Evet şimdi dışarı çıkıyoruz ve karşımıza çıkan gençlere bir göz atıyoruz ne giyiyorlar ve nasıl tavırlar içerisindeler.Aman Allahım punk geri dönmüş diyoruz içimizden ayaklarda converse(nasıl yazıldığını bilmiyorum) değişik renkte saçlar zincirler, piercingler e.t.c(v.b)…Çok yaşlı olmamam itibariyle 1980 sonrası jenerasyonu az çok tanırım 86’ya kadar.Ve gördüğüm şu ki tamamen bir kendine güvensizlik, kendine bir şekil yapma(onların tabirleri), bir grupta yer alma, Aileye asilik etme..Ben türkçeyi çok iyi bilmiyorum o yüzden üzgünüm bir türlü imla kurallarına alışamıyorum neyse belki de bu da beni punkçı yapar.. Tövbe tövbe kendime daha iyi bir küfür edemezdim sanırım… Gerçi loser olmakla punk olmayı karıştırmamalı ki punk sadece sid vicioustan ibaret görmekte ayrı bir tenakuz neyse bu kadar şey söyledimde olay şu söylemek istediğim hiç kimse samimi değil ve kendi değil insanlar olmak istedikleri benle ezilmiş egolarıyla veya şişirilmiş egolarıyla gezerlerken çevrede yaralarını sarmak için değişik renkte örtüler örterler üstlerine sonra şöyle derler kıyafet insanın kendini yansıtma biçimidir..Tabi ne bukowski ye ne Hayyam a Ne de neyzen tevfik gibi punkçılara lafımız yok bizim lafımız sadece öyle ibrahim tatlısesin şarkısında olduğu gibi ayağımda kundura(converse) olanlara…Anlamadığım bu farklı gözükme kaygısı içerisinde insanlar ne kadar da birbirlerine benziyorlar bu nasıl bir şey… Sanırım sayın kendim çok az turp tüketiyorlar.Evet sayın kendim zaten turp kıro sebzesi böyle kebapçılarda olur üstüne limon sıkarsın böyle ince dilimler halinde gelir birazda tuz ekersin…Not: Bu bilimsel bir yazı değildir, tamamen yazarın hayal gücüne aittir, ayrıca yazıda bahsetmediğim bütün platipus derneği çalışanlarına teşekkür ederim…
yorumlar
kara turpun da rendesi güzel olur, bir de dereotu doğrarsıın içine mis gibi de kokar
Ben böyle pembe saçlıları görünce, sizin ananız babanız yok mu diyesim ve bir tane vurasım geliyor. Çocuğum pembe saçla bir ifade, bir dışa vurum olmaz.Ama yapar mıyım? Hayır!Bireysel özgürlüklerden yanayım. Yerseniz 🙂
serserilik ruhu….
Allah rahmet eylesin zen ,ustad yakininmiydi ???:-))
Çeşitlilik zenginlik derler birde :))
punk akımı, 70 lerin ortalarında sex pistols (anarchy in the uk) ile bir isyan olarak başlamısana rağmen hala (biraz da moda olarak) devam etmektedir. Ama biline ki punk felsefesi ölmez. punk is nor dead.
piyasanın, özünde sağlam anlamlar taşıyan tavırları farkedip, onların içindeki ruhu boşaltıp, yerine kar-zarar hesabı koymak gibi bir huyu var.ayrıca bunda sanırım MTV’nin de payı büyüktür.gerçi altını kazsak pek çok şey bulunur gene sanırsam.ben de İzmir’de alsancağa gittiğimde bu çürük punkın farkına varıyorum ve o altın zamanları yad ediyorum ve bilmiyorum, a’nın üzerine nasıl inceltme işareti koyabilirim. neyse, güzeldi, bitti. şimdi dream tv’de grunge 4*4 var. onu seyrediyorum. ve diyorum ki: and also grunge is dead hemi de mezarları yanyana.bu arada bugün 5 nisan. Kurt Cobain’in intihar yıldönümü.
