perihan mağden yine gitti. roman yazmaya. kapandı evine. aslında bence küstü artık yazdığı yazıların köşesinde yayımlanabilmesi için ismet berkanla pazarlığa girişmekten. doğruları yazmaktan. gerçekleri göstermekten. yoruldu.en son böyle gittiğinde -ki annesini kaybetmişti- “biz kimden kaçıyorduk” ile dönmüştü. kuru sıcak gereksiz ankara yazında okuyuvermiştim bir çırpıda. kısa kesik kesik bölümlerden oluşuyordu. bir kız ve annesi habire kaçıyorlardı. olay başka başka gözlerden de anlatılıyordu kitabın sonlarına doğru. daha bir güzelleşiyordu sanki. mağden, iyi bir sosyolog ve psikolog olduğu için eş-zamanlı anneler ve kızları, babalar ve oğulları üzerine çok güzel köşe yazıları da yazıyordu zaten. üstüne bir de böyle bir roman. oldu kapak.

keşke ara vermeseydi köşesine. şimdi radikal okumak için tek bir sebebim kalmadı. kimi, neyi okuyacaksınız ki. radikal iki’nin cılızlaşmasının üstüne bir de bu. kapak yine.

tabii şöyle de bir endişem var, geçen kez radikalden gittiğinde aktüelle de dönmüştü aynı zamanda. sonra olmadı orada, kürkçü dükkanım dediği radikal’e geri döndü. iyi ki. aktüel okunmuyordu radikal iyiydi. umarım yine radikale döner. hep radikalde kalır.

on senedir yeni şiir kitabı yayımlamıyor adam akıllı, mağden. hoş, dikkatli gözler onun köşe yazılarındaki, romanlarındaki şiiri yakalamışlardır ama insan o “dünya işleri”ni ya da “mutfak kazaları”nı diyelim gördükten sonra mağden’den şiir biçiminde şiirler görmek istiyor. edebiyat dergilerinde de mesela görünse fena mı olur. bunca kötü şiirin, bunca şiir geçinen çok satan okunan kötü şiirin içinde yüzümüze sular çarpan şiirlerine yenilerini eklese. ben ve birkaç arkadaşım bekliyoruz. ben bekliyorum.