OSS denilen sınavla başlar bu uzun maraton. Aslında Sınavdan çıktıktan sonra beklentilerin belki de bambaşkadır. Çoğu öğrenci Üniversite için başka bir şehire gideceğini öğrendiği gün bunu ciddi bir olaymış gibi algılamaz. Gün gelir ki yaz tatili biter ve okuyacağın şehire gideceğin gün artık “bugün” dür.Hani çok sevdiğiniz bir yakınınız giderken insanın boğazı düğüm düğüm olurya, işte bunları o malum günde fazlasıyla yaşarsınız. Ne oluyo lan nereye gidiyorum tezahüratları arasında bir de bakmışsınız ki Otobüsten dışarıyı izliyorsunuz.“Yeni şehire” vardığınızda herşey size yabancı gelir başta.Nereden bilebilirsin ki 1 yıl sonra avucunun içi gibi olacak yerler şimdi seni ölesiye sıkıyor.Okuluna kaydını yaptırırsın şaşkın bakışlarla . Sen daha önce bu kadar sorumluluk almamıştın ki, o kadar belgenin içinde ne yapacağını bilmemenin şaşkınlığıyla geçer kayıt anı.Kayıt esnasında bir iki yeni arkadaş edinmek vazgeçilmezdir.İlerde doğacak sağlam arkadaşlıkların temeli de o anda atılır.Şehri izleye izleye yurdun yolu tutulur.Kalacağın yere yaklaştıkça “ulan ne işim var benim bu şehirde” diye söylenirsin kendi kendine.. Yurda girer oradan da bir şekilde odana geçersin. Muhtemelen oda arkadaşınla çok yavşak ve nezaketin üst sınırlarında bir selamlaşma olur. Eğer kafa dengin olduğunu hissettiysen zor kısmı yavaş yavaş geçtiğini düşünürsün. Sonunda ilk gece gelir çatar. Belkide ilk defa bu kadar ciddi bir şekilde ailenden uzakta uyuyacaksındır. O gecenin tarifi yapılmaz, zira boğazında ki düğüm artık bütün vücudundadır. İlk geceyi atlatırsan “Welcome the real world” testinin ilk aşamasını da başarıyla geçmiş olursun. Zaten sonrası bir nebze olsun daha basittir. ilk 1 ay eski arkadaşlarınla yoğun bir telefon trafiği geçer, her tatilde evine kaçmak için fırsat kollarsın. Zamanla alışırsın ama yurt hayatı ve ailenden uzak olmak artık bir haz vermeye bile başlar bünyede.Ne olursa olsun ilk günlerinin sıkıntısı aslında, ne kadar insanı zorlar gözükse de belki de hayata karşı yapılan ilk savaştır.Belki yazımı okuyan üniversiteye hazırlanan arkadaşlar vardır.Sırf bu duyguları yaşamak için bile başka şehire gidilir.Unutmayın “evinize özleminiz arttıkça o 4 duvarın gerçek kıymeti anlaşılır.”
Okumak ,çin Evinden Uzaklara Giden Öğrencinin Günlüğü
fReewave | 23 March 2008 19:50
aieleden uzakta aile aileden uzak kalmak anadolu anadolu üniversiteleri anadoluda üniversite okumak anne baba başka şehirde başka şehirde üniversite okumak bilgilendirme biyografi burs burslar devlet bursu devlet yurdu erciyes üniversitesi. günlük.diary hikaye kalacak yer kayseri komik yazı kyk lokal öğrenci öğrenci evi öğrenci evleri öğrenci hayatı öğrenci yurdu öğrenci yurtları öğrenci yurtlarında öss öss hayatı ösym sorumluluk talebe uncategorized univercity üniversite üniversitede yaşam university yabancı yabancılık hissetmek yalnızlık yaşam mücadelesi yatacak yer yatakhane yazı yeni şehir
yorumlar
Kayıt için gittiğimizde Ankara’yı hiç ama hiç sevmemiştim. İyice iskelete dönmüş açlıktan ölmek üzere olan bir kedi, sokakta ders çalışan küçük bir çocuk (bunun bilinen bir numara olduğunu sonradan öğrendim tabii), arabasında ağlayan bir kadın görmüştüm. Bu şehir ne kedileri doyurabiliyor, ne çocuklara bakabiliyor ne de kadınları mutlu edebiliyordu gözümde. Sonra geçti tabii…