Avril Lavigne son albümü ‘the best damn thing’den çıkardığı ilk single ‘girlfriend’ de şarkının orjinali dışında intro ve nakarat kısımlarında yer alan sözleri ispanyolcadan japoncaya birçok dilde yorumlayarak aynı kumaştan farklı renkte elbiseler çıkarmayı denemiş. Olmuş mu peki? Olmuş olmuş, özelliklede ispanyolca yorumu pek bi ‘sugar’. Severim bu tarz oyunları zaten. Şarkı enerji ve melodisiyle insana ‘kalk ayağa ve dans et’ diyor. Ben bu çağrıya uyanlar listesindeyim sizi bilmem:) Videosu da eğlenceli olmuş şarkının fakat Avril’in hemen her klibinde ‘bakın ben arkadaşlarımla birlikte acayip eğleniyorum bunu not edin’ halleri insanı sinir ediyor ama şu da varki show girl imajı kızımıza pek bi yakışmış. Avril bu albümde pür neşe bu arada ve yine ortaya güzel bir iş çıkarmış. Gwen Stefani ve Pink karışımı bir etkileşimde gözlerden kaçmıyor tabi. Bu yaz İstanbulda ilki düzenlenen ‘Masstival’in de headliner’ı kendisi. Konser alanının yaş ortalaması düşük teenageler tarafından işgal edileceğini tahmin ediyorum, keza Evanescence konserinde de aynı potansiyel durum sözkonusu. Fakat sırf ‘whisper’ şarkısını dinlemek için bile gidilir o konsere, hele birde şarkı sırasında yağmur yağarsa ve arkada senfonik bir ekip olursa tadından yenmez. Ne şarkı ama… çok iyi desem olmaz, süper desem karşılamaz, mükemmel desem evet bu kelime imdadıma yetişir sanırım. Bu yaz İstanbul kaynıyor gerçekten. Tori Amos, Smashing Pumpkins, Marilyn Manson ve daha birçok isim. Geçici olarak İstanbul’a yerleşmek gerek yazları. ‘Yaşasın müzik ve sanat’ sloganımız olsun, kalbiniz neşeyle dolsun ve bu yazı da burda son bulsun.
melody park
12 yıl önce üye olmuş, 21 yazı yazmış. 4 yorum yazmış.
RÖPORTAJ: CEM ŞANCI
melody park | 22 May 2007 09:38
”bir melody park röportajı dı dı dı dınnnn…”
Cem Şancı… Kendisi hakkında o kadar çok yorum ve polemik varki, bu yorumların ortalaması onun ”kadın düşmanı ve narsist” olduğu yönünde. Pratik hayatta kadınlar üzerine master yapmış, sonra bunu heyecanla teze dönüştürmüş fakat üniversitedeki ‘feminist’ profesörün tezi reddetmesiyle öfkelenip yazdığı ne varsa bunu dizi dizi kitaplara dökerek herkesle paylaşmaya karar vermiş gibi bir havası var sanki. Röportajda söyledikleriyle hakkında yapılan yorumları karşılaştırdığınızda kafanızın karışacağına eminim.
Al O Karanlık Düşüncelerini de Git Burdan !
melody park | 01 May 2007 15:24
Duygu sömürüsü, din sömürüsü, vatan sömürüsü… İnsanların duygu ve düşüncelerini kendi çıkarları için kullanmakta hiçbir sakınca görmeyen sömürgeciler ülkesi. Bunlardan dini duyguları çok büyük bir ustalıkla kullanan ve bu yolda özel stratejiler geliştiren Akp tayfası geniş bir kitlesel sömürü operasyonuyla iktidarı ele geçirmiş durumda maalesef. Cümle içinde bir iki dini kelime kullanarak halkı tavlayacağını ve her daim iktidarda kalacağını düşünenler, yakın zamanda büyük hayalkırıklığına uğrar umarım.
‘Google Kuşağı’
melody park | 27 April 2007 13:25
Günümüz afacanları internet, cep telefonu, playstation, mp3 gibi yeniliklerle teknoloji, harry potter gibi kitaplarla edebiyat, kayıp balık nemo gibi animasyon filmlerle de sinemayla flört halindeler. Yerli yabancı birçok kavram onlara hiçte yabancı değil. Barbie bebekler, yarış arabaları gibi oyuncaklarsa yeni nesil için nostaljik birer obje artık.