Allah rahmet eylesin Courtney Love ve micheal stripe yüzünden adam yedi kafayı gibi düşünceler olsada bilmiyorum ama iyi bir müzisyendi gençken dinlerdim… Sen ağzının tadını iyi biliyorsun kopanisti. Bu arada nevdalist,snuffadelic, necronamber,xerre ve soulinlimbo yorumlarınız için teşekkür ederim.. Bu arada zez,punk amcayı eskiden iyi tanırdım sonra duydum ki ölmüş…
Sid vicious u pek sevmem ama my way yorumu iyidir…Sid vicious- My Way
Yorumunuz için teşekkürler cliciaX insanı…
Bu filmi tavsiye ederim. İngiltere de punk’un dazlakların ırkçı ve militarist yaklaşımlarına karşı nasıl bir tepki ve protesto olarak başladığını, bir kısım dazlağın kendilerini punk felsefesine daha çok ait hissettikleri için nasıl ayrıldıklarını anlatır. filmden ziyade bir dökümanter niteliğinde. müziklere de bayılacağınızdan eminim.Not: Beşiktaş D&R da sanki görür gibi olduğum diye hatırlıyorum
celicia x bazen saçmalar onun kusuruna bakmayınız. bir akımın ölmesi konusuna gelince bu öyle kolayca karar verilebilecek bir durum değil. özellikle de koskoca PUNK IS NOT A FASHION söylemi varken. pantalonların paçalarını kıvırıp punk hiisetmek gibi buraya kadar anlatılan bir çok içi boş anlamsız hareketin veya dış görüntünün şimdiki zamanın zavallı gençlerinden yola çıkarsak zaten punk ı bir kenara koyalım da yaşayan ne var ki? bana şu yaşıyor bu yaşıyor diyin ama söyleyebileceğiniz şeyler yine zamane gençliğinin zavallı çırpınışlarına ait olacak yani söyleyebilecekleriniz hiçbir zaman punk gibi bir durumun yanına yaklaşamaz. o yüzdendir ki böyle bir kavram bu yüzeysel bakış dahilinde ölmüş gibi görünüyor olabilir. bu ve benzer (içlerinde tamamen farklı anlamlar barındırsalar da) akımlar zaman içerisinde bir çok alt kültüre bölünmüşlerdir. şimdi bile o alt kültürlerde kendilerini bulanların çoğu belki de o kendilerini buldukları alt kültürün çıkış noktasının punk olduğunu bilmezler. olayın başka bir yönü ise tabiki herhangi bir giyim tarzıyla bir kültürel boyut sahibi olunmayacağı ancak giyim konsepti olarak öyle isimlendirilebileceğiniz. olayı yaşamınıza entegre etmek çok farklı bir durum. benim son zamanlarda yazdığım -mhb hapları- başlıklı yazıda punk kelimesi geçmemektedir ama istenirse bahsettiği şeyler içinde fazlasıyla yer almaktadır. evet o açıdan bakıldığında punk aslında daha da vahim bir durumda. yemlenme zamanı geldiğinde yemlenen kalkma zamanı geldiğinde kalkan yatma zamanında da yatan… bir yanındaki doğruyu söylediği halde işinden olsa da yılan kendisine dokunmadığı sürece patron yalakalığına çeşitli yaratıcılıklarla devam eden biri pantalonlarının paçalarını beline kadar da kıvırsa ne yazar. kısaca sokakta gördüğünüz gençlik; bu tip bir toplumdan üreyen, iyiği doğruyu böylesi bir toplumdan öğrenen ileride onlar gibi olmayı planlayan gençlik. onlara bakarak punk öldü diyebiliyorsak, punk ın bir zamanlar varolduğunu bile söyleyebileceğimiz şüpheli o yüzden başta da demeğe çalıştığım; bu tip akımlar, kültürler veya siz ne isim veriyorsanız her neyse onlar görmek isteyeceğiniz kadar görebileceğiniz noktalarda var olurlar. giyim tarzı başka bir durum felsefi boyut daha da başka bir durumdur.
