bildirgec.org

perihan mağden hakkında tüm yazılar

İki Genç Kız (2005)

queennothing | 02 December 2009 15:10

Perihan Mağden‘in “İki Genç Kızın Romanı” adlı romanından uyarlanan 2005 çıkışlı drama filmi “İki Genç Kız“ın yönetmenliğini Kutluğ Ataman üstlendi. Hülya Avşar, Vildan Atasever ve Feride Çetin‘in başrollerini paylaştıkları yapımda Yeşim Ceren Bozoğlu, Sezgi Mengi ve Savaş Akova gibi isimler yer alıyor.

Güzel, saf ve iyi niyetli bir kız olan Handan, çocuksu tavırları yüzünden koruma içgüdüsünü harekete geçiren, eğlenceli bir yapıya sahiptir. Annesi Leman ile yaşayan Handan, Leman’ın metreslik yaparak evi geçindirmesinden rahatsız olsa da, diyecek pek bir sözü yoktur.
Avustralya’da yaşayan babasının yanında yaşamak isteyen genç kız, renkli eğlence hayatının diğer yanında kendini yalnız ve mutsuz hissetmektedir.

orhan pamuk’un yeni kitabı

kahramancayirli | 18 November 2009 12:45

universitekulis.com adresinden alınmıştır.
universitekulis.com adresinden alınmıştır.

Ali ile Ramazan’ı beklemeye devam ediyorum tabii müzmin bir Perihan Mağden okuru olarak. Peşinden de Kutluğ Ataman filmini çekse. Mağden’in kitaplarını ancak Ataman çekerse güzel olur. Bence.

analienearthling.files.wordpress adresinden alınmıştır.
analienearthling.files.wordpress adresinden alınmıştır.

Orhan Pamuk’un yeni kitabı çıkıyor bir ya da iki ay içinde. Pamuk’un Harvard Üniversitesi’nde verdiği dersleri okuyacağız bu kez. Ünlü yazar, kitabının ismini “Anlatırken: Hayat, Sokaklar, Edebiyat” olarak düşünüyor. Pek okunacağını tahmin etmiyorum bu kitabın. Yani elbette satacak görece yüklü bir miktarda ama Kar, Benim Adım Kırmızı vb. romanları gibi çok satan bir kitap olacağını tahmin etmiyorum.
Kitapçıya girdiğinizde büyük bir yazarın kitabıyla birlikte muhakkak genç bir yazarın ya da ismini tanımadığınız bir yazarın da kitabını alın, okuyun.

kıl insanlar

kahramancayirli | 20 August 2009 10:52

adsoftheworld.com adresinden alınmıştır: Yine Dali...
adsoftheworld.com adresinden alınmıştır: Yine Dali…

Böyle adamlar var. Hiçbir şey yapmasınlar, en ufak bir hareket bile, nefes bile almasınlar, gene de uyuz oluyor insan. Kıl adamlar var böyle. Eminim sizin de etrafınızda vardır. Sabah vapurda bu tür insanlara nasıl yaklaşılması gerektiğini düşünüyordum. Onlar yokmuş gibi davranmaya çalışabilirsiniz. Ya da üstüne üstüne gidebilirsiniz.
Kıl kadınlar da var tabii.
Perihan Mağden bir yazısında söz ediyordu, hiç bozuk paraları olmayan insanlar oluyor,.. böyle binbir çeşit nevale (Perihan Mağden’i özlediğimin binyüzseksendokuzuncu belirtisi).
Hayat binbir çeşit insanla dolu, iş güç hayat gailesi derken herkesle arayı en azından ılık tutmakta fayda var. Böyle yazdığıma bakmayın hangi ortamda bulunsam en az % 70’iyle kavga etmiş oluyorum bir süre sonra. Küsmeye, kavga etmeye, hinlik çıkarmaya eğilimli bir bünyem var vesselam.
İnsanların birbirinin arkasından konuşup sonra yüzlerine gülmelerine tahammül edemiyorum. Herkes birbirinin ardından deliler gibi konuşuyor sonra yüz yüze gelince bambaşka. Ne var ne yok anlatıvermek istiyorum, bu tür teşebbüslerim sonucu her yerde kavga çıkıyor elbet. Kimse kötü laf duymak istemiyor, adınız dedikoducuya çıkabiliyor (oysa siz gerçeği söylemeye çalışıyorsunuz), liste uzuyor…
Yol ortasında yavaş yavaş yürüyen insanlar oluyor mesela (sağlık problemleri olanları tenzih ediyoruz), ne yapılmalı çözemedim, öneriniz varsa toplanalım bu büyük insanlık problemini her beraber çözelim isterim…

