kendimi alim sayamam ama Kur’an-ı Kerimin Türkçe mealini okumuştum. Yanılmıyorsam şöyle buyuruyordu “Ey İnananlar”, “Ey iman Edenler”..Konu dağılıyor inancın evrenselliğiyle ilgili bir itirazım yok yanlış biliymiyorsam Yahudilik dışındaki bütün dinler evrenseldir. Her inanan kendi inancının yeryüzünde egemen olmasını, bütün insanlar tarafından benimsenmesini istiyor nihai amaç olarak ancak öyle olmuyor, olamıyor..şu harita avrupadaki inanç dağılımını gçsteriyor.. haritada en fazla dikkat edilmesi gereken yer kıbrıs adasıdır. küçük bir adanın (yalnızca) iki renge bürünmüş olması bu konu özelinde ilgi çekicidir.
Ey insanlar! Bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal olmak, temiz olmak şartıyla yiyin. Fakat şeytanın adımlarına uymayın. Çünkü o size belli bir düşmandır. (Bakara-168)Ey insanlar! Eğer Allah dilerse sizi giderir de başkalarını getirir. Ve Allah, buna Kadir’dir. (Nisa-133)Din olgusunun toplumsal bir yönü vardır. Toplumsal kurumların işleyişi ile ilgili bir takım kurallar v.s. Bu sosyolojik bir boyut. Ama ‘inanç’ olgusu ise toplumsallığın ötesinde, ‘insani’ bir boyuttadır. Kişi, hangi toplumun içerisinde yaşarsa yaşasın; kendini huzurlu bulduğu bir inanç sistemi taşır.Tarihin hangi dönemine bakılırsa bakılsın; din, inanç, insanlığın ayrılmaz parçası olduğu görülecektir. Bilim olgusu da yeni ortaya çıkmış değildir. Eski devirlerdeki insanlar da; sistemli olarak yeni şeyler öğrenme, üretme uğraşı içerisinde olmuşlardır. İnanç, bilimsellikle nasıl çelişir, anlamıyorum doğrusu.Haritayla ilgili olarak; Almanya’daki 2 milyon Müslüman atlanmaış sanaırım. Zaten bir takım genellemelerle şurada yaşayanlar Müslüman, burada yaşayanlar Hırıstiyan gibi ifadeleri de doğru bulmuyorum. Çünkü inanç çok hassas bir konudur, genel ifadeler ile bir sonuca varmak imkansız olabilir.
“Ey insanlar! Eğer Allah dilerse sizi giderir de başkalarını getirir. Ve Allah, buna Kadir’dir. (Nisa-133)”Gidermek” fiili bu sekilde kullanilmaz turkcemizde bir ihtiyaci karsilamak, problemi yok etmek olarak kullanilir..”Sizi giderir” yerine “yok eder” olarak cevrilmeliydi..
Elmalılı’nın Meali’nde olduğu gibi yazdım. Değişik meallerde de ‘giderir’ kelimesi kullanılıyor.
Dogru degil, yanlis cevirmisler..
Onlar kadar bilemeyeceğim. Nihayetinde bu işin eğitimini almış, tüm inceliklerini bilen insanlar. Ayrıca bu; herhangi bir yabancı dildeki, herhangi bir metni çevirmekten çok farklı durum. Aynı çerçevede değerlendirmemek gerekir diye düşünüyorum.
pbk’ya katılıyorum. “gidermek” fiili o anlamda kullanılmaz. belki “yok eder” biraz ağır olur ama sanırım “gönderir” demek gerekir.
http://www.kuranmeali.org/kuran_meali.aspx?suresi=nisa&ayet=133Burada söz konusu Ayet-i Kerime ile ilgili birçok kişiden meal var, bakabilirsiniz.