celiciaxciğim senin ne yaşadığınla ilgili değilim zaten kimsenin ne yaşadığı ile ilgili değilim ama PUNK IS NOT A FASHION. şimdi bunun sonrasında senin yaşadıklarından çıkarımlarında sen -peh- belki de -poh- olarak tepki gösteriyor olabilirsin ama istediğin kadar yaratıcı ünlemlerle istediğin tepkiyi ver bu punkın bir moda olmadığı gerçeğini değiştirmez. punkı bir moda sananlar öyle görenler mohikan saçlarıyla punk olduğunu zannedenler veya benzerleri için punk ölmüş veya paçalarını kıvırdıkları sürece punk yaşıyor gibi gelebilir. zaten PUNK IS NOT A FASHION sözünde çok az kelimeyle fazlasıyla geniş bir anlatım mevcuttur. sen bunu öyle görmeyebilirsin bugüne kadar senin gördüklerinden tamamen bambaşka durumlar çıkartılabilir ama aslen punk kavramı anlayabilen ve aslında daha da çok anlamak isteyen için her zaman olduğu yerde durmaktadır. bunu bilenden, bilmeyenden, özümseyenden, hayatına etki etmesine izin verenden, vermeyenden bağımsız ve ilgisiz olarak.
Önceden insanların tarzları dışarıdan baktığınız da hemen anlaşılırdı, belirgin özeliikler, şekiller o kişinin az çok ne ile alakalı olduğunu gösterirdi. Ayrıca farklı gruplar birbirlerine de uzaktan da olsa saldırırdı. Şimdi ki nesilimiz de öyle bir şey yok, herkes birbiriyle karışmış durumda, daha az şaşırır olduk herşeye. Başta göze çarpana Punk diyelim ama diğerleri de mevcut grunge, hippi, hiphop, heavy metal vs… gibi. Hepsini ayı bünye de görmek mümkün. Hoşgörü arttı mı ne?
Yahu cadı sila gibi siyah giyenenler var bide onlar ayrı bi alem. Dikkat çekmeye çalışmak mıdır nedir anlamadım. Bu arada sizle rezilliği paylaşmak isterim. Bende ‘nedir bu converse havası anasını satim’ diye bitane sahte aldım. 1 hafta sonra ayağım yara oldu:) kendimden ve türk halkından özür diliyorum.
aradaki sonradan silinmiş olduğundan üstüste iki yorumum olmuş. belirtmeden geçemedim
Ruhunu ‘üretilmiş kimliklerde’ hapsetmiş ve marjinalliği kostümlerde aramaya çalışanlar ‘farklı’ olmaya çalışırken ‘cahil’ kaldıklarının farkındalar mı acaba?bunun adı ‘içi boşaltılmış sözde marjinalite’ olsa gerek.hani promosyolarda bahsedilirya, bunu alana şu bedava diye, işte olay bu. şu marka elbise alana ‘kendini farklı hissetme’ modu bedava. Ne kadar kolay, al birkaç ürün kap statüyü.Belli imajlar ve tercihleri medya ve reklam dünyası ‘farklılığın’ açılımı olarak gösterirse ‘çiğnemeden yutan’ kitlede bunu gerçek sanıp kanacaktır. Çünkü düşünme ve sorgulamayı rafa kaldırmıştır bu arkadaşlar.Sistem insanların ruhunu kesip biçen korkunç bir plastik cerrahtır. Farkındalığı elden bırakmamak gerek.Gülermisin-Ağlarmısın köşesi: Che’yi t-shirt markası sanan gençler var bu memlekette ya,aman tanrım!!!Not: Şu konuyu biraz deşiyim derseniz, aktivist Naomi Klein’in ”no logo” isimli kitabı işiniz görür.