onyedi tablet

kahramancayirli | 03 June 2009 09:51

royksopp
royksopp
nehir erdoğan
nehir erdoğan

1.Aylin Aslım’ın ilk albümü gel-git (2000) gibi albüm gelmedi buralara. Durup durup dinliyorum. Öldürücü bir albüm. Sıkıntılı, gergin ve güzel. Ateş gibi, su gibi ve durgun. Güzel.
2.Para ne kadar iğrenç bir şey. Sevdiğim insanların para karşısında eğilip bükülmesi ne iğrenç. Aslında iğrenç olan para değil yahu, insan.
3.Şiir dergilerine, kokularına bayılıyorum. Tedavi olmam gerekir mi? Kitapçıya girince kendimi tutamıyorum, millet dergide ne yazıyor diye bakar, ben kokusuna.
4.Yeni bir şey yazmak, söylemek ne zor. Her şey söylenmiş zati. Ne zaman mükemmel bir cümle yazdığımı düşünsem, çok geçmiyor hemen okuduğum bir kitapta, bir yazıda aynı şeyin çoktan yazıldığını görüyorum. Kat ettiğim mesafe?
5.Aylin Aslım’ın yeni albümü çıkmak bilmedi. Müzik neredeysen çık dışarı.
6.Elimdeki kitapları sattıkça kendimi daha hafif hissediyorum. 3-5 de para geçiyor elime. Daha satılacak bir sürü kitap var.
7.Yağmur yağacaktı yağamadı bir türlü. Bulut sıcağı çok fena.
8.Nehir Erdoğan ve Ayşe Nil Şamlıoğlu’nun başrolünde oynadığı Meleğin Sırları’nı, Kadir İnanır ve Hümeyra’nın oynadığı Kırık Bir Aşk Hikayesi’nin yarısını izledim. Ömer Kavur’u tek geçelim. Senaryoda Selim İleri’nin de imzası var.
9.90larda 9da 9 diye bir albüm çıkmıştı. Bir klip çektiler o albümden: Fatih Erdemci – Ben Ölmeden Önce. O şarkıyı övebilecek söz yok.
10.Gökçe’nin yeni albümünde Düşün Yakamdan adında bir şarkı var, onu da durup düşünüp durup düşünüp yeniden dinliyorum. Ateş.
11.İzmir de birinci derece deprem bölgesi. İlin, zemini en kötü semtlerinden birinde oturuyorum. Ne güzel.
12.Veysi Erdoğan’ın yeni bir şiiri yayımlanmış Varlık’ın haziran sayısında. Alıp okumalı. Birhan Keskin şiirleri hakkındaki kitabını ne zaman ve hangi yayınevinden yayımlayacak acaba?
13.İnsan kitap okudukça mutsuz oluyor. Okumamak daha iyi olabilir. Mi?
14.Epeydir korku filmi izlemiyorum. Bir vesile falan çıksa.
15.Athena’nın Kayıp şarkısı, güzel. Hele klibi.
16.Sırf ünlü oldukları için gazetelerin köşelerini işgal edenlerden nefret ediyorum. Kamyonla da para kazanıyorlar. Onlardan çok daha nitelikli yazılar yazabilecek milyar insan var etrafta. Hepsi bir temizlense ortalıktan. Yıldırım Türker ve Perihan Mağden hariç.
17.Royksopp süper. Remind Me, eski bir şarkıları ama her vakit iyi geliyor.

perihan mağden’i özledim

kahramancayirli | 05 February 2009 13:37

perihan mağden yine gitti. roman yazmaya. kapandı evine. aslında bence küstü artık yazdığı yazıların köşesinde yayımlanabilmesi için ismet berkanla pazarlığa girişmekten. doğruları yazmaktan. gerçekleri göstermekten. yoruldu.
en son böyle gittiğinde -ki annesini kaybetmişti- “biz kimden kaçıyorduk” ile dönmüştü. kuru sıcak gereksiz ankara yazında okuyuvermiştim bir çırpıda. kısa kesik kesik bölümlerden oluşuyordu. bir kız ve annesi habire kaçıyorlardı. olay başka başka gözlerden de anlatılıyordu kitabın sonlarına doğru. daha bir güzelleşiyordu sanki. mağden, iyi bir sosyolog ve psikolog olduğu için eş-zamanlı anneler ve kızları, babalar ve oğulları üzerine çok güzel köşe yazıları da yazıyordu zaten. üstüne bir de böyle bir roman. oldu kapak.

Ergenekon fıkracıları

photonnn | 11 January 2009 11:19

http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&ArticleID=916309&Yazar=PERİHAN%20MAĞDEN&Date=10.01.2009&CategoryID=96