Bugün, bilimin ne kadar ileri gittiği konusunda övünsek de, belki gelecekte uğraştığımız şeylere gülüp geçeceğiz.Dünyamızda artık bilim temellerine oturtulmamış hiçbirşey ciddiye alınmıyor. Bizim için gerçek kavramı; mutlaka bilimsel temellerden yükseliyor.Quantum fiziği ve fizikçileri dünyada yeni bir çağı başlatmak üzereler. Quantum fiziğinde birçok kavram havada kalsa da, ilginç yaklaşımları ile quantum düşünürleri bizleri cezbetmekteler.Hepimiz, beynimizin işleyiş tarzına akıl sır erdiremeyiz kimi zamanlar. Düşüncenin ne olduğunu düşünrüz. Düşünme işlevi beynimizde nasıl gerçekleşir? Hiçbirşey yoktan var edilemez ve varolan hiçbirşey yok edilemez. Peki düşünce nasıl yoktan varoluyor?. Beynimizde düşünceler nasıl yoktan varolabiliyorlar? Herşey gibi düşünce de enerjinin farklı bir formudur. İlginç olan şu ki; düşünceler beynimizde üretilmezler. Şaşırmayın, işte bu quantum fizikçilerinin cezbeden teorilerinden biridir. Düşünceler, bütün insanların beyinlerinin bağlı olduğu ortak bir alandan gelirler.
Biraz iddialı olabilir ama kimilerin bu ortak alanın Tanrı olduğuna inanırlar ve şöyle derler, oraya bir düşünce yollayın ve Tanrı gerçekleştiriversin. Bu ortak düşünce alanı Tanrı olsun veya olmasın şurasına inanmalısınız ki; oraya gönderdiğiniz her düşünce gerçek olur.Bu evrenin akıl almaz sırlarından birinin kapısını çalan The Secret isimli kitap çok temelsiz görünse de, bu kitabı uygulamaya kalktığınızda karşılaştığınız gerçeklik tüylerinizi ürpertiyor.
Quntum düşünce tekniği dediğimiz düşünme taktikleri son günlerde duymaya başladığımız ve çoğumuzun gülüp geçtiği bir teori ve uygulamadır. Quantum düşünce tekniği, çekim yasası olarak da bilinir ve bu alandaki uzmanlara Quantum koçu denir.
Quantum uzmanı R. Şanal
Günümüzde, büyük şehirlerde quantum düşünce teknikleri üzerine birçok eğitim merkezleri açılmıştır.Peki nedir bu quantum düşünce tekniği? İsmi kadar zor olmayan birşey tanımlamasıyla başlamak istiyorum. Yediden 70’e herkezin, farkında olmadan, hergün uyguladığı birşeydir bu teknik. Hiçbirimiz, düşüncelerimizin ne kadar kuvvetli olduğunun farkında değiliz. Bizim kaderimizi çizen temel parametrenin kendi düşüncelerimiz olduğunu bilmiyoruz. İstediyin ve olsun desem eminim hepiniz; hergün istiyoruz ancak birşey olduğu yok diyeceksiniz. İşte bunun için bu istemenin de bir usulü vardır. Usulüne göre isteyin ve oluversin.Quantum düşünce tekniği, olumlu şekilde ve bu tekniğin parametreleri doğrultusunda evrene istekler göndermektir. Bu istekler, bazen kötü ve bazen iyi istekler olabilir. Emin olun, evren hepsine aynı şekilde cevap verir.Bazı insanların bazı konularda çok şanslı olduğunu görürsünüz, kendinden emin insanlar herzaman başarılı olmuşlardır, korktuğumuz şeyler hep başımıza geliverir. Acaba bunlar birer tesadüf mü? Hayır! Başımıza ne geldiyse hepsinden biz sorumluyuz. Çünki istemesini bilmiyoruz. Başımıza birşey mi geldi? Onun sebebi bizim daha önce evrene gönderdiğimiz düşüncelerdir.1- Birşeyi istemekten korkmayın ve yürekten isteyin. Şu işe girmek istiyorum deyin ve evrene teşekkür edin. Sanki isteğiniz çoktan olmuş gibi davranın ve asla ya olmazsa sorusunu sormayın. Eğer düşüncenizi doğru yolladıysanız o işe gireceksiniz emin olun. Ancak o işten memnun olmayabilirsiniz bunu da unutmayın.2- Tek birşey isteyin. Evet kararsız isteklerden uzak durun, bu sene arabam olacak deyin ve evrene teşekkür edin. Zaten arabanız varmış gibi davranın. Ancak aklınızın bir köşesinde; acaba araba yerine ev mi isteseydim demeyin. Evrenle şaka olmaz. Düşüncenin gücü; kararlılıktan ve samimiyetten gelir, cevap da aynı şekilde olur.3- Eğer yürekten istediğiniz birşey yoksa hayattan o anda sırf laf olsun diye birşey istmeyin. Bu teknik yeterli olmadığı için isteğiniz gerçekleşmez ve tekniğe olan güveniniz sarsılır.4- Eğer evrene güçlü istekler gönderemiyorsanız, kağıt kalem kullanın ve isteklerinizi yazın. Gün içinde en mutlu anlarınızda o listeye göz atın ve evrene teşekkür edin. Evren sizi umursuyor unutmayın.5- Asla istediğiniz olayın nasıl gerçekleşeceğini düşünmeyin. İstediğiniz şey öyle ilginç olaylar serisiyle yaşanır ki; inanamazsınız. Siz sadece isteyin ve olsun. Çok rahat bir cümle kurdum ancak isterken siz de rahat olun.6- Evrenden başkaları hakkında kötü birşey istemeyin, çünki quantum tekniğine göre başkaları için birşey istenemez ve düşünceleriniz direk sizin hayatınız üzerinde sonuçlanır. Ayrıca evrenden para istemeyin, parayla alacağınız şeyi isteyin.