Herkese paylaşımları için teşekkür ederim…
bir kere punkın chelsea’de londra’da ortaya çıkması onu büyük bir pazarlama hadisesi yapmaz. öyle olsaydı liverpool’dan çıkan beatles’ı büyük bir işçi sınıfı grubu olarak kolayca tanımlayabilirdik. (ya da tersten bakarsak bu kadar büyük bir grup olamayabilirdi.) mclaren’in pistols’ı imal ettiği, grup elemanlarını dahi seçtiği doğrudur. ama bütün hareketi mclaren-westwood ikilisine maledip, burdan yol çıkarak punk’la ilgili moda ve tasarım temelli sonuçlarla punkı yargılamak pek içime sinmiyor. 68 hareketinin belki bir sonraki kuşaktaki kötü bir replikası punk. ama onu yetersiz kılan bence popülaritesi oldu. anarşist-nihlist öğelerden dem vurup kitleselleşitkçe, temelde yatan karşılık/karşıtlık özelliğini saldırganlık ve holiganizmle değiştirdi. geriye sadece jilet çiğneme hikayelerini bıraktı bir de kdv şabanı.bu arada punkın sistem içerisinde çıktığını söylemek ise ancak malumu ilan olur.bu onu zayıf, haksız, yanlış ya da yetersiz kılmaz. sadece nedenini söyler. aynı mantıkla yola çıkarsak blues’u zenci ırgatların acıklı meselesi, cazı da beatlerin fon müziği diyerek kaldırıp bir kenara koymak mümkün. thatcher’in üstüne kimler geldi geçti ama şöyle bir baktığımızda hiphop dışında, 25-30 senedir elle tutulur bir harekete rastlamak mükün değil. kararsızlık içerisinde overdose’dan giden grunge ile dumandan zehirlenen elektronikalar var elimizde.belki de bu yüzden punk bu kadar değerli oluyor ya da dönüp dolaşıp oraya gidiyoruz.
alakası yok insanların müzikten beklentisi ne sosyal idelojisi ne kuruluş mevkisi nede başaka bir şey kulağa hoş gelen armoni uyumu ve müzikteki softluk everenselliğe ulaşmadaki en önemli etken bence şimdi beatles nire punk nire şimdi babaaneme let it be dinletebirsin ama punk dinletemezsin çünkü kafasını şişirsin rock müzik ve türevlerinde her zaman bir moda rüzgarıdır eser duru bazı zamanlar trash meşhurdur bazı zamanlar death metal bazı zamanlar alternative falan filan ama rock her zaman bakidir.Bu bağlamda punkta tüm türev ürünler gibi bir zaman sonra kaybolmaya mahkumdur….
anlıyorum yani madde istismarı reklamı yapan herkes beatles olabilyor bu bağlamda yaptıkları müziğin pek bir anlamı yok yani sony music kimi isterse beatles yapabiliyor diyorsun cannibal corpse da bir gün neden pink floyd olmasın değilmi tamam doğru pazarlamanın çok büyük etkisi var ama bu grupların hiç birisi michael jackson olamaz bir madonna olamaz yada frank sinatra elvis presley olamaz neden uç müzik yapıyorlar sadece bir kısım insana rock sevenlere hitap ediyorlar.Önce yaptığın iş sonra pazarlama; yaptığın işin kalitesi ve geçerliliği en büyük pazarlama aracı ;canım sosyal bilimlere biraz daha çalış emii
celiciax in yazdıklarını okumuyorum nasıl emin olacağız biraz sonra gelip silmeyeceğine!? boşuna zaman kaybı
@clicaiki kritik noktayı hemen açıklığa kavuşturalım.- hayır punkın popülaritesi derken türkiye’yi kastetmiyorum.- 68 kuşağı ile ilgili söylediğim söz ise robert plant’a sorulan “pistols’a yeni zeppelin diyorlar, ne dersiniz?” sorusuna vermiş olduğu “siz onları bize benzetiyorsunuz, bense onları öğlen yaptığımız provaya…” kabilinden cevapla ilişkilendirilmiş bir ifadedir. kirpileri falan karıştırdığım yok. olayı manipüle etmeyelim.bence punkı eleştirmek için kullandığınız noktalar yanlış ya da yetersiz, zaten ilk yazıyı da ondan yazdım. punkın doğuşundaki sebepler ne kadar biricikse, diğer türler ve akımlar içinde durum böyle. bu onları suçlu, yersiz ya da işe yaramaz yapmaz.punkı eylemleriyle ve eylemcileriyle değerlendirmek lazım bence.punktan geriye kalanlara ise nasıl baktığınıza bağlı. biafra gibi, strummer gibi güzel adamlar da var nazi-punklarda. artık nereye bakmak isterseniz…bir de beatles ile ilgil bir karar verirseniz iyi olur. madde istismarcısı mı yoksa proleter bir grup mudur kafamız karıştı.