Tersten başlayacağım;Almanyadaki müslümanların kaçının avrupalı olduğu, benim bu konu hakkında yanılıp yanılmadığımı belirleyecek bir gösterge niteliğindedir.sayıları sanırım 5 milyondan bile daha fazla olan bu topluluğun neredeyse tamamının Türk olduğu ve topluluğun son 30-40 yılda oraya gittiği konusunda sanırım hem fikiriz. Buna rağmen bu coğrafyaya ait insanların dinlerini değiştirmemiş olmaları veya avrupalıların bundan etkilenmemiş olmaları inanç konusunda aidiyelik duygusnun açık bir kanıtıdır.”Din blimle çelişir” şeklinde bir iddiam olmamıştı kurduğum iki cümlede de. Ancak madem böyle bir algı yaratıldı engizisyon mahkemelerini anmak gerekir.Din ve inanç sözcüklerinin anlamlarının dilbilgisi açısından değerlendiirilmesini bu konuda yetkin olanlara bırakıyorum. Ben yorum yapamacağım (zaten gerekli de değil)”Ey iman edenler” diye başlayan bir ayet yazmaya gerek duymuyorum.Tatrışmanın bir sonuca varamayacak olması gereksiz olduğu anlamına gelmiiyor. (kendi adıma) yararlı olduğunu düşünüyorum.
Not: konuya dalınca yarım saat önce reklam arasına giren Büyük İskender filmini de unuttum. Herhalde Persleri bitirmştiir şimdi 🙂
pillibebekkuyuda DİYOR Kİ, (06 Ağustos 2010 14:10)”Gidermek” fiili bu sekilde kullanilmaz turkcemizde bir ihtiyaci karsilamak, problemi yok etmek olarak kullanilir..”Sizi giderir” yerine “yok eder” olarak cevrilmeliydi..o dilin özelliğinden kaynaklanıyor sanırım pbk:Ayette “gidermek” diye çevirlen yer “yüzhib-küm” fiilidir ve bu fiil de “zehebe” yani “gitmek” kökünden gelir.zaten arapçada “yok etmek” fiilini karşılayan tek kelime de bu değildir.Türkçedeki “defetmek” , “göndermek”,”yollamak” fiilleri nasıl temelde aynı anlamı taşıyor ama şiddet ve anlam olarak farklı ağırlık hissettiriyorsa arapçada da bu var.mealde ve tefsirde kelimelerin anlam şiddetleri önemli olduğundan bunun ayırdına varılması için genelde “gidermek” kullanmışlar yanına da parantez içinde “yok etmek” yazmışlardır.Bazı kaynaklar sadece “yok etmek” ya da “gidermek” de demiş.Aslında bir problemi gidermek, bir kokuyu gidermek de onu ortadan kaldırmak , yok etmek zaten.Hatalı da sayılmaz hani “gidermek” kelimesini kullanmak.Demek istediğim ; bunları çeviren kişiler Türkçede “gidermek” kelimesinin anlamının oraya uygun olup olmadığını anlayabilecek kadar eğitimlilerdir bu konuda bir sıkıntı olacağını sanmam.
Nasıl hatalı sayılmaz, kesinlikle hata, zaten başka hatalar da var meallerde..Bunca yıl, dilbilgisi kitaplarını okudum, roman tiyatro, sinema, sanat eleştirmenleri, gazeteler, türkçe ve edebiyat öğretmenlerinin ağızından bir kere bile duymadım, din eğitimi alanların aralarında geliştirdikleri türkçe, farklı anladığım kadarıyla..”İnsanı gidermek” şeklinde kullanılamaz..Soyut kelimeler için kullanılır, ihtiyaç, özlem, sorun, korku vb..Burada kullanıldığı şekilde kesinlikle yanlış, dilbilgisi açısından..
İnaç denilen şeyin bilimsel dayanağı yok yargısı ile inanç ve bilim çelişir yargısı farklı şeyler midir? Engizisyon mahkelemeri ise sadece dinsel açıdan değerlendirilemez. Söz konusu mahkemenin siyasal boyutunu gözardı etmemek gerekir.Benim orada Ayet-i Kerime yazmamdaki sebep, sizin ”Ey İman Edenler’ olarak buyuruluyor’ sözünüze karşılık değildir. Amacım inancın, coğrafyadan ve kültürden bağımsız boyutunun olduğununu göstermektir. Keza ‘Ey İman Edenler’ buyurulduğu da vardır.Dinin toplumsal boyutunda ‘aidiyetlik’ unsurunun olduğunu inkar etmiyorumki. Daha önce yazdığım gibi din toplumsal kurumların işleyişi hakkında bir takım kurallar taşır. Örneğin, bugün Almanya’da da yaşasa Müslüman Türkler imam nikahı yaparlar.Fakat, Avrupa’da yaşayan Müslüman Türkler’in orada hiçbir etkileşim yaşamamadıkları varsayımını neye dayandırıyorsunuz? Oradaki Türkler vasıtasıyla İslamiyet’i seçen ‘bir tane’ bile Alman yok mudur? Ya da tam tersi?Ben genelleme yapılarak tartışmanın bir sonuca varamayacağını söyledim. Konuya salt sosyolojik açıdan bakmak ve konunun ‘insani’ boyutunu gözardı etmek bir sonuç üretmeyecektir.