Ben biraz nihilist olduğum için bu konuyla ilgili pek tecrübem yok. Birkaç tecrübemi anlatayım; arkadaşlarımla okey oynuyorduk ve beş kişi olduğumuz için ben oynamayıp çekim yasası teorisini denemeye karar verdim. İlk önce yanımdaki arkadaşıma turuncu altı rakamlı taşın gelmesini istedim, taşlarına baktığımda turuncu altıyı görünce çok şaşırdım. Sonra yanımdaki arkadaşıma hangi taşı istediğini sordum ve o taşa yoğunlaştım, ne kadar ilginç o da pat diye geliverdi ve bu olay 2 kere daha gerçekleşti, sonuncuda gerçekleşmedi çünki taşın gelme ihtimali yoktu. Unutmayın evrenden olanaksız birşey istenemez. Teorik olarak olması mümkün olmayan birşey gerçekleşemez.Konuya devam edecek olursak, sonra arkadaşıma şu anda ne yapmak isterdin diye sordum, arkadaşım muzlu dondurma yemek isterim dedi, beraber güldük ve ben ona gözlerini kapatım bunu yürekten istemesini söyledin. Dediğimi yaptı ve 2 ay sonra ne kadar ilginçtir ki; üst komşuları buz dolapları bozulduğu için dondurucudaki muzlu dondurmayı arkadaşıma getirmiş. Bu çok basit bir örnek. Haydi o zaman siz de durmayın ve gözlerinizi kapatıp yürekten tek birşey isteyin. Olumlu düşünün ve isteyin. Olanlara inanamayacaksınız. Sabredin.Belki yarın belki yarından da yakın….
yorumlar
yeni pazarlama alanları…
Quantum fiziği ile bu düşünce tekniği arasındaki alakayı hala anlayabilmiş değilim. Neden bu düşünme tarzının ismi quantum? Daha bilimsel dursun diyemi ?
Bilim dünyasında sonuçlara ulaşmak için 2 yöntem mevcuttur. Birisi tümevarımdır, diğeri tümdengelimdir.Tümevarım; biyoloji derslerinde gördüğümüz, problem belirleme, gözlem yapma, veri toplama…. diye başlayan birtakım çalışmalar sonucu ortaya bir teori atmaktır.Tümdengelim ise ki; Einstein bu yöntemi çok kullanmıştır- İlk önce teoriyi ortaya atıp sonradan bunu ispatlamaya çalışmaktır. Quantum düşünce tekniği tümdengelim yöntmiyleortaya atılmış ve henüz ispatlanamamıştır. Quantum fiziğiyle bağlantısı olduğuna inanılmaktadır.
Teşekkürler açıklama için. Neden peki Quantum fiziği ile bağlantısı olduğuna inanılıyor? Benzeyen yönleri mi var? Varsa neler? Bildiğim kadarıyla Quantum fiziği atomaltı boyutlardaki evrenin yapısını anlamada klasik fizik kuralları geçerliliğini yitirdiği için ortaya atılan bir kuramlar bütünü. Müspet fizik kuramlarının düşünce temelinde ortaya atılmış bir teknik ile bağdaştığı noktayı çözemedim.
o “kuantum” değil miydi?