işime gelip gelmemesiyle ilgili değil, neyle ilgili olduğunu zaten açıklamış durumdayım. (nokta) (bakınız bundan önceki yorumum) komiksin yani. boyle bir durum nasıl işime gelir veya gelmez ki konu benimle mi ilgili? ne dersen de beni bağlar mı ? yeni idler alsanız da yine özünüzdeki saçmasapanlığı gizleyemiyorsunuz bence. bu saçmasapanlığınız da benim okumadığım yazılarınızdan değil bu işime gelip gelmeme varsayımınızdan dolayıdır. işime gelmiyormuş peeh. şimdi gelip onu silseniz de yeridir aslında. ve ve yine döner dolaşır aynı noktaya çıkarız tam da süper olur kanımca. şimdi düşündüm de aslında evet ya haklı olabilrsin işime gelmiyor ama işme gelmemesinin sebebi anlattıkları değil (yine dilerseniz bir önceki yorumuma bakabilirsiniz) okumadığım bir şey nasıl işime gelir veya gelmez ki çok uzattım biliyorum ama iyi niyetimden çabalıyorum işte… ama bütün bunlardan öte başka bir nokta daha var celiciacığım xciğim; yaşamındaki secimlerin, kararların, isteklerin veya benzerleri ile sonucunda bugün geldiğin noktada, sen zaten punk akımına (hep dediğim gibi yada siz her ne isim veriyorsanız) olabildiğince karşı, uzak durman gerekiyor. yoksa mutlu olamazsın o yüzdendir ki olduğun nokta için uygun düşünüyorsun.
cecila x ekonomiden hiç anlamdığın belli bak sana şöyle bir malın tüketim ihitiyacını bir mala karşı talep oluşmasının birinci kuralı o mala karşı istek ve ihtiyaç oluşmasıdır şimdi şöyle düşün ekmek alacaksın karnını doyurmak için francılı bildiğimiz ekmeğimi çok arasın yoksa anasonlu ekmeğimi anasonlu ekemek olmasada olur her zaman bu bağlamda anasonlu ekmek punk müziktir işte olsada olur olmasada olur ama bilidiğimiz popüler müzik olmazsa olmaz he sen diyorsunki bu ihtiyac ve beğenileri müzik şirketleri oluşturuyor değil bunu oluşturamazlar petek dinçöz gibi bir şarlatanı ne kadar pazarlayabildiler türkiyede punk müziğide dünyada o kadar pazarlayabilirler saman alevi gibi yanar geçer yani asıl ürün değil yan ürün bu punk o yüzden sosyal içeriğini irdelemeye pek gerek yok.Şimdi discoya git opustan life is lifeda dans etmeyecek lalla lalla demiyecek adam tanımıyorum ama ne bileyim gramy almış black eyes peasin Jump in e katılmayan olacaktır.Yani ürün kalitesi pazarlamada her zaman en önemli faktördür
@Krolock; toplumun tüketim ihtiyaç ve tercihlerini hayattan kelimelerle ne de güzel anlatmışsın. tebrikler!@clicia x; akımların işi bitmişlik veya bitmemişlik hali toplumdan topluma değişemez mi? şimdi siz afrika’da yerleşik insanların ürettikleri müzikte halen kullandıkları tam-tam’lar ve tınılar için “ey afrikalılar, teknoloji ve dünya insanları yeni müzik enstrümanları ve yeni akımlar icad etti. bırakın onları çalmayı…” diyebilir misiniz? zorla başka bir akımı onlara empoze edebilir misiniz? belki, en kötüsü, yeni akımları dinletirsiniz ama ancak ve ancak o toplum kendi iradesi ile, o denemediği akımı, bir şekilde denedikten sonra özümseyecek ya da çöpe atacaktır.ayrıca, dünyanın hiçbir noktası, aynı ivme ile kendini yenilemiyor. toplumlar farklı tempolarda bir takım yönlere doğru gelişiyorlar. bu belki iyi belki de kötü, ayrı bir konu… çünkü ayrı sebepleri var. ama kişi ve toplumlar kendi deneyimlerinden alır(lar) ders(ler)ini… dayatma ile ya da bir başkasının “hayır bunu kullanma artık bu denendi, işe yaramaz” demesi ile durmayacaktır. o sobaya ya da çiçeğe elini sürecektir o çocuk. durduramazsınız.
