Ölsem kalsam şimdi,tak diye. Ansızın. İlk başta kimse fark etmese öldüğümü. Seslenseler adımı, gözlerim açık olduğundan, elimi her zamanki gibi çenemin altına yerleştirdiğimden dalmış sansalar beni. Hatta bu aralar çok dalgın rengi de solmuş deseler.Birden yanımdan o geçse, her zamanki kokumu almasa, bugün ne lavanta kolonyası ne de çiçek kokusu geliyor dese, dönse baksa bana. Uzun uzun baksa, uzun zamandır yapmadığı gibi ve dese ki rengi daha çok soldu bu aralar. Doktor kontrollerimi yaptırıp yaptırmadığımı merak etse ama sormaya çekinse. Araya çektiğim setlerden korksa. İlerlese ağır ağır bir yandan da bir koku arasa bulamasa .
Vazodaki çiçeklerin solduğunu, hiç çiçek eklemediğimi fark etse… O sırada sakar biri yaklaşsa masama, dirseği değse vazoya; vazo dönse dönse dönse, kırılmaya yüz tutan bardaklar misali düşse ama kırılmasa. Devrik vazoya baksa sakar kişi, yüzü tutmasa yerinde koymaya, benden beklese … içindeki sular şıp şıp damlasa yere.Anlam veremeseler ama bi şey de diyemeseler, diyemeyesiceler. Çekinseler sormaya. Sonra o bir daha geçse yanımda bu sefer daha yakından, lavanta kolonyasını duyabilmek için suçu kendine atmadan nezleyim ya ondan demeden, havayı koklasa.Yanıma yaklaşsa, iyice, gözlerimdeki derin cehennemi boşluğu görse, irkilse ve o boşluğa düştüğümü; öldüğümü fark etse. Kimseye fark ettirmemek istercesine yanıma gelse, arada bir çalan telefonum tam o anda çalsa, benim yerime cevap verse. Millet kim oluyorsun sen onun telefonuna bakıyorsun diye pis pis bakışlar atsa.pis herif deseler ona, lavanta kolonyasının sahibi onun yüzünden kokmuyor deseler, ama akıllarına öldüğüm gelmese, öleceğime bir ihtimal dahi veremeseler. Ve sonra o telefonu kapatıp beni kucağına alsa, şefkatli bir şekilde yanağıma boynuma öpücükler kondursa. Tenimin henüz o kadar da soğumadığını keşfetse. Elleri gözlerimi kapatmaya yeltenmese. Yeltenemese.
yorumlar
çok beğendim yazını galantus
Müthişşşş!!!
olmuş, afferim
teni gözleri ve kalbi hep aynı sıcaklığıyla kalsın. hep yaksın.yeltenemesin hiç*bir güç ruhunu soğutmaya.yeltenemesin lavanta çiçekleri bedenini kokutmaya.galanthus güzel kız.umut koksun. yaşama kana kana.
Tek kelimeyle mükemmel! Yüreğine sağlık.
hikaye görünce kendimi tutamadım, başka bir sitede yayımladığım hikayenin bağlantısını vereyim istedim, oraya da bekleriz..galanthus ben senden çok daha iyi hikayeler bekliyorum dergilerde, haberin olsun, bunlar kesmiyor..
kahraman tembellik yapmayı bir bıraksam belki bir şeyler çıkacak ortaya ama henüz o kıvama gelmedim ben anacım. yayınlamazlar onlar benim öykülerimi. bu da pek öykü gibi değil gerçi, bir sürü eksiği var vs vs.mavilikler, lavinya, ilmare teşekkür ederim.mansonuma gül şeklinde şekersiz kekler gönderdim vazo içinde. vazo detayını o dillendirmişti. puelle beraber atıştırsınlar, çikolata renginde olanlar puel için.ve aerc, ne diyeceğimi bilemedim. mahcup etmeyin beni.
ayrıca lavanta çiçeklerinin bedeni kokutması kötü bir şey mi yahu, ne güzel mis gibi.
ben bahçeye ektim nefis kokuyo bööle mor mor açıyo bi de
başlığı gördüğümde, “şimdi ölüm, kalım, sıkar bu beni.” diye düşündüm. sonra bir baktım, bir solukta bitmiş. eline sağlık galanthus.
ben bi de ıhlamur kokusunu seviyorum, o da var mı bahçede manson. hoş oluyor böyle sabahları.teşekkürler super hero.
o yok bi o yok işte
göndereyim mi sana ben, bulursam.ya da hazırda yeni dünya var onu göndereyim, gerçi nasıl göndericem onu da tam bilmiyorum
lan her yazdığım blok msn şeysine dönüyo kapattım çenemi ki ben
sen de çeneni kapatırsan en olacak ki bu hafifin hali.ayrıca puel gönderdiğim kekleri tıkınmakla meşgul sanırım, boğazında kalacak ve bu hızla giderse 5 günde 20kg diyeti bile onu eski günlerine geri getiremeyecek.
puel depresyonda ki, kırmızı rugan pabuçları eskimiş bi hafta küstü dünyaya
Bu yasta nedir bu huzun, gulmece yazsana biraz..
aynen, pbk’ya katiliyorum, niye ölüm kalım? siz ölmeyın, öyle yazılar yazın ki, adeta ölüler canlansın !
gülmece yazılarımı beğenmiyorum ki yeterince komik olmuyorlar bence. belki bir gün onları da yayınlarım.suiza sen zaten pbkya katılmasan eksik kalırdın
olmekten konusan insan olmeye yaklasir..En iyisi hayatin tek gercegini unutmak..
