bildirgec.org

bukowski hakkında tüm yazılar

Aşkım, Bukowski..

pillibebekkuyuda | 30 June 2008 09:24

Seni, neden bu kadar çok sevdim, bilmiyorum ki, Bukowski..

Hayatını okuduğum ilk günden beri, aşıktım ona…Bir insan bu kadar doğal olabilir miydi. Bir hayat, akışına bu kadar kolay bırakılabilir miydi..

Bir gün diyordu ki..”Hayat, sonlanmak için bile bu kadar çabaya değmez, bir şeydi’’

Haklıydı..

En çok viski yi severdi..

Bukowski ve kadınları, onu okudukça bütün kadınlarından kıskandım.. Seninle, en az senin kadar, iyi viski içebilirdim.. ”Bukowski’’ adın da, viski kadar sertti..

Yalnızdın ve yenilmiştin hayatta, ama sen kadınlarınla da yalnızdın..Her bir gidişleri, yeni bir gelişin, başlangıcıydı..Onlara, hiç yalan söylemedin.. Aldatacağını hissettiğin anda, bir öncekini, bitirdin..Ne aradın ki onlarda, bu kadar bulamadın..

İNSANI ANLAMA SANATI

quare | 26 September 2007 13:00

“İnsan kendini yalnızca insanda tanır” der Goethe. Ve bu doğru saptama insanı tanımamızda önemli bir katkısı olduğunu düşündüğüm biyografi dergisi K’ nın kapağını süsler her hafta…

İnsanı tanımak zordur ve laf olsun diye değil, gerçek manada “sanat”tır. Anlamanın zorluğunu idrak ettiğinizde, aslında sadece “anlama taklidi” yaptığınızı anlarsınız ve geç fark ettiğiniz bu yanılgı canınızı acıtır. Anlamaktan vaz geçip anlaşılmayı umud edersiniz. Sizi anladığını iddia eden ve gerçekten anladığını sandığınız “yapay dostlar” edinirsiniz. Avunmanın adını “aşk”, “arkadaşlık”,”dostluk”, “sevgi” koyarsınız. Kabullenmek zordur salt yalnızlığı. Sarf etmeye kıyamadığınız cümleler birikir duygu hazinenizde, bir gün anlaşılacak olmanın umudu ile…

Punk is Dead…

| 05 April 2007 16:52

Evet şimdi dışarı çıkıyoruz ve karşımıza çıkan gençlere bir göz atıyoruz ne giyiyorlar ve nasıl tavırlar içerisindeler.Aman Allahım punk geri dönmüş diyoruz içimizden ayaklarda converse(nasıl yazıldığını bilmiyorum) değişik renkte saçlar zincirler, piercingler e.t.c(v.b)…
Çok yaşlı olmamam itibariyle 1980 sonrası jenerasyonu az çok tanırım 86’ya kadar.Ve gördüğüm şu ki tamamen bir kendine güvensizlik, kendine bir şekil yapma(onların tabirleri), bir grupta yer alma, Aileye asilik etme..
Ben türkçeyi çok iyi bilmiyorum o yüzden üzgünüm bir türlü imla kurallarına alışamıyorum neyse belki de bu da beni punkçı yapar.. Tövbe tövbe kendime daha iyi bir küfür edemezdim sanırım… Gerçi loser olmakla punk olmayı karıştırmamalı ki punk sadece sid vicioustan ibaret görmekte ayrı bir tenakuz neyse bu kadar şey söyledimde olay şu söylemek istediğim hiç kimse samimi değil ve kendi değil insanlar olmak istedikleri benle ezilmiş egolarıyla veya şişirilmiş egolarıyla gezerlerken çevrede yaralarını sarmak için değişik renkte örtüler örterler üstlerine sonra şöyle derler kıyafet insanın kendini yansıtma biçimidir..
Tabi ne bukowski ye ne Hayyam a Ne de neyzen tevfik gibi punkçılara lafımız yok bizim lafımız sadece öyle ibrahim tatlısesin şarkısında olduğu gibi ayağımda kundura(converse) olanlara…Anlamadığım bu farklı gözükme kaygısı içerisinde insanlar ne kadar da birbirlerine benziyorlar bu nasıl bir şey… Sanırım sayın kendim çok az turp tüketiyorlar.Evet sayın kendim zaten turp kıro sebzesi böyle kebapçılarda olur üstüne limon sıkarsın böyle ince dilimler halinde gelir birazda tuz ekersin…
Not: Bu bilimsel bir yazı değildir, tamamen yazarın hayal gücüne aittir, ayrıca yazıda bahsetmediğim bütün platipus derneği çalışanlarına teşekkür ederim…