Bu ‘cin’ler herşeyin farkındalar ve çok akıllılar. Düşünce yapıları, olaylar arasında kurdukları bağlar ve analizler onları ‘büyümüşte küçülmüş’ bir moda sokuyor. Ortamlarda bazen öyle sözler sarf ediyorlarki şaşırıp kalıyorsunuz. Alın size o afacanlardan biriyle teyzesi arasında yaşanmış bir dialog:
Çocukluk=Acı
melody park | 25 April 2007 22:07
”Unicef Çocuk Yoksulluğunun Önlenmesi Raporu’na göre, 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nın 83. yılını kutladığımız şu günlerde ne yazık ki ülke çocuklarının durumu pek de bayramlık sayılmaz. 15 yaş altındaki 5.6 milyon çocuk gıda ve gıda dışı yoksulluk içinde yaşıyor; 770 bin çocuk işçi olarak çalışıyor; 1000 bebekten 29’u bir yaşını tamamlamadan, 37’si beş yaşından önce hayatını kaybediyor…”
(http://www.yeniaktuel.com.tr/dun105,[email protected])
Yeni Aktüel’ün son sayısının kapağı ’23 Nisan’sız çocuklara ayrılmış. Günümüzde çocuk olmak eskiden olduğu gibi ‘şeker’ bir durum değil artık. Çocuk askerler, çocuk işçiler, sokak çocukları, suç işleyen çocuklar, madde bağımlısı çocuklar… Bunların her biri insanı derinden üzen birer insanlık ayıbı. Tüm bunlar bir yana içimi en çok cinsel istismara uğrayan çocukların durumu acıtıyor. Birgün çocuk ve seks/porno kelimelerinin yanyana aynı cümlede kullanılabileceğini hangimiz tahmin ederdi?
‘Elveda Derken’
melody park | 21 April 2007 17:41
‘Elveda Derken’ adlı bir dizi var belki rastlamışsınızdır büyük çok büyük kocamaaaaan kanallarımızdan birinde. Bir dizi bu kadar mı sömürür insan duygularını… Resmen duygu sömürüsünden reyting almak için yaratılmış,kurgulanmış ve insanı sinir eden bir yapıya sahip bir dizi. Dakika başına düşen gözyaşı sayısı ‘hadi sizde ağlayın ve biz reytingi kapalım’ diyor izleyenlerine.
Birde dizinin konusundan yola çıkılarak sinir bir telaşla ünlülere fikir sorma durumu varya, o da ayrı bir saçmalık. Ünlüler ya herşeyi bilirler, her konuda bir fikirleri vardır, sadece ünlü değil aynı zamanda büyük düşünürlerdir kendileri.
Tematik Kanallar
melody park | 20 April 2007 14:16
Futbol takımlarının kendi taraftarlarına özel tv kanallarının olduğunu biliyoruz, ayrıca isteyene bir sürü konsept kanallar da var özel medyalarda. Benim dikkatimi çekense son dönemlerde spesifik kanallar zincirinin moda akımlarından biri olan ‘siyasi tv’ler. Ve bunun üzerine kurgusal bir deneme hazırladım aşağıda. Düşünsenize günün birinde televizyonu açtığımızda karşımıza bu tarz ‘tematik’ kanallar çıkıyormuş.
Liberalizm tv
Sosyalizm tv
Komünizm tv
Faşizm tv
Anarşizm tv
Fundamentalizm tv
Kapitalizm tv
Stalinizm tv
Marksizm tv
Leninizm tv
‘İstiklal’ Savaşı !
melody park | 18 April 2007 12:49
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=218719&tarih=18/04/2007
23 Nisan-Neşe Dolmuyor İnsan !
melody park | 18 April 2007 12:37
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=218727&tarih=18/04/2007
TEOMAN
melody park | 17 April 2007 02:27
”Yolculuk sadece içindeki sese kulak verip, sonra da onu susturmak için açıp kapıyı gitmek midir? Yolculuk biraz da çağrılmaktır” Haydar Ergülen/Radikal
İşte ben teoman dinlerken kendimi yolculuğa çağrılmış gibi hissediyorum. Cümleler imgelere oradan da duygulara dönüşüyor.
Teoman’ın müziği bence gayet sinematik bir müzik ve ben bu adamın müziğini başka türlü seviyorum.
Sözlerdeki hikaye,kurgu ve içtenlik, şarkıya ayarlı karakter vokallerle uyumlu bir seyir içinde seyrediyor. Bu konsept piano, keman gibi akustik enstrümanların çoğu zaman birer roman kahramanı gibi dolaştığı güzel müziklerle birleştiğinde modern zaman insanının içsel yorgunluklarını,yalnızlıklarını,çelişkilerini,duygusal iniş çıkışlarını anlatan sinematik bir müzik çıkıyor ortaya.