öncelikle kuantum düşünce gücü, düşünce temelinde ortaya atılmış bir teknik değil.Evrende yanıtsız kalan sorular, anlaşılması bilim kapısından içeri girememiş deneyimlerin bir kapı bulduğu gerçeği.henüz ispatlanamadığını söylemiş heat arkadaşım.yola düşülmüş.yola düşenler yolu bulmak için izini kendi yaratanlar aslında.onun üslubuyla tümden*gelim.bilimi masal gibi anlatamayız.ama anlattığımız masallarla bilim yaratabiliriz.kuantum düşünce gücü, çıkış noktasında varlığı söz konusu olan ispatı için çalışma gereken bir gerçek.bildiğiniz, yaşadığınız ama sorsalar tanımını yapamadığınız bir konu gibi.
eti eti eti…
muzlu dondurma neden 2 ay sonra gelmiş ben oraya takıldım en çok 🙂 o akşam falan gelseymiş hem isteyen açısından hem de kuramın sıhati açısından tam süper olacakmış. Kızmayın lütfen ama bir muzlu dondurma 2 ayda geliyorsa daha ciddi şeyler isteyince kimbilir ne zaman gelir diye düşünmeden edemedim bi an 🙂
evrenin bir işleyişi var… eskiden sana 2’li bir zaman diliminde kısmet var denirdi, 2 gün mü desem 2 ay mı yoksa 2 yıl mı!.. diye sonuna eklenirdi.işte biz o eskiden bu işlere “kısmet” derdik şimdi “sen iste evren sana getirsin” aforizması yerini aldı.ben kaç yıldır sayısal loto’dan 6 çıkmasını evren’den diliyorum o kadar zaman geçti çıkmıdı gitti, onun yerine her “eti cin” reklamından sonra elime bir eti cin geçiyor!eski bir arkadaşımı görmüş gibi oluyorum… ne bilim hani günlerden perşembe zannedersin ya aslında cuma’dır işte öyle bir sevinç kaplıyor içimi v.s. v.s.
🙂 uykusuz sıkma canını bu kadar
olur mu yaaa… sen iste evren sana verir deyip durdular, ben o kadar alınacaklar listesi yaptım (yatlar, rezidanslar v.s.) meğer hepisi yalanmış.
🙂 yaramı deşme, zate kan revan içindeyim ölecem lan bu gidişle
tahminimce;quantum fiziği, fiziğin diğer dallarından ayrı olarak deneysel ölçümler yapılamayan bir dal. buradan hareketle ölçülemeyen her nanenin başına kuantum kelimesi şık duruyor. (ör:düşünce)
Kader kavramını kavramak için, herkezin başvurduğu bir çözüm yolu vardır. Neredeyse herkez aynı şeyi yapmıştır; eline kağıt kalem alıp, dallı budaklı kader yolları çizip, işte kader buna benzer, biz sadece ayrım noktalarında karar veririz ancak Tanrı bizim hangi yoldan gideceğimizi bilir der. O dalları budakları çoğaltın…Biraz daha…. Sonsuz kader dalları ve budakları çizin kağıdınıza, ne o? bütün kağıt tamamen kalemle karalandı değil mi? Yani tek boyutlu çizgiler yerini bir düzleme bıraktı. Yani bizim için o kağıt üzerinde her yer bir ayrım noktasıdır. Gözle görülen bir dal budak yoktur.Ancak Tanrı bunu hesaplar. Yani bunu hesaplamak için sonsuz zekaya sahip olmak gerekir. Çünki olasılıklar, düzlemin büyüklüğü hesaplamadaki her parametre sonsuzdur. Mesela bunları okuyan kişi yolda yürürken kırtasiyede bir fizik kitabı görecek, sonra aklına bu konu gelecek, bu konuya kendini kaptırmışken yolda eti cin alması için yetecek olan kaybedilmiş bozuk parayı göremeyecek, eğer görseydi o parayı alıp eti cin almak için bakkalda zaman harcayacaktı ve bu zaman içerisinde gideceği yere giden birinci dolmuşu kaçıracaktı ama kahramanımız o parayı görmedi ve zaman kaybı yaşamadı, ilk dolmuşa yetişti ve ilk dolmuşta ilkokul arkadaşıyla karşılaştı, bir yerlerde oturdular ve sohbet ettiler. Eve dönüşte ise 2. dolmuşun feci şekilde kaza yaptığını gördü ancak hemen; neredeyse ölüyordum iyiki ilk dolmuşa binmişim dedi. Oysa O ikinci dolmuşa binseydi şoförün dikkatini dağıtan kişinin yerini alacaktı ve şoförün dikkati dağılmayacaktı ve kaza olmayacaktı. Belki o sırada kaza yapacak olan dolmuşun arkasındaki kamyonet sert bir frenleme sonucu kasasındaki buzdolabının hasar görmesine sebep olacaktı ve buzdolabı iki ay sonra bozuluverecekti ve buzdolabı bozulduğunda içindeki muzlu dondurma başkasına nasip olacaktı. Ancak aynı anda evrene belki birileri muzlu dondurma isteği yolladı, şoför evrene kötü istekler yolladı, kaza yaptığı varsayılacak olan dolmuşun içindeki birisi öleceğine yürekten inanıyordu ve bu binlerce isteklerin hepsi toplandı, bu olaylardan herhangi biri oluverdi. İşte quantum fiziği, tüm bunlara açıklık getirecek göremediğimiz atom altı parçacıklarının evrendeki, insan hayatı, düşünce ve hisleri üzerindeki rolleri inceliyor. Quantum fiziğinin bir tarafı felsefiktir ve bu tarafın bilimle falan alakası yoktur. Düşünce atom altı parçacıklardan ibarettir. Belki aşık olduğumuzda beynimizden dünyaya pembe ışıklar saçılıyor ancak göremiyoruz ki? Haydi futbol topunun nasıl falso aldığını gördük. Biz gördüğümüz şeyleri açıklarken görülmeyen birşey nasıl açıklanabilir? Ayrıca kuantumla, Quatum arasındaki fark; maksimumla maximum arasındaki fark gibidir.