Sonuna kadar katılıyorum!
Hayır değiller, dil kurumunun doğrularına önem verip, yardım alarak, halka sunulan bir meal hazırlamalılar.. Herkes her kelimeyi kafasına göre kullanamaz..
Bazı ifadeler için parantez içerisinde başka kelimeler veriliyor zaten. İnsanların anlamakta sorun yaşayacağını düşünmüyorum. Ayrıca TDK’nın sözlüğüne bakılırsa; ‘gidermek’ sözcüğünün ‘ortadan kaldırmak’ ve ‘yok etmek’ anlamı taşıdığı da görülür.http://www.tdk.org.tr/TR/Genel/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B2EF4376734BED947CDE&KELIME=gidermek
Ben doğru yerde kullanılmadığını biliyorum, varsa bir edebiyat öğretmeni açıklasın, boşuna konuşmayalım..
Yine söylüyorum; Meal, herhangi bir dildeki herhangi bir metnin çevirisi değildir. Bir kelimenin yerine öyle yakın anlamda olan bir kelime v.s. kullanılması basit bir mesele değildir. Konuya sadece Türkçe açısından bakmamak gerekir, konunun Arapça boyutu da önemli.Meali gerçekleştiren insanlar bu işin derin manada eğitimini alan kişiler. Gerek Türkçe gerekse Arapça gramer ve kelime bilgisi, yetisi açısından eleştirecek kapasitede değilim.
“Ey insanlar! Eğer Allah dilerse sizi götürüp başkalarını getirir. Ve Allah, buna Kadir’dir. (Nisa-133)ayetin bire bir çevirisi budur. Burdaki götürmekten maksat silip yok etmektir.
Koku gidermek,leke gidermek somut kullanımına verebileceğim örneklerden.Dilimizde bu şekliyle yaygın kullanılmadığı için kulağa garip geliyor olabilir.Yine de bir edebiyatçı da bu konuda açıklama yapsa tabi iyi olur.
Bildiğim kadarıyla reenkarnasyonun tek ispatı hipnoz. Hipnozun çok yararını biliyoruz ama %100 güvenilir olduğunu söyleyebilir miyiz? Hipnoza %100 bilimsel diyemeyeceğimiz için reenkarnasyon muallakta kalmaya “inanç” olarak kalmaya devam edecek.Manyağım, genel kültürüm geniş, dehşete düşmem diyebiliyorsanız “Gelenler” belgeselini izlemenizi öneriyorum. Hipnoz, reenkarnasyon ve evrimle ilgili bilgiler şu videoda.http://www.facebook.com/video/video.php?v=1502848405452Dindar bir müslümansanız daha iyi anlayabilirsiniz.
kuranı kerimde reenkarnasyona işaret eden en bariz cümle bakara 28 de geçiyor, orada açıkça yeniden dirilmekten bahsediliyor ancak o bile yoruma açık zira birçok yerde o dirilişin kabir azabını anlattığı belirtiliyor. uzun uzun tartışılabilecek bir bölümden söz ediyoruz.kişisel olarak reenkarnasyona inanmıyorum.hataylı tanıdıkları olanlar varsa sorsunlar hataylıların birçoğu ölüp başka bir vücutta yeniden geldiklerine inanır. bir arkadaşım küçükken sürekli evden kaçıp benim annem babam bunlar diyerek hiç tanımadığı insanların evine gitmek istediğinden bahsederdi, tanımadığı birinin kapısını çalıp aa incir ağacını kestiniz mi bahçedeki kuyu ne zaman kurudu gibi kendisinin yaş ve yaşadığı yer itibarı ile asla bilmemesi gereken gerçekleri ve detayları anlatan hataylıların hikayesi çoktur.
hadi canım sende…
Oğuz Kağan mı ?İnanmıyorum.Yoo !!!Olamaz…God Damn!!!!
efsane döndü…