çağırma diyorsun yani, yalnız bu yazıyı ilk yazdığımda kendi öldüğümü düşünmüştüm de garip bir duyguydu bence.ama şu var ki ölümü düşününce yani bu gerçeği unutmayınca kendi kendime aman üzüldüğün şeylere bak gül coş eğlen talimatı verip aynen uyguluyorum. süper oluyor.
Olcez de ne olacak ki, herkes unutacak, yasamaya bakalim, bir tek Marilyn Monroe unutulmadi..
işte dünyevi şeyler için üzülmenin anlamı yok diyip veriyorum gazı kendime. tersine işliyor bazı şeyler bende.
Ben en cok parfum ve araba kullanamayacagima uzuluyorum, hepsi o..
hayat daha bi güzel oluyor, aldığım her nefesin kıymeti artıyor gibi
Pbk hayata bakış açımız bir çok noktada kesişmekte, hayata kafa tutabılen bir karaktersin, ne yaşamaktan ne ölmekten korkuyorsun
ben de onu düşünüyordum şimdi diyelim ki cennete gittik, orada da kitap okuyabilecek miyim mesela, belki cennette de araba kullanıp parfüm sürünebilirsin
Bir yazi yazmaliyim “Cennet kokulu kadinlar”Ben gercekten kormuyorum olmekten..
galanthus cennette kıtap okuyup ne yapacaksın doymadın mı kitaba:)
yok yahu doyamadım daha, vakit yetmiyor bana.eğer öbür dünya korkun yoksa neden korkacaksın ki sanki.
İyi-kötü cins ukalalıklardan sonra bu yazı iyidir..Başarısız çapkınlıklarını, şiirlerine öykülerine yansıtanlardan söz ediyorum…Yazıda karanlık bir can sıkıntısı hissettim..Sanki bir hastanın yakında öleceğini sezmesi gibi.Ama hüzünle dolu olsa bile, sonu aydınlık bir anlatım…
Basarisiz capkin da kim..
Yazın dünyası ile ilgili genel bir tanımlama..
kekten iyisi şamdak ayısı galanthus bebek, yazı da halahop tereyağlı ballı ekmek misali. uçsam kaçsam naz elmas olsam gibi birşey diyesim geldiydi başlığı görünce ahanda dedim. manson, vursana beni yavrum.
vurmicam ama bomboş kapalı bembeyaz bi odaya koyup 72 saat aralıksız sinan özenden öpsene beni dinletcem sanabkz. maçı kaçırmiim diye link veremiyom aç bi dinle
o derece yani, vursaydın keşke ki
hem döverim hem severim
cengiz kurtoğlu-okul yılları da aynı etkiyi yaratır şiddetlen tavsiye ederim
teşekkür ederim ivan.puelcim manson seni o beyaz odada naz elmasa çevireceğini dair söz verdi, aramızda kalsın. sevgisini böyle gösterecek. tabi önce kalıbı değiştirmek için seni biraz hırpalayacak. o kadar da olsun artık
Soru: Okul yılları ile Liselim benim, aynı şarkı mıydı, Eğer öyleyse, Gelin olmuş, gidiyorsun farklı mı..
bilemedim…ama serbest çağrışım işte , zihnimde nikah masası çalmaya başladı.
ben ne yapayım naz elmas olup galanthusum, reklama gönderme yapmıştım. hem sinan özen’den öpsene beni, üzerine naz elmasa çevirmek, manson bu kadar da acımasız değildir ki bence.
puelim bebekim, biliyorsun dünyayla bağlantımı kesmiş durumdayım böyle sosyal mesajları kimi göndermeleri anlayamıyorum çoğu zaman. cahilim ben cahill, böhüü.korkma, her şey çok güzel olacak.
Ölsem kalsam şimdi,tak diye. Ansızın. İlk başta kimse fark etmese öldüğümü… çok hoş olmuş ama keşke herkes fark etse yokluğumu çekinmeden sarılsa okşasa saçlarını keşke bunlar olmadan önce gelse yanındayken ölse kucağında başını omzuna koymuş hasret giderircesine…
şimdi düşünüyorum da, çok üstüme düşülüyor benim sanırım ondan dolayı kimsenin farkında olmadığı bir ölüm kurgulamışım.kendimi analiz etmeye çalışıyorum hadi hayırlısı
ne güzel yazmışsın Galanthus, ne güzel anlatmışsın.. benki nefes almayı bahane sayıp ağlayan insan.. çok beğendim yazını..