sevgili @clicia x,burnumun dibinde olan ve olmayan müzikleri dinliyorum. ama konumuz bu değil.hele hele güney afrika müziği ile punk’ı hiç karşılaştırmıyorum. onlar benim yorumumda meramımı anlatabilmem için, sadece birer örnekti.yukarıdaki yorumda anlatmak istediğim, şudur: toplumlar birbirlerinden etkilenirler. bu kaçınılmazdır. ve bunu engelleyemeyiz… ve etkilendikleri zaman, onlara küfürümsü ağır hitaplarda bulunmak abesle iştigal olur. çünkü toplumlar bu etkileşimlerden, ister istemez, kendi öz kültürlerini oluştururlar, ya korurlar ya da koruyamazlar. ama mutlaka kendi deneyimleri olması şarttır.
so what !!! wahy why …..burda birileri dünyayi kurtariyor :-))) wayyyyyyyyyymüzikli günler diliyorum…efem herkese.-)))
peki soru şu: ingiltere’de punk ilk oluşumu esnasında hangi akımlardan etkilendi?sakın bunu da kedilere sormamı salık verme. çünkü kediler bu yazıda konumuz dışı…
İngildeki punk oluşumu merkantalizm ve fizyokrasinin etkisiyle serflerin toplumdaki yerinin advalorem vergilerle istismar edilmesi ve fransız ihtilalinden kaçan yetmiş kadar kızıl sakallı papazın yüzerek ingiltere gidip keman ve piano çalmasıyla ve bunu çalarken çengelli iğneyle yakalarına taktıkları novum organum yazısıyla ortaya çıktığı söylenir…
Ben bir çocukken her gece tanrıya bana bir bisiklet vermesi için dua ettim. Ve tanrı bana bir bisiklet vermedi. Sonra anladım ki tanrının çalışma koşulu bu değil. Bende kendime yeni bir bisiklet çaldım. Ve şimdi her gece tanrıya beni affetmesi için dua ediyorum…Alcapone…
good fellas damıydı once upon time of america damıdı bu replik
celicia x yine karmakarısık etmişsin herseyi benim çelistigim bir sey yok evet punk is not a fashion ve bu senin yasadıklarınla ilgili olamaz olmadı sen olsan olmasa da punk aslen bir moda olmadı coğunlukla yanlış anlaşılsa da senin ileri geri konuştukların o çoğunukla yanlış anlayanlardan ibaret. punk zaten reklamı yapilacak bir şey değil. sen istedigin kadar ileri geri konuş. sonrasında senin hayatında yaşadıklarından yola çıkarsan ki herkes kendi hayatıyla ilgili kendi hayatında başına gelenler ve olanlar parantezinde konuşur bu başka burda dediğim sen (şimdi burda senin günlük hayatında neler yaptığın nasıl sorumluluklarının olduğu kimler için bir şeyler yapman gerektiği bunlardan bahsediyorum ve bunları ben ortaya atıp okuyanların öğrenmesine sebep olacakdeğilim veve bunlar da zaten öyle cok acaip seyler değiller herkesin kendi secimleri dogrultusunda varılacak yerler bunlar) bu yaşadığın hayatın dahilinde zaten punk bir görüş bir hayat tarzı bir hareket yapamazsın bunu biliyoruz yaparsan ne mi olur kafanı kopartırlar aç kalırsın. sürünürsün ve daha bir sürü pislik içinde boğulursun. tek başına olsan bunu belki belki en kötü ne olur ki diye bu sistem halkalarından biri olmaktansa sürünürüm sikerim laan gibisinden yaklaşıp dilediğin giibi takılabilirsin. ama bunu artık yapamazsın çünkü sisteme kanalize olmuşluğunun ötesinde küçük bir zincir halkası haline gelip kendi ardından bu sisteme o zincirin halkasının devamı olarak eklediğin minik halkacıklar var artık bu sistemin bir parçası olmaktan başka çaren yok. olmazsan senden sonra eklenenler de aç açıkta kalır ve senin yemlenme zamanın geldiğinde yemlenmezsen onlar da paylarını alamazlar. bu iyi veya kötü bir şey değil. bu seni alçak gördüğüm bir nokta değil bu bir seçim ve dedim ya sen seçimini yaptın artık sana punk bir şey ifade edemez etmemeli de yazık olur güzelim. burda ne punk giyim tarzıdan ne de punk muzik tarzından bahsediyorum felsefi tarafından bahsediyorum senin sanırım asıl anlayamadığın nokta bu. evet diğerleri ölebilirler felsefesi hep orda durur.