köpekler huzursuz
hehehe :)) çok komik ya evrenden isteyin size verir, bi el hareketi yapıyorum ama ne yazıkki burdan bu el hareketini resmedemiyorum…
Evren o el hareketini zaten sana geri vermiş boşuna uğraşma.
Evet ben de tam olarak öyle düşünüyorum Buklet.
heat transfer bakda “evren” sana başka seyler vermesin,madem evren dediğiniz şey istediğinizi veriyor o zaman niye dünyadaki insanlar istedikleri hayatı yaşayamıyor hiç bişey için mücadele etmeyelim evren versin bize ohh ne âla :))) böyle sakat bi düşünce tarzı mı var ya
sana istemediklerini veriyorsa.öyleyse neyi istediğini ve istemediğini gözden geçirsene. yada ne ölçüde istediğini.ilahi anlayışın nasıl işliyor. aslında tüm dinlerde bu temelin üzerinde kurulu.
hiçbir din sen iste tanrı yada ilahi güç sana versin doktirini üzerine kurulu değil. bilmiyorum nerede böyle bir şey var?yani ilahi anlayışı(!) da bir tüketim malzemesi olarak, “al-ver ekonomi canlansın”a çevirdiniz ya… o zaman ünlü ozan(!) ismail yk’dan “allah belanı versin” gelsin! (lafım meclisten dışarı)
ilahi anlayışın böyle markalaştırılmasına bende karşıyım.al ver e de karşıyım.ama doğa sistemi ilahi inanış üzerine kurulu.ilahi inanışta kişinin önce istemesi. önce kendinden istemesi.dua denilen şey nedir acaba.konuyu sistemle pazarlamayla çarptırma lütfen.
insanların isteme konusunda bir sorunu yok… istediklerinin nedensiz, uğraşısız ve çabalamasız olacaklarına inandırmalarında bir sorun var.
bu kişisel bir görüş, isteyen buna inanır isteyen başka bir şeye… ilahi inanışın (o neyse artık) istemekle arasındaki ilişkiyi nasıl kurduğunuz çok önemli.kimi nirvanaya ulaşmak ister, kimisi ferrari, bir başkası ise bir hastalığın iyileşmesini ister.kimi dünya barışı ister, kimi tuvalete gidip işemeyi ister.kimi kendinden büyük bir varlığa inanıp ondan ister (evren, tanrı v.s.) kimi devletten ister, kimi anne-babasından ister.kimisi sadece kendinden ister; işte o zamanda bunun için bir uğraş verir çabalar.kimi bunu kötü yollara baş vurarak yapar, kimi insanı değerleri göz önünde tutarak yapar.kimisi kendi egosal istekleri yerine ortak yararlar için, toplum için, insanlar için en doğru olduğunu düşündüğü ilkeler doğrultusunda, o ilkenin amaçlarını gerçekleştirmek ister.yani kendinden önce başkaları içinde bir şeyler ister.sonuç olarak ister oğlu ister…kimi bu istekleri ele geçirip kendi amaçları doğrultusunda kullanmak ister!kimi bunu dini arkasına alarak yapar… kimi alternatif inançlar yaratıp bunları kullanarak yapar.kimi siyaseti kullanır; demogoji üstadı olur yer edinir, sömürür oğlu sömürür.istekler şelale olur, kullanmayana estağfurullah…
kimi kuantum düşünce tekniğine inanır, kimi inanmaz.