Ben alcapone un bir gazete röportajında okumuştum Krolock insanı…
@cliciax kapattığınızı söylediğiniz bir mevzuyla ilgili yazacak değilim. ama aşağıdaki iki örnek,özellikle dikkat çekici.punk vs. afrika protesto muzigi karşılaştırması yaparken
derken.türk gençliğine hitabenizde ise, punk için…
demiştiniz.beatles, punk, afrika müziği, türk protest müziği(?) vs. ile ilgili fikirlerinizi netleştirirseniz sanırım daha iyi bir tartışma ortamı olur.
Ah ulan bir de şu müzikten anlasam ne cevaplar vericem size. ama neyse her konuda ahkam kesilecek diye bir zorunluluk yokmuş.Hepinize katılıyorum.Özlü bir sözümü yazayım” çok düşünmekle hindi olunmaz”Katılgan Nephilim
Bende sana bir şey diyeyim nephilim insanı ”kıçına tüy takarak tavuk olamazsın”….
Vay tekemseni tanıdım ben.Sen insan yapmadığım maymunlardansın.Zamanı gelince senin kıçına tüy takıp tavuk ta yaparız tavuskuşu hayvanıda yaparız seni.Yazılarınla ifade et kendini anlıyalım herkes anlasın.Katılımcı olalım.Dalaşkan NephilimNot: Si…et sana not mot yazmıyom.
Ya kendime inanamıyorumamasana ilk defa katılıyorum@Clicia x bacım.Hele son paragraftan bir önceki ” ve sendeki reaksiyon nerede ? ” ile başlayan yazın çok hoşuma gitti.Toplum olarak reaksiyonları genelde erkekler futbol maçlarında (allahtan futbol sevmem) , kadınlarsa gündüz kuşağı kedın programlarında veriyorlar.Toplumu ilgilendiren olaylarda en ufak bir tık yok bu benim içinde geçerli.Toplum gitgide duyarsızlaştırılıyor.Ancak çuvaldız kendi popomuza battığında yaygarayı koparıyoruz.Tabii biz kimseyi duymadığımız için onlar da biziduymuyor.Saygılar
peki sen laboratuarından ahkam keserken, burada insan hakları için yürüyüşe katılıp, sonra da içeri alınıp, işkence gören insanların ne hissettiklerini bilir misin?senin sorunun ne biliyor musun?ülkendeki insanlara kendine göre bir kimlik giydiriyorsun.(sana tavsiyem; ne kimliğiymiş diye sorma, yazdığın yorumlardan buraya teker teker kopya ettirip daha fazla tepki toplattırma. ah tabii, yorumlarını delil kalmasın diye kendin silmediğin sürece!!!)sonra o kimliğe uzaktan bakıp bir vazgeçmişlik, bir bırakmışlık havasında, üstelik de oldukça ağır sözler sarfediyorsun. bu senin gibi genç bir insana yakışmıyor.bu ülkeyi dışarıda nasıl temsil ettiğinden ya da edeceğinden endişeliyim.selametle laboratuarına geri dönebilirsin. en azından daha fazla tükenmeden, kalan enerjini tezine harca ki birşeye faydalı olduğun hissi uyansın beyninde!
Allah allah kendime yine inanamıyorumSenin fikirlerinede katılıyorum @pilli PatiBu gün kabul günüm galibasenin söylediklerin de doğru kardeş.Belkide tezi bizizŞaşkın Nephilim
hadeeeee
bende senin için anı şeyleri düşünüyordum kalp kalbe karşıdır demek buymuş
elleşmeyin çocuklaraaaaa…… bırakın boyasın taksın takıştırsınlaaaarrrr…. (yazıyı kastediyorum haaaa..)